2011'in yeni ilahları

Onları yeni görmeye başladık ama ustalara göre isimlerini ezberleyeceğiz. İşte devleşmesi beklenen 5 yetenek...

Edebiyat dünyasının efsanelerinden Jean Cocteau, ‘presence sur scene’ diye tanımladığı sahnede devleşme durumunu söyle açıklıyor; “Tiyatro sahnesinde birbiriyle benzer kostümlerde beş kız çıkar. Herhangi bir replikleri yoktur, sadece dans ederler. Seyircilerin gözleri, içerinden sadece bir tanesine kilitlenir. Bu kişi, güzelliğiyle değil ama ışığıyla onların ilgisini çekmeyi başarmıştır. Çünkü o gerçek bir oyuncudur” Sahne ışığı da denen bu durum, televizyon ekranından da evlerimize sızıyor. Son dönemde oyunculukla yeni tanışan beş isim, tecrübeli meslektaşları kadar ilgi toplamaya başladı. İzleyicilerin ‘Kim bu?’ diye sormaya başladıkları isimler, yeni yılda parlayacak.

Serenay Sarıkaya 1 Temmuz 1991’de, Antalya’da doğan Sarıkaya, kariyerine model olarak başladı. Şansını güzellik yarışmalarında denedi. 2007 yılında17 yaş altı güzellik yarışması Miss Turkey JR’a katıldı. Kral TV Miss Turkey yarışmasında ikinci oldu. Çek Cumhuriyeti’nde düzenlenen ‘Avrupa Gençler Güzellik Yarışması’nda,’Jüri Özel Ödülü’ nü aldı. Bu sırada Plato film stüdyosunda oyunculuk eğitimi almaya başladı. Kariyerinde yön değiştirdi; Plajda adlı sinema filminde ve ‘Limon Ağacı’ ve ‘Peri Masalı’ ve ‘Adanalı’ adlı dizilerde oynadı. Yıldızı Lale Devri’yle parladı.

Yan rolden başrole sıçradı(Cem Erciyes)
Daha on altı yaşında güzellik yarışmasına katılmış, şansını denemeye başlamış bir genç kadın. Ama 1991 doğumlu Serenay Sarıkaya’nın verdiği röportajlara bakarsak, aslında böyle ünlü bir TV yıldızı olmasının tamamen tesadüflere bağlı oluğuna inanabiliriz. O aslında Antalya’da yaşayan mutlu bir genç kızdı ve bir gün kendini şov dünyasında buldu...
Nasıl olduysa oldu, güzellik yarışmalarıyla yapımcıların dikkatini çeken Serenay Sarıkaya, ekrana çıkınca aslında yetenekli bir kadın olduğunu da gösterdi. ‘Limon Ağacı’nda sevimli bir tipti, fazla dikkat çekmedi, Peri Masalı’nda ha keza. Ama Adanalı’da artık rolü epey artmıştı. Komiserin Yunanistan’da büyüyen deli dolu kızını oynamakta hiç de zorluk çekmiyordu. Rolü gittikçe arttı. Hatta bu arada Okan Bayülgen’den başka TV programlarına ve gazetelerin magazin sayfalarına da çıkarak bir oyuncunun adını duyurması için gerekli olan diğer koşulları da yerine getirdi. Sadece iç çamaşırlı fotoğrafları basına sızdığında Adanalı Oktay Kaynarca’nın çok kızdığını ve küçük Serenay’ı sette azarladığını okuduk, ama olsun.
‘Lale Devri’ adlı dizide gerçekten de kendini gösterdi Sarıkaya. İstanbullu zengin ailenin şımarık kızı rolünde harikalar yarattı. Bir yandan her istediğini almaya alışık, vermezlerse almak için her tür rezaleti yapmaya hazır yani annesi kadar kötü, bir yandan her an âşık olmaya, bağlanmaya, incinmeye yatkın bir genç kadın... Bu karakteri o kadar iyi oynadı o kadar iyi oynadı ki, başrol oyuncusunun başını yedi. Oynadığı dizi, Emina Sandal’dan adeta Serenay Sarıkaya’ya doğru yön değiştirdi. Ama biz izleyicilerin de bu durumdan son derece memnun olduğumuzu söylemek isterim. Belli ki bu sene onu daha çok izleyeceğiz ve konuşacağız. Hiç tartışmasız Sarıkaya bu yılın ve sonrasının en önemli yüzlerinden biri olacak.

ARAS BULUT İYNEMLİ 20 yaşındaki oyuncu, sahne tozuyla samimi bir aileden geliyor. Ağabeyi tiyatrocu, ablası ise ses sanatçısı. Yine de kendisine farklı bir kariyer planı çizen İynemli, İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölümü’nü kazanarak eğitimine başladı. Ancak ağabeyinin kendisini bir casting ajansına yazdırmasıyla planlar değişti. Reklam filmlerinde rol almaya başlayan İynemli’nin ilk gerçek oyunculuk denemesi Kanal D’de yayımlanan ‘Öyle bir Geçer Zaman ki’ dizisindeki Mete rolü. Şu günlerde ortalığı ateşe veren çocuk olarak tanınıyor.

Geleceğin ‘abartılı’ starı (Sina Koloğlu)

Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizisinde Aras Bulut İyinemli, benim dizi başladığında ‘geleceğin yıldızı’ gördüğüm isimlerden. Oyunculuk yeteneği, karizması yani ‘star’ olmaya aday bir havası var. Sorunlu ve asi çocuk Mete rolünü, benimseyerek oynuyor. Dizi başladığında ilk yazımda altını çizmiştim. Ama, son dönemde ona biçilen ‘abartılı oyunculuk’ hariç. Tabii birde genç oyuncunun gelecekte bilinçli bir yolculuğu sürdürüp sürdürmeyeceği ile de bağlantılı bu ‘parlayan yıldız’ durumu. Bu ilk dizisi oluyor kendisinin. Gelişimini izleyip göreceğiz. Bakalım dramatik oyunculuk inadından vazgeçecek mi?

Genç oyuncular arasında ‘kız oyuncu’ olarak yetenekli bir isim göremiyorum. Örneğin Hazal Kaya başrol verilerek yeni yıldız adayı olarak gösterilmek isteniyor. Kaya’nın özellikle genç kızlar arasında büyük bir hayran kitlesi olduğu söyleniyor. ‘İzlenme oranı’ istenilen seviyeye de ulaşabilir. Ama yıldız demek sanırım pek doğru olmaz.

NİHAL YALÇI

29 Mart 1981’de İstanbul’da doğan Yalçın, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Oyunculuk Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Bahçeşehir Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptı. ‘Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?’ filmi ilk sinema deneyimiydi. 2007’de ‘Şöhret Okulu’ ve ‘Kurtlar Vadisi Pusu’da, 2009’da ‘Avrupa Yakası’, ‘Kış Masalı’, ‘Güldünya’ ve ‘Hayatın Tuzu’ adlı yapımlarda yer aldı.

Azizkedi

2011’de yıldızı parlayacak ekran yüzleri konulu bir katalog düşünmem gerekse aklıma ilk gelen isim Nihal Yalçın olurdu. Nitekim gazetemden gelen istek üzerine 2011’de yıldızı parlayacak ekran yüzleri konulu bir katalog düşünmem gerekti ve aklıma ilk gelen isim Nihal Yalçın oldu. Hiç şaşırmadım!
Nihal’i ilk kez temmuz ayında, katıldığı Disko Kralı programında fark ettim. Gelgelelim, kızda iyi niyetli bir konuğun katılım hevesinden daha fazlası vardı. Kendimi herkesten daha akıllı sanmak sık sık düştüğüm bir hatadır; Nihal’in yeteneklerini benimle birlikte 5 milyon kadar insan daha fark etmiş.

Aynı yayının sonunda “Bu kızı nereden tanıyoruz yahu?” konulu tartışmalarda akıllara önce “Bizim çocuk hem obua çalıyor hem de koşuyor”lu reklam geldi. Sonra biri ‘Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?’ filminde oynadığını anımsadı. Bir diğeri de ‘Cümbür Cemaat Aile’ dizisini...

Netice itibariyle Okan Bayülgen, kariyeri gözümüzün önünde flu bir şekilde canlanan Nihal Yalçın’daki ışığı görmezden gelmeyip kendisine derhal iş teklif etti. O gün bugündür de birlikte çalşıyoruz. Yani Nihal hakkındaki fikirlerim bir arkadaşa geçilen torpil olarak değil, yakından tanıma şansı bulduğum bir yetenek. hakkındaki nesnel gözlemler olarak anlaşılsa yeridir...

Tiyatro eğitiminin üzerine yaptığı akademik katkı, 2006’dan beri Kuru Sıkı ekibiyle yaptığı doğaçlama tiyatro sayesinde geliştirdiği sahne zamanlaması ve irticalen oynamaktaki korkunç becerisi, tipten tipe geçebilme hızı ve yüzünün plastiği, Nihal’i nazarımda 2011’in en çok konuşulacak oyuncularından biri yapıyor. Bazı komedyenlerde zaman zaman eleştirilen yalnızca şive ve diyalekte yatarak güldürme durumunun, Nihal’le başka boyutlara taşındığını görüyorum. Ses ve diyalekt değiştirdiği zaman yüzünü, postürünü ve yaşam biçimini de canlandırdığı tipe anında yansıtabilmesi Nihal’in büyük yeteneği.
Teşbihte hata olmaz; Nihal, ilk gördüğüm andan beri bana hep Peter Sellers’ı hatırlatıyor. Hüzünlü, hatta dramatik görünüşlü bir tipin komedide neler yapabileceği konusundaki beklentimi yükseltiyor.
FIRAT ÇELİK
1981, Almanya doğumlu oyuncu, Tuncelili bir ailenin çocuğu. Paris’e taşınan Çelik, oyunculuktan önce birçok mesleği denemiş. Yönetmen Thierry Harcourt’la tanışan Çelik, ‘Otomatik Portakal’ adlı oyunla tiyatroya adım attı.
Rolünü üstüne biçen terzi - (Orhan Tekelioğlu)
Başrolde, Behzat Ç.’yi oynayan Erdal Beşikçioğlu harikalar yaratmasa ondan kolayca “rol” çalabilecek kadar yetenekli bir oyuncu Fatih Artman. Bir de bu oyuncunun 1988’li olduğunu ve aslında yaşından büyük, 30 yaşlarındaki bir rolü oynadığını düşünürsek oyunculuk hasleti iyice belirginleşiyor. Kaba saba, paldır küldür, rahatsızlık vermeyi iş edinen ve o oranda gülünesi olan birini canlandırırken sadece fiziğinden gelen avantajı kullanmıyor bu genç adam, aynı zamanda ‘romantiğin’ önde gideni, yüz verilmeyince de bozum olan türünden büyüyemeyen bir ergene de can verebiliyor. Belli ki çok iyi bir gözlemci Artman, rolünü üstüne biçen akıllı bir terzi. Gerek ustalıkla kullandığı sokak dili, gerekse otoriteye, yani komiserine yaptığı tapınma gösterileriyle canlandırdığı karakteri daha da tanıdık kılıyor. Dizi devam ederse, Artman’ın daha da tanınacağı ortada.
FATİH ARTMAN Behzat Ç. dizisinin Harun’u 1988 doğumlu. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümüde son yılını tamamlamaya hazırlanan oyuncu, Colombinus, Düşler Yolu, Müfettiş, Yastık Adam oyunlarında rol aldı.
Seyredince ‘olmuş’ diyorum (Hakkı Devrim)
‘Türkiye’de sinema ve tiyatro bu seviyede olmasa da, diziler ‘temaşa’ sanatlarından biri olarak dünya çapına ulaşıyor. Son dönemde tüm dizileri birden takip edemiyorum, ama ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisindeki gençleri beğeniyorum. Özellikle Beren Saat’ın asıl sevgilisini oynayan Mustafa karakterini canlandıran Fırat Çelik, abartıya kaçmadan, büyük bir sadelikle oynuyor. Beden dili de öğretici olmaktan çok, amatör ruhlu ama doğal. Fatmagül’ün zorla evlendirildiği Kerim (Engin Akyürek) ve zengin ve şımarık çocuklarını oynayanların ( Buğra Gülsoy, Kaan Taşaner, Engin Öztürk) performansını beğeniyorum. Sumru Yavrucuk gibi bir oyuncunun yanında, bu gençlerin hiçbirinin performansını yadırgamadım. Yaşlarından olgun ve tecrübeli oyunculuk sergiliyorlar. Bir oyuncunun sahne ışığının olup olmadığını algılamak için, birkaç farklı rolde izlemek lazım. Ama gençlerin performansını izlerken de ‘Bu çocuklar ‘olur’ diyebiliyorum.


 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür - Sanat Haberleri