CHP'nin duayenlerinden Kasım Kolcuoğlu Gazete İstanbul'a konuştu. 2015 yerel seçimlerini değerlendiren Kolcuoğlu önseçimin şart olduğunu belirtti. CHP örgütlerine heyecan gerektiğini ve bu heyecanın da ancak önseçimle mümkün olduğunu belirten Kolcuoğlu örgüt tolantılarının mutlaka yapılması gerektiğini ifade etti.
Kasım Kolcuoğlu bölgemizde CHP’li olarak tanınan bir kimlik. Bugün için CHP’nin iktidar olabilmesi için sizce ne gerekiyor?
Benim yapmış olduğum gözlemlere dayalı olarak bizde ne zaman ön seçim yapıldı ise parti daha başarılı bir seçim yaşamıştır. Geçmişlerde yapılan bu uygulamalara bakıldığında herkes ne demek istediğimi anlayacaktır. Çünkü ya iktidar olundu ya da iktidar ortağı olundu.
Ön seçimler sonrası parti içi bölünmeler söz konusu olmaz mı ?
Asla. Aksine ön seçimlerde kaybeden ya da kazanan adaylar için onur kırıcı hiçbir durum söz konusu olmayacağı gibi kazanan da kazanamayan da onurlanacaktır. Kırk yıldan beri bu siyasetin içinde aktif bulunan bir kişi olarak kesin gözlemim bütün seçimlere ön seçim ile gidilmesidir. Belediye başkanlıkları seçimleri de böyle yapılsa idi bugün için büyük ihtimalle parti içinde kırgınlıklar olmayacak ve partimiz gerek bölgemiz, gerek İstanbul gerekse Türkiye genelinde yüzdelik olarak seçimlerde daha başarılı olacaktı.
Ön seçim CHP’ye ne katacak?
Örgütte görev alan ve bu görevini heyecan ile sürdüren partililerimize yapılacak seçimlerde böyle bir şans tanınmaz ise örgütte çalışacak parti gönüllüsü, ideolojisi sadece CHP olan partisi için çalışacak, kişici değil de partili olan kişileri bulmakta zorlanırsınız. Geçen seçimlere baktığımız zaman ön seçim yapılmaksızın yapılan atamalarda, genel anlamda ilçelerinde yıllarını politikaya vermiş, CHP’nin bayrağını uzun yıllar taşımış kişileri listelerde göremezsiniz. Buda partide görev alarak bir yerlere gelebilme noktasında üyelerimiz yönünden kayıplar vermemize neden olmakta ve heyecanı bitmiş , geriden gelen gençliği olmayan bir parti konumuna getirilmek sürecine getirmiştir. Halk demek üye demektir. Üye demek ise halka inebilmek demektir.
Önümüzde 2015 genel seçimleri var...
Ben gençlik kollarından, parti yönetimlerinden, parti ilçe başkanlığından ve partide her türlü görevi almış bir kişi olarak gözlemlerimi aktarıyorum. 2015 seçimleri çok ciddi sonuçlar doğurabilecek önemli bir seçimdir. O nedenle bireysel ilişkiler, kayırmalar, adamcılık anlayışı ile yapılacak her türlü yanlıştan herkesin kaçınması gerekmektedir. Partimiz yapacağı ön seçimler ile tabanının sözünün geçtiği bir parti olmalıdır. Sosyal Demokratlık bunu gerektirmektedir. Milletvekilliği kurumu emeklilik kurumu da değildir. Partimizde artık yeni kişilere yerler verilebilmelidir. Ve bunu bugün için bu anlayışta olan arkadaşlarımız içine sindirmelidir. Partimizin kendi içinde eleştirilerini bir kenara bırakıp, halkın partimizden beklentilerine kulak vermeli ve halk için yapacaklarımızı, projelerimizi halka çok iyi anlatabilmeliyiz.
Orta sınıf ortadan kaldırıldı
Karşınızda iktidar olan ve iktidar gücü olan bir parti var. Sadece ön seçim heyecanı ile iktidar olabilecek bir noktada mı CHP?
AKP döneminde orta sınıf ortadan kaldırılmıştır. Bir tarafta çok zenginler ve yandaşlar bir tarafta garibanlar. Böyle olunca da bilimsel olarak yapılan araştırmalarda arzu edilen hiçbir rejim uzun soluklu olma özelliğine sahip değildir. Hem Cumhuriyetimizi korumak ve kurtarmak hem ileriye taşımak, hem de toplumun büyük kesiminin normal hayatını idame ettiremeyecek ekonomik sıkıntıdan kurtarmak gerekmektedir. Bunlar çağdaş hukuk devletinin ileriye doğru uzun süre yaşamasının temelidir. Tüm bunlar toplumun her bireyine, her kesimine tek tek, kapı kapı anlatılmalıdır. Hükümetin temsilcileri gibi çalıştırılan iktidar yandaşları üç beş kuruş yardımlar ile vatandaşın oyunu alamamalıdır. Geçtiğimiz seçimlerde 300 lira gibi rakamlar ile derneklere kişiler adına yapılan yardımlar ortadadır.
Ekonomik imkanların önüne mi geçilmeli? Vatandaş bu dağıtılanları almasın mı?
Benim her zaman bir sözüm var, kim ne verirse, kim ne dağıtır ise alın kardeşim. Ananızın ak sütü gibi helaldir. O para zaten sizin hakkınız, sizden alınanlar ya da çalınanlardır. Ancak aklınız nereye selamet ediyor ise, Türkiye’nin geleceğine ayrı bir pencereden bakmak zorunda olduğunuzu da unutmadan oyunuzu oraya vermelisiniz. İşin özü Sosyal Demokrat anlayışının temel taşlarından biri olan insanlar arasında eşit yaşam hakları oluşturulmalıdır. Vatandaşlarımız üç kuruşluk yardımlar, makarna ve kömür gibi kendilerinin muhtaç edildiği gereksinimler sebebi ile partilere mahkum edilmemelidir. Bunun için CHP’nin projeleri mevcuttur ve bu projeler gerekir ise kapı kapı gezilerek halka çok iyi anlatılmalıdır. Kısacası halka inilmelidir.
Örgüt toplantıları şart
Örgütler sizce başarılı mı? İlçe yönetimleri örgüt ile bütünleşebiliyor mu?
Halka inebilmenin tek yolu da bilinçli örgütsel yapıyı oluşturabilmektir. Çünkü örgütsel yapı her bölge için bilinçli , o bölgelerin, ilçelerin ve hatta mahallelerin içine inebilen bir yapı olacaktır. Ama örgüt içinde 2015 Genel Seçimleri'nin heyecanını oluşturabilmenin ve “Evet bu seçim Türkiye için çok önemli bir seçim, bu seçimde ben de varım” diyebilen üyelerin çalışmalarda yüksek katılımının sağlanabildiği ortamın yaratılmasının yolu da genel seçim öncesinde ön seçimdir. Örgütümüzün bu dinamiğini ayağa kaldırabilmek adına Genel Merkezimizin ivedi bir şekilde ön seçim kararını vermesi ve bunu ilan etmesi gerekmektedir. Tabi bunun öncesinde her ilçe şu süreçte her 15 günde bir örgüt toplantılarını gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu noktada da görüyoruz ki bir çok üyemiz ve partilimiz sıkıntılı. Örgüt toplantıları şart.
Bu seçimlerde AK Parti koltuk sayısını arttırarak Anayasa’da değişiklik yapmak istiyor. Ancak diğer partiler ise AK Parti iktidarının yıkılacağını iddia ediyor. Siz CHP’nin iktidar olabileceğine inanıyor musunuz?
Genel anlamda AKP İktidarı duraklama değil, resmen bir çöküş sürecinin içine girmiştir. Bugün Türkiye’de hemen hemen her vatandaş ayakkabı kutusu ya da para sayma makineleri ağzına dolamış ise, yüce divan yolunda daha iki gün öncesinin bakanları konuşuluyor ise, bakan çocukları ve işadamlarının yolsuzluklara karıştığı noktasında halk artık bilinçli bir halk ise CHP İktidarı için engel kalmamış demektir. Ancak suni gündemler ile halkın dikkati başka taraflara da çekilmektedir. Bu yönde partimiz gereğini yapmaktadır. Bugün için CHP kendisini konuşturabilecek bir noktadadır. İktidar yolu açık olan partimiz, partinin her kademesinde görev almış, partilisi tarafından tanınan ve CHP ile özdeşleşmiş isimler ile yola devam etmelidir.
Belediye başkanlarınızın ilçe başkanlarını ve ilçe yönetimlerini belirlemesine ne diyorsunuz? Sizce bu etik mi? CHP’nin politikasına uygun mu?
Belediye başkanları partinin ilçedeki en büyük kamu görevlisidir. Dolayısı ile örgütün bütün kademelerine kişilerine eşit mesafede olmalıdır. Bu var olacak bir takım yanlışların başkan tarafından da ifade edilmemesi anlamını da taşımaz. Elbette ki zaman içindeki gördüğü her türlü eksiklik ve yanlışlıklar konusunda uyarıcı görevini yapar. Ama parti içinde taraf yaratmaz. Yaratmamalıdır, bunun gereği de budur.
Birbirine küsmeye hakkımız yok
Çatalca dahil birçok ilçede ayrışmalar söz konusu oldu. Hele ki şu son yerel seçimler ve ardından yapılan kongrelerden sonra. Hainler, omurgasızlar gibi sözler havada uçuştu. Bu konuda sizin de diyecekleriniz var mı?
Parti içinde elbette değişik görüşler içerisinde olabiliriz, çağdaş bir yapı içinde değerlendirilmeli. Kimsenin birbirine küsme, kinlenme hakkı yoktur. Bu konular ancak bireysel ilişkilerin sorunlarıdır. Parti içinde birbirine küsmek darılmaktan öte birbirimizi ikaz etmek yanlışları söylemek partimizi daha iyi yere taşıyabilmek tek amaç olmalıdır. Tartışmaların dışına çıkıp kinlenme, partiden dışlama gibi noktalara gelinmemelidir. Burada kişiler geçicidir ama CHP 91 yıllık bir çınardır. Bu çınarın bir dalını bile kesmek bugün için akıl karı değildir.
CHP İstanbul İl Başkanlığı'na Murat Karayalçın getirildi. Kendisi ile ilgili “İstanbul’u ne bilir ki” yorumları yapılıyor. Karayalçın İstanbul için şans mı, yoksa yanlış bir karar mı?
Karayalçın deneyimli, bilgili, donanımlı bir kişiliktir. İstanbul’un bu seçim döneminde bu anlamda böyle bir başkana ihtiyacı vardı. Ve Genel Merkez bu yönde alınabilecek en doğru kararı aldı. İstanbul’u tanımaması diye bir şey söz konusu değildir. Politikayı bilmiş olması, insanları iyi tanımış olması her türlü konuyu çözebilecek bir noktada olduğunun ifadesidir. Karayalçın İstanbul’a bir hareket getirmiştir. Ben de kendisini uzun yıllardır tanıyan birisi olarak bu seçimlerde çok doğru kararlara imza atacağını düşünüyorum. Ön seçim konusunda en az bizler kadar, örgüte heyecan getireceğini düşündüğü noktasında bilgiler ulaşıyor. Zaten bugün için CHP’nin iktidar olabilmesinin yolunun üyeye dinamizmi yaratacak heyecanı verebilmesinin olduğu noktasında kendisi ile de hem fikir olmaktan çok mutlu oldum.
Çatalca CHP'nin kalesidir
Çatalca son yapılan yerel seçimlerde dahil 2007 yılından bu yana kararını çok iyi vermektedir. 2007 yılında CHP Çatalca genelinde birinci parti olarak ilk adımı atmıştır. Ve bu süreç bugün için artarak hala devam etmektedir. Çatalca’nın mahallelerinde partimizin yaptığı çalışmalar ile Çatalca CHP’nin kalesi olarak isim yapmıştır. Bundan sonra da böyle olacağını düşünüyorum. İlçe başkanlarından kadın kolları başkanlığına, gençlik kollarından partiye üye olmayan ama her biri bir nefer olarak çalışan tüm arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum. AKP’nin sırf birinci parti çıkmak için Çatalca’nın coğrafi sınırları değiştirmesine rağmen, bizim ilçemiz Cumhuriyet'ine sahip çıkan ilçe olmaya, her gün artarak çoğalan yüzdesi ile CHP kalesi olmaya devam edecektir.
Seçimlerde CHP rüzgarı esecek
2015 Genel Seçimleri'nde Cumhuriyet Halk Partisi'nin kesin iktidarı için üyeye ve örgüte gerekli olan heyecanın verilerek Türkiye genelinde bir CHP rüzgarı yaratılacaktır. Bu çok zor bir karar mı? Hayır değil. Bugün sadece milletvekilleri ve ilçe yönetimleri ile halka “Oy istemeye geldik” diye yola çıkarsanız bu iş yine olmaz. Ama siz üyeye gerekli olan heyecanı verecek olur iseniz “Bu milletvekili adayını ben seçtim. Benim adayım” diyerek üyeyi de kapı kapı gezerek oy isteme noktasına getirebilirseniz. Türkiye’de CHP iktidarı kaçınılmaz bir sonuç olur. Eğer ön seçim ile sandıktan çıkacak olan milletvekili adayı söz konusu olur ise dediğim gibi o sandıkta ona oy veren her bir üye bir milletvekili gibi çalışır.
Çatalca'da yerel gazete çıkardım
1944 Rize Çayeli doğumluyum. İlk, orta okul Çatalca, Lise Haydarpaşa, üniversite tahsilimi İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde yaptım. İki dönem CHP İl Genel Meclis Üyeliği grup sözcülüğü ve encümen üyeliği yaptım. Üç dönem eşsiz Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de üye olduğu Sipahi Ocağı Binicilik Kulübü Başkanlığı yaptım. Siyasete lise yıllarında atıldım. Türkiye Gençlik Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği yaptım. Çatalca’da 1992 yılında CHP’nin kuruluşunda ilçe başkanlığı gibi birçok noktada siyasette bulundum. Türkiye’de ilk kurulan Kent Konseyleri içerisinde yer alan Çatalca Kent Konseyi'ni 2001 yılında kurdum. Çatalca’da yerel anlamda gazete çıkarttım. Çatalca’nın tek radyosunu kurdum. Bunun gibi birçok ilke imza atmışım. Bölgenin tanınmış Eczacısı olan Eşim Oya Kolcuoğlu ile 1975 yılında evlendim. İki kız babasıyım
KAYNAK:GAZETE İSTANBUL