İşte hendek işte deve…!
Yaşlı baba, “ölüm hak, miras helal” diyerek oğullarını yanına çağırır ve mallarını taksim eder.
Geriye paylaşılmayan 17 deve kalır.
Develerin yarısını büyük oğluna, üçte birini ortancaya, dokuzda birini küçük oğluna bırakır.
Çocuklar teşekkür eder.
Gün gelir, baba Hakk’ın rahmetine kavuşur, gayrimenkul ve menkulleri bölüşürler ama develeri bir türlü pay edemezler.
17, ne ikiye, ne üçe, ne de dokuza bölünür.
Kardeşlerden biri, “Develerden birini keselim” der.
Diğeri ise “Devenin ölüsü değil bize dirisi lazım” diye karşı çıkar.
Soluğu bilge dedenin yanında alırlar durumu anlatırlar.
Dede, “Benim devemi alın ve ona göre kardeşçe pay edin” der.
Sevinirler. 18 develeri olur.
18’i ikiye bölerler. 9’u büyüğün olur. Kalanı üçe bölerler, 6’sı ortancanın, ikisi küçüğün olur.
Bu kez 18. deve ortada kalır!
Yine bilgeye giderler. O da gülerek, “Madem sorunu çözdünüz, benim deveyi bana geri verin” der.
Bu hikaye de böyle biter.
En zor anlarda bile her zaman bir çıkış noktası vardır. Kaosun olduğu yerde bile fırsat tohumları, yeşermek için bekler.
Yeter ki soruna değil, çözüme odaklanın; çünkü sorunun olduğu yerde çözümleri de vardır.
İşte sandık işte seçim…!
Yukarıdaki hikayemizi bilmeyeniniz yoktur.
Şimdi gelelim günümüz hikayesine.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan he zora girdiğinde ne diyor bir göz atalım:
- "Türkiye'nin istikametini, ne medya, ne sosyal medya, ne sermaye, ne de terörize edilen sokaklar değil, sadece millet, sandık belirler".
-
- " Bu topraklara gönül vermiş, bu vatana gönül vermiş insanların samimiyetle arkamızda durduğu bir yürüyüşün mensuplarıyız. İnşallah sizin hayır dualarınız, o bedduaları, o saldırıları da sandığa gömecektir"
-
- "30 Mart'ta seçim var. Hesabı orada milletle yapsınlar. Hesabını sandık dışında görmek isteyenlere ne millet ne de biz müsaade etmeyiz, göz yummayız" .
-
- "Karar milletindir, hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğiz"
- "Ülkemizin istikrarını, huzurunu, emniyetini hedef alan birçok girişimi bertaraf ettik. İnanıyorum ki 30 Mart'ta bir kez daha kurulan kirli tezgahları yıkacağız. 30 Mart'ta faiz lobileri, savaş lobileri, baronlar, çeteler değil Allah'ın izniyle millet kazanacak millet. Türkiye üzerine, tekrar ediyorum, oynanan oyun benim Göreleli kardeşimin oylarıyla bozulacak. Tüm milletimin oylarıyla bozulacak. Ben inanıyorum ki oyunu verirken oyuna gelmeyecek benim kardeşim. Oyunu verirken oyuna gelme Görele. Oyunun verirken oyuna gelme Giresun. Oyunu verirken oyuna gelme Türkiye diyorum. Onun için 76 milyon bir olacağız, beraber olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız diyorum."
- ‘O beddualar sandığa gömülecek. Milletin tercihini özgürce kullandığı bir ortamda diktatörlük, zulüm sadır olmaz. Sandık demokrasinin namusudur, demokrasilerde hesap sorma makamıdır"
- "İftiracılara sandıkta hesap soracağız. Bu CHP'nin genel müdürü, daha hüküm verilmeden, herhangi birşey yapılmadan, kalkıp da masum insanlara hemen o müfteri sıfatıyla iftira atıyor. Çünkü bunların karakterinde bu var. İftira at. Tutmasa da iz bırakır."
Gürbüz Çapan sadece yarışmak istiyor!
Bütün bu sözlerin sahibi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ona itaat edenler sıra Esenyurt’a gelince neden susuyorlar?
Hani; yeter söz milletindi?
Hani; hesap sandıkta görülür dü?
Hani; demokrasinin namusu sandıktı?
Hani; demokrasilerde hesap sorma makamı sandıktı?
Durum böyleyken ve CHP Esenyurt Belediye Başkan Adayı Dr. Gürbüz Çapan sadece ve sadece yerel seçimlerde yarışmak isterken neden önü kesiliyor.
Neden bu faşizme müsaade ediliyor.
Önce 2009 sonra 2014.
Aynı senaryo yıllar geçse yüzbindefa seçim olsa yine tekrarlanacak!
Peki bu yapılan hangi vicdana sığar, hangi demokraside var, hangi yeryüzü ülkesinde bu yapılanın bir benzeri var?
Oysa durum çok basit!
Halka güvenen ve inanlar çıkarlar demokratik haklarını kullanırlar ve seçimde yarışarak boylarının ölçüsünü alırlar!
Belki 2004’te olduğu gibi yine seçimlerden Dr. Gürbüz Çapan yenik çıkar, belli olmaz!
Kadoğlu’ndan açıklama gelmeli!
AK Parti Esenyurt Belediye Başkan adayı ve mevcut başkan Necmi Kadıoğlu’nun Çapan’ın adaylığından önce ‘Ben onun yerinde olsam aday olmazdım’ yönünde açıklaması var ortada.
Kadıoğlu gerçekten böyle bir açıklama yaptı mı?
Yaptıysa ne demek istedi.
Mutlaka bir açıklama yapması gerekir.
Aksi halde Dr. Gürbüz Çapan’ın başına gelenlerden Kadıoğlu’nun da sorumlu tutulması son derece doğaldır.
Belli ki birileri Çapan’ın önünü kesecek planlar kurmuş ve belli ki bu planlar konuşulmuş.
Ben Kadıoğlu yüzde yüz bunu demek istemiyorum.
O zaman çıkar konuşursun ben şunu değil bunu demek istedim dersin ve SEÇİM DÜŞMANI diye anılmazsın.
Oysa Ardahanlılar gecesinde selamlaşarak örnek bir tablo oluşturmuştunuz!
Oysa Dr. Gürbüz Çapan 2013 yazında sizi ziyarete gelerek önemli bir adım atmıştı.
Oysa aynı centilmenlik sizden de beklenmişti!
Çapan kesin aday!
Yargıtay tarafından 5 yıl hapis cezasına çarptırılan, CHP Esenyurt Belediye Başkan Adayı Dr. Gürbüz Çapan’ın adaylık durumu ile ilgili, net haberi verelim, Gürbüz Çapan’ın bu karardan dolayı cezaevine girmesi söz konusu değil.
Sadece hukuksal olarak adaylığına bir engel olup olmadığı araştırılıyor.
Bu Pazar (9 Şubat 2014) günü Esenyurt Meydanı yine Çapan Gönüllüleri’nin eylemine şahit olacak.
Önce aday adaylık sürecinde yaklaşık 20 bin Esenyurt’lu eylem yaparak; Dr. Gürbüz Çapan’ın adaylığını destekledi.
Şimdi de bu sayıdan daha kalabalık bir topluluk ile Çapan’ın adaylık yolunun kapanmasına tepki gösterilerek Ankara’ya mesajlar verilmesi amaçlanıyor.
Kısaca adaylar YSK’ya verilene kadar hukuki yollar denenecek ve CHP Esenyurt’ta Dr. Gürbüz Çapan’ın adaylığında seçimlere girmesine çalışılacaktır.
Olmadı en kötü ihtimal ile herkesin olduğu gibi Dr. Gürbüz Çapan’ın da bir B planı vardır ve bu plan devreye girerek yine CHP Esenyurt’ta Dr. Gürbüz Çapan’ın adaylığında seçimlere
girilecektir.
Erol’a formül araştırılıyor!
AK Parti Büyükçekmece Belediye Başkan aday adaylarından Recep Erol henüz ümidini yitirmemiş olacak ki yine Ankara yollarını aşındırmaya devam ediyor.
Bilindiği gibi AK Parti Büyükçekmece’de adaylığı Av. Celal Babayiğit’e verince Recep Erol taraftarları partinin SKM bürosuna doğru yürüyerek E5’i trafiğe kapattı ve tepkilerini ortaya koydular.
Buna benzer tepkiler bir süre devam etti.
Recep Erol’a Milliyetçi Hareket Partisi’nden adaylık teklifinde bulunuldu.
Hatta Erol da bir süre bu teklifi değerlendirdi.
Hemen hayır demedi.
Teklif dillendirildi.
Ve Ak Parti’nin bölgemiz bazı akil adamları devreye girdi duruma el koydu.
Başta aslen Kırklareli’li olan Ak Parti İstanbul 2. Bölge Milletvekili Hüseyin Bürge olmak üzere, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun da aralarında bulunduğu hatırı sayılır partililer Recep Erol’a ‘otur oturduğun yerde’ önerisinde bulundular.
Recep Erol ise bir taraftan partisinin kendisine haksızlık yaptığını düşünürken diğer taraftan da bazı partili dostların nesi hatlarını dinlemeyi yeyledi.
Şimdilerde, başta Ak Parti İstanbul 2. Bölge Milletvekili Hüseyin Bürge olmak üzere, Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun da aralarında bulunduğu hatırı sayılır bu kişiler Recep Erol’un gönlünü almak için formül arayışındalar.
Erol’a, Esenyurt Belediye Başkan Yardımcılığı’ndan tutun da, Büyükçekmece Belediye Başkan Yardımcılığı, Büyükşehir belediyesinde birim müdürlüğü, il yöneticiliği v.s gibi teklifler gündemde.
Recep Erol ne yapar ne eder şimdilik kestirmek güç.
Ama benim tanıdığım Erol biraz düşünür taşınır, ilk günlerdeki kızgınlığı geçince yine AK Parti’den yana kararını vererek yoluna devam eder.
MHP çok zor!
MHP’li dostlar bağışlasınlar ama hemen hemen her seçimde şu partiden bu partiden transfer ederek seçimlere girmeyi yanlış bulduğum için Recep Erol’un da MHP’den aday olmasının siyasi etik olarak doğru bir davranış olmadığını düşünmekteyim.
Mutlaka bir yerden başlanmalı diyerek MHP’li siyaset adamları kendi içlerinden aday çıkartarak yarışa girmeleri durumunda daha uzun soluklu ve daha başarılı bir politika yapacaklarını düşünüyorum.