CHP Parti Okulu eğitmenlerinden Sinan Ercan, CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Aday Adayı oldu. Ön seçim yapılacak olmasının aday adaylığı kararında etken olduğunu söyleyen Ercan, “Genel Başkanımızın ön seçim kararı alması beni gerçekten çok heyecanlandırdı. Örgüt içinde tanınır, bilinir olmak, örgütün içinden gelmek, mahallenin tozunu yutmuş olmak beni kamçıladı” diye konuştu. 7 Haziran'daki seçimde AK Parti'nin oy kaybedeceğini iddia eden Ercan, “Cumhurbaşkanı'nın da parti başkanı gibi hareket etmesinin sebebi de bu. Partinin oy kaybettiğini, eridiğini, kendisinden sonra bir düşüşün yaşandığını gördüğü için partiyi bir türlü bırakmıyor. Her gittiği yerde parti başkanı gibi mitingler yapmasının ve 400 milletvekili istemesinin sebebi de bu. O yüzden de ben AKP'nin oy kaybedeceğini ve çözülme yaşayacağını düşünüyorum. Yeni dünyada artık bizim partimiz değişim gösterdiği için insanlar da CHP'ye teveccüh gösteriyor, halk bize inanıyor. Biz de partililer olarak başaracağımıza inanıyoruz. 8 Haziran sabahı bunun gerçekleştiğini göreceğiz” ifadesini kullandı.
Milletvekilliği siyasetin farklı bir mevkisidir. Siz neden vekil olmak istiyorsunuz?
Gerek sosyal gerekse partide bir tecrübe birikim kazandım. Genel Başkanımızın gençlerin de artık bu süreçte olması gerektiğini söyleyince; elimi taşın altına koymam gerektiğini düşünerek milletvekili aday adayı oldum.
Ön seçim yapılacak olması kararınızı etkiledi mi?
Kısa bir süreçte milletvekili aday adayı olmamın en büyük nedeni ya da en büyük etkeni alınan ön seçim kararı. Çünkü parti okulundayken birçok ilçede eğitimenlik yaptım, çok sayıda sosyal projeler yaptık, sokağa indik, insanların kanayan yaralarına pansuman olmaya çalıştık. Ciddi projeler yaptık. Bunlar Genel Merkez tarafından beğenildi. Sonuçta örgütçülüğün ve partililiğin ne demek olduğunu öğrendik. Genel Başkanımızın ön seçim kararı alması beni gerçekten çok heyecanlandırdı. Örgüt içinde tanınır, bilinir olmak, örgütün içinden gelmek, mahallenin tozunu yutmuş olmak beni kamçıladı. Tabi ki ön seçimin de eksikleri olabilir. Ama en kötü ön seçim en iyi merkez atamasından daha iyidir diye düşünerek; kendi örgütüme ve 13 ilçenin örgütüne güvenerek aday adaylığına karar verdim. Biz örgüt bu ön seçimden başarılı bir biçimde çıkarsak; ön seçimsiz bir seçim yapılacağını sanmıyorum.
Parti okulu sinerji yarattı
Parti okulunda görev almak da sanırım tanınırlığınızı artırdı...
Tabi ki, tüm örgüt üyelerimizle parti okulu içerisinde bir sinerji yaratmıştık. Birbirimizden çok şeyler öğrendik. Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyaset yapmak bir erdemliliktir. Erdemliliğin ilk şartı da partide görev almak, ilerlemek isteyen insanların yanında yer almak. Ben de bu düşünceyle yola çıktım. Vekil olurum olmam ona bakmadan CHP'nin iktidar olması için mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Hangi isim adaylaşırsa onunla çalışmaya devam edeceğiz. Ben bu partinin bir neferiyim. Nasıl Cumhurbaşkanlığı seçiminde çalıştıysam, nasıl yerel seçimlerde çalıştıysam bu seçimde de aynen çalışmaya devam edeceğim. Partimizin bayrağını iktidara taşımak, en büyük hedefimiz bu.
Ön seçimle ilgili bazı aday adaylarının hemşehricilik ya da bölgecilik yapılır şeklinde endişesi var. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben böyle bir şey olacağına inanmıyorum. CHP'ye herkes hizmet etmek istiyor, herkes mücadele etmek istiyor, herkes taşın altına elini koymak istiyor. Ben üyelerimizin çok sağlıklı bir seçim yapacağına inanıyorum. Tüm üyeler en az 13 aday adayını seçecek. Aday adayları tüm ilçeleri gezerek kendini tanıtıyor. Üyelerin sağlıklı bir karar vereceğine ve ön seçim fırsatını çok iyi değerlendireceğine yürekten inanıyorum. Hiçbir üyemizin hemşehricilik ya da bölgecilik yapacağına inanmıyorum. Çünkü bu seçimin hem CHP hem de ülke için önemli olduğunu onlar da biliyor.
AKP ciddi oy kaybı yaşayacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin 400 milletvekili kazanıp başkanlık sistemini getirmek gibi bir hedefi var. Öte tarafta HDP'nin parti olarak seçime girme kararı var. Bunun yanında da CHP'de ön seçimin getirdiği bir hareketlilik var. Bütün bunlar sizce seçimi nasıl etkileyecek?
Ben ön seçimin partimize büyük bir hareketlilik kazandırdığını, sinerji getirdiğini görüyorum ve bunun 7 Haziran'da oya dönüşeceğine inanıyorum. Yüzde 30 bandını geçeceğimizi düşünüyorum. Büyük ihtimalle HDP de barajı aşacak. Özellikle AKP'den oy alacak. Güneydoğu'da HDP'nin AKP'den daha fazla oy alacağını; tüm Türkiye'de AKP'nin de ciddi oy kaybı yaşayacağını öngörüyorum. Ben çok partinin Meclis'e olmasını, renkliliklerin, farklılıkların orada yansımasından yanayım.
AK Parti'nin 12 yıllık icraatlarını ve son durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
AKP özellikle ekonomisinin iyi olduğunu söylüyor. Ama durum iyiye gitseydi Dolar 3 liraya kadar dayanmazdı. Belki onların kendi çevrelerinde ekonomi iyi gözükebilir, çünkü büyük bir ranta sahipler, bütün sektörleri ele geçirmeye çalışıyorlar ve kendi içlerinde alışveriş yapıyorlar. Onların baktığı pencereden belki güzel gözükebilir ama halkın penceresinden hiç de öyle gözükmüyor. Perakende sektöründe özellikle yüzde 30 bir düşüş olduğunu gözlüyoruz. Hepimizin işlerine bu yansıyor. Böyle devam ederse çok daha kötü sonuçların bizi beklediğini söyleyebilirim.
Öte yandan her tarafımız yangın yeri. Ortadoğu vahşeti yaşıyor, boğazı kesilen insanlar var. 8 yaşındaki çocuklar binaların tepesinden atılıyor. Akıldışı inanılmaz bir gidişat var. Bu koşulları hazırlayan ve yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olan yanlış dış politikalar var. Türkiye'de 800 milyar dolara yaklaşan bir cari açık var. İşsizlik oranları almış başını gidiyor. Betona dayalı büyüme miadını doldurdu. Bugün 1 milyon konut arzından bahsediliyor.
İnsanlar artık tepkisini gösteriyor
Her seçim öncesinde AK Parti'nin oyunun düştüğü söylenir, ancak seçim sonuçları bunun tam tersi çıkar. Bu tecrübeler varken bu seçimde AK Parti'nin oy kaybı yaşayacağını düşünerek umutlu olmak doğru mu?
Tabi tabi... Umutlu olmamızın en büyük nedenlerinden biri Cumhurbaşkanı'nın partiye sahip çıkması. Bu yüzden de AKP'nin eridiğini hepimiz görüyoruz. Cumhurbaşkanı'nın da parti başkanı gibi hareket etmesinin sebebi de bu. Partinin oy kaybettiğini, eridiğini, kendisinden sonra bir düşüşün yaşandığını gördüğü için partiyi bir türlü bırakmıyor. Her gittiği yerde parti başkanı gibi mitingler yapmasının ve 400 milletvekili istemesinin sebebi de bu. O yüzden de ben AKP'nin oy kaybedeceğini ve çözülme yaşayacağını düşünüyorum. Halk da artık AKP'nin gerçek yüzünün farkında, sosyal yardım alanlar dahi farkında. AKP'nin içerisinde çok değerli seçmenler var, arkadaşlarımız var. Gelinen şu noktada artık o insanlar da işsizlikten, yoksulluktan, kadın cinayetlerinden, iş güvenliğinin olmamasından şikayetçi ve bir arayış içinde. Güçlü, örgütlü; ekonomide, dış politikada, eğitimde, sağlıkta, insan haklarında, Kürt sorununda yeni şeyler söyleyebilen bir parti arıyor. Burada da yeni şeyler söylemek isteyen bir CHP var. Dolayısıyla bizim de halkımıza ekonomiyi, dış politikayı, iç politikayı, yapılan yanlışları düzgün biçimde anlatmamız gerekiyor.
Ama bütün bunlar diğer seçimlerde de üç aşağı beş yukarı söyleyenen şeylerdi...
Bu kadar değildi, artık her şey açığa çıktı. İnsanlar artık Türkiye'nin Ortadoğu bataklığına sokulmak istendiğini, IŞİD'in ne kadar tehlikeli olduğunu, işsizliğin ne kadar arttığını, ekonomik durumun kötüye gittiğini, yolsuzlukların ayyuka çıktığını, güvenlik hissinin yok olduğunu, herkesin mutsuz olduğunu görüyor. Çocuklarını bile sokağa çıkaramıyor insanlar, bakkala gönderemiyor. Ve AKP'nin en çok yapmak istediği şey Cumhuriyet'i baltalamak. Dini kullanarak yalan söylüyorlar. İnsanlar bunun da farkında ve tepki gösteriyorlar. Esnaflık yaptığım için, sokağın içinden geldiğim için bunların tepkilerin hepsini çok rahatlıkla görüyoruz. Evet, katılıyorum eskiden bunlar yoktu. Ama artık insanlar tıkandı. Bir arayış içinde ve o arayışa cevap verebilecek tek parti de Cumhuriyet Halk Partisi. Çünkü eski bir parti, kitle partisi, içinde değerli insanlar var. Yeni dünyada artık bizim partimiz değişim gösterdiği için insanlar da CHP'ye teveccüh gösteriyor, halk bize inanıyor. Biz de partililer olarak başaracağımıza inanıyoruz. 8 Haziran sabahı bunun gerçekleştiğini göreceğiz.
İstanbul'un sorunlarını taşıyacağız
Seçilirseniz İstanbul Milletvekili olacaksınız. Size göre İstanbul'un öncelikli sorunları neler?
İstanbul'da çözülecek birçok problem var. Ama esas çözüm göçü önlemek. Bugün üçüncü köprü yapılıyor, ama göç böyle devam ettiği sürece dördüncüyü de, beşinciyi de yapsanız yetmez. Bunun içinde sanayinin, yatırımların tüm ülkede eşit dağıtılması gerekiyor. Kentsel dönüşüm adı altında İstanbul'un kültürünü yok ettiler. Eğer bu yatırımlar yayılmazsa burası cehenneme döner. Bununla ilgili öncelikle yerel yönetimlere iktidar olmak lazım. Milletvekili olursam gelip trafik sorununu çözeceğim desem yanlış olur. Ama biz milletvekili olarak İstanbul'un bütçesine ekler koydurabiliriz. Eğitimle ilgili, sağlıkla ilgili, çevre ile ilgili, ulaşımla ilgili daha fazla bütçe ayrılmasını sağlayabiliriz. Bununla ilgili önergeler verip, mücadele edebiliriz.
CHP 14 belediyeye sahip ama nüfusu fazla olan ilçelerde yok. O ilçelerde CHP'nin etkin olması için mevcut belediyeler çalışmalar yapamaz mı? Mesela bir Bakırköy Belediyesi Bağcılar'da da çeşitli çalışmalar yapamaz mı?
Murat Karayalçın'ın il başkanı olmasıyla bu konularda çeşitli çalışmaların da startı verildi. Genel seçimlerin ardından yerel seçimlerde de oyumuzu arttırıp daha çok ilçe belediyesiyle beraber İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni kazanmamızla birlikte bu sorunların hepsi teker teker çözülecektir.
Kılıçdaroğlu'nun çağrısı çok önemli
Sinan Ercan, “Kılıçdaroğlu, ön seçimlerde 'yeni isimlere, gençlere ve kadınlara öncelik tanınması' ile ilgili bir çağrısı oldu. Siz bu çağrıya nasıl bakıyorsunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı, “Çok doğru buluyorum. Benim zaten aday adayı olmamdaki etmenlerden birincisi ön seçim, ikincisi ise gençlere ve kadınlara daha çok önem verilmesi. Üyelerimiz de buna göre karar verir ve homojen bir liste ortaya çıkar. Örgütümüz bu konuda hakikaten sağduyulu. Ülkenin ve geleceğinin ne durumda olduğunu biliyorlar. Ona göre seçim yapacaklarına; eksik kalan yönleri de Genel Başkanımız doğru bir biçimde tamamlayacağına inanıyorum. Ben Genel Başkan'ın cebinde herhangi bir kontentaj listesi olduğuna inanmıyorum. Başvuru listesi elbette bellidir. Ama bizden çıkacak sonuca göre kontenjanları şekillendireceğini düşünüyorum. Ben Genel Başkanımızın yüreğine ve sözlerine yürekten inanıyorum.”
4 yıldır eğitmenlik yapıyor
1972 Adıyaman Besni doğumluyum. 2 aylıkken öğretmen olan babamın tayini İstanbul'a çıkanca buraya taşındık. Doğma olmasa da büyüme İstanbulluyum. Yıldız Teknik Üniversitesi Enerji ve Otomotiv Bölümü'nü bitirdim. Makine Mühendisiyim. Yıllarca emek mücadelesinin içinde oldum. Babamla birlikte ayakkabı sektöründe çalıştım. Okulu ve işi birlikte yürüttüm. Çünkü babam her zaman mesleğimizle birlikte kolumuzda bir altın bilezik daha olmasını tavsiye ederdi. 15 yıldır Bahçeşehir'de yaşıyorum. Siyasete de Bahçeşehir'de başladım. Son 5 yıldır CHP Başakşehir Örgütü'nde mahalle başkan yardımcılığı yaptım. 4 yıldır da parti okulunda eğitmenlik yapıyorum. Aynı zamanda SODEV, Besni Eğitim Vakfı, Başakşehir Adıyamanlılar Derneği üyesiyim. Evliyim, 1 çocuğum var. İkinci çocuğum ise bir ay sonra doğacak.
KELİME OYUNU
Aile: Canım
Çocuk: Parçam
Siyaset: Yaşam biçimim
İstanbul: Yaşadığımız şehir
Türkiye: Vatanımız
Geçmiş: Geleceğin aynası
Bugün: Yarından önceki gün
Gelecek: Yaşanmalı
Renk: Kırmızı
Muhalefet: Her zaman olmalı
İktidar: CHP
CHP: İktidar
AK Parti: Bitiş
KAYNAK: GAZETE İSTANBUL