Yeni single’ınız “Hot Love” çok güzel gerçekten... şarkının söz ve müziği size aitmiş, peki ilham nereden?
- Geceleri sahne aldığım için bol bol gözlem yapma imkanı buluyorum. Ve görüyorum ki artık her şey çok hızlı tüketiliyor. “Hot Love” da bu ironiyi yansıtan bir şarkı. Seksi kıyafetler ve şaşaa görüneni, kemanım ise romantizmi, duygusallığı, gerçek aşkı, kendimize dönmemiz gerekliliğini bağırıyor. Klipte de bunu yansıttığımızı düşünüyorum.
Daha önce de şarkı söylerken dinlemiştim sizi. Ama sanki bu öncekilerden bir adım önde olmuş...
- Kemanı daha az kullanınca ses ön plana çıktı da ondan... Ama yeni albümde bestelerim daha ön planda olacak. Enstrümantal bestelerim var, yani doya doya kemanımı dinleyeceksiniz.
“Hot Love” ıngilizce bir şarkı. Single’ı hazırlarken “Neden Türkçe yazmıyorsun” diyenler oldu mu?
- Evet, “şarkıya Türkçe söz niye yazmıyorsun?” diye soranlar oldu. Yazayım yazmasına ama şarkının duygusu hangi dilde iyi ifade ediliyorsa, içimden nasıl geliyorsa, o dilde yazıyorum ben... “Hot Love” ıngilizce olarak geldi, öyle yaptım.
İKİ GÜN ÇALMASAM SIKINTI YAŞIYORUM
Hayatınızın kaçta kaçını kemana adadınız?
- Yüzde 80’ini diyebilirim. 5 yaşında başladığımda günde bir saat çalışıyordum. Rutin çalışma süresi yıllar geçtikçe arttı. Lise dönemlerinde çetele tutuyordum, şu saatte kalkacağım, şu saatte kahvaltıya oturacağım, sonra üç saat keman çalışacağım diye... Bunu yapmazsanız, başarılı olmanızın imkanı yok çünkü...
Konservatuvar okudunuz tamam, ama ne zaman “bu benim mesleğim” dediniz tam olarak?
- Lise dönemimde “Bu benim bir parçam” dedim. Gerçi kemanı fırlattığım, “Yeter artık” dediğim zamanlarım da oldu. Çünkü ne kadar çalışsan da okula gidip hocaya dinlettiğinde “olmamış” karşılığını alıyorsunuz. Oysa yedi saat çalışmışsınız öyle çalabilmek için. Nankör bir enstrüman. Hâlâ iki gün çalmayayım sıkıntı oluyor.
Kabus eseriniz neydi?
- Her zaman Paganini’lerdir. Kemancılar için çalma anlamında Paganini, yorum açısından Beethoven’dır zor olan...
İBO’YA DA ÇALARIM KLASİK MÜZİK DE
Konservatuvar çizginizin dışına ne zaman çıktınız?
- Konservatuvarda “Sadece klasik müzik dinlemelisiniz” derlerdi. Amerika’da doğdum ve yeri geldiğinde country müzik de dinledim. Sanatçı ruhlu bir ailede büyüdüğüm için çigan ve rock müzik hep oldu hayatımda. Neysem o olmayı seviyorum. Canan Anderson da benim gerçekliğimden doğan bir marka oldu zaten. Klasik müzik de çalıyorum, yeri geldiğinde ıbrahim Tatlıses’e de çalıyorum. Yeri geliyor Fatih Erkoç ile caz da çalıyorum.
Eurovision konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Şimdi seçimler TRT tarafından yapılıyor, eleme olmuyor, seçilen gidiyor. Oysa keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok genç yetenek var ki... Eurovision hem şarkı yarışması hem de görsel bir şov. O yüzden sahnede rahat olan, görselliği verebilecek isimlerin seçilmesi doğru. Devlet yetenekli bir genç bulsa, bir iki sene yetiştirse, parçalarını ürettirse, alınan sonuçlar çok daha farklı olur.
Yeni albüm yakında. Kimlerle çalışacaksınız?
- Sürpriz olsun. Albüm çıkarmak mı yoksa tek tek parçaları vermek mi bunun bocalamasını yaşıyorum aslında... 15 parçalık bir albüm yapıp piyasaya sürüyorsunuz. Bir ya da ikisine klip çekiliyor, diğerleri belki dinleyiciyle buluşmuyor bile. Bunu adil bulmuyorum. Sonuçta hepsi benim gözbebeğim. O yüzden single mı yoksa albüm mü çıkaracağız, kesin karar veremedim.
İLKOKUL BıRDEN BERİ GÜNLÜK TUTUYORUM
Emrah İş, Murat Uncuoğlu, David Guetta gibi isimlere sahnede eşlik ettiniz. Elektronik müzik sizin için ne ifade ediyor?
- Çok seviyorum. Sahnede böyle bir birliktelik varsa, insanlar o tür müzikle ilgileri olmasa bile nasıl yapıyorlar diye bakıyor.
Fiziğinizi nasıl koruyorsunuz?
- Haftanın iki günü spora gitmeye çalışıyorum. Aletli pilates yapıyorum. Denizcilikle de çok ilgiliyim.
Günlük tuttuğunuz doğru mu?
- Evet, ilkokul birinci sınıftan bu yana günlük tutuyorum. Önemli günlerim hep günlükte yer alır. Anılarımı yazmak, bugüne kadar neler yaptığımı, yaşadıklarımı bir kitapta anlatmak isityorum. ınsan öyle bir varlık ki, unutmak istediği şeyleri direkt siliyor. Hatırlamak ise bir erdem. O yüzden dünyanın en önemli isimlerinin hep günlükleri vardır.
OĞLUMLA BİRLİKTE BÜYÜYORUM
Annesiniz aynı zamanda. Genç anne olmak nasıl?
- Çok güzel bir şey. 10 yaşımdaki oğlum Tufan ile birlikte büyüyoruz. Ben keman çalarken o da küçük kemanıyla eşlik ediyor. Benimle birlikte birçok ortama giriyor, arkamda orkestra varsa perküsyona geçiyor, biraz çalıyor.
Kaç yaşında anne oldunuz ki?
- Genelde söylemiyorum bunu... ınsanlar beni kaç yaşında görmek istiyorsa öyle kalayım...
Tufan müzisyen mi olacak?
- Sadece müziğe değil oyunculuğa da yeteneği var. Ayrıca dağcılıkta Türkiye dereceleri var. ınanılmaz enerjisi olan bir çocuk. Bakalım hangi mesleği seçecek. Ama hangi dalıyla olursa olsun, sanatla ilgilenmesini isterim tabii.