Evliliğin insanı sömürdüğünü düşünüyor. Magazini takmıyor. Bu aralar mutlu ve huzurlu olduğunu söyleyen Nurgül Yeşilçay “Hayatla anlaşmam sağlam” diyor
Nasıl bir ruh hali içindesiniz bu aralar?
Oğlumun en sevdiği çizgi film olan Arı Bee’nin başında çok güzel bir şey yazar: Bilinen tüm havacılık kurallarına göre bir arının uçabilmesi mümkün değildir. Kanatları, şişko karnını yerden kaldırmak için çok küçüktür. Ama arılar her şeye rağmen uçar. Çünkü arılar, insanların “İmkansız” dedikleri şeyleri takmaz. Ben bu aralar çok mutluyum, huzurluyum, yaşamayı seviyorum. Yeni heyecanlarım var. Hayatla anlaşmam iyi, sağlam. Bir çocuğum, sevdiğim bir işim ve arkadaşlarım var. Şükrederek yaşıyorum ve insanların “İmkansız” dedikleri şeyleri takmıyorum.
Yaşadıklarınızdan sonuçlar çıkararak mı yoksa her şeyi akışına bırakarak mı yola devam ediyorsunuz?
Açıkçası hayattan ders almak adına yaşamıyorum. Yapı olarak aynı hatayı tekrar yapabilecek bir insanım. O yüzden ders aldığım söylenemez. Daha çok duygularıyla hareket eden biriyim.
Güçlü bir kadın imajınız var. Kendinizi gerçekten güçlü buluyor musunuz?
Evet, güçlü bir kadınım. Ailenin en küçük kızıyım. Elimi sıcak sudan soğuk suya sokmadım. Ev işi bilmem. İstediklerim hep oldu. O yüzden belki biraz şımarık büyümüş olabilirim. Bencilim; önce kendimi, sonra karşımdakini düşünürüm. Kadınlar, kocaları ya da sevgilileri olduğunda onların hayatını yaşamaya başlıyor. Kadın doğurgan olduğu için her türlü kalıba girebiliyor. O zaman da adam onu sömürmeye başlıyor. Kadının kendi sevdiği şeyleri yapması lazım. Ancak böyle ayakta kalabilir. Diğer türlü hayat üstüne üstüne gelir.
Peki aşk devreye girince, bencillik durumu ne olur?
Bir yerde buluşman gerek; ama büyük oranda onun hayatını yaşamaya başlamam, o benim hayatımı yaşasın.
Boşanmanın ardından seksi bir Nurgül Yeşilçay çıktı karşımıza. Söylediklerinizle çelişen bir durum değil mi bu?
Evet ama o ilişkide öyle olmadı.
“Cem ne dostum ne de arkadaşım”
Niye?
Evlilik başka bir hal yaratıyor. İnsanı sömüren bir durum! Toplum baskısı oluyor üstünde. Bir şey yapıyorsun, hemen “Aaa sen evlisin, böyle olmaz, öyle yapılmaz” gibi. Çok uç şeylerden değil, kendi hayatımı yaşamaktan bahsediyorum.
Ünlü olmak, kişiyi daha dokunulmaz kılmıyor mu?
Asla! Hatta ünlü olmak, toplum baskısını daha çok hissettiren bir durum.
Peki magazin medyasının tavrı ilişkilerinizde etkili oluyor mu?
Ben magazini çok takan bir insan değilim. Onlar da işlerini yapıyor, insanların merak ettiği şeyleri sunuyor. Oğlumu olaya dahil ettikleri zaman üzülüyorum. Çünkü Nejat daha çok küçük. Basın bunu unutuyor.
Sözünü sakınmayan bir kadınsınız. Lakin biten evliliğinizin ardından sessiz kaldınız. Neden?
Açık sözlü olmakla başkalarının duymasına gerek olmayan şeyleri söylemek başka şeyler. Biz bir ilişki yaşadık ve bitti. İki kişi arasında ve kapalı kapılar ardında yaşanmış bir şey. Cem, benim bu saatten sonra arkadaşım ya da dostum değil. Sadece Nejat’ın babası. Tabii ki görüşmeye devam ediyorum Nejat’tan dolayı. Biten bir ilişkinin ardından konuşmak, açık sözlülük değil ahlaksızlıktır bence.
Nasıl bir ruh hali içindesiniz bu aralar?
Oğlumun en sevdiği çizgi film olan Arı Bee’nin başında çok güzel bir şey yazar: Bilinen tüm havacılık kurallarına göre bir arının uçabilmesi mümkün değildir. Kanatları, şişko karnını yerden kaldırmak için çok küçüktür. Ama arılar her şeye rağmen uçar. Çünkü arılar, insanların “İmkansız” dedikleri şeyleri takmaz. Ben bu aralar çok mutluyum, huzurluyum, yaşamayı seviyorum. Yeni heyecanlarım var. Hayatla anlaşmam iyi, sağlam. Bir çocuğum, sevdiğim bir işim ve arkadaşlarım var. Şükrederek yaşıyorum ve insanların “İmkansız” dedikleri şeyleri takmıyorum.
Yaşadıklarınızdan sonuçlar çıkararak mı yoksa her şeyi akışına bırakarak mı yola devam ediyorsunuz?
Açıkçası hayattan ders almak adına yaşamıyorum. Yapı olarak aynı hatayı tekrar yapabilecek bir insanım. O yüzden ders aldığım söylenemez. Daha çok duygularıyla hareket eden biriyim.
Güçlü bir kadın imajınız var. Kendinizi gerçekten güçlü buluyor musunuz?
Evet, güçlü bir kadınım. Ailenin en küçük kızıyım. Elimi sıcak sudan soğuk suya sokmadım. Ev işi bilmem. İstediklerim hep oldu. O yüzden belki biraz şımarık büyümüş olabilirim. Bencilim; önce kendimi, sonra karşımdakini düşünürüm. Kadınlar, kocaları ya da sevgilileri olduğunda onların hayatını yaşamaya başlıyor. Kadın doğurgan olduğu için her türlü kalıba girebiliyor. O zaman da adam onu sömürmeye başlıyor. Kadının kendi sevdiği şeyleri yapması lazım. Ancak böyle ayakta kalabilir. Diğer türlü hayat üstüne üstüne gelir.
Peki aşk devreye girince, bencillik durumu ne olur?
Bir yerde buluşman gerek; ama büyük oranda onun hayatını yaşamaya başlamam, o benim hayatımı yaşasın.
Boşanmanın ardından seksi bir Nurgül Yeşilçay çıktı karşımıza. Söylediklerinizle çelişen bir durum değil mi bu?
Evet ama o ilişkide öyle olmadı.
“Cem ne dostum ne de arkadaşım”
Niye?
Evlilik başka bir hal yaratıyor. İnsanı sömüren bir durum! Toplum baskısı oluyor üstünde. Bir şey yapıyorsun, hemen “Aaa sen evlisin, böyle olmaz, öyle yapılmaz” gibi. Çok uç şeylerden değil, kendi hayatımı yaşamaktan bahsediyorum.
Ünlü olmak, kişiyi daha dokunulmaz kılmıyor mu?
Asla! Hatta ünlü olmak, toplum baskısını daha çok hissettiren bir durum.
Peki magazin medyasının tavrı ilişkilerinizde etkili oluyor mu?
Ben magazini çok takan bir insan değilim. Onlar da işlerini yapıyor, insanların merak ettiği şeyleri sunuyor. Oğlumu olaya dahil ettikleri zaman üzülüyorum. Çünkü Nejat daha çok küçük. Basın bunu unutuyor.
Sözünü sakınmayan bir kadınsınız. Lakin biten evliliğinizin ardından sessiz kaldınız. Neden?
Açık sözlü olmakla başkalarının duymasına gerek olmayan şeyleri söylemek başka şeyler. Biz bir ilişki yaşadık ve bitti. İki kişi arasında ve kapalı kapılar ardında yaşanmış bir şey. Cem, benim bu saatten sonra arkadaşım ya da dostum değil. Sadece Nejat’ın babası. Tabii ki görüşmeye devam ediyorum Nejat’tan dolayı. Biten bir ilişkinin ardından konuşmak, açık sözlülük değil ahlaksızlıktır bence.