Aleviler bu kez çok kararlı!

Garip Dede Türbesi Koruma Onarma ve Yaşatma Derneği Başkanı Celal Fırat, cemevleri ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 'ibadethane olduğu için su ve elektrik parası ödemez' kararını sonuçları her ne olursa olsun tüm Türkiye'de uygulamaya kararlı oldukl

Bugüne kadar ortak bir platformda buluşamayan Aleviler için geçtiğimiz hafta önemli bir adım atıldı. Üç büyük Alevi Federasyonu temsilcileri bir sekreterya kurarak ortak isteklerini hep birlikte deklare etme kararı aldı. Haklarını alma konusunda kararlı olduklarını 8 Şubat'ta düzenlenecek bir mitingle dile getirecek olan Aleviler, ilk olarak da cemevlerinin elektrik ve su parasını ödememe kararı aldı. Aleviler için önemli noktalardan biri olan Garip Dede Türbesi Başkanı Celal Fırat, bugünkü röportaj sayfamızın konuğu oldu. Geçtiğimiz hafta düzenlenen genel kurul ile Garip Dede Türbesi Koruma Onarma ve Yaşatma Derneği Başkanlığı'na seçilen Celal Fırat ile Alevilerin sorunlarını, isteklerini ve bundan sonra neler yapılacağını konuştuk. Alevilerin sadece vatandaş olma hakkını istediğini söyleyen Fırat, özellikle elektrik ve su parasını ödememe konusunda kararlı olduklarını ifade etti. AK Parti hükümetinin 'kendi Alevisi'ni yaratma çabasında olduğunu da iddia eden Fırat bunun için 156 tane paravan dernek kurulduğunu da söyledi.

 

Bu zamana kadar Alevilerle ilgili 'bir araya gelemiyorlar' diye bir eleştiri yapılırdı. Geçtiğimiz hafta Ankara'da tüm federasyonların katıldığı bir toplantı düzenlendi ve tek ses olacağız diye bir karar alındı. Bu Aleviler açısından bir milad olarak kabul edebilir miyiz?

Türkiye'de Alevi derneklerinin oluşturduğu üç tane federasyon var. Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu ve Alevi Dernekler Federasyonu... Alevi Bektaşi Federasyonu; Pir Sultan Dernekleri, Hacı Bektaş Dernekleri ve diğer dernekleri temsil ediyor. Alevi Dernekler Federasyonu'nun içinde Garip Dede, Karacaahmet, Şahkulu, Erikli Baba gibi köklü dergahların ve cemevleri bulunuyor. Alevi Vakıflar Federasyonu'nda ise Cem Vakfı ve bağlı olduğu kurumlar bulunuyor. Bunların hepsi birlik sektertaryası oluşturdular. Kurum başkanlarımız ciddi bir çalışmanın içine girdiler. Bir araya gelmez denilen dernekler bir araya geldi. Gelmemek gibi bir durumuz da yok. Çok büyük bir bahçe düşünün, o bahçenin içinde çok farklı, renkli çiçekler bulunur. Ama hepsi birlikte o bahçenin güzelliğine güzellik katar. Biz de bu düşüncedeyiz, her birimiz kendi motifimiz içinde bir rengiz. Bu filiz daha da büyüyücektir. Biz daha yeni yeni bir araya gelip konuşuyoruz. En köklü örgütümüz bile 20 – 25 yıllık. Hepimiz 25 yaşında delikanlıyız diyelim. Kol kola girip, sorunlarımızın çözümü için mücadele edeceğiz.

 

Birçok federasyon, dernek var, hepsinin de istekleri aynı üstelik...

Evet dediğiniz gibi. Bizim problemlerimiz ve isteklerimiz tek. Ne diyoruz, mesela cemevleri yasal ibadethane statüsüne kavuşsun. Bunu Alevi Bektaşi Federasyonu da, Garip Dede Dergahı da, Cem Vakfı da aynı şeyi söylüyor. Bunun dışında zorunlu din dersi kaldırılsın diyoruz, bunu da bütün kurumlarımız aynı şekilde deklare ediyor. Laik, demokratik bir ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı olmaz, lağvedilsin sözünü bütün kurumlarımız söylüyor. Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Gezi cinayetleri aydınlatılsın isteği tüm kurumların ortak isteği.

 

Özeleştiri de yapacağız

 

Birbirinizin eleştirdiğiniz düşünceleri ya da farklı düşündüğünüz konular yok mu?

Mesela Cem Vakfı'nın 'cami – cemevi' projesini hepimiz ciddi şekilde eleştirdik. Buna ben de dahilim. Halen de eleştiriyoruz. Fakat bu biz bir araya gelip, sorunlarımızı, sıkıntılarımızı konuşamayacağız demek değildir. Özeleştiri vermek gibi bir sorumluluğumuz var. Evet özeleştiri yapacağız. İnancımız da şunu buyurur, bir eksiklik noksan varsa dara çekeceksin. Hepimizin eksikleri vardır.

 

Bu sekretarya Ankara'da siyasilerle görüşmeler yaptı. Bunun dışında ne gibi eylemler yapılacak?

Şu an birlik beraberlik 8 Şubat'ta Maltepe'de düzenlenecek büyük bir mitingle taçlandırılacak. Bunun da çalışmaları yoğun bir biçimde devam ediyor. Bunun dışında özellikle ilkokullarda zorunlu din dersine karşı, bunun kaldırılması talebiyle okul boykotu eylemlerimiz olacak. Buna üniversiteler düzeyinde de yaymayı düşünüyoruz. Bütün federasyonlarımızın yaptığı güzel bir çalışma daha var. sekretarya olarak 'elektrik ve su paralarını' ödemeyelim kararı aldık. Şu an tüm cemevleri bu faturaları ödemiyor. Bununla ilgili Enerji ve Maliye Bakanlığı'na dilekçeler gönderdik. Gelen cevapta 'Bizimle ilgisi yok, başbakanlığa gönderin' deniyor. Ama biz kesinlikle bu paraları ödemeyeceğiz. Kesmeye gelenlere de izin vermeyeceğiz.

 

Vatandaşlık hakkımızı istiyoruz

 

Ne yapacaksınız peki?

Geçenlerde bu konuyla ilgili NTV'den aradılar, kesmeye gelirlerse ne yapacaksınız diye sordular. 'Müsaade etmeyeceğiz, gerekirse en sonunda döveriz' dedim. Onlar da Alevi desturunun içinde 'dövmek' gibi bir ibare var mı diye sordu. Yok ama yeter arkadaşım. Ben bu ülkenin vatandaşıysam, askerlik vazifemi yerine getiriyorsam, vergimi veriyorsam yani vatandaşlık görevlerimi yerime getiriyorsam; devletin de benim vatandaşlık hakkımı verme zorunluluğu var. Nasıl benim vatanımda vatandaşlık görevlerini yerine getirmek en doğalıysa, devletten bunun karşılığını beklemek de benim doğal hakkım.

 

Bu oluşum sadece Aleviler'in sorunlarıyla mı ilgilenecek?

Türkiye'de sadece Alevilerin sorunları yok. Eşit yurttaşlık hakkı ile ilgili sıkıntılar çok büyük. Kürtler, Romanlar, Ermenilerin yani birçok kesimin sorunları var. Bu sorunlarında çözülmesi için ortak platformlarda bizler de olacağız. Bundan sonra çok yoğun bir çalışma sürecimiz başlıyor. Aynı zamanda sadece Türkiye değil Avrupa'da da örgütüyüz. Buralarda da etkin bir çalışma içindeyiz. Biz burada bir yumruk olduğumuzda orada da başarılı olacağız.

 

156 paravan dernek kuruldu

 

Bu birliktelikte bu zamana kadar gelen hükümetlerin özellikle AK Parti hükümetinin Alevi sorunlarına duyarsız kalması etkili oldu mu?

Bu şekilde söylenebilir tabi ki ama esasında bizi bu zamana kadar bir araya getirtmediler. Yeni yeni bir araya gelip konuşmaya başladık. Sorunlarımız katlanarak büyüdükçe kendimizi bir araya gelme zorunluluğu hissettik. AKP hükümeti döneminde hiçbir problem çözülmedi ama AKP'den önce de sorunlarımız vardı. Ama AKP döneminde Emevi Sünni anlayışın kökleşmesi, Sünni İslam anlayışını yaygın kılmak istemesi, ülkeyi adeta bir imam hatip boyasıyla boyama gibi bir sevda içinde olması belki bu süreci hızlandırdı. AKP, Alevi çalıştayları yaptı ama çözüm adına hiçbir adım atmadı. Bunun aksine kendi Alevisini yaratma çabası içinde oldu. Bu amaçla 156 tane paravan dernek oluşturuldu. Ama bu Aleviler üzerinde tutmadı. Özellikle son 30 senede Alevi örgütlülüğü çok yol kat etti. Tabi Alevi vatandaşlarımızın da burada örgütlerine sahip çıkma gibi bir zorunluluğu var ve çıkıyorlar da. 8 Şubat'ta inanıyorum ki yüzbinlerce insan haklarını gür bir sesle savunacaktır. Hazreti Muhammed'in güzel bir söze var; haksızlığa sesini çıkarmıyorsan dilsiz şeytansın, diyor. Hazreti Ali de 'Haksızlığa boyun eğersen hakkınla beraber onurunu, şerefini de kaybedersin' diyor. Biz bu destura göre hareket ediyoruz. Bunu da sonuna kadar götüreceğiz.

 

Haziran ayında genel seçimler var. Sizce Aleviler'in buradaki duruşu nasıl olacak? Adaya göre mi yoksa partiye göre mi hareket edecekler?

Alevi hareketinin sorunlarının çözüm bulacağı yegane yerin siyaset kurumu olduğunu biliyoruz. Her kademede sesli bir biçimde ifade etmeye çalışıyoruz. Sorunlarımızı Meclis'e taşıyacak insanlarla bu mücadelenin yürüyeceğine can-ı gönülden inanıyoruz. Alevilerin yüzde 80 – 90 gibi bir kesimi CHP'ye oy veriyor. Son dönemde HDP'de özellikle gençler arasında oy alıyor. Tabi biz hiç kimsenin arka bahçesi değiliz. Alevi toplumu siyasi partilerle gerek sorunların çözümü gerekse kendisinin temsil edilmesi noktasında oturup konuşacaktır. Bizim davamıza, sorunlarımıza sahip çıkan CHP'yse isteklerimize seçim bildirgesinde yer vermeli. Belediyeleri bölgelerinde bulunan cemevleri ile ilgili kararlar almalı. Ki Maltepe, Aydın gibi belediyelerde oldu. Dün görüştüğümüz Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu bir talimatla bütün belediyelerinde bunun kararını aldıracağını ifade etti. Bu gerçekten çok olumlu bir tavır. Biz kesinlikle adaya göre oy vereceğiz. Artık bizi korkutamayacklar ya da 'buraya vereceksin' diye şartlandıramayacaklar. Adaya istinaden oyumuzu kullanacağımızı her platformda söylüyoruz.

 

Oylarımız satılık değil

 

Peki AK Parti'nin seçime yakın örneğin cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi gibi  yapacağı bir atak oyların yönünü değiştirir mi?

Alevi toplumu ahde vefaya önem veren bir toplumdur. Bizim sorunumuz 5 – 10 senelik bir sorun değil. Cumhuriyet tarihinden beri ötekileştirildik, katledildik, yakıldık, öldürüldük. Eğer AKP böyle bir şey yaparsa kesinlikle bunun sorgulamasını yaparız. Bu ülkede haksızlık varsa, yolsuzluk varsa, bir çok kesimin sorunu varsa sadece kendi sorunumuz çözüldü diye bakmayız. Bizim oyumuz satılık değildir veya pazarlık malzemesi hiç değildir. 'Ben sana bunu vereceğim sen de oyunu bana vereceksin' tipi pazarlıklara hiçbir biçimde oturmayız. Zaten bizim isteklerimiz bir lütuf değil, hak ettiğimiz, vatandaşlık hakkımız olan şeyler. Biz kula kulluk etmeyiz.

 

Dergahın sorunları çok fazla

Celal Fırat, “Garip Dede Dergahı ile ilgili yaşadığınız sıkıntılar var mı? Yerel yönetimlerin bakış açısı nasıl?” sorusunu ise şöyle cevapladı, “Buraya haftada en az 15 bin kişi geliyor. Bu çok yoğun bir kitle. Problemlerimiz dağ gibi her geçen gün de büyüyor. Özellikle yapı anlamında sıkıntılarımız var. Altyapı sorunlarımız var. Otopark sıkıntımız çok. İnsanlar buraya geldiğinde yola park etmek zorunda kalıyor. Maalesef yerel yönetimlerden hiç kimse gerek Belediye Başkanı Temel Karadeniz gerekse bir yardımcısı gelip 'ne sorununuz var' diye sormadı. Ama daha seçileli çok olmadı, umarım ileri ki süreçte durum farklı olacaktır.” 'Yiğidi öldür ama hakkını teslim et' atasözünü hatırlatan Fırat, Belediye Başkanı Karadeniz'in AK Parti İlçe Başkanlığı döneminde kendilerini büyük bir yardımda bulunduğunu ifade ederek, “Önümüzdeki yol tek şeritti. İnsanlar geri dönmek için ta Avcılar'a kadar gidiyordu. Kimi zamanda kavşağa kadar ters yönde gidiyor bu da kazalara neden oluyordu. Temel Karadeniz girişimlerde bulunarak burayı çift şerit yaptırdı. Ben bunu her platformda söylüyorum ve teşekkür ediyorum” diye konuştu.

 

Yıkarlarsa yeniden yaparız

Mart ayında dergah içinde bulunan baraka kısımların yıkılıp yeniden yapılması ile bir çalışma yapacaklarını söyleyen Fırat, “Bununla ilgili Belediye'ye ruhsat talebinde bulunacağız. Verirler mi bilmiyorum ama biz ruhsat vermeleri için ısrar edeceğiz. Vermezlerse de biz kararlıyız, yapılarımızı yapacağız. Kavgaysa kavga, biz her şeyi göze aldık. Kerbela'dan bu yana yol için başımızı vermişiz. Bizim başımız Hazreti Hüseyin'in başından daha mı değerli? Toplumsal bir mesele için yola çıktıysak bedelini ödemekten de geri kalmayız. Ama gönül ister ki temeli Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Küçükçekmece Belediye Başkanımızla birlikte atalım. Bu sıkıntılar da kendiliğinden ortadan kalksın” ifadesini kullandı.

 


Hem başkan hem dede

1975 Malatya doğumluyum. Aslen Tunceli'den gelmeyiz. 11 – 12 yaşındayken ailem İstanbul'a göç etti. O yaşlardan beri Alevi hareketinin içinde aktif olarak bulunuyorum. Alevi Dernekler Federasyonu'nun yönetim kurulundayım. Aynı zamanda dede kökenliyim. İmam Rıza ocağındanım, seyitim yani. Ocağın içerisinde dedelik görevini de yürütüyorum. Siyasal çalışmalarımız var ama siyasetçi değilim. Bizim sıkıntılarımızın, sorunlarımızın çözüleceği yerin siyaset kurumu olduğuna inanıyorum. Bu nedenle siyasetten uzak duramıyoruz. Kuru gıda ve ayakkabı işiyle uğraşıyorum.

 

Garip Dede'nin hikayesi

Nurani yüzlü, uzun sakallı, garip bir dede bütün köyü dolaşmasına rağmen, bir lokma ekmek, sıcak bir aş bulup karnını doyuramamıştı. Bu zavallı Hak dostunu, kimse evine davet edip sofrasını açmaz. Umutsuzdur, açtır. Son umutla o kapıyı da çalar. Kapıyı açan kadın onu içeriye davet edip, yiyecek verir. Garip Dede dua ettikten sonra, kadına “Çocuklarını al ve bu köyden uzaklaş, ama uzaklaşırken arkana bakma” der. Kadıncağız çocuklarını alır ve köyden uzaklaşır, yolda aklına gelir, 'neden arkana bakma dedi?' Merakını yenemez ve döner bakar. Ne görsün; köy çökmekte ve yerini sular kaplamakta. Bağırırlar, 'köy çöktü... Köy çöktü...!' Evet söylenceye göre köy çökmüştür. Yerinde göl oluşmuştur. İşte çöken köyün bulunduğu yerin adı 'Çekmece Gölü' değiştirilmiştir.

 

KELİME OYUNU

Aile: Temel taş

Çocuk: Geleceğimiz

Siyaset: Şu an çok çirkin

Dostluk: Her şeyin başı

Muhalefet: Mücadele etmek

İktidar: Problem yaratan bir iktidar var

İstanbul: Trafik olmasa daha güzel

Türkiye: Eşi benzeri olmayan bir hazine

KAYNAK:GAZETE İSTANBUL

 




İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Küçükçekmece Haberleri