Büyükçekmeceli dostlarımın sürekli bahsettiği; özellikle de kahvaltısını öve öve biteremediği bir yer Kiper Pastanesi. 20 yıl önce Şahin Kiper tarafından pastane olarak açılan, zamanla kafe ve restoran hizmeti de verilen Kiper'de ilk dikkat çeken şey durmaksızın çalışan ancak güler yüzlü olmayı da elden bırakmayan personel. Dikkat çeken bir başka nokta ve belki de en önemlisi ise müşterilerin ve personelin birbirini tanıması, ismiyle hitap etmesi ve ayak üstü de olsa sohbet etmeleri...
Büyükçekmece'nin en önemli mekanlarından biri olan Kiper Pastanesi'ni ziyaret ederek; hikayesini İşletme Müdürü Zeki Püsür'den dinledim. 20 yıllık birikimin çok önemli olduğunu söyleyen Zeki Püsür, “Geçenlerde bir müşterimiz, ben sevgilimle Kiper'e gelirdim, onunla evlendim, şimdi çocuğumla geliyorum' diyor. Gerçekten de biz burada birkaç nesli ağırladık, ağırlamaya da devam ediyoruz. Bu da Kiper'in Büyükçekmece'deki yerini ortaya koyuyor” dedi.
Püsür, “İddia ediyorum biz Büyükçekmece'nin markasıyız. En iyisini yaptığım için bunu iddia ediyorum. Dışarıda insanlara 'oturacak, kahvaltı yapacak yer var mı' diye sorduğunuz zaman bizi göstereceklerine ve 'evet çok iyidir' diyeceklerine eminim” ifadesini kullandı.
Kiper ne zaman açıldı ve neden bu kadar çok sevildi?
1995'te burayı 12 personelle açtık. O zaman sadece pastane bölümümüz vardı. Ama zaman geçtikçe 12 personel 15'e çıktı, 15 personel 20'ye çıktı. Şimdi 32 kişiyle çalışıyoruz. O zamanlar pastane olarak başladığımız dükkanımızda şimdi kafe, pastane ve restoran olarak hizmet veriyoruz. Büyükçekmece'li bizi burada tuttu, Allah hepsinden razı olsun. Ama bizde onlar nasıl olsa bize geliyor diye boşvermedik; kaliteli hizmetten hiçbir zaman tavizde bulunmadık. Çikolatamız Pelit'in çikolatası, etimiz Büyükçekmece'nin en ünlü kasabı olan Çiğdem Kasabı'ndan. Sonuç olarak insanlara güzel bir şeyler verince onlar da karşılığını veriyor. Sevgisini veriyor, ilgisini veriyor, parasını veriyor.
İnsanlar da artık gittikleri mekanlara dikkat ediyor sanırım..
Artık bu ülke tesadüfler ülkesi değil. İnsanlar 'ucuz olsun ne olursa olsun yerim' demiyor artık. Merdiven altı yerleri bıraktı. Daha kaliteli, daha nezih ve iyi yerleri tercih ediyor. Ki çevremdeki esnaflara da bakıyorum. Dediğim tarz yerlerin hepsi tıka basa dolu. Bu durum da beni sevindiriyor tabi.
Zaman değişti biz de değiştik
Neden pastaneden kafe ve restoran hizmetine geçtiniz?
Eskiden pastane derlerdi; gündüzleri gençler buluşurdu akşamları da yetişkinler çay içmeye giderdi. Biz 2000'e kadar pastane olarak hizmet verdik. Sonrasında değişim gerektiğine karar verdik. Sektör olarak büyüklerimiz olan Hacı Sayit, Seyran'a baktığımızda da aynı şeyi yaptıklarını görüyoruz. Dünya değişiyor, sektör de değişiyor. Sektör neden değişiyor derseniz; markete gidiyorsunuz artık pastane var. Baklava da satılıyor, yaş pasta da... O nedenle ayakta kalmak için değişmemiz şarttı...
Ama hala Kiper Pastanesi olarak biliniyor...
Evet değişim oldu ama hala yüzde 60 pastaneyiz. Önceliğimiz budur. Kiper Pastanesi olarak Büyükçekmece'de bizden iyi yapan olduğunu düşünmüyoruz.
Kiper Pastanesi bir marka oldu diyebilir miyiz?
Aynen, iddia ediyorum biz Büyükçekmece'nin markasıyız. En iyisini yaptığım için bunu iddia ediyorum. Dışarıda insanlara 'oturacak, kahvaltı yapacak yer var mı' diye sorduğunuz zaman bizi göstereceklerine ve 'evet çok iyidir' diyeceklerine eminim.
Yeniliğe ve değişikliğe açık
Restoran denilince akla çok geniş bir yelpaze geliyor. Siz ne tür yiyecekler sunuyorsunuz, ne tür hizmet veriyorsunuz?
İtalyan, Çin, Meksika ve Türk mutfağının ızgara tarzı yemeklerini sunuyoruz. Her sene menülerimiz değişiyor. Çünkü menü uzun süre değişmezse gelen müşteri de bir süre sonra sıkılır. O nedenle biz değişikliğe gidiyoruz. Bunun ötesinde insanların damak zevkini biraz değiştirmeye çalışıyoruz. Sadece bir şefle çalışmıyoruz, en az üç şefimiz bulunuyor. Fuarlara gidiyoruz, dışardan şefler geliyor. Örneğin bir şefimiz geçenlerde İtalya'ya fuara gitti. Ustamızın biri TÜYAP'taki gastronomi fuarında yarışmaya katıldı. Yani değişikliğe ve yeniliğe hep açığız.
Kahvaltılarınız çok meşhur...
Kahvaltılarımız 10 numara, 5 yıldızdır. Burada 3 salonumuz var. Gence, yaşlıya, aileye yani her kesime aynı anda hizmet veriyoruz. Doğum günleri, çeşitli eğlenceler gibi toplu etkinliklerimiz için 70 kişilik salonumuz bulunuyor. İçeride bir salon, bir de yaz günlerinde dışarıda oturulan bir bölümümüz var. TÜYAP ve içindeki Sardunya isimli firmaya, Gezer Terlikleri'ne, Belediye ve Kaymakamlığın etkinliğine kuru pasta veriyoruz. Garsonuyla beraber organizasyon hizmetinde bulunuyoruz. 5 tane aynı anda organizasyon olsun; hepsinin altından kalkabilecek personelimiz ve gücümüz var. 1000 kişilik kahvaltıyı bir saat içerisinde iki yerde verdik; o potansiyelimiz var.
Lütfen bildiğiniz işi yapın
Şube açma gibi bir hedefiniz var mı?
Burada ne kadar güzel, rahat rahat oturuyoruz... Eğer şube olduğu zaman bu kadar rahat oturamayız. Bir yere bir ürün yapıyorsunuz, bir de 10 tane dükkana yapıyorsunuz; ister istemez sorun olacaktır. İster istemez kalite düşer. Biz bu kaliteyi düşürmek istemiyoruz.
Son yıllarda çok sayıda pastane ve kafe tarzı yerler açıldı. Sektörün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Ve bu işin püf noktaları neler?
Benim yaşım 43. 1986'nın altıncı ayından beri ben pastanede çalışıyorum, benim işim pastanecilik. Ama bakıyoruz, inşaatçı adamın cebinde biraz para var, gidip bir firmanın franchise olarak ismini alıyor ve dükkan açıyor. Adam pastanın P'sini bilmez, baklavanın B'sini bilmez. Tesadüfen iş yapıyor, bilinçsizce yatırımını yapıyor. Profesyonelleşemediği için de çoğu hüsranla bitiyor. Ben insanlara sadece şunu diyorum; lütfen ama lütfen bildiğiniz işi yapın.
Büyükçekmece'yle birlikte büyüyoruz
“Büyükçekmece çevresindeki ilçelerle kıyaslandığında daha lokal, daha dingin bir havası var. herkesin birbirini tanıdığı bir ilçe... Siz buranın eskisini de bilen biri olarak Büyükmece'yi nasıl görüyorsunuz?” sorusuna şu cevabı verdi, “Büyükçekmece benim yaşamaktan büyük zevk aldığım bir yer. Dışarı çıktığım zaman herkesle merhabalaşıyoruz. Evet çevresindeki ilçeler gelişti. Örneğin suç oranları yüzde 70 – 80 arttı. Büyükçekmece'de o yok, burada suç oranları hala yüzde 20 – 30'larda. Ben burada esnaf olduğum için çok mutluyum. Oralarda 20 – 30 katlı binalarda kimse kimseyi tanımıyor. Böyle bir şans da yok zaten. Düşünün 1 katta oturan 20'nci katta oturanı nerede tanıyacak. Burada ise komşuluk ilişkileri hala devam ediyor. Büyükçekmece büyüdükçe biz de büyüyoruz.”
Pastacı mısın helvacı mı?
Çok büyük bir marka var. Sabah başka fiyata satıyor pastayı, akşam başka fiyata... Sanki pastane değil de semt pazarı; akşam indirimi yapıyor. Sen pazarcı mısın, pastacı mısın, şekerci misin? Ey şekercizade; sen o zaman helvayı yüzde 50 indirimle ver! Niye pastayı veriyorsun? Demek ki iş yapamıyorsun ki yüzde 50 indirimle pasta müşterisini çekip; diğer ürünlerini satma çabasında. Ama bizde öyle değil; sabah aldığın fiyatla akşam aldığın fiyat aynıdır. İçindeki malzemenin hangi derecede kaliteli olduğunu biliyorum.
Kelime oyunu
Aile: Mutluluk
Çocuk: Hayatın en önemli parçası
Siyaset: Yalan
İstanbul: Bir cennet
Türkiye: Yaşanabilecek en güzel ülke
Büyükçekmece: Bir aile
Dostluk: Sevgi, saygı
Geçmiş: Unutmamak gerek
Gelecek: Yaşamak
Muhalefet: Hatalardan arınmak
İktidar: Zirve
KAYNAK: GAZETE İSTANBUL