Bir musibet yaşadık dedik.
Epey nasihat almışızdır dedik.
Ama gelin görün ki; duyduklarımıza okuduklarımıza inanamıyoruz.
Bakın şimdi.
Ülkemiz 15 Temmuz 2016 akşamı ciddi bir darbe girişimi atlattı.
Şehitler verdi.
Yaralananlar oldu.
Asker kıyafeti ile aramızda dolaşanlar vatandaşına kurşun sıktı.
Vatandaş kendi askerini linç edecek duruma geldi.
Günlerce vatan nöbetleri tutuldu.
Tarihimizde eşine çok az rastlanır birlik beraberlik mesajları verildi.
Mecliste temsilciliği bulunan dört parti ilk defa ortak bir deklarasyona imza attı.
*
Ve bütün bunları yaşadıktan sonra başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere çoğu devlet büyüklerimiz; 'Kandırıldık, aldatıldık, kullanıldık' diye günlerce açıklama yaptı.
Kimdi kandıran; dini kullanan cemaatler.
Kimi kandırdılar; devlet büyüklerimizi, cumhurbaşkanımızı, başbakanımızı, iş adamlarımızı, spor adamlarımızı, birçoğumuzu.
Nasıl kandırdılar; cemaatlerin sahip oldukları ortamlarda insanları toplayarak, beyin yıkayarak, dinimiz üzerinden söylemlerde bulunarak.
Bu kandırılma sonrası ne düşündük ne konuştuk; bir daha dini siyasete alet edenlerden, din üzerinden her türlü etkinlik yapanlardan, din üzerinden sömürü yapanlardan uzak durulacak.
Eeee.
Bu kararları kim veya kimler uyguladı.
Dün Fethullah cemaati revaçtaydı bugün yeni yeni cemaatler hortladı.
Yeni yeni hocalar hortladı.
Yeni yeni müritler hortladı.
*
Hadi sıradan vatandaşlardan vazgeçtik ya siyaset sahnesinin önemli adamları neler yaptılar.
Bu kararlara veya bu prensiplere sadık kaldılar mı?
Cemaatlerden uzak durdular mı?
Cemaatlere sığınanları uyardılar mı?
Cemaatileri kendilerine rehber edinenleri eğittiler mi?
Bırakın onları uyarmayı üstüne üstlük bir de vatandaşını cemaatlere yönlendirenler de oldu.
Örnek mi istiyorsunuz.
Buyurun size Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu.
Kadıoğlu özel bir televizyon kanalında icraatlarını anlatırken; uyuşturucu kullananlarla ilgili mücadele yöntemleri arasında cemaatlerle işbirliği yaptıklarını ve uyuşturucu bağımlılarını İstanbul'un Fatih semtindeki İsmailağa cemaati ile Adıyaman Menzil cemaatine gönderdiklerini açıkladı.
*
"Cemaat denince yanlış anlaşılmasın. İsmailağa ve Adıyaman'daki Menzil cemaatlerinden bahsediyorum" diyen Kadıoğlu sanki günah çıkarır gibi konuşarak izleyenleri de beni de hayrete düşürdü.
Arkadaş kusura bakmayın da illa hayatınızda cemaat olmak zorunda mı?
İlim varken.
Bilim varken.
Doktor varken.
Hekim varken.
İlaç varken.
Hastahaneler varken.
Cemamatler de nereden çıkar söyler misiniz?
Sanki A cemaat B cemaatinden çok farklı da.
Efendim yanlış anlaşılmasın o cemaat değil bu cemaat başka cemaat diye de üstüne basa basa söylüyor Necmi Başkan.
Uyuşturucu bağımlılarını kesinlikle tıbbi kurumlara, doktorlara teslim edin.
Bağımlı gençleri ve insanları yönlendirdiğiniz adresler doğru değil.
Bakın ülkemiz ciddi bir cemaat handikabını atlattı bir yenisini daha Allah korusun atlatamayız.
*
Camilerimiz var.
İmamlarımız var.
Müezzinlerimiz var.
En azından kutsal kitabımız Kur'anı Kerim var.
Gerici kafalara ihtiyacımız yok.
Yok öyle cemaatlere ihtiyacımız.
İlimden, bilimden, tıptan, eğitimden başka yoktur bizim dermanımız.
Olmamalıdır.
Olamaz...