Cumhuriyet gazetesi yazarı Bekir Coşkun Medyaradar'dan Alev Gürsoy Cimin'e konuştu.
Hem AKP'yi, hem medyayı hem de Cumhuriyet gazetesini topa tutan Coşkun 'Kafamı kessesler Tayyip'e oy vermem' dedi...
İşte Bekir Coşkun'un röportajından bazı çarpıcı bölümler...
Dikkatimi çekti “Bu Adam” diye bahsediyorsunuz sürekli Başbakan’dan, neden?
Tabii. Ona adam dedim diye dava açtı. Bak dava dilekçesi önümde sana gösterebilirim. (Dilekçeyi gösteriyor) 3 nokta davasıdır bu.
BAŞBAKAN MEDYANIN İNFAZ MEMURU GİBİ
Peki Başbakan Erdoğan’ın medya üzerinde bir egemenliği var mı, bu sözlerinizden bunu çıkardım?
Egemenlik kelimesi çok hafif kalır. Başbakan medyanın infaz memuru gibi.
Çok ağır bir ifade değil mi bu?
Bak iyi şeyler de oldu. Sosyal medya girdi hayatımıza bu baskılar sonrası. Bana bir günde yüzlerce yorum, yazı geliyor. Okuyucu gözümüze sokuyor neler olduğunu artık. Ben televizyonlara, gazetelere hep söyledim. "Adam gibi yapmazsanız işinizi sosyal medya sizi bitirecek" diye. O noktaya geldik. Sosyal medya çok güçlü. Mesela Milliyet’i, Hürriyet’i, Sabah’ı okumazsam olur ama o internet sitelerini okumazsam olmaz. Gazetelerin tirajları bile eridi aktı. Hakimiyet sosyal medyada. Tirajların hepsi kandırmaca.
AMİRAL GEMİSİ FİLİKA OLDU
Peki Hürriyet Gazetesi’ni sorsam size o amirallik hala hakim mi, yani Amiral Gemisi diyebiliyor musunuz eski gazeteniz için, nasıl habercilikleri, manşetleri tatmin edici mi?
Hürriyet bir defa Hürriyet değil. Amiral Gemisi batmakla kalmadı, filika oldu. Zodyak. (Derin bir of çekiyor)
YILMAZ ÖZDİL OLMASA HÜRRİYET OKUNMAZ
Muhalif yazarlar da yok değil hani. Yılmaz Özdil, devam ediyor hala gazetede ve oldukça keskin yazılar kalame alabiliyor.
Yılmaz’ın hatrına zaten insanlar o gazeteyi okuyor. Allah’tan Yılmaz var, o olmasa gazete hiç okunmaz. Ben Yılmaz Özdil’i çok seviyorum ve okuyorum. Yazar kalmadı ki zaten. Bir de haberi toplumdan saklıyorlar. Olup bitenleri toplumun gözünden kaçırıyorlar. Nerde eski Hürriyet. Bitti. Bitti.
Gazetecilik yapılıyor mu bu ülkede gerçek manada?
Muhalif gazetelerde yapılıyor. Cumhuriyet yapıyor. Sözcü yapıyor, Aydınlık, Yurt ve Yeniçağ yapıyor. İnternet siteleri de var.
CUMHURİYET İYİ MUHALEFET YAPAMIYOR
Ama Cumhuriyet’te şu sıralar çok konuşuluyor, konuyu siz açtınız ben devamını getireyim. Gazeteniz şu sıralar oldukça fazla konuşuluyor dedim ama haberleriyle değil; maalesef gazete içinde yaşananlarla, tenkisatlar, maddi sıkıntılar. Hatta sizin de bir mektubunuz vardı, neredeyse istifa boyutuna geldiğinizi söylüyordunuz. Neler oluyor gazetede?
Cumhuriyet çok köklü ve önemli bir gazete. Adı Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in adını taşıyor. Mustafa Kemal’in adını koyduğu bir gazete. Cumhuriyet’in ilk kurulduğundan beri tek arşive sahip gazete. Ben bu dönemde Cumhuriyet’in yapması gerekenleri yeterince yaptığını düşünmüyorum. Daha iyi muhalefet yapabilir diye düşünüyorum.
Neden iyi muhalefet yapamıyor, sebebi ne?
Tek sebebi var bunun. O heyecanı o coşkuyu hissetmemek.
CUMHURİYET’İN YÖNETİMİYLE ÇOK İYİ ANLAŞTIĞIMI SÖYLEYEMEM
Bu coşkuyu yitirmenin sebebi ne?
Kanıksamak diye düşünüyorum. Çünkü burada çalışan insanlar; Türkiye’nin anlı, şanlı, namuslu, gırtlaklarından bir lokma haram geçmemiş düzgün insanlar. Böyle insanların olduğu bir gazete. Böyle çıkar uğruna satılacak insanlar değil. Ama bu bir şevk, heyecan işi. Ben de bu noktada Cumhuriyet’in yönetimiyle çok iyi anlaştığımı söyleyemem. Zaman zaman doğrudur, istifa noktasına geldim. Hatta kitaplarımı topladım, paketledim.
İSTİFA NOKTASINA GELDİM
O kadar yani?
Tabii. O kadar. Ve bundan sonrasında da açık söyleyeyim ne olacağını bilmiyorum. Ama ben Cumhuriyet’in bu havadan çıkmasını istiyorum. Bir tek ben değil, Cumhuriyet’te çalışan bir sürü insan bunu istiyor. Özellikle gençler bize kızıyorlar. Fakat son günlerde editoryal değişiklikler yapıldı. Yeni bir kadro geldi gazeteyi yapmaya, iyi şeyler yapılmaya başlandı. Cumhuriyet’in tek sorunu bu değil. Ekonomik sorunu da var. Arkasında patron yok ki, patron olmayınca 1 kuruş, kör kuruş nereye gitti, patronlar bunu bilir.
Ekonomik olarak da zorluklar çekiyor. Patron yok, ödenek yok. Şirket yok, ihale yok, ödenek yok. Cumhuriyet’in çok katı, sert kuralları var. Mesela biri gelse dese ki “Benim gazeteye bir haberimi koyun ben size 2 yıllık ödenek vereyim.” Kabul edilmez Cumhuriyet’te. Yapamazlar. Yani ticari yönü yok. Bir yeri ticari şekilde işletmek için kapitalist olmak lazım ama bunlar solcu, olmaz (Gülüyor)
CUMHURİYET’İN OKUYUCUSU ÇOK VEFALI
Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, o mektup sonrası size dönüş yaptı mı? Yani hani diyorsunuz ya mektubunuzda "Yönetime yaptığım uyarılar şimdiye dek dikkate alınmadı, istifa aşamasına geldiğim halde." Bu kez ciddiye alındı mı?
Alındı. Onun üzerine bazı şeyler yapıldı. Ama bir tek benimle değil, herkesin katkısı oldu. Benim etim ne budum ne? Ben burada sıradan bir yazarım. Bugün varım yarın yokum. Ben gitsem Cumhuriyet’in tirajı da düşecek diye bir şey yok. Cumhuriyet’in çok iyi bir okuyucusu var. Ömür boyu aç kalır o Cumhuriyet okuyucusu, evinde doğalgaz olmasa soğukta oturur battaniyenin altına girer, evinde elektrik kesilse karanlıkta oturur ama Cumhuriyet’i alır. O kadar vefalı bir okuyucumuz var ve bu 50 bin tirajda oradan geliyor.
GAZETENİN YAPISAL DEĞİŞİKLİĞE İHTİYACI VAR
Gazetenin ciddi bir yapısal değişikliğe ihtiyacı var demiştiniz yine o mektupta. Bu düşünceniz hala hakim mi?
Hakim düşüncelerim hala. Ama ben bu mektubu medyaya sızsın diye yazmadım
MEKTUBU BEN SIZDIRMADIM MEDYAYA
Kim sızdırdı peki?
Şimdi ben bu mektubu Orhan Erinç’e kişisel yazdım. Sonunda da bir dipnot düştüm . Eğer bunu kaale almazsanız kamuoyuna açıklarım. Ama yazarken dahi açıklamayacağımı biliyordum. Orhan Bey’i biraz ürkütmek, işini zorlamak için yazdım. Mektup kaldı öyle. Maşallah duvardan ses çıktı da Orhan Bey’den çıkmadı. 2 ay bekledim. Sonra bunu bizde kadın insiyatifi vardır, yani kadınların kurduğu bir grup var Cumhuriyet’te. Ve bu çok saygın bir grup. Onlara göndereyim dedim. Ordan bir yerden sızmış.
Uyarı almadınız mı?
Hayır asla beni arayıpta bunu "Niye yaptın" bile demediler. Çünkü bunu iyi niyetle yaptığımı biliyorlar. Ben Cumhuriyet’i şöyle düşünüyorum; Bu gazetenin koridorlarında gazetenin yaşaması için canını vermiş insanlar var. Bu gazetede yazdığı için öldürülmüş insanlar var. Koridorlar fotoğraflarla dolu. Hergün o resimlerin arasından geçiyoruz. Onlara karşı bizim sırtımızda büyük vebal var. Onların mirası bu gazete. O insanlar benim dostum, abimdi. Bunlara karşı “Ya bırakın Cumhuriyet’te ne olursa olsun" diyemedim. Demem de.
MESLEK HAYATIM BOYUNCA EN RAHAT ÇALIŞTIĞIM GAZETE CUMHURİYET
Cumhuriyet’in daha önce çalıştığınız gazetelerden farkı ne?
Meslek hayatım boyunca en rahat çalıştığım gazete. Bak Sözcü’dekiler de öyle. Çok özgürler. Emin var orada. Yakın arkadaşım. Gazeteciliği rahat yapıyorsun bu gazetelerde. Zaten bizim gibi insanlar en ufak müdahale olursa yazamazlar. Giderler.
Sözcü Gazetesi’nin patronu Burak Akbay, gazetecilikten başka iş yapmıyor. Belki büyük avantajları bu?
Bizim de Yönetim Kurulu Başkanı gazeteci ama olmuyor işte bazen, olmayınca.
CUMHURİYET İÇİN EVDEKİ KOLTUĞUMU BİLE SATARIM
Cumhuriyet Gazetesi’nin içinde bulunduğu mali sıkıntıyı aşmak için yazarlardan ücret almadan yazı yazmasını istediği doğru mu?
Hayır çok farklı bir durum bu. Şimdi Cumhuriyet’in bir kadrolu yazarları var, bir de dışarıdan yazı yazıp para alanlar var. Açık söyleyeyim onların kaç kişi tarafından ne kadar okuduğuna baktık. Sıfır okuyucu. Hepsi için söylemiyorum, isim vermek istemem. Bunlara bir mektup yazdık. “Yine yazınızı yazın ama ücret veremiyoruz.” diye. Veremiyoruz çünkü çalışanlara 3-4 yıldır zam yapılmıyor. Bunlar evli, çoluklu çocuklu. Onlara para verilemezken dışarıdan yazı yazanlara para verilmez.
Cumhuriyet’in bu kararı doğruydu. Buna bazıları alındı ama alınacak bir durum yok. Bana deseler “Cumhuriyet’in ihtiyacı var evdeki koltuğunu sat.” Satarım.
MUSTAFA SÖNMEZ BÜTÜN ELEŞTİRİLERİNDE HAKLIYDI
“Cumhuriyet iyi yönetilemiyor” diyordu bir süre önce yazılarına son verilen ekonomi yazarı Mustafa Sönmez de. Çok sert eleştirileri vardı. Haklı mıydı?
Mustafa bütün eleştirilerinde haklıydı. Bir hata yaptı o da bunu kamuoyuna twitter üzerinden açıklaması. Benim gibi bir mektup yazsa durum çok farklı olabilirdi. Orada yazması yanlış oldu. Mustafa hem okunan, hem beğenilen, hem de ne yaptığını bilen, gazete yönetimininde hatalarını çok iyi görebilen bir isimdi.
Öyle iyi bir ekonomi yazarının görüşlerine de başvurulabilirdi değil mi, bu maddi imkansızlıkları aşmak için? Sonuçta adam ekonomist?
Evet büyük bir hata. Öyle bir dert yok işte.
BJK’nin feda formülünü önermişti ondan görüş istenmemesine rağmen, hatta yönetime de talip olmuştu Mustafa Bey.
Ben çok o işlere girmedim. Ben sayfaya baktığımda “Aa bak bugün gazete çok güzel olmuş, manşetimiz çok iyi demek isterim”
CUMHURİYET’TE GİDİŞAT İYİ DEĞİL
İyi mi şu anda gidişat?
Hayır değil. Ama düzelme ihtimali var. Çünkü yeni kadro daha yeni başladı.
GAZETEDEKİ GİDİŞAT DÜZELMEZSE GİDERİM
Peki ya düzelmezse, sizi göremeyecek miyiz?
İşte o zaman ben durmam giderim.
SÖZCÜ YERİNE CUMHURİYET’İ TERCİH ETTİM
Bu arada kulağım çok keskin ve bir duyum aldım. Yeni bir gazete için isminiz geçiyor. Aslı var mı?
Şu anda muhalefet yapan birçok gazeteden teklif geldi. Hatta yeni çıkacak bir muhalif gazeteden de. Doğrudur. Zaten ben Cumhuriyet’e gelmeden de Sözcü Gazetesi’nde birçok arkadaşım yazılar yazdı. “Hadi artık gel, seni bekliyoruz” diye. Ama onları kırmak uğruna ben Cumhuriyet’î tercih ettim, burada çalışmak istedim. Muhalif gazetelerden çok sayıda teklif alıyorum. Muhalefet yapan gazetelerin hepsini toplasak zaten etimiz budumuz ne?
CUMHURİYET’TE NOKTALAMAYI ÇOK İSTERDİM
O halde bir yanınız “Kal” diyor. Bir yanınız gitmekten yana bu çok acı!
Bütün yüreğim kal diyor, düzelsin diyor, gazetenin tirajı artsın. Pırıl pırıl bir gazete. Okuyucularla kucaklaşalım. Aslında ben Cumhuriyet’te noktalamayı çok isterdim.
GAZETE YÖNETİMİNİN TAYYİP GİBİ TAKINTILARI VAR
Cumhuriyet’in gazeteyi eleştiren kendi yazarını göndermesi "Muhalif Basın"ın da "özgür basın" olmadığının bir göstergesi mi?
Sonuçta orada gazetenin bir yönetimi var ve onlar da insan ve onların da duyguları var. Tayyip gibi bir takım takıntıları var. (Gülüyor)
Çok ağır bir benzetme oldu bu yahu?
(Kahkaha atıyor) Peki düzeltiyorum Kemal Kılıçdaroğlu gibi. Sen şimdi bu da çok hafif oldu diyeceksin ama.