Beylikdüzü Belediyesi eski Başkanı Orhan Tıraşoğlu'nun ağabeyi Cemil Tıraşoğlu bugünkü röportaj sayfamızın konuğu oldu. Beylicium Alışveriş Merkezi'ndeki Royal Halı'nın işletmeciliğini yapan Cemil Tıraşoğlu, Beylikdüzü'nün ayrı bir güzelliği olduğunu belirterek, “Ben Beylikdüzü'nü çok seviyorum. Burası benim ilk göz ağrım. Yapılaşma çok yüksek olmazsa, E – 5'in karşı tarafı gibi Beylikdüzü geleceğin en gözde ilçesi haline gelecektir” diye konuştu.
Tıraşoğlu, “Beylikdüzü doğası, havası, suyuyla bir başka. İnsanları bir kere çok özverili, çok vefalı. Beylikdüzü İstanbul'un en güzel yerlerinden birisi, daha iyi bir noktaya geleceğine de inanıyorum. Arkadaşlarımız genç, çalışkan, onlardan başarı bekliyoruz” ifadesini kullandı.
Siz yıllardır Beylikdüzü'ndesiniz. Beylikdüzü sizin için ne anlam ifade ediyor?
1994'de Anavatan Partisi Büyükçekmece'de İlçe Başkan Yardımcılığı yaptım. Yine ANAP'tan 1999'da İl Genel Meclis Üyeliği'ne seçildim. 2001'de İstanbul Valiliği'nde İl Daimi Encümeni oldum. Beylikdüzü'nde oturuyorum ve Beylikdüzü'nü çok seviyorum. Beylikdüzü'nde bizi tanırlar, severler. Her 100 aileden 10'unu tanırız. Beylikdüzü İstanbul'un en güzel ilçelerinden ve ilk göz ağrım. Doğası, havası, suyuyla bir başka. İnsanları bir kere çok özverili, çok vefalı. Beylikdüzü İstanbul'un en güzel yerlerinden birisi, daha da iyi olması lazım. İyi bir noktaya geleceğine de inanıyorum. Arkadaşlarımız genç, çalışkan, onlardan başarı bekliyoruz. Bizler çalışanın, doğrunun, dürüstün yanınyadız. Yapılaşma çok yüksek olmazsa, E – 5'in karşı tarafı gibi Beylikdüzü geleceğin en gözde ilçesi haline gelecektir.
Kardeşiniz Orhan Tıraşoğlu buranın ilk belediye başkanı. Onun yaptığı hizmetlerle daha sonra gelen belediye başkanlarını kıyaslıyor musunuz? Nasıl bir tablo çıkıyor karşınıza?
Bizim zamanımızda siyaset çok daha farklıydı. Daha sevecen, daha özverili, daha vefalı, daha duyarlıydı. Şimdi biraz siyaset daha farklı yürütülüyor. Tabi Beylikdüzü çok kalabalık oldu, onun da etkisi olabilir. Belediye başkanı o ilçenin, o beldenin büyüğü ağabeyi olmalı, duyarlı olmalı... Bizim zamanımızda öyledi. Şimdi de öyle olacağını umut ediyorum.
Esenyurt tarafı facia gibi
Beylikdüzü ve Esenyurt ilçe haline geldikten sonra E – 5'in öbür tarafı Esenyurt'a bağlandı. O bölgede çok daha yoğun bir yapılaşma var. Siz Esenyurt tarafını nasıl görüyorsunuz?
Vallahi Esenyurt tarafını bir facia olarak görüyorum. Adeta katliam gibi... Böyle bir şey olabilir mi? Biz arsa mı üretiyoruz, yol mu üretiyoruz. Bir yerde 3 kat hemen yanı başında 30 kat... Bu yerlere nasıl yol, park, sosyal alan, alt yapı üretilecek. Devlet nasıl yetişecek buna. Arabalar nereden geçecek, havadan mı? Ben o tarafın geleceğini hiç iyi görmüyorum. Orada oturan insanlara da yazık. Beylikdüzü tarafına baktığımda bile bir rahatlama yaşıyorum, içim ferahlıyor. En azından site yapılaşması var, caddeler geniş, sokaklar düzgün, yeşil alanları, otopark sorunu yok. Burada insan huzuru yakalıyor. Ama Esenyurt tarafına baktığım zaman yüreğim daralıyor.
Bu durum en başta da trafik sorunu yaşatıyor...
Tabi tabi, Beylikdüzü köprüsünü bir saatte döndüğümü biliyorum. Ki bu köprü olmasaydı demek ki işin içinden hiç çıkılmayacaktı. Zamanında Orhan Tıraşoğlu, Karayolları'nın işi olmasına rağmen o köprüyü yaptı. O zamanlar 'neden yapıyorsunuz' diyorlardı. Şimdi o köprü olmasa bu millet 10 kilometre gidip Beylikdüzü'ne dönecekti.
İmamoğlu dinamik ve çalışkan
Orhan Tıraşoğlu'nun Beylikdüzü'ne yaptığı, kattığı neler var?
En başta köprülü kavşak var. Fatih Sultan Mehmet Cami var. Yapıldığında neden bu kadar büyük yapılıyor denmişti. Beylikdüzü'ndeki koruluklar var.
Ekrem İmamoğlu'nu nasıl buluyorsunuz?
Kendisini severiz, arkadaşımız. Genç, dinamik, duyarlı, aktif... Halkın sevgisini, saygısını kazanmış bir arkadaşımız. Kendisinden önemli başarılar bekliyoruz, yapacağına da inanıyoruz.
İstanbul'u nasıl buluyorsunuz?
Vallahi İstanbul çekilmez bir hale geldi. Buradan Bakırköy'e gitmek bir ızdırap. Ben eskiden Bakırköy'e öğle yemeğine gidiyordum veya işim oluyordu gün içinde iki üç defa gidip geliyordum. Şimdi ayda bir defa gitmiyorum. Çünkü trafikten ötürü canım istemiyor. Gerçi o zamanlarda da Beylikdüzü'nde yemek yenecek, misafirlerimizi ağırlayacak bir yer yoktu. Beylikdüzü de çok gelişti. Artık her şey var.
Halıda rekabet çok fazla
Halı tüm zamanların vazgeçilmez, alınması şart olan bir ürünüdür. Sektörün durumu nasıl?
Halı sektöründe çok rekabet var. Firmalar birbiriyle yarışıyor. Her gün yeni desenler, yeni ürünler çıkıyor. Ama bunun güzel tarafı da var. Ben ticaret yapmayı da seviyorum. Royal Halı olarak Beylikdüzü'nde tekiz. O yüzden de bizim işimiz iyi, bir sıkıntı yaşamıyoruz.
Kadınlar halı konusunda sanırım uzmanlar...
Tabi kadınlar bu işe hakim. Beylerin çok ilgisini çekmiyor. Bayanlar ev düzenlemesi için öncelikle halıdan başlıyorlar.
Türkiye'nin ekonomisini nasıl görüyorsunuz?
Biz uçak, tank yapmıyoruz; ağır sanayimiz yok. Ama Ortadoğu'dan Türkiye'ye çok para giriyor. Tanıdığım birçok müteahhit yurt dışından alıcılarının olduğunu söylüyür. Güven çok önemli, şu anda Türkiye'ye duyulan bir güven var. Güven olmazsa ticaret de sanayi de yapamazsınız.
Siyasete tekrar gir diyenler var mı? Önümüzde bir seçim var, burada adaylık gibi bir düşünceniz var mı?
Tabi siyasete gir diyenler var ama biz o defteri kapattık. Gençlere bıraktık, artık onlar yapsın.
Yün halı her zaman tercih sebebi
İplik halının özüdür, her iplik türü halıya farklı bir yapı ve renk zenginliği katar. Her ipliğin kendine has özelliği vardır ve ipliklerin kendilerine has özelliklerini en iyi şekilde sergileyebilmeleri için doğru alana göre seçim yapmak gerekir. Yün halılar, diğerlerine göre daha uzun ömürlüdür. Kullanım yoğunluğu çok olan mekânlarda bile uzun süre orijinal görünümlerini korurlar. Doğal malzemelerden dokunan bu halılar, keçeleşmeye ve kirlenmeye direnç gösterirler. Yün oranı yüksek iplik kullanılan halılarda, kullanım arttıkça parlaklık da artar. Yün iplikten dokunan halılar basınca karşı dirençlidir. Bu özellikleri sayesinde yün halılar mobilyaların ağırlıkları altında ezilmezler ve üzerlerinde ezik izi oluşmaz.
Halının dayanıklılığını arttıran bir diğer iplik türü de poliamit ipliktir. Poliamit iplikle dokunan halılar da yün halılar gibi mobilyaların ağırlığına ve hareketine karşı dirençlidirler ve uzun süre orijinal görünümlerini muhafaza edebilirler. Rutubete karşı da dayanıklıdırlar. Yün ve poliamit ipliklerin birlikte kullanıldığı halılar ise hoş bir görünümün yanı sıra yünün konforu ve poliamitin dayanıklılığına sahip olur.
Halı alırken nelere dikkat edilmeli?
Kaliteli halı; ihtiyaçlarınızı tam olarak karşılayan, hem bakarken hem de kullanırken sizi mutlu edecek halıdır. Fakat halının kalitesini belirleyen unsurlar iplik cinsi, dokuma sıklığı ve hav yüksekliği gibi teknik detaylarda gizlidir.
Halının dokumasında kullanılan iplik cinsi, kaliteyi belirleyen en önemli faktörlerdendir. Kullanacağınız alana uygun iplik cinsiyle üretilmiş halıları daha uzun süre kullanabilirsiniz.
Bir diğer önemli faktör de iplik sıklığıdır. Bir halı ne kadar sık dokunmuşsa o kadar dayanıklı demektir. Sık dokunan bir halı diğerlerine göre daha ağır olacağı için zeminde daha zor kayar fakat dokuma sıklığı az bir halı alacaksanız kaymaz taban özelliğine sahip olmasına dikkat etmelisiniz.
Halının hav yüksekliği de kalitesini belirleyen başka bir unsurdur. Halınızın verdiği his hav yüksekliğine göre değişiklik gösterir fakat burada asıl olan havın ne kadar yüksek olduğu değil kullanım alanına göre en uygun yüksekliğin seçilmesidir. Dokuma sıklığı yüksek, dokusu yumuşak, renkleri canlı ve parlak halılar ilk tercihiniz olmalıdır.
Evinizin atmosferini büyük ölçüde etkileyecek olan halınızı seçerken göz önünde bulundurmanız gereken; Duvar rengi, perdeler, taban döşeme malzemesi ve rengi, mobilyalarınız, odanızın büyüklüğü, odadaki ışık miktarı, odanın kullanım sıklığı vb. birçok unsur var. Bu öğelerle uyumlu bir halıyla evinizde bir renk bütünlüğü sağlayabilir ya da yaratacağınız kontrastla istediğiniz öğeyi ön plana çıkarabilirsiniz.
Uzun kullanım için bilmeniz gerekenler
Halınızın daha uzun süre güzelliğini ve dayanıklılığını koruması için aşağıdaki önerilere uyulması çok önemli ve gereklidir.
- Ağır eşyaların altında kalan hav ipliklerinin ezilmesi durumunda bu bölgedeki hav iplikleri tercihen önce fırçalanmalı daha sonra da döveme işlemi yapan elektrik süpürgesi ile süpürülmelidir.
- Halı üzerinde biriken tozların hav iplikleri arasına ve tabana yerleşmesine engel olmak için elektrik süpürgesi ile belli aralıklarda süpürülerek bakım yapılmalıdır.
- Süpürme işlemi elektrik süpürgesi ile halının hav ipliklerinin süpürme yönünde ve yavaş hareketlerle yapılmalıdır. Halı temizlik esnasında dövme ve çırpma gibi sert darbelere maruz kalmamalıdır.
- Halı temizlenirken fazla su ve şampuan kullanımından kaçınılmalıdır.
- Halı kesinlikle yıkanmamalıdır, şampuan ile temizlendikten sonra su ile silinmeli ve acilen kurutulmalıdır.
- Halı üzerine dökülen leke yapıcı bir madde anında ve doğru müdahale edilmesi durumunda giderilebilir.
- Halı, soba ve benzeri ısı cihazlarından uzak tutulmalıdır.
- Direkt olarak gelen güneş ışığı halıya zarar vereceğinden halı böyle bir ortamda uzun süre bırakılmamalıdır.
- Halının havında ve dokusunda kalıcı bir hasar meydana gelmemesi adına, çamaşır suyu gibi kimyasallarla temizlik yapılmamalı, sadece tavsiye edilen halı temizleme ürünleri kullanılmalıdır.
KAYNAK: GAZETE İSTANBUL