Beyoğlu'nda İstiklal Caddesi'nde toplanan GÖP üyeleri, ''Gazetecilere özgürlük, hemen şimdi'' yazılı pankartlar taşıyarak, ''Özgür basın, özgür toplum'', ''Çeteler dışarda gazeteciler içerde'', ''Dokunan yansa da dokunacağız'' sloganları atarak, Taksim Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. Üzerlerinde gazete manşetleri, ellerinde zincirler, ağızlarında siyah bantlar bulunan grup üyelerine, yürüyüş güzergahı üzerinde bulunan esnaf, yaptığı müzik yayınlarıyla destek verirken, CHP Beyoğlu İlçe Teşkilatı'ndan da konfetiler atıldı. Grubun Taksim Meydanı'na ulaşmasının ardından, 92 meslek örgütünün oluşturduğu GÖP adına Dönem Başkanı Ercan İpekçi bir açıklama yaptı. Hiçbir fikir ayrılığı gözetmeden tüm yayın kuruluşları ve gazeteciler için toplandıklarını ifade eden İpekçi, gazetecilerin kendi özlük hakları için değil, halkın haber alma hakkını kullanabilmesi için burada olduklarını söyledi.
İpekçi, gazetecilerin yargılanmaktan ve tutuklanmaktan korkmadıklarını vurgulayarak, gazetecilerin halkın sesinin kısılmasından, bilgi edinme hakkının engellenmesinden derin endişe duydukları için sokaklarda haykırdıklarını belirtti. Halka gerçekleri anlatan, araştıran, soran, eleştiren, meslek ilkelerine uygun nitelikli yayıncılığın önündeki engellerin kaldırılmasını istediklerini vurgulayan İpekçi, ''Yargısız infazlara, hakaretlere, yalan ve iftiralarla değil, doğrulara, gerçeklere, bağımsız ve tarafsız yayıncılığa özgürlük istiyoruz'' dedi.
İpekçi, gazetecilerin görevlerinin özelliği itibarıyla her zaman devlet baskısına muhatap olduklarını ifade ederek, ''O nedenle gazeteciler, mesleki faaliyetlerini özgürce yapabilmeleri için, halkı gerçekleri korkmadan anlatabilmeleri için yasalarla özel olarak korunmalıdır. Gazeteciler, yalnız devlet güçlerinin müdahalesine karşı değil, diğer silahlı örgütlerin ya da çıkar gruplarının tehditlerine karşı da koruma altında olmalıdır'' diye konuştu. İpekçi, açıklamasına, şöyle devam etti: ''Gizli ve yasa dışı telefon dinlemeleriyle, ağır ithamlar içeren suçlamalarla, hukuka aykırı arama ve delil toplama faaliyetleriyle, infaza dönüştürülen tutuklamalarla, yargılama sürerken kamuoyu gözünde itibarsızlaştırma niyetiyle yapılan bilgi kirliliğiyle yaratılan korku ortamında ne basın özgürlüğü kalır, ne de halkın gerçekleri öğrenme hakkı.''
Gazetecilerin hala soluk alabildiği dar bir alanın mevcut olduğunu dile getiren İpekçi, ancak bu koşulların devam etmesi halinde nefeslerinin kesileceğini, yazamaz, düşünemez, düşündüğünü ifade edemez hale geleceklerini söyledi. Gazetecilerin mesleki faaliyetlerinin, kamu otoritelerince tartışılır hale getirilmesinin bir müdahale olduğuna işaret eden İpekçi, ''Bu müdahaleleri reddediyoruz. Bu manipülasyonun bir parçası olmayacağız. Kanunlara saygılıyız. Ancak meslek ilkelerine uygun gazetecilik faaliyetlerinin, bu kanunlarla engellenmesine karşı yine meslek ilkeleri çerçevesinde direneceğimizi ve susmayacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz'' diye konuştu.
Cezaevlerinde halen 68 basın emekçisinin olduğuna dikkati çeken İpekçi, şunları kaydetti: ''Sadece 2009 yılından bugüne kadar 30 gazeteci cezaevlerinden tahliye edildi. Ancak haklarındaki davalar devam ediyor. Son dönemlerde en az 98 gazeteci cezaevi koşullarını görmüş durumda. Tutuksuz olarak yargılanan en az 45 gazeteci hakkında verilmiş mahkumiyet kararları var. Bütün bunlar dikkate alındığında 150'ye yakın gazeteci yakın dönemde cezaevine girme tehdidi altında bulunuyor. Ayrıca çok sayıda gazeteci ve medya kuruluşu hakkında açılmış 2 binden fazla dava, 4 binden fazla soruşturma devam etmektedir. Bu durum bu ülkeyi yönetenlerin eseridir. Bu bir utanç tablosudur.''
İpekçi, konuşmasının sonunda hükümete seslenerek, taleplerini şöyle sıraladı: ''Gazeteciler cezaevlerine her girdiğinde tam 67 kere haykırdık. 67 gazetecinin yarattığı dalgalanmaya karşı sessiz kaldınız. Ama 68'inci dalga sabırları taşıran son darbeyi vurdu. Bu tepkilere kulak tıkayamazsınız. Halkınızın sesine kulak verin. Halkınızın demokratik taleplerine kulak verin. Cezaevlerindeki tüm gazetecileri özgür bırakın. Ceza kanunlarını, ceza muhakemesi kanunlarını, telefon dinlemelerine olanak vererek haberleşme özgürlüğünü ortadan kaldıran kanunları, internet erişimini engellemeye gerekçe oluşturan kanunları acilen değiştirin. Gazetecileri terörist ve terör örgütü üyesi ilan etmekten vazgeçin.''
Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Avrupa Gazeteciler Birliği, Basın Enstitüsü Derneği, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Uğur Mumcu Araştırması Gazetecilik Vakfı (UMAG)'nın da aralarında bulunduğu 26'sı ulusal düzeyde, 66'sı yerel düzeyde faaliyet gösteren toplam, 92 meslek örgütünün oluşturduğu Gazeteciler Özgürlük Platformu(GÖP)'nun düzenlediği yürüyüşte Ercan İpekçi basın açıklaması yaparken “Susmadık, susmayacağız! Özgür basın varsa, özgür toplu vardır! Cezaevlerinde, gözaltında, mahkemelerde demokrasi mücadelesi veren tüm meslektaşlarımızın onurlu direnişlerini saygıyla selamlıyoruz! Hepimiz cezaevlerindeki 68'leriz, hepimiz yargılanan binleriz! Yaşasın özgürlük mücadelemiz!” sözleriyle gazeteciler ve onlara destek verenler, kamuoyuna seslendi.
Tünel'de toplanan CHP İstanbul il ve ilçe örgütleri üyeleri de taşıdıkları ''Hizbullahçılar, dışarıda gazeteciler hapiste'' pankartlarıyla birlikte sloganlar atarak Galatasaray Lisesi'nde grup üyelerine katıldı. Yürüyüşe ayrıca, CHP milletvekilleri Mehmet Sevigen, Çetin Soysal, CHP Parti Meclisi Üyesi Ercan Karakaş, sanatçı Arif Sağ, aralarında Sedat Ergin, Yılmaz Özdil, Ahmet Hakan, Kanat Atkaya, Uğur Dündar, Yalçın Bayer,Tufan Türenç, Oktay Ekşi, Rıdvan Akar, Turgay Olcayto, Celal Toprak, Onur Belge, Mustafa Dolu,Oktay Apaydın, Musa Ağacık, Miyase İlknur, Musa Kart, Mirgün Cavaz'ın da bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı.
Öte yandan Gazetecilere Özgürlük Platformu gazetecilerin tutuklanmasını protesto etmek için 20 Mart'ta Ankara'da basın açıklaması düzenleyecek. 13-20 Mart tarihleri arasında da gazeteci cemiyetleri tarafından her gün farklı illerde basın açıklamaları yapılacak.