Medyayı susturmanın hesabındalar

CHP Beylikdüzü Gençlik Kolları tarafından düzenlenen “İleri Demokraside Basın Özgürlüğü” konulu panele konuşmacı olarak katılan Gazeteci Can Ataklı, “İktidarın hangi haber ya da hangi başlıktan rahatsız olacağı anlık ruh haline bağlı’ diyerek “İktidarlar medyayı sevmezler. Bugün Obama da, Merkel de, Erdoğan da medyadan rahatsız. Ama rahatsızlık kategorileri farklı. Orada medya rahatsızlık yaratsa, ‘ben bu eleştiriyi gidermek için ne yaparım’ düşünülüyor. Burada ise susturmanın hesabı yapılıyor” tespitini yaptı.
“Bugünkü baskı çok daha güçlü”
Türkiye’de medya sahiplerinin artık gazeteciler yerine büyük holding sahiplerinden meydana geldiğini söyleyen Can Ataklı, “Sorunumuz burada. Medya etrafından yapılan baskı çok daha güçlü. Çünkü iktidarın belli odaklarıyla alışveriş söz konusu” şeklinde konuşarak şöyle devam etti;
“Çok basit örneği, Kanaltürk’ün sahibi Tuncay Özkan. Bu kanala karşı açıktan hiçbir şey yok, ama bel altından tabir edilecek şekilde muazzam bir baskı var. Bütün şirketlere haber uçuruluyor. Bu kanala reklam vermeseniz iyi olur diye. Eş zamanlı olarak vergi müfettişleri gönderiyorlar ve 24 milyon vergi kaçağı çıkarıyorlar. Bu kanal iktidara muhalefet ediyor ve bu kanalda bir tek reklam yayınlanmıyor. Geliri yok ki, vergi neyin vergisi. Sonunda Tuncay Özkan ve arkadaşlarını Ergenekon belasına sarıp içeri attılar.”
Gazetecilerin herhangi bir nedenle karalanmaya çalışılmasından ötürü sessiz kalmayı tercih ettiğini belirten Ataklı, “Bu büyük bir baskı. Öyle gruplar var ki dokunmamak gerekir. Çünkü dokunduğunuzda başınıza ne geleceğini bilmiyorsunuz. Bugünkü teknolojide, telefon ve ortam dinlemeleri kurgulanarak bambaşka konuşmalar çıkarılabiliyor. Sonrasında ‘bu ses senin değil mi’ dendiğinde, ‘evet’ dediğiz zaman ‘işte gördünüz mü, bu adam böyle bir adam deniliyor” diye konuştu.
Bugün pek çok gazetenin iktidar tarafından incelenmesi sonrasında basıldığını dile getiren Ataklı,  “Bir patron gibi gazeteleri inceliyor. Onun dışında çeşitli bel altı baskılarla, hissettirmelerle, haber göndermelerle yetki sahibi. Soru sormayı, karşı çıkmayı önce medya unuttu, sonra toplum. Bugün kimse soru sormuyor. Savaş aşamasındayız. Hala etkili sorular sorulmuyor medyada. Bir milletvekili diyor ki bir saatte Şam’ı alırız. Hiç kimse biz bu aşamaya niye geldik demiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Başbakanın medyaya bir kez dahi basın toplantısı çağrısında bulunmadığına dikkat çeken Ataklı, “Başbakanın basın danışmanlarının işi, başbakana neyin sorulup sorulmayacağını belirlemek. İstemediği hiçbir şey yazılmıyor. İstanbul’un cevval kameramanlarına hazırlıksız yakalanırsa, ‘Ananı da al git’ gibi sözleri çıkıyor işte ortaya” ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU: ÇÖZÜM CHP İKTİDARI
Panel öncesi güncel konulara temas eden Can Ataklı, “İstanbul talihsiz bir kent. Sebebi kenti daha iyi yaşatmak yerine ‘nasıl daha iyi rant elde ederiz’in hesabında olunmasıdır. Bu zihniyet olduğu sürece bu işkencelere alışacağız” eleştirisini yaptı. Beylikdüzü’ndeki artan yapılaşmaya da değinen Ataklı, “Bütün bu binalar bittiğinde acaba burası yine yaşanacak bir yer olacak mı? Çünkü göründüğü kadarıyla altyapı, binaların bitmesine yönelik yapılmıyor. Bilimin ışığında insanları daha refah içinde yaşatacak politikalar geliştirilmeli” şeklinde konuştu.
Panel sonrasında izni dolayısıyla bir ay ara verdiği köşe yazılarına hafta başı tekrar başlayacak olan Gazeteci Can Ataklı’ya teşekkürlerini ileten CHP Beylikdüzü İlçe Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Can Ataklı, önemli bir mesaj verdi bugün. Özgür basın, özgür toplum istiyorsanız, önümüzdeki seçimi alın mesajını verdi” şeklinde konuşmasının ardından çiçek takdiminde bulunuldu.