Ne tarzı bugüne kadar bizim öğrendiklerimizle bağdaşıyor ne de yöntemleri bizim mesleğimizle...
Kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğu ile hareket eden 'gerçek gazeteciler'in, şantaj vb. kirli faaliyetlerle işi olmaz!
Canlı yayın kazası mıydı, kendini ele vermek mi? Biz gazeteciler kendimize 'basıncı' demeyiz! O dedi...
'Basıncı Bayraktar'ın izini sürmek için yaptığım küçük bir araştırma bile marifetlerinin, medyaya yansıyanlarla sınırlı olmadığını görmeme yetti.
***
Bazı CHP'liler onu, Kemal Kılıçdaroğlu'nun 13 Aralık 2010'da, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'yi hedef alan yolsuzluk iddialarını gündeme getirmesinin hemen ardından tanımışlar. Hem de gazeteci sıfatını kullanarak şüpheli işler çevirmeye çalışan biri olarak!
Gizli görüntü iddiaları... Tuhaf telefon konuşmaları... Israrlı aramalar... Gizli kapaklı, sözde alışverişleri telefon kayıtlarına geçirme çabası!..
İ. BAYRAKTAR: ÖZHASEKİ'NİN GÖRÜNTÜLERİ ELİMDE!
CHP Milletvekilleri Atilla Kart, Şevki Kulkuloğlu, Ahmet Ersin 13 Ocak 2011'de Kayseri'de basın toplantısı yaptılar, Özhaseki hakkında suç duyurusunda bulundular. Birkaç hafta sonra Kulkuloğlu'nun telefonu çaldı... Arayan İklim Bayraktar'dı...
İ.Bayraktar: Elimde Özhaseki ile ilgili çok önemli görüntüler, belgeler var. Bunları size vermek istiyorum.
Ş.Kulkuloğlu: Ankara'da değilim. Hoşça kalın!
'ÜSLUBU RAHATSIZ EDİCİYDİ'
Kulkuloğlu o diyaloğu şu sözlerle anlattı, 'Üslubu beni çok rahatsız etti. Argo sözcükler kullanıyordu. Ürktüm ve uzak durmaya karar verdim. Anlattıklarıyla ilgili detaya girmek istemiyorum. Çirkin şeyler bunlar!'
'Salı günkü Meclis grup toplantısında o hanımla karşılaşmamak için özellikle geç gittim' diyen Kulkuloğlu, Bayraktar'ın kendisini bir kez daha aramasını engelleyememiş.
İ.Bayraktar: Vekilim, göremedim sizi grupta! Belgeleri vermek istiyorum...
Ş. Kulkuloğlu: Ne belgeleri?
İ.Bayraktar: Özhaseki'nin çok özel görüntüleri...
Ş. Kulkuloğlu: Özel hayat bizim ilgi alanımızda değil. İyi günler!
Kulkuloğlu, 'Olan bitene bakınca şükrettim. İyi ki görüşmemişim' diyor.
'ALO, BEN İKLİM. BELGELERİ BANA GÖNDERİN!'
'Basıncı Bayraktar', 13 Ocak'ta Kayseri'deki basın toplantısının hemen öncesinde CHP'li Atilla Kart'ı da aramış...
İ. Bayraktar: Alo, ben İklim.
A. Kart: Kim?
İ. Bayraktar: Oda TV'den İklim.
A. Kart: Basın toplantımız başlamak üzere İklim Hanım.
İ. Bayraktar: O toplantıda açıklayacağınız belgeleri hemen bana gönderin!
A. Kart: Ajanslardan takip edin lütfen!
Kart, o diyalogla ilgili şunları söyledi, 'Hanımefendinin üslubu rahatsız ediciydi. Sanki onu tanımam gerekiyor! Oysa hiç tanışmıyoruz. Mütehakkim bir tavırla 'O belgeleri bana gönderin' deyince kapattım telefonu.'
Atilla Kart'ın son günlerde yaşananlarla ilgili yorumu şöyle, 'Türkiye'de son 6-7 yıldır siyasette ve hukukta gündemi istihbarat belirliyor. İklim Bayraktar vb. olayların da istihbarat kaynaklı olduğu çok açık!'
BAYRAKTAR'DAN BAYKAL'A ÖVGÜLER
İklim Bayraktar, Muharrem İnce'den kendisini CHP Milletvekili Nur Serter'le görüştürmesini de istemiş.
Tarih yine 13 Ocak 2011!
Serter, Meclis'teki odasında gerçekleşen görüşmeyi şöyle anlatıyor, 'Yemek dergisi için röportaj randevusu aldı ama Oda TV 'de yayımlayacağım diyerek CHP'yi sormaya başladı. Deniz Baykal için 'Kendisi Türkiye'nin gördüğü en değerli siyasetçidir' dedi. Yemek röportajını ise evimde yapmak için çok ısrar etti. Reddettim! Yaşananlara bakıyorum da, bir kadının böyle bir provokasyonun içinde olması rahatsızlık verici. 'Kötü şöhret de şöhrettir' diyen biri mi acaba?'
***
Bütün bunları 'şöhret budalalığı' ya da 'psikolojik bozukluk' olarak tanımlamak yeterli mi sizce?
***
Uyarı: Yukarıdaki diyaloglar, 'gizli soruşturma' dosyalarından değil, eski yöntemlerle haber kaynaklarından alınmıştır (!) Yani Kulkuloğlu, Kart ve Serter'in hatırında kalanlardan derlediğimiz diyaloglardır!
İnsanlar çıldırmış olmalı
Siyasal İletişim deyince akla gelen ilk isim Doç. Dr. Nuran Yıldız'ın son günlerde yaşananlarla ilgili yorumu anlamlı, 'Meşhur bir film vardı: Tanrılar Çıldırmış Olmalı. Olup bitenlere bakıyorum, bunu 'İnsanlar çıldırmış olmalı' diye yorumluyorum; çünkü olup bitenlerle akıl arasında bir bağ kuramıyorum.'
Bugünlerde söyleyecek çok söz, sorulması gereken çok soru var ama en iyisi bunları haberlerle anlatmak. Yoksa gazeteci olan ile olmayanın farkı nasıl anlaşılır!