Türkiye, 12 Haziran'da yapılacak milletvekili seçimleri için gün sayarken, siyasi partilerin Doğu ve Güneydoğu ilgisi üst düzeyde. Bölgede kendisini 'üçüncü yol' olarak lanse eden CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran'la projeleri, hükümet yatırımlarını ve kimlik meselesini konuştuk.
- Bugün, Doğu ve Güneydoğu'nun durumunu nasıl görüyorsunuz?
Benim 5T diye bir mekanizmam var olaylara bakarken. Tanı, teşhis, tiryaj (öncelik belirleme), tedavi ve takip. Hükümetin son 8-9 yıldır bunu yapmadığını görüyorum.
- Biraz daha somut ifade eder misiniz ne kastettiğinizi?
Teşhisi doğru yaparsanız, uygun tedavi uygulamanız gerek. Bölgede, kanayan bir yara, ağır bir travma var. Vücudunuzda bir parça kanadığında, önce oksijenle temizleyip, tentürdiyotla kanı durdurup, merhemle tedavi yapmanız gerek. Orada 3 mesele var. Birincisi, kimlik meselesi. İkincisi sosyal devlet. Yani, vatandaşların eğitim, güvenlik, sağlık hizmetleri, hukukla ilgili kendilerini eşit görmeleri sağlanmalı. Üçüncüsü, orada sürdürülebilir bir kalkınma modeli lazım.
- Başbakan, bölgeye yönelik 'kimlik mi, hizmet mi?' sloganını işliyor ve 'Hizmet götürüyoruz' diyor. Biz de bölgede gezerken yükselen inşaatlar, yollar gördük...
Geçen yıl yapılan yolların birçoğu bugün tamiratta. Yaptığım (kapsamlı olmayan) araştırmalara göre, bu duble yollar, inşaatlar genelde Ankara merkezli, hükümete yakın taşeronlara verilmiş. Bölgedeki müteahhitler bunlardan yararlanamıyor. Ben TOKİ ve duble yolu bir rant, yolsuzluk aracı olarak değerlendiriyorum. Evet, bu bir hizmet, ama bunlar yapılırken yolsuzluk da yapılıyor. Hizmetin kalitesi de tartışılır halde. Bu bir suçlama olmamalı. Benimki sadece yorum.
- Bölgeye 'Hiçbir şey yapılmıyor' demek biraz insafsız olur ama...
Oradaki vatandaşların çoğu zaten yeşil kartlı. Birtakım çalışmalar var ama halkın gündemi ve ihtiyaçlarına uygun siyaset yürütülmüyor. Bunun sonucunda göç de, bölgesel sosyo-ekonomik dengesizlik de, yoksulluk da, terör de devam ediyor. Terörden ölen yurttaşların sayısına bakarsak, 2002 ila 2010 arasında ölüm sayısı daha fazla. İnşaat olduğu doğru, bir rant var orada. Ama, halkın refahında artış, sosyal hizmetlerden aldığı payda gelişme yok. Ben diyorum ki, devletin ayırdığı kaynakla, bölgede yaşanan sorunların öncelikleri örtüşmüyor. Daha kapsamlı bir eylem planı gerekiyor.
YANLIŞ TEŞVİK UYGULANIYOR
- İstihdam sorunun giderilmesi için ne yapılması gerekiyor size göre bölgede?
Başbakan Türkiye'de olduğu gibi orada da işsizlik sorunu olduğunu kabul etmiyor. Eğer sorunu doğru teşhis etmez ve öncelikleriniz arasına almazsanız çözümde de hatalar olur. Bölgeyi cazip hale getirip, yatırım iklimi yaratılması çok önemli. Mesela hükümet orada 3 ayrı teşvik programı uyguladı. Bugün Sinop, Çankırı Kastamonu ile, Mardin, Şırnak ve Siirt aynı bölgede yer alıyor teşvik açısından. GAP ayrı ele alınmalı. 9 il olarak ayrı bir teşvik uygulanmalı. Verilecek teşvikin temeli istihdam odaklı ve ihracat hedefli olmalı. Doğru sektör seçip, sektörel kümelenmelerle bölgesel kalkınma yaratmak lazım. Böylece oralardaki firmalar da birbirlerini besler. Hem bir ticaret ortamı, hem de çekim merkezi yaratılmış olur. Bugün hiçbir şey kümelenme mantığıyla yapılmıyor. Uzmanların yaptığı araştırmalara göre GAP bölgesinde yenilebilir enerji (güneş, su, rüzgar), turizm ve tarım potansiyeli yüksek. Ayrıca, orayı ABD'deki Silikon Vadisi gibi organik giysi vadisi haline de getirebilirsiniz. Bu dört başlık bölgenin geleceği.
- Size göre yanlış yapılan veya yapılması gerekip de yapılmayanlar neler?
Benim açımdan TOKİ kalkınma aracı değildir. Kalkınma aracı sanayi veya tarımdır. Orada 1 milyon hektar için su var ama 300 bin hektar alan sulanıyor. Drenajlar yapılmamış çünkü. Onun yapılması için Devlet Su İşleri'nin ödenekleri son 3 yıldır hiç arttırılmamış. 2012'de bitirilmesi gereken 1 milyon 700 bin hektar alanın sulanması için yeterince kaynak ayrılmıyor. Size anlattıklarım biliniyor, ama iki dönemdir bunlar yapılmıyor. Başbakan, '2012'de 1.9 milyon istihdam yaratacağız' diyor. Olabilir mi böyle bir şey? Ama onun da suçu yok, GAP Eylem Planı'ndan aldı o rakamı. Şu anda bölgede sanayide yaratılan istihdam 90 bin! 1.9 milyon istihdam yarattığı zaman işsizlik sorunu çözülür. Kalkınma Ajansları'nın kuruluşu da gecikti. Niye halen mayınlı arazileri temizleyemiyorlar? Türk yatırımcılar neden Mısır'a gitti? Bölgede kanayan bir yara var, hükümet aspirin tedavisiyle yürütüyor.
- GAP İdaresi'nin Şanlıurfa'ya taşınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
GAP İdaresi'ni oraya gönderme planı o işi gözden çıkarmak esasında. Bürokratların bir kısmı 'sürgün' diye gitmedi zaten. Bakan Ankara'da, GAP İdaresi Urfa'da. Nasıl bir iş bu? Bakan da gitseydi o zaman, niye gitmedi? Biz iktidar olursak, kesinlikle Bölgesel Kalkınma ve Göç Bakanlığı kuracağız. Bunun temelinde GAP da DAP da olacak. O zaman o bakan da orada olmak, yönetmek zorunda bu işi. Bu işler uzaktan kumandayla yönetilmez.
İşsizlik fonu TOKI icin değil
- Nasıl olacak bu? Yani Başbakan, Bakanlar Kurulu oradayken böyle bir bakanın başka yerde oturması...
Bu bakanlığın temsil makamı yine olacak Ankara'da. Önce Ankara'da kurulup, sonra bölgedeki altyapısını oluşturmamız gerekiyor. Ama bakan, alanı gereği zamanının yüzde 90'ında bölgede görev yapacak.
- Bölgedeki merkezi hangi il olacak bu bakanlığın?
Diyarbakır da olabilir, Urfa da. Bunlar henüz net değil. Alanı GAP ve DAP olan bakanın icraatın başı olarak, orada bulunması lazım. Bölgede sivil toplumla, farklı grup temsilcileriyle görüşerek politikaları beraber belirleme imkanı doğacak. Hem iç, hem dış göç, hem de bölgesel kalkınma bu bakanlığın görev alanında olacak. Bir de olaya bakış açısı. Diyelim ki bölgeyle Türkiye'nin geri kalanı arasında gelişmişlik farkı yok, tıkır tıkır oturup Ankara'dan yönetirsiniz.
- Böyle bir planınız varsa, GAP idaresinin Urfa'ya taşınmasını olumlu görmeniz gerekmiyor mu?
Görmüyorum. Bakın, iki senede bir tek yaptıkları şey GAP İdaresi'ni oraya taşımak oldu. O taşıma çok sancılı oldu, çünkü personel gitmek istemedi. Kapatmayı planlıyorlardı, oraya taşıyarak işi çözdüler. Ne oldu, işsizlik sigortası fonundan kaynak aktarıldı.
O kaynakların hepsi TOKİ ve duble yola gitti. Bölgedeki taşeronlar ihale alamıyor. Halbuki, işsizlik fonu TOKİ için değil. AKP'nin işsizlikle ilgili somut bir projesi yok.
Açılım kaos yarattı
- Bu kadar sene bizim büyük işadamlarımız niye yatırım için bölgeye gitmedi sizce?
Çünkü, bu bir öncelik meselesi. Başbakan'ın toplu açılışlarına bakın. Tamir olan yerler, yeni fabrikalar yok. Van'daki Cumhuriyet'in değerleri olan fabrikalar, Tekel fabrikası, Van-et, Sümerbank... Hepsi kapanmış. Oradan etkin bir bakan çıkardık ama Van bugün eğitimde sondan Türkiye ikincisi. Orada ciddi bir yoksullukla mücadele, kalkınma hamlesi yok. İşsizlik sigortasından aldığınız parayı niye duble yol ve TOKİ'ye harcıyorsunuz?
- Bu konuda bölgede tam bir ikiye bölünmüşlük gördüm ben..
Hemen nedenini söyleyeyim: Vatandaşla konuşun, ailesinde ölü yoksa, ekonomi, iş-aş diyor. STK'larsa kimlik diyor. Çünkü hem politize olmuş, hem de baskı altındalar hem AKP, hem de BDP'den. Bu nedenle, biz, 'üçüncü yoluz' diyoruz.
PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI
- Nihat Özdemir yaptığımız söyleşide 'Yatırımcının bölgeye gitmemesinin nedeni terör ve güvenlik değil' dedi. Sizce de öyle mi?
Yüzde 100 katılıyorum. Bugün İstanbul sokaklarında yürümekle, o bölgede yürümek arasında fark yok. Ben de kendimi güvende hissediyorum. Ama 2 Temmuz'da Şırnak'a gittiğimizde (Nihat Bey'le birlikteydik) çatışmaların ortasında kaldık. Şırnak-Cizre Köprüsü'nde 45 dakika bekledik... Yatırımların gitmemesi bununla ilgili değil, ama bölgede sorun ve çatışma var. Her şey pamuk ipliğine bağlı.
- Demokratik açılım süreci nasıl etkiledi?
Açılımla kaos yaratıldı. Daha kötüye gitti durum. Beklentiler yükseldi, uzlaşma zemini artık daha zorlu. Bakın Başbakan oraya 5 bin polisle gidiyor. Çünkü, kendisini güvende hissetmiyor.
- Kemal Bey nasıl gidecek?
Biz öyle bir tedirginlik hissetmiyoruz. Bana göre Tayyip Bey'in bölgede bir karşılığı yok. Kemal Bey için henüz erken, ama olabilir.
- Nakliye giderlerinin düşürülmesi ihtiyacı var mı sizce bölgenin kalkındırılması için?
CHP olarak büyümede yüzde 7 hedefledik, o bölgeye ise yüzde 9.5 verdik. Yoksulluk ve geri kalmışlık Güneydoğu'nun kaderi olmaktan çıkarılmalı. Nakliye ve enerji teşviki çok önemli ve her türlü teşvik için en az 10 yıl süre verilmesi gerek. Bölge için asgari ücret vergiden muaf tutulabilir. Bugün itibarıyla yüzde 38 vergi alıyor devlet. Bu, büyük fark yaratır.
Ethem Sancak'ı gören bölgeye yatırım yapmaz
- Güneydoğu'nun kalkınamamasının nedenini arayanlar, Siirt ve Ethem Sancak örneğine baksın. Başbakan, Ethem Sancak'a 10 milyon dolarlık yatırım yaptırıp, fabrika açtırdı. Şimdi elinden alındı fabrikası devlet tarafından. Hem yanlış teşvik verdiler, hem de 'Garanti ettiğiniz kadar kişi çalışmıyor' diyerek elinden aldılar. Böyle olursa, yatırımcı gelir mi? Gelmez! Ethem Sancak rol model olmalıydı. Güneydoğu'nun kalkınmamasının nedeni Siirt eşittir Ethem Sancak.
CHP, Anadolu diyor Başbakan, İstanbul
- Başbakan hala İstanbul'u büyütmeyi düşünüyor. Biz de, sanayiyi başka bölgelere taşıyıp, insanların yaşadıkları yerlerde iş ve aş bulması taraftarıyız. İnsanların doğduğu yerde karnı doymalı. Bu olursa, sosyal barış oluyor. Bununla beraber, vatandaşın sürdürülebilir gelir kaynağı, ekonomik özgürlüğü oluyor ve dağa çıkıp terörist olmuyor. Başbakan bu işleri yaparsa, yine Doğu'dan insanlar kalkıp gelecek, kentin nüfusu 20 milyon olacak. Biz 'Anadolu' diyoruz, o hala 'İstanbul' diyor.