İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever, CHP Grubu olarak İstanbul'un hakkını korumak için mücadele ettiklerini söyledi. Verdikleri yazılı ve sözlü önergelerle 'hatalı, yanlış, usule uygun olmayan işler varsa bunların hepsinin farkında olduğumuzu ve bunların böyle yapılmaması gerektiğini siyasal iktidara belirtiyoruz' diyen Gülsever, “Önergelerimizle yapılan yanlışları belgelemek adına tarihe not düşüyoruz” ifadesini kullandı.
Haziran ayındaki genel seçimleri de değerlendiren Gülsever, “Çünkü toplum şu anda varolan siyasal iktidarın neyi yaptığını gördü, farkına vardı. Artık toplum bundan sonra bu iktidara verdiği krediyi vermeyecektir. Ve tek alternatif de Cumhuriyet Halk Partisi'dir” diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin bu ayki toplantısında Maslak planları geçti. CHP olarak siz o planlara evet dediniz ancak iki meclis üyeniz ret oyu kullandı. Ret oyu veren Hakkı Sağlam ve Hüseyin Sağ ile ilgili ne gibi bir işlem yapılacak?
Bu iki arkadaşımızla nasıl bir uygulama olacağını ben bilemem, bunu parti yöneticileri bilir. Partinin yetkili organlarının vereceği kararlardır ama bu arkadaşlarımızın ikisinin de karşı oy kullanmalarının nedeni; kendilerinin daha önce burada suç duyurusunda bulunmalarından kaynaklanıyor. Arkadaşlar 'bizim burada bir suç duyurumuz var ve bu tavrı devam ettirmek istiyoruz' dedikleri için bu yönte bir oy kullandılar. Biz de grup yönetimi olarak bu konuda kendilerini özgür bıraktık. Dolayısıyla burada 'bize rağmen' yapılan bir hareket yok; bilgimiz dahilindedir.
CHP Grubu olarak siz neden evet dediniz?
Orada imtiyazlı olarak bundan evvelki dönemlerde parsel bazında yapılan imtiyazlı hakların geriye alınmasına yönelik bir plan olduğu için Cumhuriyet Halk Partisi 'evet' dedi. Şu anda orada bulunan plazaların tamamı bu plana dahil olmuşlardır. Bu da, plan notlarının içerisinde konulmak istenen 'bu binalar artık kazanılmış haktır, dolayısıyla bu bölge planının dışındadır' ibaresinin oradan kaldırılmasına olanak sağladığımız için gerçekleşmiştir. Şu anda da zaten o plazaların tamamı değer kaybına uğramıştır. Soma binası mesela yüzde 54 değer kaybına uğramıştır. 30 katı yok hükmündedir, 44 bin metrekare olan kullanılan alan 20 bin metrekareye düşmüştür. Bizim bu planlara evet dememizin ana nedeni budur. Daha önce bunlara ahlaki olmayan bir biçimde verilmiş olan bu imtiyazlı haklar Cumhuriyet Halk Partisi'nin direngenliyleve mücadelesi sonunda geçen planla geriye alınmıştır.
Bundan sonrası yargının işi
30 kat yok hükmünde diyorsunuz. Ne olacak bundan sonra?
16/9'a ne olduysa ona da o olacaktır. Orada yargı kararı var ama bir şey yapmıyorlar. Ama biz üzerimize düşen görevi yaptık. Bundan sonrası artık yargının işidir. Bunları yıkar mı, yıkmaz mı bilemiyorum. Ama bunların yıkılıp yıkılmamasından daha önemlisi bu binalar artık büyük ve ciddi bir değer kaybına uğramıştır. Bugün artık 40 katlı bina yapamazlar, 44 bin metrekare kullanım alanlı gökdelen dikemezler. Yapacakları 20 bin metrekare alan üzerine 17 kattan ibaret olan bina olacak. Biz bunu sağladık. Bana göre burada daha evvelce verilmiş karardan arkadaşlarımızın tamamı geriye adım atmış ve AKP de buna uymak zorunda kalmıştır.
CHP muhalefet partisi olarak önergeler veriyorsunuz. Bu önergeler belediye yönetimi tarafından ne kadar dikkate alınıyor, İstanbul'un sorunlarının çözümünde etkili oluyor mu?
Tabi ki önergelerimizin tamamına karşılık bulduğumuzu söylersek yanlış olur. Ama biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Biz bu önergeleri vermek suretiyle hatalı, yanlış, usule uygun olmayan işler varsa bunların hepsinin farkında olduğumuzu ve bunların böyle yapılmaması gerektiğini siyasal iktidara belirtiyoruz. Siyasal iktidar bunun gereğini yapmıyorsa özellikle imar konusunda ortaya çıkan itirazlarımızı planlara itiraz etmek suretiyle gösteriyoruz. Bundan da netice alamazsak bunları yargıya taşıyoruz.
Bu önergeleri bir noktada 'tarihe not düşmek' olarak değerlendirebilir miyiz?
Aynen öyle... Bizim bu konuda dikkatli olduğumuzu, yapılan bir hata varsa bunu gördüğümüzü, bu yanlışı dile getirmek suretiyle iktidar partisine mensup üyeleri uyardığımızı göstermek amacıyla bunları yapıyoruz. Bunları belgelemek amacıyla da yazılı ve sözlü soru önergeler ile kayıt altına aldırıyoruz.
İstanbul'a göçün durdurulması şart
İstanbul sürekli büyüyen bir kent. Size göre bu kentin sorunları neler ve bu sorunlara çözüm üretiliyor mu?
İstanbul'da çok hızlı bir nüfus artışı var bir kere, her sene bir Eskişehir'in nüfusu kadar göç oluyor. Göçü durduramadığımız müddetçe, İstanbul bir cazibe merkezi özelliğini koruğudu sürece, Anadolu'da cazibe merkezi haline getirilmesi icap eden illerin üzerinde yapılması gereken işler yapılmadığı müddetçe; insanlar iş, aş, ekmek için buraya gelmeye devam edecekler. Bunun birinci çözüm yolunun önce İstanbul'un dışındaki kentlerin de en az İstanbul kadar cazip hale getirilmesi lazım. Böylelikle insanlar İstanbul'a gelme ihtiyacı hissetmeyecek. Bunu sağlamazsanız bu göç sürekli devam eder ve İstanbul'un sorunları da çözülemez hale gelir. Göç devam ettiği için bu kent artık bu ağırlığı taşımıyor. Siz neyi yaparsanız yapın palyatif çözüm olacaktır. Yarın nüfus bir daha arttığında yeni bir palyatif çözüm bulmak zorunda kalacaksınız. Bu da kentin sağlıksız büyümesine ve onun getirdiği sorunların da artmasına neden olacaktır. Sonuçta İstanbul yaşanmaz bir kent haline gelir.
Metrobüs bu çözümlerden biri mi?
Aynen... Sabah işe gitme saatleriyle, akşam işten çıkış saatlerinde metrobüs duraklarının önünde biriken insanları görürseniz, onların insani olmayan bir biçimde araca binmeye çalıştığını görürseniz; o metrobüsün de artık bir çözüm olmaktan çıktığını anlarsınız. Metroda da aynı durum sözkonusu. Metro ağının bugünkünden en az 7 – 8 kat daha fazla olması gerekiyor ki insanlar rahat yolculuk yapabilsin.
Topbaş da doğruları görüyor
Kadir Topbaş'ın Ankara'nın İstanbul'u yönetme isteğine engel olamadığı; bu nedenle de bazen istemediği kararlara bile evet dediği söylenir. Topbaş'ı siz nasıl bir belediye başkanı olarak görüyorsunuz?
Kadir Bey gerçekten çok nazik, kibar, beyefendi bir insan. Ama sizin söylediğiniz bu duruma biz ne kadar itiraz ediyorsak Kadir Bey de itiraz ediyor artık. Açıklamaları var, bundan sonra bakanlıklar İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yapmak istediği planlara müdahil olmasınlar; bizi bize bıraksınlar, diyor. Daha önceki yıllarda yapılmış hatalardan da Cumhuriyet Halk Partisi'nin de gayreti ile geri dönmeye çalışıyor. Mesela, son stratejik planın içerisinde büyük infialler uyandıran Gezi Parkı'ndaki Topçu Kışlası ile ilgili ibare yeniden yazıldı. CHP Grubu bunu gündeme taşıdığında Topbaş bir açıklama yaparak, 'yazıldı ama bizim böyle bir uygulama yapmamız sözkonusu değildir. Yargı kararını bekleyeceğiz, bu karar lehimize bile olsa kamuoyu araştırması yapacağız, ortaya çok tatmin edici bir sonuç çıkmazsa gündeme getirmeyi düşünmüyoruz' dedi. Yine meşhur Yedikule Bostanları'nın imara açılmak istenmesine itiraz ettik, gündeme taşıdık. Topbaş AKP'nin oylarıyla geçen bu planları tekrar görüşülmek üzere Meclis'e iade etti. Demek ki CHP bu konuda ciddi bir direngenlik gösteriyor. Sonuçta da belediye başkanı dahil olmak üzere herkes bizim söylediklerimizi dikkate almak zorunda kalıyor. Bu direncimizi de sonuna kadar sürdürmeye kararlıyız.
Topbaş artık Ankara'nın İstanbul'u yönetme isteğinden bıkmış olabilir mi?
Büyük ihtimalle öyledir diye düşünüyorum. İstanbul rantın merkezi, burada her gün borsa değeri artan bir imar rantı var. Bundan dolayı merkezi idarenin bütün gözü, dikkati İstanbul'un üzerinde. Burayı kendileri yönetmek istiyor, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ne bırakmak istemiyorlar. Siyasal iktidar bakanlıklar aracılığıyla planlamak istiyor. Bizse yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
CHP'nin 14 belediye başkanı var. Bu başkanların 1 yıllık performanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz daima, mükemmelin daha mükemmeli vardır diye düşünüyoruz ve en mükemmelini yakalamak için çaba gösteriyoruz. Belediye başkanlarımızla da bu konuda ciddi toplantılar, yönlendirmeler yapıyoruz. Burada önemle, dikkatle üzerinde durduğumuz şey bütün sivil toplum kuruluşlarının özellikle de meslek odalarının görüşlerini almaya gayret ediyoruz. Belki bazı belediyelerimizde henüz çok fevkalade olmayan bir takım çalışmalarımız olmayabilir. Ama önümüzde daha dört yıllık bir zaman var. Yaptığımız çalışmayla mutlaka çok daha iyi olacağımıza inanıyorum. Şuan İl Başkanlığımızda Sayın Murat Karayalçın'ın başkanlığında yürütülen 2015 İstanbul isimli bir çalışma var. Konusunda uzman isimlerin içinde bulunduğu bu çalışmayla 'nasıl bir İstanbul olmalı'yı sadece eleştiri söyleyerek değil; projeler ortaya koyarak göstereceğiz. Eğer biz iktidarda olursak İstanbul'a hangi yenilikleri getireceğimizi ve nasıl bir İstanbul hayal ettiğimizi kamuoyu ile paylaşacağız.
Haziran'daki genel seçimlerin sonuçlarını nasıl öngörüyorsunuz. CHP size göre nasıl bir tablo ortaya koyacak?
Ben seçimlerden umutluyum. Çünkü toplum şu anda varolan siyasal iktidarın neyi yaptığını gördü, farkına vardı. Artık toplum bundan sonra bu iktidara verdiği krediyi vermeyecektir. En son yapılmış olan 4 bakanla ilgili Yüce Divan oylamasında da görüldü ki bizim dışımızda AKP'li milletvekillerinin arasında da bu gidişten asla mutlu olmayanlar var. Toplum bunların hepsini görüyor ve 7 Haziran'da mutlaka sandığa yansıtacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi en birinci derecede şanslı olan alternatif siyasi partidir. Çünkü halk Cumhuriyet Halk Partisi'nin de ne yapmak istediğini gördü. Artık biz toplumla barışık, kavga etmeyen, topluma kardeşlik ve huzur getirmek isteyen bir dünya görüşünün hakim olmasını istiyoruz.
Halk 'başkanlık sevdasını' gördü
CHP hep 'varoşa, yoksula inmiyor; buradaki vatandaşlara dokunmuyor' şeklinde eleştirilir. Bu eleştiri kırıldı mı, CHP artık buradaki insanlara ulaşabiliyor mu?
Biz bunun kırılması için çok ciddi gayret sarfettik. Bugün öyle bir noktaya gelmiştir ki, oralarda yaşayan insanlarda ilk başta AKP iktidarının yapmaya çalıştığı takkiyenin farkına vardı. Daha fazla özgürlük, daha fazla insanca yaşam, daha fazla adalet diyerek iktidara gelen; yoksulluğun ve yolsuzluğun ortadan kaldırılacağını ifade eden AKP bugün yolsuzlukların merkezi haline gelmiştir. Yoksulluk hızla büyümektedir. Orada yaşayan dar gelirli insanlar AKP'nin bir umut olmadığını, giderek hayatlarını zorlaştırdığını gördüler. Hırsızlığın farkına vardılar ve o hırsızlık olmasaydı yapılabilecek işlerin ne kadar fazla olduğunu anladılar. Ve tek seçeneğin de Cumhuriyet Halk Partisi olduğunun farkındalar. Dolayısıyla ben bu seçimde Cumhuriyet Halk Partisi'nin ciddi bir başarı kazanacağını, AKP'nin de ciddi bir oy kaybına uğrayacağını düşünüyorum. Halk bir kişinin tek başına otorite olmak ve Türkiye'yi kendi istekleri doğrultusunda yönetme sevdasında olduğunu görüyor. Cumhuriyet'in kazanımlarını halk geriye vermeyecek ve AKP oy kaybedecek.
CHP'nin başarılı olmasında milletvekili adaylarının belirlenme şekli de önemli olacak mı?
Ben iki defa ön seçimle milletvekili adayı olabilmiş birisiyim. Kendinizi örgütün önüne attığınızda eğer orada bir başarı elde edemiyorsanız bu başarısızlığın nedenini kendinizde arıyorsunuz. Dolayısıyla başka insanlara kızmıyorsunuz, bir kızgınlığınız olursa o kendinize oluyor. Ama sizin adınıza başka birisi karar verirse o zaman küsüyor, darılıyorsunuz. Genel Merkez'in görüşünün tam olarak netleşmese de hangi doğrultuda olduğunu biliyoruz. Partimizde mutlaka bir ön seçim yapılması arzusu içerisinde. Ön seçim yapılırken tabi ki Genel Merkez olması gereken insanların da Meclis'te yer alması için bir inisiyatif de kullanacaktır. Ama ağırlıklı olarak ön seçim yapılacağının işaretlerini görüyoruz. Ön seçim olursa örgüt de hareketlenecek.
Başkanlık sisteminin adımları
Geçtiğimiz dönem İl Genel Meclisi'nde görev yapan Ertuğrul Gülveser, il genel meclislerinin kapatılmasını ise şöyle değerlendirdi, “İstanbul İl Genel Meclisi'nin bütçesi kendi öz bütçesi 400 milyon liraydı. Ama bakanlıklardan ve diğer yerlerden gelen fonlarla bu yaklaşık 1,5 – 2 milyon lira oluyordu. Bu bütçeyle sağlıktan eğitime kadar birçok konuda yatırım yapan bir kurumdu. Orası kapandı, tüm yetkileri İBB'ye devredildi. Ama Büyükşehir'in mesela eğitimle ilgili en ufak bir tasarrufu sözkonusu değil. Çok uzak köyler var, bunlar hizmetten yoksun kaldı. İl genel meclis üyeleri kendi bölgelerinde hangi okulda, hangi sağlık kurumunda ne hangi sorun var biliyordu. Buralar tamamen merkezi idarenin insafına kaldı. İl genel meclisinin kaldırılmasının ana amacı bütün gücün tek elde toplanmak istenmesi ve denetimin ortadan kaldırılmasını sağlamaktı. Orada da meclis üyeleri müdahil oluyor, yanlışa dur diyorlardı. Ben korkuyorum ki bu siyasal iktidar böyle devam ederse belediyeler de, belediye meclisleri de ortadan kalkacak. Bunun amacı başkanlık sisteminin alt yapısını oluşturmaktır. Halk bunu görüyor.”
Karayalçın'ı İl'de bulmak imkansız
“Murat Karayalçın'ın il başkanlığı gerçekten toparlayıcı oldu mu?” sorusuna da cevap veren Gülsever, “Bu bizim için bir şans. Çünkü konusunda uzman, hatta belediyecilik açısından Türkiye'deki bir numaralı duayen ile çalışıyoruz diyebiliriz. Ayrıca çok ciddi siyasal deneyimleri olan bir isim. Yaşıyla ilgili eleştiriler olmuştu. Ama ben nüfus kağıdı yaşından evvel insanın akıl yaşının olduğunu düşünüyorum. Nüfus kağıdı yaşınız belki fazladır ama akıl yaşınız genç kalmışsa orada bir sorun yoktur. Hem de daha çok deneyimle böyle bir akıl yaşına sahip olursanız bu iki defa büyük bir kazanım haline alır. Üstelik fiziken de genç duran birisi. Bugün İstanbul'da gitmediği yer kalmadı. Her gün bir ilçede, her gün vatandaşın arasında. İl başkanlığında otururken bulmak neredeyse imkansız” şeklinde konuştu.
1973'ten beri CHP'de
1948 İstanbul'da doğdu. İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi Işık Mühendislik Fakültesi'ni bitirdi; makine mühendisi oldu. Denizcilik İşletmeleri'nde 7 yıl kontrol kurulu üyesi olarak çalıştı. Akademi İstanbul eğitim kurumunda genel koordinatörlük yaptı. Kasımpaşaspor Kulübü yönetim kurulu üyesi oldu. Halen Fenerbehçe Spor Kulübü Kongre üyesi. 1973 yılında CHP'ye katıldı. Farklı dönemlerde 3 dönem İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyeliği ve 3 dönem CHP Beyoğlu İlçe Başkanlığı yaptı. 1987 ve 1991'de iki kez İstanbul Milletvekili adayı oldu. Önceki dönemde İl Genel Meclis'ine seçildi. 2014 seçimlerinde Beyoğlu ve İBB Meclis Üyesi seçildi. İBB Meclisi CHP Grup Başkanvekili oldu. Emekli, orta derecede İngilizce biliyor. Evli ve iki çocuk babasıdır.
KELİME OYUNU
Aile: Mutluluk
Çocuk: Dünyanın en sevimli şeyi
Siyaset: Vazgeçilmez
İstanbul: Sevdam
Türkiye: Vatan
Dostluk: Kazanılması gereken en önemli şey
Geçmiş: Güzel anılar
Bugün: Gelecek
Gelecek: Bugünden planlayacağız
Muhalefet: Olması gereken
İktidar: Güç
CHP: Halk
AK Parti: Rant
KAYNAK:GAZETE İSTANBUL