Eleştiriler sertleşmeye başlayınca da birinci olmasına rağmen yarışmadan ayrıldı.
“Frame Türkiye” yarışmasına neden katıldınız?
- Hem kendimi tanıtmak hem de para ödülünü kazanmak için katıldım. Kazansaydım, alacağım parayla çok güzel şeyler yapabilirdim.
Ne gibi şeyler?
- Kendime triplex bir ev, bir de araba alıp kendi işime devam etmeyi düşünüyordum.
Siz Aydınlısınız ve Antalya’daki cam evde yarıştınız. Evdeki diğer iki kişinin yakın arkadaş olduğunu öğrenince ne tepki verdiniz?
- Ben “Frame Türkiye”ye tek başıma katıldım ve kalacağım evdeki diğer iki kişinin çok yakın arkadaş olduğunu da yarışmaya başlayana kadar bilmiyordum. Bu benden bir sır gibi saklandı. İlk duyduğum anda ise eve girmek istemedim, çok ağladım.
SEKSİ BİR KADIN OLDUĞUMU GÖSTERMEKTEN ÇEKİNMİYORUM
Neden?
- Çünkü her hafta evden birinin gitmesi gerekiyor. Bu ikisinin arkadaş oldukları için beni dışlayacaklarını ve önce beni göndereceklerini düşündüm. “Neden arkadaş oldukları bana daha önce söylenmedi” diye çok sinirlendim. Ama düşündüğüm gibi olmadı. Çok yakın arkadaşlar bile yarışırken farklı bir psikolojiye girip birbirlerine düşman olabiliyormuş. İkisi birbirini yemeye başlayınca ben kaldım.
Antalya evi sizin frikiğiniz ve giyim tarzınızla hep gündemdeydi. O kıyafetleri giyerek neyi amaçlıyordunuz? Ne kadar seksi ve cüretkâr olduğunuzu göstermeyi mi, reyting toplamayı mı?
- Kesinlikle öyle bir amaçla olmadı o frikik... O frikik olduğunda, saksı oyunumuz vardı. Elimde saksıyla koltukta otururken, eteğimin yukarı doğru kaydığını hissetmedim. 120 dakika boyunca saksıyı havada tuttum, o uyuşuklukla ayağa kalktığımda “Ay Gökhan, çabuk arkamı ört” dedim. Gökhan da direkt havlu sardı belime. Kıyafetlerime de seksi denildi. Ama Türkiye’de böyle giyinen ilk kadın ben değilim, son kadın da ben olmayacağım. Ayrıca seksi bir kadın olduğumu düşünüyorum ve bunu da göstermekten çekinmiyorum.
“KAFASINA ÇÖP POŞETİ GEÇİRSİN ANCAK ÖYLE İŞE YARAR” DEDİLER
Neler yaşadınız o evde, beklediğiniz gibi miydi her şey?
- Orası farklı duygular yaşattı bana... Bir kere herkes ön plana çıkmaya çalıştı, bencil davrandı. Herkeste “Bu evi ben izletiyorum” fikri vardı. Sadece dışarıda değil, ev içerisinde de kıyafetlerim eleştirildi. “Şunu giyme, bunu yapma” dediler. Ben kendimi gösteremedim evde. Aslında çok daha eğlenceli ve iyi biri olduğumu düşünüyorum. Yine de izleyiciler beni çok sevdi ve sahiplendi. Diğer evlere “Üçünüz bir Özlem etmezsiniz” yorumları geliyordu.
Peki sabrınızı taşıran ne oldu da evden ayrılmaya karar verdiniz?
- Diğer evlerde, benim hakkımda olumsuz laflar edildi. Bir kadın yarışmacı çıkıp da benim için “Kafasına çöp poşeti geçirsin, ancak öyle işe yarar” deyince, o insanlarla aynı yarışmada olmak istemediğimi anladım. Çünkü onlarla aynı seviyede olmadığımı düşünmeye başladım. Bir ay içeride kaldım, birinci olduğumuz hafta da kendi isteğimle ayrıldım.
İÇİMDEKİ GÜZELLİĞİ DIŞARIYA VURUYORUM
Diğer yarışmacılar bu sözleri neden söylemiş olabilirler?
- Belki benim gibi olmak, benim gibi giyinmek istiyorlar ama kendilerine yakıştırmıyorlardır. Herkesin çekindiği bir nokta vardır ama ben kimseden çekinmiyorum. İçimdeki neyse, dışımdaki de o. İçimdeki güzelliği dışarıya vurduğumu düşünüyorum. Bana en ağır gelen nokta, insanların önünde yapılan bir haksızlığa, edilen bir söze cevap verememek.
İstanbul evinden Orçun, Antalya evinin birinciliğini sizin verdiğiniz frikiklere bağladı ve tepki göstermek için soyunup gitar çaldı. O konuda ne diyeceksiniz?
- Onların hakkında konuşmak istemiyorum.
SEVGİLİM BAŞKASIYLA NİŞANLI AMA “BENİM OLSUN” DİYE DİRETMİYORUM
Bundan sonra Aydın’da mı yaşayacaksınız?
- Benim orada kalmamın tek nedeni erkek arkadaşım.
İki sene birlikte olduktan sonra erkek arkadaşınızın bir başkasıyla nişanlı olduğunu öğrendiğiniz doğru mu?
- Evet.
Size nasıl söyledi?
- Öyle arada öğrendim...
İki senedir birliktesiniz, peki neden nişanlısından ayrılmıyor?
- Aydın küçük yer, aileler birbirini tanıyor. Bunlar kolay kararlar değil.
Peki nereye kadar böyle devam edecek ilişkiniz?
- “Benim olsun” diye diretmiyorum. Zor bir insanım. Benim her şeyim oldu ama sonunda bir karar vermek zorunda kalacak.
İNSANAT BAHÇESİ
Cam evde yaşarken, sabahları yukarıdan bozuk para, kabuklu yemiş atılarak uyandırılıyordum. Oraya “insanat bahçesi” diyorlardı.
EĞER AYRILMASAYDIM YÜZDE 100 KAZANIRDIM
Yarışmadan kendi isteğinizle ayrılmasaydınız, kazanır mıydınız sizce?
- Yüzde 100 kazanırdım. Ama bu kesinlikle seksi giyinişime ve frikiklerime dayanmazdı. İnsanlar bizi severek izlediklerini oylarıyla gösterdi. Hakaretler olmasaydı o evde kalırdım. Ama hiçbir şey benim gururumdan, kişiliğimden önemli değil.