BENİ VURMAK İSTEYEN SAHİLDE BULABİLİR

AK Parti’ye geçeceği iddialarına ne dedi? Basınla neden geçinemiyor? O çirkin mesajları kimlere nden attı? Işıklar’ın cevapları bu röportajda.

 

Özcan Işıklar Cengiz Alçayır’a konuştu.

 

 

BASINLA ARASI NEDEN AÇIK!

Son zamanlarda, hakkında en çok yazılıp-çizilen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, kendisine yönelik iddiaları yanıtladı, ilçesine yönelik gelişmelerden söz etti, yerel basınla arasındaki tartışmada seviyenin gittikçe düştüğünü kabul ederek, “Bu nedenle Silivri halkından özür diliyorum. Bundan böyle hakkımda çıkacak seviyesiz kişisel haberlerden dolayı malum kişilerle asla muhatap olmayacağım” demecini verdi.

 

NEDEN VURULMAKTAN BAHSETTİ!

 

Belediye Başkanlığı döneminde korumasız ve şoförsüz gezdiğini, telofonunu sadece kendisinin kullandığını, birçok ölüm tehdidi aldığını söyleyen Başkan Işıklar, “Bu benim tarzım. Öyle korumayla, şoförle falan rahat edemem. Beni vurmak isteyen, sahilde bulabilir” ifadesini kullandığında, aslında olayın boyutlarının ne denli ciddi olduğuna işaret

Son zamanlarda, hakkında en çok yazılıp-çizilen Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, kendisine yönelik iddiaları yanıtladı, ilçesine yönelik gelişmelerden söz etti, yerel basınla arasındaki tartışmada seviyenin gittikçe düştüğünü kabul ederek, “Bu nedenle Silivri halkından özür diliyorum. Bundan böyle hakkımda çıkacak seviyesiz kişisel haberlerden dolayı malum kişilerle asla muhatap olmayacağım” demecini verdi.

 

  "HAKARET ETMEDİM"

 

İlk sorum, “Alçak-şerefsiz-soysuz, anlamına gelen pespaye sözcüğünü hangi maksatla kullandınız, hakkınızda yayım yapan gazeteye hakaret mi ettiniz” oldu.

 

Özcan Işıklar : Bakın,  Osmanlıca’da, bir önceki söz bir sonrakini okutur  anlatımında bir söz vardır. Osmanlıca bilenler bunu çok iyi bilir. Söylenen sözün aslında ne anlama geldiği o lafın öncesine ve sonrasına bakılıp çok net anlaşılır. Pespayelik, yapılan bir şeyi ayağa düşürmek, itibarsızlaştırmak anlamında kullanılır.  MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, Başbakan Erdoğan’ı eleştirirken, pepayelikle suçladı.  Eminim ki, hakaret unsuru yükleyerek telafuz etmedi. Sadece yapılan işin değerinin düştüğüne dikkat çekti. Ben de aynen bu manada kullandım.

 

Olayın başlangıcına dönsek, İstiklal Marşı’nın okunmasını engellediğiniz iddiasıyla alakalı yaşananları özetler misiniz?

 

O günkü Meclis oturumundaki kayıtları izleyen herkes, olayın boyutlarının basında yansıdığı gibi olmadığını görecektir. Zaten, bununla ilgili tekzip talebimizi de haberi yapan basın organlarına ilettik. AK Parti Meclis Grubu tarafından verilen bir önergede şehitlerimiz için saygı duruşu yapılması talebi geldi. Ben de bu talebin yerinde olduğunu ve akabinde İstiklal Marşı okunmasını söyledim. Lakin önerge sahibi AK Partililer, “İstiklal Marşı okunmasına gerek yok” şeklinde sözlü açıklama yaptılar.  Saygı duruşunun ardından,  Meclis’te bulunan lardan bazıları oturdu. Ben de İstiklal Marşı söylenirken oturanların olduğunu görünce, daha hoş olmayan bir ortam olmasın diye  “Gerek yok” diyerek sonlandırdım. Düşünebiliyor musunuz, otururken okunan bir İstiklal Marşı durumu yaşayacaktık. Zaten AK Parti Grubu’nun önergesi de sadece saygı duruşuyla alakalıydı.

 

Bu gelişmeyi, AK Partili Meclis üyesi Metin Karakaş’ın siyasi bir avantaja çevirdiğini söyleyebilir miyiz? Yani, neticede olayı “Meclisi yönetmek ve karar almak belediye başkanının yetkisindedir. Keşke başkan bizi dinleseydi. İstiklal Marşı başladıktan sonra söylenmesini engellemek doğru değildi. Savcılığa suç duyurusunda bulunacağız” sürecine kadar taşıdı..

 

Ö. Işıklar : Muhalefetin, sadece saygı duruşu talebini mantıklı ve doğru buldum.  AK Partili Meclis üyesi Metin Karakaş, daha önce de bana atfen  “Ne söylesek dikkate almıyor” diyerek Meclis’i terk etmişti. Makul talebini kabul ettim, bu da olay oldu.

 

"SABRIM ZORLANDI"

 

Yerel gazetecilerden bazılarına küfürlü mesaj yolladığınız iddia ediliyor. Gerçekten bunu yaptınız mı?

 

Ö. Işıklar : Hakkımda çıkan haberlere bakın. Tamamı da onurumu, şerefimi hedef alan,  seviyesiz yakıştırmalar. Şahsımı ve kurumumu itibarsızlaştırmaya yönelik bir sürü haberler yapıldı. Beni, olduğumdan farklı göstermeye çalışıyorlar. Beni tanıyan bilir ki, ben o yazılanlarda bahsedilen yapıda birisi değilim.  Ben de bir insanım ve sabır noktam var. Yazdıklalrı yetmiyormuş gibi bir de cep telefonuma mesaj atılıyor. 40-50 tane mesaj var sakladığım, ancak kamuoyuyla paylaşamıyorum. İçeriği çok ucuz ifadelerle dolu. Önemsemiyorum ama, sürekli bir rahatsız edilme söz konusu.

 

Siz küfürlü mesajla karşılık verdiniz mi?

 

Ö. Işıklar : Ailem ve çocuklarım var. Tanıdıklarımız, dostlarımız var.  En çok önemsediğim, çoluğumun çocuğumun, babalarını tanımadıkları bir şekilde görmelerine asla gönlüm razı olmaz. Beni en çok rahatsız eden kısmı o.  Hakkımda yazılan asılsız haberlerin ardından, telefonuma da mesaj atılınca dayanamadım, ben de içlerinden bir tanesine mesaj attım.

 

Yani küfürlü mesaj?

 

Ö. Işıklar : Mesaj attığım kişi, gazetecilik mesleğini etik şekilde yapan birisi değil ki.  Şantaj ve tehditle, çıkar peşinde koşan birisi. İnsanların özel hayatlarını, çocuklarının isimlerini, telefon numaralarını porno sitelerine ekleyen, tuvalet kapılarının ardına milletvekillerinin isimlerini ve cep telefonlarını yazacak kadar çirkin bir tavır içerisinde olan insana nasıl cevap verilir ki?  Onun anladığı dil, ancak onun kullandığı dildir. İnkar edecek değilim. Yaptıkları karşısında daha fazla dayanamadım ve onun anlayacağı, kullandığı dilden ona mesaj attım. Emin olun ki, onun anladığı dil, insani dil değil.

 

" SENEDE 1 MİLYON DOLAR HEDEFİ OLAN GAZETECİNİN BEKLENTİSİ VARDI"

 

 

Neden Özcan Işıklar, sizinle neden uğraşsınlar ki?

 

Ö. Işıklar : Bunun iki yanı var. Birincisi, çünkü teslim olmuyorum. Beklentisi karşılanmayan birisinin karşısında, polemik yapmak istemiyorum ama belli bir işi emek harcamadan, haraca bağlayarak hakkının üstünde bir şey yaptırmaya çalışır ve direnirseniz tepki alırsınız. Normal şartlarda işini emeğiyle yapan gazetecilerle hiçbir sorunum yok. Ama böyle bakmayıp bunu bir şantaj aracı gibi görenlerle maalesef sorunum bitmeyecek ve ben de onlara teslim olmayacağım. Gerçek değeri olmadığı halde önüme 56 bin TL tutarında fatura koyarsanız ben de bunu onay vermezsem sizinle kötü olurum. Senede 1 milyon dolar hedeflediğini söyleyen gazeteciler var. Ben onu duyunca çok şaşırdım ama o şahıs hedefine varamayınca, siz de ona yolu açmayınca onunla kötü oluyorsunuz. Belediyelere maalesef bu zamana kadar böyle bakılmış. Benim en çok ağrıma giden emeğiyle çalışmayıp basını bir baskı unsuru olarak görüp buradan gelir elde etmenin tercih edilmiş olması. Basını, kişisel çıkarlarını elde etmek isteyen ve elindeki gücü baskı unsuru olarak kullanmaya çalışan üç gazeteci var. Ben bunlarla değil gazeteci kimlikleriyle bir arada olmak, insan olarak da karşılaşmak istemiyorum.

 

"SADECE GÜLERİM"

 

AKP ile dirsek temasında olduğunuz ve görüşmeler yaptığınız ileri sürülüyor?

 

Ö. Işıklar : Buna sadece gülerim. 1979 alında CHP ye üye olduğumda 19 yaşındaydım. 32 yıldır hiçbir kesintim yok. Birini bu şekilde itham etmek için geçmişine bakmak lazım. Ben, dünya görüşünü, yaptıklarıyla ortaya koyan bir insanım. AKP de belli bir siyasi misyonu temsil eder ama benim bir dünya görüşüm var. 32 senedir buna hizmet etmişim bu yönden faydalı olacağımı düşünmüşüm. Öteki yönden düşünenlere de saygı gösteriyorum. Bir kere tarihinde ilk defa yüzde 50 ‘yi geçen oyla seçilen CHP’li bir belediye başkanıyım.  AKP ye geçmeyi düşüneyim, daha fazla hizmet olur diye mi?  Bu kesinlikle bir tuzak ve kandırmaca olur.  Büyükşehir ve merkezi hükümet bu bölgeye de hizmet etmek zorunda. Bu bir lütuf değil, olması gereken…

 

CHP Silivri İlçe Örgütü üzerinde baskı kurduğunuz, size yakın kişilerin görev almasını istediğiniz dillendiriliyor. Geleceğe yönelik siyasi hesap mı bu?

 

Ö. Işıklar : CHP’de sadece  ilçe başkanlığı yapmadım. Her üye kadar benim de partiyle ilgilenmek gibi bir görevim bir sorumluluğum var. Kaldı ki ben CHP’den seçilmiş bir belediye başkanıyım. Partinin önümüze koyduğu hedefleri yaparken tabii ki uyum içerisinde çalışmayı arzulayacağım. Bir parti düşünün ki kendi içerisinde uyum içerisinde değil. Tabii ki eleştiriler olacak ama kendi içerisinde. Basın üzerinden bunu yapmak, partiyi yıpratmak, değersiz hale getirmek doğru değildir. Bugüne kadar görev yapmış belediye başkanları içerisinde partiye en az müdahale eden, müdahaleci olmayan tek belediye başkanı benim diye düşünüyorum. Çünkü bunu test etmek çok kolay şu an ki mevcut yönetime sorabilirsiniz.

 

Haftada birkaç kez yurtdışı seyahati yaptığınız ve bunun da aşırı olduğunu söyleyenler var.  Bu iddia ne kadar gerçekçi?

 

Ö. Işıklar : Silivri Belediyesi’nin değişik ülkelerde kardeş şehirleri var. Bu, 5 kardeş şehirle olan ilişkilerimizin gerek kültürel, gerekse diğer alanlarda güçlendirilmesi için ortak çalışmalar yapılıyor. Seyahatlar, genelde Eylül ve Ekim aylarına denk gelir. Gittiğim ülkeler de belli. Geçmişten ortak bağlarımız olan bu ülkelere günübirlik giderek, birlikte neler yapabileceğimizi değerlendiririz.

 

Silivri de, kentin geleceğinin insan odaklı bir hizmet anlayışıyla inşa edilebileceğinin altını çizen Özcan Işıklar,  “Üç yıllık görevimin ardından, geçmişten bu yana bir değerlendirme yaptığımda, yüzde 50 den fazla başarılı olduğuma inanıyorum. Belediye yönetimini devraldığımız günle bugün arasında epeyce aşama kaydettik. Kaçak yapılaşamaya izin vermedik, ihalelerde şeffaflığa özen gösterdik. Kimseye ayrıcalık tanımadık. Silivri’de sadece rantı hedef edinenlere geçit vermedik. Bu yüzden de tehdit ediliyorum.. Koruma ve şoför kullanmıyorum. Genelde sahilde gezerim. Beni vurmak isteyen, sahilde bulabilir” şeklinde beyanatta bulundu.

 

Özcan Işıklar’ın gündem yaratacak açıklamalarının yer aldığı röportajın ikinci bölümü yarın HABERDAR’da…

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Küçükçekmece Haberleri