ÇAPAN: HERKES CHP'YE KATILMALI

Dr. ÇAPAN: HERKES CHP'YE KATILMALI27 Aralık 2010 Pazartesi, 13:45 tarihinde Gürbüz ÇAPAN tarafından eklendi 20 yıl boyunca herkes onu; yaptıklarını, yapamadıklarını konuştu. Ve... Dr. Gürbüz Çapan, HABERDAR'a konuştu...

 “DAYANIŞMAYI BULAMADIĞIMIZ İÇİN DARMADAĞINIZ”

 Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Ülkede 200 bin dernek kurulmuş, 114 bin dernek kapanmış.. Sermaye kabuk değiştirmiş. Bu durumda CHP derneklerin ve sivil toplum örgütlerinin umudu gibi duruyor. Nasıl bir örgütlenme yürütülebilir?

 12 Eylül faşizmi geldi, demokratik kitle araçlarını imha etti. Neydi onlar? Siyasal partiler ve siyasallaşmış dernekler... İlerici Gençlik Derneği vardı, Devrimci Gençlik Derneği vardı... Her biri bir şeyi ifade ediyordu. Siyasallaşma sürecinin önünü giyotinle kestiler. 5 sene hiç kimsenin sesi çıkmadı. 1983 seçimlerinden sonra Türkiye'nin önüne iki buçuk seçenek konuldu. Netice itibariyle partiler kapalı olduğu için, Cumhuriyet mayası tutanlar memleket derneklerinde örgütlenmeye başladılar, Cumhuriyet mayası tutmayanlar da tarikatlara sığındılar. Dayanışma odakları kurdular, oluşturdular. Kentte en önemli şey dayanışmadır. Farabi der ki, "İnsan bir üst kültüre ancak kentte erişebilir. Bu üst kültür de dayanışmadır"... Biz halen dayanışmayı arıyoruz. Solculuk dediğimiz şey tam olarak dayanışmadır. Dayanışmayı bulamadığımız için darmadağınız.

 “CHP’YE HERKES BİR DAMLA SUYUNU KATMALIDIR”

 Ahali CHP'de iki ismi öne çıkardı, biri Kemal Kılıçdaroğlu, diğeri de Gürsel Tekin... Ahalinin çıkardığı bu bayrağın etrafında durmak gerekiyor. Bozmadan, bozulmadan, herkes bir damla suyunu bu iki isme katmalıdır. Kendini solcu sayan, Cumhuriyetçi sayan, Atatürkçü sayan, AKP karşıtı sayan herkesin artık burada olması gerekiyor. Enerjimizi doğru yerde kullanmamız gerekiyor. Doğru kanalize edersek sonuç alacağız.

 “SORU SORACAK VE CEVAPLARINI BULACAĞIZ”

 30 yıl boyunca halk bir tarafa yönlendirilmiş ve geri getirmek için yapılan bir çalışma görünmüyor...

Hayatın kendisi bazen çok şey dayatıyor; CHP'nin önü tıkandı, biz açmadık, hayat açtı. Türkiye'nin önü tıkandı, günlerdir basından izliyoruz, wiki wiki yaparak açmaya çalışıyorlar. Bizim yapmamız gereken şudur: Ne yapacağız, nasıl yapacağız, nerede ve kiminle yapacağız? Bunları soracağız, cevaplarını arayacağız, ulaşınca da başarıyı bulacağız...

 “KARS HER ZAMAN DİK DURMUŞTUR”

 Referandum sürecinde Kars'taydınız... Geçmişteki Kars'la, şimdiki Kars'ı mukayese eder misiniz?

 1970'lerin Kars'ında bir gençlik heyecanı yaygındı. Kars Cumhuriyet kurulduğundan beri hem Cumhuriyet'in bekçisidir ve hem de demokrasinin savunucusudur. Kars her zaman tepki gösterebilmiştir faşizan yapıya, baskıya. Hatta Kars'ın bir özelliği; 1917'de Kars Rusya'ya bağlıyken bile Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti'nin kurulmasıdır. Bu hükümet anayasasında demiştir ki, 'Eğer Osmanlı kendini kurtarırsa oraya ılgaya, kurtaramazsa da ölünceye kadar bağımsızlık için savaşmaya and içeriz'...

 “AKP’Lİ BELEDİYE BAŞKANININ KÖYÜNDEN ‘HAYIR’ OYU ÇIKARDIK"

 Kars'ın geleneğinde isyan, hak kavgası, hukuk kavgası var. 1970'lerde bir halk hareketi başlamıştır ve bu hareketi en sıcak Kars hissetmiştir. Herkes vardı; dincisi de, MHP'lisi de, solun her rengi de vardı Kars'ta. Ama Kars'ın bahtsızlığı, biz hiçbir şey okumadan, hiçbir şey görmeden rüzgara kapıldık. Mesela Kars'ta miting yapardık; Çıldır'dan kimse gelmezdi, Ardahan'dan bir otobüs gelirdi, Digor'dan 2 kamyon gelirdi, Göle'den asgari 4 maksimum da 20 kamyon gelirdi. Referandum sürecinde Göle'ye gittim, "Sen bu işe karışma, biz hükümetten 10 kalem yardım alıyoruz, hayır oyu vermeyeceğiz" dediler ve aynen dediklerini yaptılar. Ama diğer ilçeler ve köyler de dediklerini yaptılar... Gittim dedim ki, 'Sizin oyunuz bir şeyi değiştirmez ama, benim hatırım için, geldiğimi görsünler diye hayır oyu verin'... Ardahan Belediye Başkanı AKP'li ve Hanak'ın Baştoklu köyünden; biz o köyden rekor sayıda 'hayır' oyu aldık.

 “HANİ 12 EYLÜL’Ü YARGILAYACAKLARDI?”

 Ne oldu, referandum da doğru bir zemine oturmadı... İki maddeyi kabul etmiyorum ama gerisine katılıyorum diyebilseydik AKP'yi dımdızlak ortada bırakırdık. Onu yapabilseydik bu sonuç çıkmazdı. 12 Eylül'ü yargılayacağız diye milleti kandırdılar. Niye yargılamıyorlar? Herhangi birini ifadeye mi çağırmışlar? Hani bunlar zulme, haksızlığa, karanlığa karşıydılar? Türkiye'nin belgeli karanlık dönemi 12 Eylül'dür. Cezaevlerinde sorgularda, işkencelerde öldük. Bundan daha karanlık bir şey var mı? Hani Müslüman ve Mevlana'nın torunuydu bunlar? Mevlana der ki, 'Ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol'... Hangisisiniz birader?

 “GECEKONDUCU TÜRK SOLU ADINA HALKIMDAN ÖZÜR DİLEDİM”

 Bütün bunların başımıza gelmesinin sebebi solcuların dağınık olmasıdır. Birbirine düşmanız, sevgimizi, dostluğumuzu, tahammülümüzü kaybetmişiz. Ben Esenyurt'ta Belediye Başkanlığı yaparken, beni eleştiren kimdi? Tayyip Erdoğan'ın Belediye Başkanlığı yaptığı günden bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde görev yapan müdürlere sorun, bir tekinden benim hakkımda kötü laf duyamazsınız. Biz burada bir destan yazdık. Olmayan parayla Haramidere'yi ıslah ettik. Biz belediyeden ayrıldıktan sonra bir metre ıslah mı yapıldı? Sadabad Deresi'nin ıslahı biteli daha 20 yıl olmadı. Ayamama Deresi halen duruyor, ben Haramidere'yi ıslah ettim. Hiçbir şeyin kıymeti olmayabilir, adam benim yaptıklarımı görmek istemiyor olabilir ama ey eleştiren solcu, bari sen dön bir bak. Yeni bir hayat örgütledik burada. Esenklent ve Boğazköy çalışması, gecekonducu Türk solunun Türk halkından özür dilemesidir. Ben de gecekondu yapanlardan biriyim ama pişmanım. Eksik ve yanlış yapmışız. Onların o günkü sorunlarını çözerek hayatlarını ihmal etmişiz. Halkımızı okulsuzluğa, yolsuzluğa, susuzluğa mahkum etmektir o zamanlar yaptıklarımız. Esenkent'i yaptım ve bu söylediklerimi anlattım, 'Süleyman Demirel'den özür diledi' dediler. Yahu ben Türk halkından özür diledim, başkasından değil. Öyle bir kustular ki Esenkent'te 15 milyara ev satılmaz oldu, daire para etmedi.

 “BENİ YOK ETMEYE ÇALIŞANLARI AYAĞA KALDIRMAYA ÇALIŞIYORUM”

 Evet, tamam, benim de hatam var. Her yeni içinde eskiyi taşır. Mahkemede anlattım, dedim ki 'Bende iyi ne varsa Devrimci Yol'dan aldım, kötü ne varsa da ailemden aldım'... Ne kadar eğitilirsen eğitil, içinde genetik birikimin duruyor. Oturup kendi içimizde özeleştiri yapmamız gerekiyor. Bir boy aynası bulup hepimizin bakması lazım. Devrimci Yol içerisinde beni yok etmeye çalışanlar da hırpalandı. . Hayat döndü, ben toparlandım, yanlış anlaşılmasın ama şimdi beni yok etmeye çalışanları da ayağa kaldırmaya çalışıyorum. Onların dağıttıklarını burada da, CHP'de de toparlayacağım.

 “DERDİM SORUNLULARI BULUŞTURUP O SORUNLARI AZALTMAK”

 Siyasetin neresindesin, diye soruyorlar... Hiçbir yerinde değilim. Siyaset sadece mebus yada belediye başkanı olmak mıdır? Şayet öyleyse, benim derdim ikisini de olmak değil. Derdim öncelikle yan yana durması gerekenlerin birbirleriyle sorunlarını azaltıp yan yana durmaya devam etmelerini sağlamaktır. Yoksa aday olursun, mebus olursun.. Bu her zaman mümkün. Ama siyasetin temel şartı değil.

 “BEN OLMAZSAM KENDİLERİ OLACAK SANDILAR”

 İstanbul'da Karslı Belediye Başkanı olmadı mı benden sonra? Hiç görüşüyor musunuz, selam veriyorlar mı size? Bütün hıncınız bana mıydı? Benden başka dövdüğünüz kimse var mı? Beni iki grup sopaladı; biri Karslılar, diğeri de Devrimci Yol'cular... Çünkü iki hanenin çocuğuyum. Ellerine aldılar değneği, Allah ne verdiyse vurdular. Hem sevdiler, hem de sever gibi yaparak dövdüler. Ben olmazsam kendileri olacaklar zannettiler, olmadı.

 “DİNİMİZLE YÜZLEŞECEĞİZ”

 CHP yeni bir kurultaya gidiyor.

 CHP'de bir yenilenme arzusu çıktı. Ahali kendine benzeyen, kokusu kendinden olan iki adama (Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin) kredi açtı. Türkiye'nin birikmiş sorunlarını çözecek bir yapıya ihtiyacı var. Sorunları reddedenler, sorun çözemezler. Türkiye'de İslam'la yüzleşmenin gerekli olmadığını düşünen adam gericilik ve irtica sorununu çözemez. Dinimizle yüzleşmemiz, hukuk kurmamız gerekiyor. Hep anlatırım; din ceket gibidir. Ceketi sırtına giyersen sana ceket görevi görür, soğuktan korur. Ceketi ayağına bağlarsan, seni korur mu? Yerine koymak lazım, yerinde kullanmak lazım.

İkinci sorun Kürt Sorunu'dur. Kürt ile bir arada yaşayabiliriz. Ne Türk'ü Kürtleştirerek, ne de Kürt'ü Türkleştirerek bir arada yaşayamayız. Kürt ve Türk bütünlük içinde bir arada yaşayabilir, yaşamalıdır. Biz olgun bir toplumuz artık. Irak değil, Suriye, İran falan değil burası. Bu gerçek bir Cumhuriyet. Hatta o kadar gerçek ki, Çoban Sülü'yü 7 kez Başbakan, 1 kez de Cumhurbaşkanı yaptı. Her yurttaş sıradan ve sahicidir. Birisi öne çıkabilir, ona rol verebiliriz.

 “GÖNLÜNÜ TEMİZ TUT, HER YERE GİDERSİN”

 CHP Güneydoğu'ya giremiyor diye bir yargı var...

 Şanlıurfa'ya gitti, görmediniz mi? Nasıl kucaklaştı Güneydoğu halkı ile izlemediniz mi? Gönlünü temiz tut, aklını temizle, her yere gidersin.

 “YENİ CHP HERKESİ OLDUĞU GİBİ KABUL ETMELİDİR”

 Solcuların, sosyal demokratların CHP'de toparlanabilmesi için formül ne olmalıdır?

 Yeni CHP, Kürt'ü Türk yaparak sevmek yerine, Kürt'ü Kürt olduğu için bağrına basmalıdır. Yeni CHP, katılmak isteyen solun bütün renklerini o çatı altında toplayabilir. Tüm inançlara saygılı olmalıyız. Demokrasiyi savunmalıyız. Gerçek demokrasiyi. Yeni CHP de bütün renkleri bir arada toplayabilir, bunu yapabilir, yapmalıdır. Herkes çağrılmalıdır ve gelen herkes yakasındaki rozetini çıkarmadan CHP'de durabilmelidir. CHP gökkuşağını sağlayabilir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Küçükçekmece Haberleri