Gazeteciler olarak bizlerin en zor ulaştığı kişilerin başında siyasi partilerin il başkanları gelir. Defalarca defalarca ararız, defalarca röportaj talep ederiz, bu taleplerimize kimi zaman hiç cevap verilmez ya da gün belirlense dahi 'daha önemli' denilen bir iş nedeniyle görüşme iptal olur. Geçtiğimiz hafta içinde yine aynısını yaşayacağım duygusuyla aradığım MHP İl Başkanlığı beni cidden şaşırtan bir tavır sergiledi. Selefiyle bir türlü görüşemediğimiz İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş'la röportaj yapmak istediğimi belirttiğimde yarım saat içinde dönüş yapıldı ve iki gün sonrasına randevu saati verildi. Bu benim için beklenmedik bir durumdu ancak MHP'de yeni İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş ile birlikte bir şeylerin değiştiğinin de göstergesiydi.
30 Mart Seçimleri'nin ardından İstanbul İl Başkanlığı'na atanan MYK üyesi Karataş, 4 Aralık'taki kongrede de bu göreve seçildi. MHP İstanbul tarihinde bir ilk olarak tek aday olarak kongreye giden Karataş, üzerindeki sorumluluğun farkında olduklarını belirterek ilk işlerinin MHP'yi halkla buluşturmak olacağını söyledi. Halkın sorunlarına daha fazla eğileceklerini söyleyen Karataş, bunu lafla yapmayacaklarını da ifade ederek 50 kişilik bir avukatlar ordusu kurduklarını açıkladı.
MHP İl Başkanlığı'nın daha önceki dönemlerinde özellikle basın konusunda çok aktif görmezdik. Bundan sonra değişecek mi?
Milliyetçi Hareket Partisi, köklü bir değerle sahip geçmişi olan bir hareket. Ben İl Başkanlığı'na 30 Mart seçimleri sonrasında atandım ve 4 Aralık'taki kongrede de seçilmiş İl Başkanı oldum. Aradan geçen 7 aylık sürede İstanbulluyla kendi mensuplarımızla ve İstanbulluyla nasıl buluşuruz, toplumun isteği, talebi nedir, bunların araştırmasını yaptık. İlk önce tabi kendi örgüt ve teşkilatlarınızı düzenlemeniz, sağlam bir zemine oturmanız lazım. Bunun için de 39 ilçe teşkilatının yapılanması ve il yönetiminin yapılanmasını gerçekleştirdik. Bu süreçte 30 Mart sürecinde alınan düşük oyun sebeplerini araştırdık, sebeplerini bulduk, başarıya giden yolları araştırmaya başladık. Artık o başarının nasıl gerçekleşeceğiniz biliyoruz.
30 Mart seçimlerinde başarısızlığın nedenleri olarak neleri tespit ettiniz?
Birincisi camiamızin kendi içinde birliğini, beraberliğini, bütünlüğünü sağlayamaması, birbirini iyi anlayamaması, teşkilatla mensupları arasında irtibat ve ilişki kurulamaması, insan gücünü doğru anlamda hedefe götürememesi, bundan kaynaklanan bir aksaklık. İkincisi başarıya gitmek için siyasetin bir tane malzemesi var; insan. İnsanın gönlüne hitap etmek, insanla buluşmak, kucaklaşmak, göz bebeğinin içine kadar girebilmek lazım. İstanbul çok büyük görünse bile insanın gönlünden ve yüreğinden büyük hiçbir yer olamaz. Dünyayı gönlüne ve yüreğine sığdıran İstanbul'u da sığdırabilir. Biz ülkemize olan sevdamızı, aşkımızı, bağlılığımızı milletimize karşı aynı duyguyla besleyerek bütün insanlarımızın beraberliğini, birliğini sağlayacağız. İstanbul'la kucaklaşıp, bütünleşip Türkiye'nin taşıyamadığı İstanbul'u, İstanbullular olarak Türkiye'yi taşır hale getireceğiz,
Sorumluluğum çok büyük
Sizin de bahsettiğiniz gibi MHP içinde kırgın, küskün, birlik beraberlikten uzak görüntüler sergileniyordu. Bu küskünlükleri, kırgınlıkları çözebildiniz mi?
Yıllardır Milliyetçi Hareket Partisi, 5 – 6 – 7 adaylı kongre geçirirdi. 35 yıllık tarihinde ilk kez tek adayla kongreye gittik. Bunu bizim çok güçlü oluşumuzdan dolayı olmadı. Toparlanmış, tek bir vücut olduğumuz için, ihtiyaç duyulmamasından ötürü tek aday olarak salona girdik. Çünkü eksiğini gediğini tamamlamış, dışarıda küskününü, kenarda kalmışını kucaklamış, bu harekete hizmet etmiş herkesin gönlüne hitap ettiğimiz ve ortak değerlerin sözcüsü olduğumuz için tek aday çıktı. Bütün ülkücülerin ortak değerlerinin temsili adına, sözcülük yapmam adına beni İstanbul İl Başkanı seçtiler.
O zaman bu sizin için çok büyük sorumluluk...
Tabi ki... Benim İstanbul'daki bütün ülkücülere inanılmaz şekilde büyük bir borcum var ve omuzlarıma da yüklemiş oldukları büyük bir sorumluluk var. Çünkü ilk defa parti tarihinde bu sorumluluğu bir kişiye yükleyip; 'yarışa girmeden yapacaksın, biz de yanındayız' dediler. Ben onlara sorumluyum ama onlar da bana karşı sorumlu. Herkes 7 Haziran'a kilitlenip, enerjisini Milliyetçi Hareket'in iç yarışı yerine iktidar için dışarıda harcayacak. Muhataplar AKP ve CHP'dir. Biri dini istismar ederek toplumumuzu aldattı kandırdı, biri de cumhuriyetimizin değerleriyle ve Atatürk'le toplumu istismar etti, kandırdı. Halbuki her iki değerin de tek adresi Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Bunu da Türk kamuoyu görecek ve yaşacak. Toplumda birliği, beraberliği, mutluluğu, huzuru yakalamış aileler başarılı olur. Siyasi partilerde de önce kendi iç dünyasında birliği ve huzuru sağladığı taktirde başarının gelmemesi için hiçbir sebep yoktur. Gayret bizden, taktir Allah'tan. Allah'ında taktiri, milletimizin de teveccühüyle iktidar olacağız.
Bu nasıl yapacaksınız?
Milliyetçi Hareket Partisi inanılmaz bir oy potansiyeli olmasına rağmen yerel seçimlerde yüzde 4 veyahut genel seçimlerde yüzde 10 alıyor. Bu partide bugün kadar görev alan kişiler bir defaya mahsus MHP'ye oy vereceğim dediği an MHP yüzde 20'den aşağı oy almaz. İşte biz bunu gerçekleştireceğiz. Düğününde, cenazesinde, açılışında, toyunda, acısında, hastanesinde, neyinde olursa olsun hüznünde de, göz yaşında da, mutluluğunda da yanında olacağız. Önce kendi insanımızın gönlünü fethedeceğiz; sonrasında tüm halkımızla bir araya geleceğiz.
50 kişilik kadro kuruldu
Bundan sonra farklı bir MHP mi göreceğiz yani...
Milliyetçi Hareket Partisi, Anadolu'nun en ücra köşelerinde bile çok ciddi oylar alan bir parti. Ama İstanbul'da bu fedakar mücadeleyi hoyratça kullanan bir İstanbul teşkilatı olmuş. Halbuki İstanbul, Anadolu'ya karşı hareketin öncüsü, önderi ve örneği olması gerekir. Çünkü iktidarın yolu İstanbul'dan geçiyor. Örnek, önder ve öncü olan bir teşkilat anlayışını ortaya koyarak toplumla buluşup, Türk milliyetçiliğinin dünya görüşünü ve bu ülke adına yapmak istediklerinin taahhüdüyle toplumun huzuruna çıkması gerekir. Çünkü AKP bu işi yapamıyor, AKP ülkeyi böldü, parçaladı, adaletsiz yönetti, haksız yönetti, milli gelir dağılımında sıkıntılar oldu, haksızlıklar, imar yolsuzlukları hat safhada, yerel anlamdaki yönetimlerdeki infialler doğurmaya başladı. Yeşil alanlar imara açılıyor, park alanları yok ediliyor, deprem korunma alanları bile ranta çevriliyor. Tüm bunlar varken Milliyetçi Hareket Partisi'ne terörün değerlendirmesine mahkum kılınıyor. Ama partimiz sadece terörle ilgili değerlendirme yapan ve o değerlere mahkum edilecek kadar bir anlayışın sahibi değildir. Biz kadın haklarıyla da, milli gelir dağılımındaki adaletsizliklerle de, işsizin, emekçinin, işçinin, dışlananların yani haksızlığa ve adaletsizliğe uğrayanların İstanbul'da avukatı olacağız.
Mecazi anlamda mı avukatlık yapacaksınız?
Hayır hayır... Adaletsizliklerin ve haksızlıkların İstanbullular adına Milliyetçi Hareket avukatlığını yapacak dedik bunu da gerçekleştirecek 50 avukatın görev yapacağı bir departman kurduk. İstanbullunun ferdi ve ve toplumu ilgilendiren meselelerine de mücadele edecek bir hukuk büromuz var. Kongrenin ardından bu isimler belirlendi.
İnsanlar nasıl başvuracak?
Gerek internet aracılığıyla gerekse il ve ilçe merkezlerimize başvurabililirler.
Yolsuzluk ancak algılandı
Sizin de dediğiniz gibi bu seçimlerde AK Parti'nin ve CHP'nin oy kaybedeceği ve bu oyların da MHP'ye kayacağı gibi bir düşünce bir çok yerde de dillendiriliyor. Ancak hemen hemen her seçimde özellikle AK Parti'nin ciddi oy kaybedeceği söylenir, seçim sonrası bunun tam tersi bir tablo ortaya çıkar. Böyle bir tablo varken siz nasıl bu kadar net konuşabiliyorsunuz?
Biz toplumu aldakmak, kandırmak adına biz bu cümleleri söylemiyoruz; inandıklarımızı söylüyoruz. Örneğin yerel seçim öncesinde yaşanan 17 ve 25 Aralık'ta yaşanan asrın yolsuzluğu ile ilgili toplum tam manasıyla bilinçlenmediği, bununla ilgili yapılan her hareket bir komplo olarak değerlendirildiği için ve iktidarın havuz medyası ciddi bir algı operasyonu yaptığı için tam olarak etkisi olmadı. Kendileri çok ciddi bir ayak oyunuyla gündelik düşman yarattılar, uluslararası güçler tarafından yok edilmek istenen bir iktidar ortaya koydular, darbe yapıyorlar deyip mazlum edebiyatı yaptılar. Ama bu yolsuzluğun yansımaları bu seçimde olacak. Çünkü bir yıllık zaman zarfında duyduk duymadık demeye gerek yok çünkü herkes duydu, herkes hissetti, herkes sonuçlarını sesiz bir şekilde bekliyor. Yüksek Seçim Kurulu'nun 30 Mart verilerine göre 51 il, 30 tane büyükşehirde almış olduğu oy oranına göre milletvekilliği hesabı yapıldığında Akp'nin oyu 212'ye düşüyor. Öte yandan Tayyip Erdoğan'ın partiden gitmesi, 17-25 Aralık'ın anlaşılması, sarayın yapılması ve dedikodusu, partideki 3. dönem milletvekilliğinin kalkması tartışmaları, 4 tane bakanın yolsuzluk olayları ile parti zaten darmadağın olacak zaten çatışma içindeler...
MHP iktidar olursa nasıl bir Türkiye olacak?
30 Mart seçimlerinde Milliyetçi Hareket, Türkiye genelinde yüzde 8 milyona yakın oy aldı ama bu oya katkıda İzmir, İstanbul, Ankara yok. Haziran'daki seçimlerde bu illerden de alacağımız oy ile AKP yerle bir olacak. Milliyetçi Hareket Partisi iktidar olduğu taktirde AKP'nin yaptığı yardımın daha fazlasını yapar. Çünkü hiçbir parti mensubumuz ne gemicikler ordusu kuracak, ne havaalanları kuracak, kendilerine ne holdingler ne altın fabrikaları kuracaklar, ne petrol rafinelerinin sahibi olacaklar. İşvereni, istihdamı arttıracağız. El açan bir toplum olmaktan çıkarıp çoluğuna çocuğuna helaliyle kazancını götürebilen insanlar oluşturacağız. Toplumu kendisine mahkum eden, siyasi köleler haline dönüştürülen bir toplum oluşturmayacağız.
Milletvekili belirlenmesi nasıl yapılacak, aday adaylarının başvuru süresi başladı mı?
Daha takvim başlamadı. O Genel Başkanımız ve Genel Merkez yönetimimiz tarafından partinin üst kurulları ve il başkanları aracılığıyla Genel Başkanımızın istişaresi sonucunda merkez yoklama, temayül yoklaması veyahut kamu araştırmalarıyla yapacaktır. Milliyetçi Hareketi milliyetle kucaklaştırabilecek, Milliyetçi Harekete katkıda bulunup Milliyetçi Harekete iktidar katkısında bulunacak güce iradeye sahip kadrolarla yola çıkacağız.
Atatürk'e hakaretin bedelini ödetiriz
Geçtiğimiz hatfa Yaklaşık iki hafta önce Hz. Muhammed'in karikatürlerini yayınlayan Fransa'da bir karikatür dergisine yapılan terörist saldırının ardından Cumhuriyet Gazetesi bu derginin bazı sayfalarını yayınlamıştı. Akit Gazetesi de Atatürk'ü 'put' olarak nitelendirip montajlanmış çeşitli fotoğraflarını basmasının ardından MHP'liler gazete önünde protesto eylemi yapmıştı. Röportaj yaptığımız gün de Akit Gazetesi, MHP'yi hedef göstererek, 'Kervan yürür' başlığı ile çıkmıştı.
Bu durumu sorduğumuz İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş, Akit Gazetesi ile ilgili hukuki girişimlerde bulunacaklarını belirterek “Akit Gazetesi'nin Türkiye'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili uygunsuz bir resim paylaşması sonucunda Türk milliyetçileri de demokratik haklarını kullanarak buna bir tepki göstermişlerdir. Ancak Akit Gazetesi'nden arkadaşlarımıza hem sopalı, hem taşlı, hem de silahlı bir saldırı oldu. Milliyetçi Hareket Partisi; Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin kurucusunun itibarsızlaştırılmak istendiği bir süreçte bunun karşısında dimdik duracaktık ve müsaade etmeyecektir. Bunun bedeli ne olursa olsun öderiz ve ödetiriz” dedi.
İstanbul aksak bir şehir haline gelmiş
MHP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş, İstanbul ile ilgili de şunları söyledi, “20 yıl önce bugünkü cumhurbaşkanıyla başlamış bir İstanbul serüveni var. 20 yıldır İstanbul'u bunlar yönetiyor ve geldiği nokta ortada. İstanbul aksak bir şehir haline gelmiş, trafik sorunu, imar durumu, yolsuzluklar hat safhaya ulaşmış durumda. Kültür ve turizm şehri olması gerekirken sanayi şehri miyiz, kültür şehri miyiz, turizm şehri miyiz, eğitim şehri miyiz belli değil. İş dünyasının merkezi olmuş ama üreten bir şehirden tüketen bir şehre dönmüşüz. Bunun sebebi kim? Bugün İstanbul'da 500 bin konut fazlalığı var deniyor ama buna rağmen halen daha KİPTAŞ'ıyla TOKİ'siyle belediyelerin kentsel dönüşüm firmalarıyla konut yapıyorsunuz. Bunlar müteahhitlikten başka hiçbir şey yapmıyorla, yani bunlar ülkeyi yönetmeyi müteahhitlik olarak görüyorlar. İnşaat birçok sektörü etkilediği için ayakta tutmaya çalışıyorsun ama yanı başında sanayiyi ve üretimi yok ediyorsun. Şehrin her yeri AVM'lerle doldurdular ama AVM'lerle insanların duygularını yok ettiler. İnsanların mahallesindeki esnafla irtibatlarını kestiler, samimi ilişkileri bitirdiler, yardımlaşma duygusunu yok ettiler. Parası olmadığında bile manavdan, kasaptan, bakkaldan alışveriş yapabilen bir toplum yok artık.”
İki kez aday olmuştu
MHP İstanbul İl Başkanlığı'na seçilen Mehmet Bülent Karataş, 1997 – 1998 yıllarında İstanbul Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptı. 2003 ve 2006 İstanbul kongrelerinde İl Başkanlığı'na aday olmuştu. 2012 MHP Kurultayı'nda Merkez Yönetim Kurulu Üyeliğine seçilen işadamı Karataş evli ve üç çocuk babasıdır.
KELİME OYUNU
Aile: Mutluluk
Çocuk: Aşk
Siyaset: Mücadele
İstanbul: Sevda
Türkiye: Cennet
Geçmiş: Hayat
Bugün: An
Gelecek: Umut
Muhalefet: Özeleştiri
İktidar: Güç
KAYNAK:GAZETE İSTANBUL