Geçen haftaki yazımda, Belediye Başkanı ve Meclis Üyesi engelli adayların hangi partiden, kaçıncı sırada aday gösterildiklerini araştırıp sizlerle paylaşacağımı yazmıştım. Engellilerin temsil edilmeleri ve yaşadıkları sorunların daha hızlı çözülebilmesi için Meclislerde yer alabilmeleri önemli. Hangi partinin bu konuda ne kadar duyarlı oldukları, öncelikle aday listeleri ve seçilebilecekleri sıradan aday gösterilip gösterilmediği ile ölçülebilir.
Bir süredir yaptığım araştırmaya halen devam ediyorum çünkü bazı bilgilere erişsem de henüz sonuca ulaşamadım. Partilerin il ve ilçelerindeki görevliler ya böyle bir bilgiye sahip olmadıklarını ya da çok yoğun oldukları için o sırada yanıt veremeyeceklerini söylüyorlar. Duyarsızlığın ikinci ölçüsüne burada rastlıyorsunuz. Ulusal, bölgesel ve yerel basından yaptığım araştırmalarda yine tek tük haberlerin dışında detaylı bir liste haberine rastlayamadım. Hadi üçüncü numaraya da medyayı koyalım.
Geçen haftaki yazım yayınlandıktan sonra bir gazeteci arkadaşım; engellilerle ilgili Türkiye genelini boş ver sen, yerelde habercilik yapıyorsun, İstanbul’ daki adayların durumunu bildirsen yeterlidir, diye öneride bulundu. Engelli adaylar konusundaki bilgiye önce İstanbul’ da ulaşırsam bunu paylaşırım. Haberdar Gazetesi, İstanbul’ un sekiz önemli ilçesinde her gün yayımlanan önemli bir gazetedir ve okuyucuları edindikleri bilgileri Türkiye genelinde tanıdıkları kişilerle paylaşabilirler. Ayrıca internet üzerinden yayın yapması geniş kitlelere ulaşmak açısından da önem arz etmektedir. Bu nedenle, yalnız ulusal değil, uluslararası edindiğim bilgileri de sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ÖNEMİ
Sivil toplum kuruluşları, resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle sesini duyuran, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya üyelik aidatları, çeşitli etkinlikler ile sağlayan kuruluşlardır. Sivil toplum kuruluşları, oda, sendika, vakıf veya dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf, dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır.
Gelişmiş ülkelerde STK’ lar çok önemsenir, desteklenir ve onlardan yararlanılır. STK’lar kendi aralarında işbirliği yaparak hem toplumsal hem de bireysel faydalar sağlayacağı gibi merkezi yönetim, yerel yönetimler ve üniversiteler ile işbirliği yaptıklarında çok önemli projeleri hayata geçirebilirler. Batılı ülkelerde sivil toplum kuruluşu yöneticileri karar mekanizmalarında da yer alırlar ve önerileri kesinlikle dikkate alınır.
Konumuz yerel seçimler olduğu için Türkiye’deki durumu ifade edebilmek amacıyla, belediyeler ve ilçede hizmet veren STK’lar dan örnek vermek istiyorum. Seçim gezileri sırasında ziyaret edilen STK’lar da öncelikle sorulan soru, kaç üyeniz vardır? Olur. Bunun anlamı sizden kaç oy alabilirim demektir. Tabii STK’’lar ziyaret edilmeden önce hangi partiye yakın olduğu da mutlaka araştırılır ve ona göre yaklaşımda bulunulur. Seçimlerden önce STK’ların hangi partiyi destekleyeceği konusunda izlenimler edinilmeye çalışılır, seçimlerden sonra ise kendilerinden oy alınamadığı düşünülen STK’lar genelde dışlanır, onlarla işbirliği yapılmaz ve verilecek destekler de engellenir. Bu durumda gönüllü olarak çok önemli faydalar sağlanacak enerji olumsuz bir enerjiye de dönüştürülerek ideolojik çatışmalar dahi yaşanabilir.
30 Mart seçimlerine çok az bir zaman kaldı. Oylarını alabilmek için STK’ları ziyaret edenler hangi partiye oy vereceklerini hesap etmeden gitmeliler. Birilerinin, falanca dernek veya vakıf filanca partiyi destekler dedikodularına kesinlikle aldırış etmemek gerekir. Çünkü derneklerin veya vakıfların üyeleri topluca bir düşünceyi benimseyip karar alarak hareket etmezler. İnsanları öncelikle verilecek olan sözlerin hangi gerçeklikte yerine getirileceği ve samimiyetleri daha çok ilgilendirir. Hiçbir ayrım yapmadan herkesten oyunu alacakmış gibi önemseyerek hareket edenler bu durumdan fayda sağlayacaklarından hiç şüphe duymasınlar.
Seçimlerden sonra göreve gelmiş olanlara ise önerim, kendilerine oy vermiş ya da vermemiş olan herkesi eşit bir şekilde kucaklayıp onların sağlayacağı gönüllüğe dayanan enerjilerinden faydalanmaları olacaktır. Bu önemli konuyu seçimlerden sonra çok daha detaylı bir şekilde ele alacağız.
Engelsiz bir yaşam dileğiyle…