Pınar Eczacıbaşı... Genç Yönetici ve İş Adamları Derneği (GYİAD) Başkanı, Londra merkezli bir varlık yönetimi şirketi olan Schroders’in Türkiye temsilcisi, Eczacıbaşı Holding’in patronu Bülent Eczacıbaşı’nın kuzeni... Pınar Eczacıbaşı, ABD’de kimya eğitimi aldıktan sonra önce çok kısa bir süre aile şirketinde çalışmaya başladı. Ardından kendi kariyer yolunu kendi çizerek işletme ve bankacılık sektörüne girdi. Demokrat Parti’den milletvekili adaylığını açıklaması, gerek politik çevrelerde, gerek iş dünyasında küçük çaplı bir şaşkınlığa neden oldu. GYİAD Başkanlığı’nı mayıs ayında bırakacak olan Eczacıbaşı siyasete yeniden sıcak baktığının sinyallerini veriyor… Pınar Eczacıbaşı ile hem bu yıl 25. yılını kutlayacak olan GYİAD’ı hem de kendi gelecek hedeflerini anlattı.
‘GYİAD, laik bir dernek’
- Genç Yönetici ve İşadamları Derneği’nin (GYİAD) 3 dönemden beri başkanlığını yapıyorsunuz. GYİAD’ın kaç üyesi var, derneğin profilini ve amaçlarını kısaca tanımlar mısınız?
- GYİAD sosyal amaçlı bir oluşum. Üyelerinin yüzde 50’den fazlası profesyonel yönetici. Koç ve Sabancı hariç, büyük holdinglerin hissedarları, Borusan, Kütahya Porselen, Eczacıbaşı gibi birçok büyük holdingin yöneticileri bize üye. Tabii daha küçük ölçekli şirketlerin üst düzey yöneticileri de... Patronlar da yöneticiler de burada. 1986 yılında, genç yönetici ve işadamlarının ihtiyaç ve sorunlarına çözüm üretmek ve temsil etmek üzere kuruldu. Ben GYİAD’ı toplum üzerinde genç yönetici ve işadamlarının siyasi ve ekonomik etkisini arttırmak için çalışmalar yapan öncü bir sivil toplum örgütü olarak tanımlıyorum. Atatürkçü, laik, yüzünü Batı’ya dönmüş insanların yönettiği bir dernek GYİAD. 500’e yakın üyesi var, bunlardan 250’si aktif. Projeler üretiyor ve toplumsal çalışmalar yapıyoruz.
- GYİAD’ın temsil ettiği büyüklük nedir?
- Yöneticileri derneğimize üye olan şirketlerin toplam büyüklüğü 40 milyar dolar mertebesinde. Ciddi istihdam grubu yani. Böyle bir grubun enerjisini doğru yönlendirmek önemli. Bu yüzden doğru projeler bulmaya önem veriyoruz.
- Ne tür projeler bunlar? Birkaç örnek verebilir misiniz?
- GYİAD bir STK ama kendini bir “sosyal sorumluluk derneği” gibi görmüyor. GYİAD’a göre en büyük sorun, işsizlik. Eğitimden kaynaklanan yaratıcı düşünce gücü çok zayıf, girişimci desteklenmiyor. Biz de genelde projelerimizi işsizlik ve girişimciliğin geliştirilmesi üzerine inşa ettik. Örneğin Türkiye’nin ilk mikrokredi çalışması olan UNDP ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) ile “Altın Bilezikler Mikro Kredisi” projesini hayata geçirdik. Krizde 50 bin liraya varan oranlarda mikro kredi ile girişimcileri destekledik. Projeyle vasıflı, meslek sahibi insan yetiştirmek amaçlanıyordu. 5 ilde yürüttük. GYİAD’ın katkısı daha çok danışmanlık üzerineydi. Girişimciye iş planı yapıyorduk. Ancak krize denk geldi ve TEB kredi vermeyi durdurunca proje ilerleyemedi. Şimdi başka bir banka ile ilerlemenin yollarını arıyoruz.
‘Girişimcilik üzerine çalışıyoruz’
- Son dönemde hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
- Şimdi üzerinde durduğumuz en önemli konu GYİAD Akademi’yi yaşama geçirmek ve girişimcilik üzerine eğitimlerimizi akademik bir tabana oturtmak. Bu kapsamda geçen hafta Mardin Valililiği ile bir görüşme yaptık. Orada ilk aşamada 50 gence girişimcilik eğitimine başlayacağız.
Yine girişimcilik kapsamında “Bir Fikrin mi Var” yarışmasının düzenleyicileri arasındayız. Bunu da Özyeğin Üniversitesi ile birlikte yürütüyoruz. İlk 3’e ödül veriliyor. Fikrini yaşama geçirmesi ve işini kurabilmesi için para desteği sağlanıyor... Sonra KOSGEB ile işbirliği yaptık ve Girişimciliği Geliştirme Sertifika Programı’nı hayata geçirdik. Yüzlerce genç faydalandı.
- Siz önümüzdeki dönemde başkanlığı bırakacağınızı söylediniz... 3 dönem üst üste başkanlık az değil. Neleri farklı yaptığınızı düşünüyorsunuz? Başkanlıktan ayrılınca ne yapacaksınız?
- Öncelikle biraz daha kurumsal kimlik kazandırmaya çalıştım. Şeffaf bir yönetim oluşturdum. Burası bir kulüp havasına dönüşmüş eleştirileri çokça geliyordu. Onu değiştirmeye çalıştım. Herkesin bir iş hayatı var. Para kazanmaları lazım ama burayı kurma amacı, Türkiye’nin iyi eğitim görmüş, belirli ahlaki değerleri olan iş insanları olarak biz bu ülkeye ne verebilirize cevap bulmaktı. Bizim birtakım sosyal sorumluluk projeleri yapmamız gerekiyordu.
Adı sanı duyulur şeylerden söz ediyorum. Ben işte GYİAD’ı sadece bir araya gelinerek yenilip içilen bir buluşma olmaktan çıkartmak istedim. Hakikaten insanların izlediği bir dernek olmasını istedim. Başkanlıktan ayrılınca yine GYİAD’ın projelerinde yer almayı sürdüreceğim. Bugünlerde 5 STK bir federasyon çatısı altında güçbirliği oluşturma arayışları içindeyiz. Gerçekleşirse ben de işin içinde yer alırım…
‘Toplumsal sorumluluklar önemli’
- Biraz da GYİAD’ın dışına çıkalım ve insan olarak hatta bir iş kadını olarak Pınar Eczacıbaşı’ndan bahsedelim isterseniz... Siz Eczacıbaşı ailesinden olmasına karşın kariyerinize daha en baştan grubun dışında başlamayı tercih ettiniz ve bugünlere kadar geldiniz... Neden?
- Çünkü kendimi bildim bileli daima ayakları üstünde, kendi imkânları ile durmayı başaran bir kadın olmayı istedim. İş yaşamında belli bir yere gelince bu sefer topluma olan sorumluluklarımı yerine getirme gayreti içine girdim. Bu yüzden GYİAD bünyesinde yer aldım...
- Ve bir siyaset denemesi... Neden siyaset peki?
- Yaklaşık on yıldır çeşitli sivil toplum kuruluşlarındaki görevlerim nedeniyle, topluma yönelik pek çok projede yer aldım. Bu projeler Türkiye’nin sorunlarıyla meşgul olmama neden oldu. Türkiye’de iyi yapılan işler olduğu gibi, bir o kadar da çözülemeyen ve gittikçe derinleşen önemli sorunlar var. Mevcut siyasi yapının bu sorunlardan uzak tavrı ve Türkiye’yi bekleyen tehlikeleri görmezden gelmesi, siyasete girmem konusundaki teklifleri değerlendirmeme ve Demokrat Parti’den aday olma kararını almama yol açtı. Ama o dönem iki partinin, DP ve Anavatan’ın birleşmesi söz konusuydu. Olmayınca siyaset girişimim başarısız oldu.
- Peki ya şimdi? Siyaseti yeniden gündeme alacak mısınız?
- Eğer siyasette önüme doğru olduğuna inandığım bir kapı açılırsa neden olmasın?