Ben çocukken anneme hep gelinlerin neden çok güzel olduklarını sorardım. Annem, “gelinlerin yüzüne bir damla nur inermiş ve insanlar gözlerini alamaz hep bu nur’a bakmak isterlermiş, nur’un ışığı insanların bakışlarını çeker ve o gelini dünyanın en güzel kadını yaparmış,” derdi.
Ben çocukken düğünlere gitmeye bayılırdım.
Gelin göreceğim diye heyecanlanır, mutlu olurdum.
İşte bugün yine bir düğüne gideceğim!
Ve ben bugün en güzel gelinimi göreceğim.
1995 yılında tanıdığım, 17 yıllık dostum bugün evleniyor.
Hayatımın dönüm noktalarında bayrak taşıyan, beni yazmaya, okumaya, çalışmaya, evlenmeye teşvik eden, hayatımın baş hakimi can dostum evleniyor.
Söz verdiğim gibi kızımın adını Deniz koyamadım ama seni hayatımın en önemli yerine koydum.
Deniz Kızı; sen benim miladım oldun, dilerim Onur da senin miladın olsun!
Bugün yepyeni bir hayatın ilk dakikalarına başlamış bulunmaktasın. Bugün içinde hissettiğin o heyecan, coşku ve mutluluk hiç terk etmesin seni. Yormasın, incitmesin, üzmesin!
Bugün o salonda adım adım yürüdüğün yol, hayatının ilk yolu.
Şimdi elele başladığınız ve yürüyeceğiniz bu yol da sonuna kadar ayrılmasın elleriniz.
Saçına atılan çiçekler ömür boyu yağmur gibi düşsün saçlarına, takılsın kalsın mutluluk saçlarının arasında.
Yanında ben olsam da olamasam da sen Onur ile birlikte onurlu ve mutluluk dolu bir yaşam sür daima.