Tepeden değil halkın içinden geldim

Üçüncü bölgeden AK Parti Milletvekili Aday Adaylığını açıklayan Üzdelta Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Üzer, “Halkımız yapılan hizmetlerin, Türkiye'nin hangi noktaya geldiğinin farkında. Direk tepeden gelerek ya da maddi anlamda kendimize güven

Bölgemizin tanınmış iş adamlarından Üzdelta Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Üzer, AK Parti'den İstanbul 3. Milletvekili Aday Adayı oldu. Siyasete AK Parti'de başladığını söyleyen Üzer, “Mardin, Bitlis, Amasya gibi şehirlerin federasyon başkanları ile ikili ilişkilerim var. Eğer aday olursam Büyükçekmece, Beylikdüzü, Esenyurt, Küçükçekmece, Başakşehir, Bağcılar başta olmak üzere üçüncü bölgenin tamamında etkin olurum ve partiye de oy getiririm. Aday olsam da olmasam da partim için sırtımdan ter akana dek çalışmaya devam ederim” dedi. AK Parti'nin 7 Haziran'daki seçimlerde tekrar tek başına iktidar olacağı iddiasında bulunan Üzer, hedeflerinin ise başkanlık sistemini getirmek olduğunu  söyledi. 

Neden milletvekili olmak istiyorsunuz?
Milletvekilliği siyasetin çok farklı bir kolu, bu durumun durumun farkındayız. Biz tabandan geldiğimiz için nihayetinde siyaseti çok iyi biliyoruz. Aynı zamanda AK Parti'nin tüzüğünü, teşkilatlamasını biliyoruz. Direk tepeden gelerek ya da maddi anlamda kendimize güvenip bu yola girmedik. Halkımız için, partimiz için en hizmet etmek için bu yola çıktım. Çevremiz, dostlarımız, akrabalarımız, ağabeylerimiz bu yolu gösterdiler. Çünkü Mehmet Üzer denilince İstanbul’un bir çok ilinde şubelerimizin olduğu için bu şehrin yüzde 70 – 80'inde tanıdıklarımız var. Bir de benim insanlarla kolay iletişim kuran bir yapım var. Her şeyden önce kibirli değilim, egolarım yok, bir insanoğluna saygısızlığım olmamıştır. İnşallah olursa Meclis'te halkımıza hizmet ederim. Olmazsa da sorun olmaz partim için çalışmayı sürdürürüm. Çünkü ben siyaseti seviyorum.

Eğer aday olursanız Mehmet Üzer'in AK Parti'ye ne gibi bir katkısı olur?


Ben birçok sivil toplum kuruluşunun içerisindeyim, yönetimleriyle muhattabım. Mardin, Bitlis, Amasya gibi şehirlerin federasyon başkanları ile ikili ilişkilerim var. Eğer aday olursam Büyükçekmece, Beylikdüzü, Esenyurt, Küçükçekmece, Başakşehir, Bağcılar başta olmak üzere üçüncü bölgenin tamamında etkin olurum ve partiye de oy getiririm. Ben başvurumu yaparken 14 tane federasyon başkanının ismini ve telefonlarını referans olarak yazdım. Çünkü milletvekilliği benim tek başıma aldığım bir karar değil; çevremdeki bu insanların da talebidir.

Aday gösterilmezseniz tavrınız ne olur?


Ben yerel seçimlerde Beylikdüzü'nden belediye başkanlığı için aday adaylığımı açıkladım. Ama partim Yusuf Uzun'da karar kıldı. Ben de maddi manevi tüm desteğimi kendisine sundum. Şimdi de aday gösterilmezsem bu tavrım değişmeyecek. Adaymışım gibi sırtımdan ter akana kadar çalışırım.

Siyaset uzun soluklu bir iş, sizin de yaşınızın genç olması bir avantaj olabilir. 4 yıl sonra da aday olabilirsiniz...


Kesinlikle evet. Her şey bugün olacak diye bir şey yok. Bugünün yarını da var. Bugünlere hiçbir şey yapmadan gelen insanlardan değiliz. Kendi çapımızda bir çevremiz, kişiliğimiz olmuş ki gelebilmişiz. Onu 4 yıl sonraya da taşıyabilirim.

Çözüm süreci AK Parti'nin başarısı

Siz Doğu Anadolu kökenlisiniz. Uzun süredir devam eden ve geçen haftalarda da tekrar gündeme gelen çözüm sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Çözüm süreci ile birlikte bölgede bir  değişim yaşandı mı?

Siyasi anlamda zor olan şeyler vardır. AK Parti bunu yaptı. Son 5 yıldır bakıyoruz artık analarımız ağlamıyor. Bu benim için çok önemlidir... Ben insana önem veririm, saygı duyarım. Bugün AK Parti Türkiye'nin en büyük partisi; ülkenin her yerinden oy alıyor. İkinci parti ise bana göre HDP... Doğu'da sadece bu iki parti oy alıyor. 5 yıldır şehit haberlerinin gelmemesini, anaların ağlamamasını sağlayan süreci başlatan kim, bunu görmek lazım. 10 gün önce de İmralı'da silahları bırakın diye bir çağrı geldi. Bu AK Parti'nin başarısıdır ve sürecin doğru ilerlediğini gösterir.

Öte taraftan da özellikle iç güvenlik paketiyle ilgili ciddi eleştiriler var...


Burada bakış açısı çok önemli. Nasıl bakarsan öyle görürsün. O paketle ilgili eleştiriler olabilir ama bunların kararını halk verecek. Halk görüyor ve seçimini yapıyor zaten.

Yine tek başımıza iktidarız

Bu seçimin sonucunu nasıl öngörüyorsunuz?


8 Haziran sabahı uyandığımızda AK Parti'nin tekrar iktidar olacağını göreceğiz. Üstelik de oyunu arttırarak. Çünkü arkasında halk var. Eğer sizin arkanızda halk varsa sırtınız yere gelmez. Eğer yanlış yapıyorsa halk çoktan onu seçtiği gibi indirmesini de bilir. Bakın bu ülkede CHP ve MHP gibi uzun yıllar önce kurulan partiler var. Ama nerede olduklarını görüyoruz. AK Parti 13 yıl önce kuruldu ama her seçimde oyunu arttırdı. Bu seçimde de aynısı olacak. 12 yıl içerisinde Türkiye'de bir gerilim mi var yoksa yükseliş mi? Eğer gerilim varsa halk bunun hesabını sorar. Yükseliş varsa da tekrar oy vererek ödüllendirir. 13 yıldır girdiği her seçimde başarıyla çıkan bir parti; demek ki doğru yerde. Ancak 4 doğrunun yanında bir yanlış mutlaka olur. Ama 4 yanlışın yanında 1 doğrunun şansı yoktur

HDP bağımsız adaylarla değil parti olarak seçime kararı aldı. Size göre HDP barajı aşabilecek mi?


HDP'nin Doğu ve Güneydoğu'da ciddi bir oyu var. Bu kararla risk aldıklarını düşünüyorum. Yapılan anketlerde yüzde 5 – 6 gibi bir oyu var. Barajı aşacağım demesi inanılmaz bir özgüvendir. Aşıp aşmayacağını 7 Haziran'da göreceğiz.

Doğu ve Güneydoğu'dan aldığı oy yetmeyecek mi?


Bence yetmeyecek çünkü sadece oralardan alacağı oy yetmiyor. Türkiye'nin genelinden oy alması, yani Türkiye partisi gerekiyor. Bu tüm partiler için geçerli. MHP'nin bir ülkücü tabanı var, CHP'nin sola dönük bir kitlesi var. Ama tüm Türkiye'yi kucaklayamıyorlar. Burada AK Parti'nin farkı tekrar ortaya çıkıyor. Çünkü AK Parti'ye baktığımız zaman her kesimden isimler var. Türk de var, Kürt de... Alevi de var Sünni de... Sadece Doğu'ya ya da Ege'ye hitap etmiyor; Türkiye'nin tüm bölgelerine hitap ediyor. Bunun doğruluğunu 7 Haziran seçimlerinde de göreceğiz.

3'üncü bölgede 20 vekil çıkartırız

Sizin de aday adayı olduğunuz üçüncü bölgede nasıl bir sonuç öngörüyorsunuz?


Bizim bu bölgede 15 milletvekilimiz var. Ama en az 18 – 20 milletvekili çıkarmayı düşünüyoruz. Anketlerde de yüzde 50 – 55 oranında AK Parti'ye oy çıktığını görüyoruz. Ben burada oyumuzu yükselteceğimizi ve milletvekili sayımızı arttıracağımızı düşünüyorum. Sadece burası değil tüm ülkede arttıracağız yolumuza devam edeceğiz ve başkanlık sistemini getireceğiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hedefi de başkanlık sistemini getirmek... Onun hedefi doğrultusunda mı hareket edilecek?
Bence burada yanlış düşünüyorsunuz. Siyasete giren biri milletvekilliği, başbakanlık, niyateninde de cumhurbaşkanlığını hedefleyebilir. Sayın Cumhurbaşkanımız da bunları yaptı ve siyasete giren bir insanın yükselebileceği en yüksek konuma geldi. Muhalefet partileri özellikle AK Saray'ı abarttı. Ama orası halkın malı, belki 10 yıl sonra orada CHP'li biri oturacak. Bugün yabancı devlet adamları Ankara'ya geldiğinde bu sarayda kabul ediliyor. Bu Türkiye'nin büyüklüğünün göstergesidir.

Başkanlık sisteminin Türkiye'ye uygun olduğunu düşünüyor musunuz?


Bence uygun olacak ve Türkiye daha iyi yerlere gelecektir. 12 yıl önce ki Türkiye ile bugünkü Türkiye arasındaki farkları düşünün. Başkanlık sistemin de artısı olacaktır, bekleyip göreceğiz. Ben tam ayrıntılarını bilmiyorum, tam olarak açıklama şansım da yok. Büyüklerimiz mutlaka kendi içinde değerlendirme yapmışlardır, bu sistem doğru görülmüştür ki bu yola girilmiştir.

10 ağabeyi ile birlikte çalışıyor

16 kardeş olduğunuzu söylediniz. 16  kardeşin bir anne bir babadan mı?


İki anne bir baba... 5 kız kardeşim evli. Erkeklerden de 1'i hariç 10'u birlikte çalışıyoruz. En küçüğün bir büyüğüyüm ben. Ama karar mercinde de ben varım.

Aile bireyleri ile iş yapmak zor olmuyor mu?


Bir kişinin tek başına hiçbir yere gelme şansı yok. İş hayatında da siyasette de bu böyle... Yanındakilere güvenmek zorunda ben de aileme güveniyorum. Bugün 37 şubemiz varsa bu sadece benim değil ailemin başarısıdır. Yanımda çalışan 360 kişi var, bunun 150'si akrabamdır. Eğer ailene öncülük yapabiliyorsan başka yerlerde de başarı şansın var demektir. Ben iş hayatımda asla duygusallığa yer vermem, işe profesyonel olarak bakarım. Mesai saatleri içinde 60 yaşındaki ağabeyim bile benim dediğimden dışarı çıkmaz. Ama mesai bitince o benim ağabeyim olur, ben de onun kardeşi olurum.

Şirket olarak hedefleriniz neler?


Şirketi kurarken hedefimiz 5 yıl içinde 15 şubeydi; bugün 37 şubemiz var. 2016'nın sonunda 50 şube hedefliyoruz. Bitlis ve Tatvan'da şubelerimiz var, onların yanı sıra İzmir, Antalya gibi yerlerde şube açmayı planlıyoruz. Çünkü 50 şube İstanbul'a sığmayacak.

Esenyurt gelişiyor ki binalar yapılıyor

Siz inşaat sektörünün içindesiniz. Genelde tüm İstanbul, özelde Esenyurt'ta ciddi bir yapılaşma söz konusu. Bunu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?


10 yıl önce 'Esenyurt' denildiğinde akıllara çok farklı bir ilçe gelirdi. Ama şu an hem yapılaşmasıyla, çevresiyle, hizmetlerle çok daha farklı, gelişmiş bir Esenyurt geliyor. Örneğin en çok AVM Esenyurt'ta... Elbette hem Esenyurt'ta hem de İstanbul'da sıkıntılar elbette vardır. Ama geçmişle kıyaslarsak sıkıntılar yok denecek kadar az ve git gide azalıyor.

Esenyurt ile ilgili bir tarafta 30 katlı hemen yanında 3 katlı binaların olduğu, imarla igili eleştiriler var...


Esenyurt gayrimenkul yatırımlarında bugün İstanbul'un ikinci sırasında yer alan bir kent.Mahalle bazına vurduğumuz taktirde bunlar normal olan şeyler. Bugun üst kısımlar komple 15 – 16 katlı; hemen yanına benzer yapılar yapılıyor. Bazı mahallelerimizde ise yapılanların hepsi az katlı. Bu konuda bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Esenyurt'ta bugün 800 bin nüfus yaşıyor. Bu çok ciddi bir rakam. Esenyurt gelişiyor ki insanlar talep ediyor. Tabi ki 800 bin kişinin hepsinin memnun olması mümkün değil. Ama bakıyoruz ki tüm seçimlerde Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu her defasında oyunu arttırarak seçiliyor. Yani burada tek pencereden bakmamak gerekiyor.

Şu an inşaat sektörü ekonominin can damarı haline geldi. Siz sektörün durumunu nasıl görüyorsunuz?


İnşaat sektörü dünyanın tüm metropol kentlerinde her zaman ön plandadır. Eğer bir ülkede inşaat sektörü canlıysa ekonominin de iyiye gittiğini söyleyebiliriz. Türkiye'de de sadece İstanbul değil tüm şehirlerde ciddi bir gelişme var.

Büyük firmaların yanı sıra küçük müteahhitleri ezdiği yönünde bir görüş var. Siz buna katılıyor musunuz?


Büyük balık küçük balığı yutar diye bir atasözü vardır. Tabi bir 300 daire yapan müteahhitle 10 daire yapan arasında fark vardır. Ama herkes kendi çapında iş yapıyor. Bugün büyük bir firma gidip 5 katlı bir bina yapmaz. Bakkalla market arasındaki fark gibi, herkes kendi emeğini yiyor.

5 yılda 37 şube
Bitlis'in Tatvan ilçesinde 1981 yılında doğan Mehmet Üzer, eğitim hayatını Hakkari'de tamamladı. Sonrasında İstanbul'a geldi. İş hayatına tekstil sektöründe başladı. 2009 yılında Üzdelta Gayrimenkul Şirketi'ni kurarak kendi işini yürütmeye başladı. Üzdelta olarak şu an 37 şube sayısıyla İstanbul'un birçok ilçesinde hizmet veriyor. AK Parti Esenyurt Gençlik Kolları'nda 3 yıl çalışan Üzer, AK Parti Beylikdüzü Teşkilat Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. 2014 Yerel Seçimleri'nde AK Parti'den Beylikdüzü Belediye Başkan Aday Adayı oldu. Sivil toplum kuruluşları içerisinde, vakıflar ve federasyonlarda çalışmalarını sürdürüyor. 

KELİME OYUNU

Aile: Bir oluşum

Çocuk: Evin huzuru

Siyaset: Tüm insanlara hizmet

İstanbul: Türkiye

Türkiye: Dünya

Dostluk: Paha biçilemez

Geçmiş: Unutma ama geçmişte de yaşama

Bugün: Ne olur bilemeyiz

Gelecek: Kimse garanti veremez

İş: Hedef önemli

Muhalefet: Her şeye karşı

İktidar: Tek başına güç

KAYNAK:GAZETE İSTANBUL

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Küçükçekmece Haberleri