Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin hazırladığı raporda, para cezalarının ölçüsüzlüğünden kaynaklanan öldürücülük niteliğinin yayın organlarının kapanmasına ve gazetecilerin işsiz kalmasına yol açabileceğine işaret edildi. Cemiyetin hazırladığı raporda yasa tasarısıyla ilgili görüşleri ana hatlarıyla şöyle şekillendi:
Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı, Adalet Komisyonu'ndan geçmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine gelmiştir.
Tasarıdaki "rencide edecek" ve "husumet uyulmasına neden olabilecek" gibi suçlar metinden çıkarılmış ancak, ana kanun sayılan Türk Ceza Yasası'yla bağdaşmayan bölümler konulmuştur.
İdari para cezası
Örneğin söz konusu yasada "kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanmaz" kuralı yer almışken tasarının birinci fıkrasında "fiili suç oluşturmadığı takdirde beşbin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir" ibaresi korunmuştur.
Bu yaklaşım idari para cezası verilmesinin sübjektif değerlendirmelere göre verilebileceği kuşkusunu güçlendirmektedir.
Benzer bir cezalandırma girişiminin Terörle Mücadele Yasası'nda yer aldığı ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği bilinmektedir.
Öldürücü para cezaları verilmesi
Tasarı'nın 22'nci maddesine Adalet Komisyonu Alt Komisyonu tarafından eklenen 4'üncü fıkra ve öngörülen para cezaları ise öldürücü tutarlar oluşturmaktadır.
Bilindiği gibi Basın Kanunu yayınları yaygın, bölgesel ve yerel olarak sınıflandırmaktadır.
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun da Radyo ve Televizyonlar için sınıflandırmayı ulusal, bölgesel yerel olarak yapmakta yereller de ayrıca ulaşılan nüfusa göre yeniden ayrılmaktadır. '
Öngörülen para cezalarının ölçüsüzlüğünden kaynaklanan öldürülücülük niteliği, gazetelerle radyo ve televizyonların büyük bölümünün haber verme hakkını ve ifade özgürlüğünü ellerinden alacak ve yayınlarını sürdürme olanakları tümüyle yok olacaktır.
Yayın organlarının kapatılması
Tasarının bu haliyle yasalaşması halinde, yayın organlarının kapanma, gazetecilerin de bu uygulama nedeniyle işsiz kalmaları tehlikesini yok saymak olanaksız görülmektedir.
Yazılı yayın organlarının nasıl ve hangi mahkemelerde yargılanacağı Basın Kanunu’nda belirtilmiştir.
Radyo ve Televizyon için de idari yönden Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun yetkili olduğu, adli yargı konusunda da Türk Ceza Kanunu’nda kural belirlenmiştir.
İhtisas mahkemesi
Belirlenecek ve “ihtisas mahkemesi” olarak nitelendirilecek mahkemelerin bu tanıma uygunluğu tartışma konusu olmaktadır. Çünkü numaraları belirlenen mahkemeler öteki davalara da bakmakta ve hakim değişikliği sonrasında göreve yeni başlayan yargıç konunun uzmanı olmadığı için sıkıntılar yaşanmaktadır.
Gazeteciler için bu tasarıyla yeni uzmanlık mahkemeleri oluşturulması doğacak sorunları gidermede yeterli olamayabilecektir.
Adalet Komisyonu Raporu'nun Genel Kurul'da görüşülmesi sırasında belirttiğimiz sakıncaların giderilmesi için katkılarınıza ihtiyaç bulunmaktadır.”