Bekir Coşkun'un Hürriyet'teyken yazdığı köşesinde köşe yazarlığı yapan Yılmaz Özdil'in, gazeteden kovulmasının sarsıntıları hala gündemde.
Yılmaz Özdil'in gazeteden kopuşu, Coşkun'un da benzer bir durumla Hürriyet Gazetesi'nden ayrılarak Sözcü'de yazarlığa başlamasını hatırlattı. Bekir Coşkun, kaleme aldığı yazısında Özdil'e seslenerek ''Bana da sen gidersen Hürriyet'i okumayız diyorlardı'' dedi.
Coşkun; ''Hele bir kesin kovul, biz seni kucaklayıp yanaklarından öperiz'' dedi. İşte Bekir Coşkun'un yazısından satır başları;
''SEN GİDİNCE BIRAKIRIZ GAZETEYİ DERLER...''
''Okur da bir alemdir ha, sen gidince bırakırız gazeteyi der, ama Türkiye’nin en çok yazar kovan gazetesi, en çok okunan gazetesidir şu anda''
''BEN SABAHA KARŞI DÖRTTE KOVULMA RÜYAMI GÖRÜRDÜM''
Seni bilmem…
Ama ben sabaha karşı tam dörtte “kovulma rüyamı” görürdüm… Ama her gece neredeyse, yastığım ıslak kalkardım, tam dörtte…
Salona geçip sigaramı yakardım…
Bizim çilemizi en çok onlar çekerler, Andree uyanır, rüyamı bildiği için hiç konuşmadan bana çok güzel yardımcı olurdu:
“Üzülme başka iş mi yok…”
Ama hiç iş bulma rüyası görmedim…
''HELE BİR KESİN KOVUL''
Sen benim için “Sabah kahvesi” demiştin, ben de sana bir şey söyleyeyim…
Hele bir kesin kovul…
O “kovulma onur madalyası” yüzde 5O’nin katılımı ile boynuna bir asılsın…
Medyayı bu hale getirenler insanların yüzüne bakamazken, biz seni kucaklayıp yanaklarından öperiz…
Çünkü sen patronun değil, bizimsin…