CHP üyesi değilmiş!
1969 yılından bu yana siyasetin içinde olan, ilçe başkanlığı, belediye başkanvekilliği yapan, Belediye başkan adayı olan Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi CHP’li Hasan Girgin Haberdar’a önemli açıklamalarda bulundu.
‘Çakma CHP’liyim dediği iddia edilen İl Genel Meclisi Üyesi Çakma bile değilmiş. Araştırdım CHP üyesi değil.!, “Dar bölge olmadıkça Çatalca’dan vekil çıkmaz”, “ AKP iktidarı Çatalca’yı kırpa kırpa bitirdi. Kimse ses çıkarmadı”
Allah konuşturuyor
“ 1999’da CHP oyları yüzde 4.5 idi 2002’de yüzde25’e çıkardık”, “Kolcuoğlu masa üstünde delege belirliyor. Çağlayan Ege ile mahkemelik oldular. Şimdi Allah konuşturuyor. Aykut’u saymamaları yanlış. Kara’yı da gönülden desteklemediler.”
Çatalca’yı bitirdiler
AK parti iktidarı döneminde Çatalca’nın adeta zulüm yaşadığını ifade eden Girgin, “100 bin nüfuslu Çatalca düştü 50 bine. Köyler beldeler gitti. 10 yıldır Çatalca kırpıla kırpıla bitirildi. Basiretsiz siyasetçiler yüzünden oldu bu. Güngören’in 500 bin seçmeni var. Çatalca’ın 40 bin. Dar bölge olmadıkç a Çatalca’dan vekil çıkmaz
“Çakma bile değilmiş!”
2009 yılında Büyükçekmece’de İl Genel Meclisi üyesi listesinde dördüncü sıraya konunca üzülmediğini belirten Girgin, ‘ O parti göreviydi. Ama bugün seçilen birisi çıkıp ‘Çakma CHP’liyim’ diyor. Ben araştırdım. Çakma bile değilmiş. Çünkü parti üyesi olmamış. İşte o zaman üzüldüm’ dedi.
Masa üstünde delege yazıyorlar
Kendilerinin 2004 yılında başarısız oldukları şeklindeki söylemin haksız olduğunu belirten Girgin, “1999 da partinin oyu yüzde 4.5 idi. Biz 2002’de onu yüzde 25’e çıkardık.” Dedi.
CHP İlçe Başkanı Kolcuoğlu’na ağır eleştirilerde yapan Girgin, “ Masa üstünde delege yazıyorlar.” Suçlamasında bulundu.
“Ege ile mahkemelik oldular”
Kolcuğlu’nun ’17 yıl sonra belediyeyi aldık’ diyerek Fırat Aykut’u yok saymamasını yanlış olduğunu bildiren Girgin, ‘ Çağlayan Ege’ye de Efsane demiş. Mahkemelik olmuşlardı Ege ile. Allah konuşturuyor şimdi. AKP’ye muhalif olan her kesimden insan Kara’yı destekledi ama Kolcuoğulları desteklemediler. Yanında durdular.”dedi
Halk büyük resmi görmez
Solun Türkiye’de halka sadece Ecevit döneminde yakın olduğunu bu nedenle Ecevit’in ‘Halkçı Ecevit’ yakıştırmasını aldığını belirten Girgin, “ Halk büyük resmi görmez. O küçük resme bakar. Halk mutfaktaki yangından çıkıp sokağa bakmaz. Sol bunu görmedikçe genel anlamda iktidar olamaz’ şeklinde konuştu.
Hasan Girgin.. 1979 yılından bu yana siyasetin içinde. TİP Gençlik Kolları’nda siyasete girmiş. 1972 yılından bu yana ise CHP üyesi. İlçe başkanlığı yapmış, Belediye Başkan vekilliği görevinde bulunmuş, Belediye Başkan adayı olmuş, İl Genel Meclisi Üyesi adayı olmuş, Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi deneyimli bir siyasetçi. Şu an aktif gibi görünmüyorsa da siyasetin içinde.
2009 yılında Büyükçekmece’de İl Genel Meclisi üyesi listesinde dördüncü sıraya konunca üzülmediğini belirten Girgin, ‘ O parti göreviydi. Ama bugün seçilen birisi çıkıp ‘Çakma CHP’liyim’ diyor. Ben araştırdım. Çakma bile değilmiş. Çünkü parti üyesi olmamış. İşte o zaman üzüldüm’ dedi.
Solun Türkiye’de halka sadece Ecevit döneminde yakın olduğunu bu nedenle Ecevit’in ‘Halkçı Ecevit’ yakıştırmasını aldığını belirten Girgin, “ Halk büyük resmi görmez. O küçük resme bakar. Halk mutfaktaki yangından çıkıp sokağa bakmaz. Sol bunu görmedikçe genel anlamda iktidar olamaz’ şeklinde konuştu.
Kendilerinin 2004 yılında başarısız oldukları şeklindeki söylemin haksız olduğunu belirten Girgin, “1999 da partinin oyu yüzde 4.5 idi. Biz 2002’de onu yüzde 25’e çıkardık.” dedi.
CHP İlçe Başkanı Kolcuoğlu’na ağır eleştirilerde yapan Girgin, “ Masa üstünde delege yazıyorlar.” Suçlamasında bulundu. İşte Girgin’in sorularımıza verdiği yanıtlar
Malkara’dan
Çatalca’ya göç
- Sayın Girgin röportaja başlarken “Hayırlara vesile olsun inşallah’ diyerek başlayalım.
Girgin- İnşallah efendim
- Sizi tanıyabilirmiyiz öncelikle.
Girgin: 1953 yılında Tekirdağ İlçesinin Malkara ilçesine bağlı Yörücek köyünde doğdum. 1960 yılında babam Malkara’dan Çatalca’ya göç etmiş. 19609 yılından beri Çatalca’dayım. Çatalca Talatpaşa İlkokulu, Çatalca Ortaokulu, Çatalca lisesini bitirdim. Marmara Üniversitesi Maliye bölümünden 1979 yılında mezun oldum. 1982 yılından bu yana hem Çatalca hem Büyükçekmece’de mali müşavirlik yapmaktayım. İki tane çocuğum var evliyim.
- Başlarken kolaylık olsun. Hasan Girgin kendisine neyin sorulmasını mutlaka ister neyin sorulmamasını isterdi.
Girgin: Öyle bir tercihim olmaz. Benim için zor soru olmaz. Cevaplayamayacağım bir şey olmaz. Ben bir yılda gazetecilik okuduğum için, birazda yerel gazetelerde yazarlık yaptım ve iyi bir okuyucu olduğum için çekinmem. Rahatlıkla her şeyi sorabilirsiniz.
- Babanız 1960 yılında Malkara’dan Çatalca’ya a göçmüş. Bu göçün nedeni nedir?
Girgin: 1960’larda bir Trakya göçü vardır. Zeytinburnu, Güneşli, Küçükçekmece o göçten sonra oluşmuştur. Büyük bir kıtlık olmuştur o yıllarda. Trakya’nın iki maddesi vardır. Ayçiceği ve bugdaydır. O yılarda ayçiçek olmamıştır. Bir kıtlık yaşanmıştır.
- Neden başka ilçesi değil de Çatalca?
Girgin: Daha önce abim gelmiş Çatalca’ya. Çatalca’da askerlik yapmış sonra da oraya yerleşmiş. Bu nedenle Çatalca’ya gelmişler bizimkiler.
Tek ortaokul
Çatalca’da idi
- 1960’ların Çatalca’sından neler hatırlıyorsun.
Girgin: iki bin nüfuslu küçük bir ilçeydi Çatalca. 1 ilkokulu vardı. 1 ortaokulu vardı. Büyükçekmece’de ortaokul falan yoktu. Günde bir veya iki otobüs kalkardı Sirkeciye. Sinema falan yoktu. O yılarda eğitimin kalitesi yüksekti. Tiyatro oynanırdı. Halk Eğitim de sanat çalışmaları yapılırdı.
- Ne umdunuz ne buldunuz Çatalca’ya ilişkin bölgeye ilişkin?
Girgin: B.Çekmece bize bağlı bir nahiye idi. 1970’lerde yazlık furyası başlayınca sahiler dolmaya başladı. Sahiler zenginleşirken Çatalca fakir kaldı ve küçüldü. Bugün Çatalca’nın o eski ihtişamından çok çok uzaklaştığını söyleyebiliriz. GOP, Beylikdüzü, Esenyurt Kumburgaz hepsi Çatalca’ya bağlıydı. O günlerde siyasette iyiydi Çatalca’da. Daha sonra kırpıla kırpıla Çatalca bugünkü 40 bin nüfuslu şekline dönüştü. 70 köye hakimken 30 köy kaldı. Beldelerini kaybetti. Büyükçekmece ve Silivri çok gelişti.
Çatalca kararsız kaldı. Eğitim kentimi olacak, sanayii kentimi olacak. Ne olacak? Bir de siyasetçilerin beceriksizliği Çatalca’yı bu hale getirdi. Çatalca yalnız kaldı böylece.
Çatalca diye
bir şey kalmadı
- Bundan sonra ne olursa iyi olur. Bölge için, Çatalca için?
Girgin: Mesele yine demokrasi ile ilgili. 80 yıllardan sonra siyaset çok sığlaştı. Siyaset insanların halka hizmet anlayışından çıktı, bazı kişilerin rant elde edebilme, iş haline geldi. Çıkar aracı, rant haracı haline geldi. İnsanlar yaşadıkları yerleri düşünmediler. Planlamadılar. Büyükçekmece’de ve Çatalca’da siyaset çok sağlaştı. 70 li yıllardan beri gördüğüm, solun en ucundaki insanlar sağa, sağın en ucunda olanlar sağa geçti koltuk için. İdelolojilerini değiştirdiler, dünya görüşlerini değiştirdiler. Dolayısı ile de bölge halka bu siyasetçilere inanmaz güvenmez oldu. Umarım siyaset düzelir.
İkincisi, siyaset yapan insanlar ‘Ben ne olurumu’ öne koyunca bölgeler ikinci planda kaldı. İnsanların beni her şeyin önüne geçti. Böyle olunca da Çatalca’ya bakalım örneğin. Çatalca on yıldır kırpılıyor. Ama kimseler sesini çıkarmadı buna. Bugünlerde sesini çıkaranlar o günlerde sessizdi, suskundu. Bırakın direnişi, protestoyu bir demeç bile vermediler. Amaç neydi kendi koltukları. Ha bundan sonra ne olur. Çatalca kırpıla kırpıla kırpılacak bir şeyi kalmadı. Fabrika da kalmadı hepsi gitti. Ormanlar da gitti.Orman köylüsü de işsiz kaldı. Felaket bir şekilde işsizlik çoğaldı. Hayvancılıkta kalmadı. Her şey tekstile kaldı oda kriz yaşıyor. Karamandere köyünden beş buçuk altıda kızlar servise biner Hadımköy’e fabrikaya gider. Aldıkları ücret beş yüz liradır. Çoğunda sigorta da yoktur. Çatalca su sağlayan bölge olduğu için Çatalca resmen cezalandırılıyor. Çatalca bir kaç üniversitenin geldiği eğitim kenti haleni dönüşebilir. Bunun için siyasetçilerin çaba harcaması gerekiyor. Çatalca için fazla bir özlemimiz kalmadı çünkü Çatalca diye bir şey kalmadı. Beldeler gitmeden önce yüz bin nüfus olan bölge bugün 50 bin dolayında.
Aziz Nesin’le tanıştı
- Siyasete girdiniz ama siyaseti ayrıca konuşacağız. Muhasebecilik rakamlarla uğraşmayı gerektirir. Siz mesleğiniz gereği bunu yapıyorsunuz. Ama siz rakamların yanı sıra harflerle kelimelerle de uğraşmayı seviyor olmalısınız ki bir de Yazarlar Sendikası üyesisiniz. . Nedir bu Yazarlar sendikası üyeliği.
Girgin: 12 Eylül ile birlikte bir Aydınlar Dilekçesi vardı. O günkü cuntaya karşı bir deriniştir. Başını Aziz Nesin çekmiştir. O günden sonra rahmetli Aziz Nesin’in direnişi ilgimi çekti. Yazarlar Sendikasına karşı ilgi duydum. Sevgi besledim. Çok onurlu bir duruştur., Daha sonra 1995’lerde Yazarlar Sendikasına üyeliğim kabul edildi. Faaliyetlerine katılırım. Edebiyatla da uğraşıyorum.
- Aziz Nesin ile tanışıyorsun galiba
Girgin-Evet tanışıyorum.
- Sizi yüzde 70’den mi sayıyordu yüzde 30’dan mı?
Girgin. Valla nerden saydığını bilmiyorum ama en son Sivas Madımak olayından sonra ziyaret etmiştik. Çok yorgun görmüştüm. Aziz Nesin olağanüstü enerji dolu bir insandır. Ama çok yıpranmıştı çok üzülmüştü.
Biz Üniversite’de okurken, Aziz nesin Vakfı 1973’lerde kuruldu. Rahmetli Çağlayan Ege Belediye Başkanı idi. Vakfın kurulmasına yardımcı oldu. Sürekli vakfı ziyaret ederdik. O zamanlardan Aziz Nesin’i tanıdık. Bize verdiği fikirler önümüzü açmıştır. İyi bir yurtsever iyi bir aydındı.
- Şimdi gelelim siyasete. Aslında bu röportajın ortaya çıkmasa da zaten sizin bir söyleşimizde sizin aday olduğunuz bir döneme ilişkin atıf idi. Bunlara geçmeden öncelikle bir siyasi geçmişinizi hatırlayalım.
Girgin: 1969 ve 1970’li yıllarda TİP’te çalıştım.
- TİP’te çalıştınız. Genel Başkan Mehmet Ali Aybar mıydı Behice Boran mıydı?
Girgin: Mehmet Ali Aybar idi. 15 -16 yaşlarında gençlerdik Sosyalizme ilgi duyuyorduk. 1972 yılında CHP’ye girdim. O günden bugüne de üyeliğimiz sürdü. 1980’de CHP kapatılınca Halkçı Parti’ye, daha sonra Hakçı Parti ve SHP birleşmesinden sonra ilçe de çeşitli görevlerde bulundum. 1994’te SHP’den Meclis üyesi seç ildim. 1999 da başkan vekilliği yaptım üç ay kadar. 2001-2003 arasında Çatalca ilçe başkanlığı yaptım. 2004’dte aday oldum. 2004 dışında da siyasetin dışında olmadık. Yönetim olarak belki dışarda kaldığımız oldu ama irademiz dışında ama iç indeyiz. Sade bir üye olarak çalışmalarımız devam ediyor.
- 2009’da da bir adaylık söz konusu oldu. İl Genel Meclisi’ne aday gösterildiniz
Girgin: Evet oldu. 2009’da aday oldum. Büyükçekmece bölgesinde üç kişi çıkarabildik. Ben dörtteydim seçilemedim.
- 2009’da dördüncü sıraya konunca üzülmediniz mi?
Girgin: Hayır o gün üzülmedim. Parti göreviydi üzülmedim. 2004’te de beni Başkan adayı yapmıştı. Saygıyla karşıladım. Ancak bugün üzülüyorum. Çünkü gazetelerde okuyorum. Seçilen bir İl Genel Meclisi üyesi ‘ Ben Çakma CHP’liyim’ demiş. Ben araştırdım bunu diyen kişi Çakma bile değil. Parti üyesi değil. İşte o zaman üzüldüm.
Halk, mutfaktaki yangınlardan
çıkıp sokağa bakmaz
- Sayın Girgin uzun yıllardır siyasetin içindesiniz. TİP’te başlamışsınız. CHP’de devam etmişsiniz. Hep soldasınız. Hiç genel iktidar gördünüz mü? Neden sol genel anlamda iktidar olamıyor size göre.
Girgin: Sadece Ecevit döneminde 1979 da görüm iktidarı. Mesela şu. Bizim şeyimiz şu. Solun hikayesi şu. Dünyanın her tarafında böyledir. Siz solu seçkincilik görürseniz, hak yığ3ınlarını da ‘neden anlar şeklinde’ bir yaklaşıma girerseniz iktidar olamazsınız. Tanzimat’tan bu yana solda olan insanlarımız genelde Halktan uzak durmuşlardır. İstisnalar hariç solcular halkla iç içe değildir. Sol halka der ki ‘Ben solcuyum halkın yerine de düşünürüm’ der. İlk defe Ecevit 1977 lerde kırmış bunu. “Halkçı Ecevit” diye tanınır.
Bugünkü sağ iktidarlara oy verenler bizim tabanımız, doğal olarak bize oy vermemesi gereken insanlar bizim tabanımız. Nasıl şöyle. Tepecik AKP’nin en fazla oy aldığı yer. Solun tabanının olamsı gereken yer. En fakir yer orası. Ama Büyükçekmece sahilde CHP daha çok oy almıştır. Şimdi bu olayı ‘Halk bizi anlamıyor’ diyemeyiz. O zaman bizde bir hata var diyemeyiz. Siz solcuysanız kibir olmamalı. Bencil olmamalısınız. Halka sırtınızı dönmemelisiniz. Meseleye sadece laiklik ve Atatürkçülük açısından bakmamalısınız. Siz genel bakıyorsunuz. Halk ise mutfağına bakıyor. Halk büyük resme bakmaz. O küçük resmi görür. Halk mutfakta yangından çıkıp sokağa bakmaz. Tabi soldaki bu eksikliğin yanı sıra solun iktidar olamamasında 12 Eylül darbesinin solun üstünden silindir gibi geçmesinin de büyük etkisi vardır.
- Yerelde adaylar halka yakın mı?
Girgin: Yerel farklı. Halk burda adaya bakıyor, ilişkilere bakıyor. Genel iktidarda ve büyükşehirlerde ise partiye bakıyor. Bakın mesela son yerel seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin halka çok yakın oldular. Gürsel Tekin çok güzel bir proje başlattı. CHE Evleri. Beşiktaş ve Şişli’den değil Ümraniye’den başlattı. Seçimlerde de oylar yüzde 40’a çıktı.
Yüzde 4,5’den yüzde
25’e çıkardık
- Yaptığımız bir söyleşide ‘Görevi aldığınızda partinin durumu neydi?” şeklindeki sorumuz üzerine CHP İlçe Başkanı Süleyman Kolcuoğlu, isim vermeden ‘2004 yılını en başarısız yıl’ olarak nitelemişti. Siz de bu yılda aday olduğunuzu söylemiş ve yanıt hakkı istemiştiniz. Evet siz adaydınız ve seçim kazanılmadı neden? Ayrıca röportajda bazı yanlış bilgiler olduğunu söylemiştiniz. Nedir bunlar?
Girgin: Şunu söyleyeyim. 1999 seçimlerinde partinin Çatalca’da ki oyu yüzde 4.5 idi. Ben 2002’de bunu yüzde 25’e çıkardım. Burda başarı var mı yok mu?
- 1999 CHP açısından konjüktürel bir yıldı ama. İlk defa parlamento dışı kalmıştı malum.?
Girgin: O zaman 2004’te konjüktürel, 2009 ‘da konjüktürel diyebiliriz.
Bir şey daha bu arkadaşlar hiç seçimle ilçeyi almamışlar.
- Nasıl yani Sayın Kolcuoğlu ilçe başkanlığına bir defada seçimle geldi biliyorum
Girgin: Kolcuoğlu girdi ama 180 delegenin 100’ü Çatalcalı değil.
- Nereli
Girgin: Beşiktaşlı Avcılarlı, Silivrili.
- Çatalca’nın delegeleri nerdeydi.
Girgin-Yapılmadılar
- Siz delege miydiniz?
Girgin- Değil
- Nasıl yani eski ilçe başkanı olarak delege olamadınız mı? Oy kullanamadınız mı?
Girgin-Hayır.
- İlginç yani siz Partinin Belediye başkan adayı olmuş birisiniz.
Girgin: Oluyor. Ben partinin onur üyesiydim. Söz aldım konuştum.
- Naci Özcan delege olmuş muydu merak ettim?
Girgin: Olmuştu.
- Kongre süreci var İlçe Başkanlığına adaylık düşünüyor musunuz?
Girgin: Hayır değilim. Aday olma şartları yok. Niye yok. Yine delegeler masa başında belirleniyor. Eskiden delege seçimleri mahalle köy bazında olurdu. Sandık konurdu. Delegeler seçilirdi. Şimdi arkadaşlarımız ilçede toplanıyorlar. Bütün köy ve mahalle delegelerine kendilerine oy vereceklerini yazıyorlar. Böyle kongreye hazırlanıyorlar. Partiyi temsil etmeyen insanlar yöneticileri seçiyor. Sonra da diyorlarki biz demokratız.
-Şimdi siz demokrat olmamakla suçluyorsunuz. Ama mesela Süleyman Beyin abisi adaydı ama Cem Kara aday olunca gitti ilçe başkanı olarak adayına çalıştı. Başarılı da oldular
Girgin-Çalışmadı.
- Ama başkan Kara teşekkür ediyor. Süreci başarıyla götürdüğünü söylüyor Kolcuoğlu’nun.
Girgin: Ne diyebilirdi şimdi? Öyle diyecek.
AKP gitsin de
- Nasıl çalışmadı? Neyse kişisel olmasın röportaj. 2004’te neden başarısız olundu ona değinebilirmisiniz?
Girgin. Ben de kişişelleştirmek istemiyorum ama ortada durdular. Oy verip vermediklerini bilmiyorum. 2004’teki olay ise şudur. 1994 Kasım Kolcuoğlu aday oldu. O dönem de Fırat Aykut’ta SHP’den aday oldu. Kasım bey yüzde 4 oy aldı. Bu dönemdeki olay şuydu. Çatalca’nın tüm beldelerini almışsın. İmarını kapatmışsın. Ormanları kapatmışsın. Hayvancılığı bitirmişsin AKP’nin yaptığı zulmü kimse yapmadı Çatalca’ya bu durumda AKP çıkarsa şaşardım. Yüzde 45 CHP oy almış yüzde 20 DSP, mesela ne biliyor musun AKP gitsin de ne olursa olsun. Mesele budur. Mesele Süleyman Kolcuoğlu meselesi değildir. ANAP, DYP; CHP, DSP herkes AKP’nin gitmesi için Cem’e destek vermiştir. Ha bunları söylerken Cem’in başarısını da görmezlikten gelmiyorum. Arkadaşlarımız misafir gibi durmuşlardır.
Ev yanıyor, çiçeklerden
bahsediyorsunuz
- Şimdi listeler masa üzerinde yapılıyor dediniz ama Gürsel Tekin çok demokrat bir insan olarak biliniyor. Bu delege seçimlerine müdahale etmiyor mu? İletiyor mu
Girgin. İl başkanının bunlarla uğraşacak zamanı yoktur. Ve muhtemelen de iletilmiyor. Ev yanıyor siz bahçedeki çiçeklerden bahsediyorsunuz Tekin’e.. Büyükçekmece’de de aynı.
Bunlar bizi kırıyor, ama dirençli kılıyor. Mücadele azmimizi biliyor bizim. Şunu özellikle söylemek istiyorum. Süleyman Kolcuoğlu diyor ki ’17 yıl sonra belediyeyi kazandık’ diyor. Fırat Aykut’u saymaması hoş değil. Ee şimdi SHP CHP ile birleşti. Sayın Kasım Kolcuoğlu iki dönem SHP’den iki dönem İl Genel Meclisi üyesi oldu. Onu da saymamak lazım o zaman.
Sayın Kolcuoğulları eğer aday değillerse desteklemezler. Bütün Çatalcalı bunu bilir.
Sonra bir şey daha var. En başarılı Çağlayan Ege diyor. Hayatları Çağlayan Ege ile kavgayla geçmiştir. Çağlayan Ege ile mahkemelik oldular. Şimdi Allah konuşturuyor işte. Sonra Fırat Aykut’u saymıyorsun. Aykut’un desteği olmasa seçim bu kadar rahat kazanılmazdı. Sonra bir şey daha 2007 ‘de oyları artırana minnettar oluyor. Ama oyları artıran ilçe görevden alınıyor onun yerine göreve geliyor. Akıl alacak iş değil.
Çatalca’dan vekil zor çıkar
- Bundan sonra neler olacak siyasette.
Girgin. Siyaset muz kabuğu gibidir. Her zaman basma ihtimali yoktur. Şimdi biz duruyoruz. Sağlığımız iyi. Yanlışımız yok. Eksiğimiz yok. Hatamız kusurumuz olabilir insanız. Bizim siyasi anlayışımız çıkarcı siyasetle örtüşmediği için belki şu an başarısız gibi görülebiliriz. Ama biz her zaman varız.
- Önümüzde genel seçim var. Çatalcalı vekil çıkar mı?
Girgin: Dar bölge olmadıkça mümkün değil. Güngören’in seçmen sayısı 500 bin. Zuhuratbaba’nın yüz bin.. Çatalca’nın 40 bin seçmeni. Çok ünlü birisi olmadıkça mümkün değil. Silivri şanslı. Silivri’de siyaset yapanlarda bulaşıklık yok.
- Teşekkür ederiz.
Girgin: Ben de teşekkür ederim. Bu arada şunu da belirteyim yazılarıma bir süre ara vermiştim. Bundan sonra yazılarıma tekrar başlayacağım. Uzun süre de Çatalca ve bu konuları yazarız.