Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar dün önce kişisel sosyal medya hesabından zehir zemberek bir açıklama yaparak isim vermeden Silivri'de yıllardır gazetecilik yapan bir kişiyi yerden yere vurdu.
Ardından o açıklamanın biraz yumuşatılmış hali önce resmi facebook hesabından paylaşıldı daha sonra da basın açıklaması olarak belediye basın bürosu tarafından tüm basına servis edildi.
*
Işıklar gece yarısı yaptığı ilk açıklamasında ağzına ve aklına ne gelmişse döktürmüştü.
Cem Güner'in geçmişte eski belediye başkanları Selami Değirmenci ve Hüseyin Turan için yaptıklarından tutun, ne tacizciliği kalmış tı, ne şantajcılığı, ne de bırakın bir basın mensubuna hiç kimsenin tasvip etmeyeceği edepsiz davranışlar sergilemesi kalmıştı.
*
Gerçi daha sonra yumuşatılan basın açıklamasının da öncesinden çok fazla farkı yoktu.
Basına servis edilen açıklamada ise şunlara yer verilmişti:
'Silivri’de İnsan Ziyanlığı Bir Mahlûkat. Para kopartmak amacıyla, yüz bulamadıklarını karalayarak, takıntı haline getirdiği kişilerin, eşinin ve çocuklarının telefon numaralarını cinsel içerikli sitelere koyarak, eski belediye başkanının maç sonrası soyunma odasında gizlice çektiği fotoğrafını “sevgilisiyle basıldı” diye haber yapabilen, babasının ceketinin arkasına “benim karım satılık” diye yazı yazıp sokakta dolaştıran, Karaman’daki çocuk tacizcisinden farkı olmayıp, taciz konusunda hakkında dava konuları bulunan, ilçemizde vefat eden kişilerin cenaze bilgilerini duyurduğumuz anons sistemimize telsiz frekansıyla girerek, ağıza alınmayacak hakaretler ve yalan beyanlar sarf eden, kendine gazeteci süsü veren cahil cühelanın, hakaret ve tehdit içeren eylemlerinden dolayı savcılık tarafından cep telefonu ve bilgisayarlarına el konulmuştur. Gerekli soruşturma çalışmaları devam etmektedir. Versin para susayım diyen bu psikopat insana ve onun gibileriyle
Kötülüğü satın almak yerine sonuna kadar savaşmaya devam edeceğiz...
*
Bütün bu açıklamalardan ve gelişmelerden sonra şimdi Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a şunları söylemek gerek.
Ey Işıklar; madem bu kişi o kadar tehlikeli ve işe yaramazdı, terbiyesizdi, şantajcı idi, edepsizdi, sen daha 2009 yılında göreve gelir gelmez neden hemen bu kişiyi kadrona aldın. Yetki verdin. İş verdin. Aş verdin.
Bu kişi daha o yıllarda benden çömezleri arabana alamazsın diyerek istifa edip gitti.
Aynı yazı ve haberleri o yıllarda da yapmaya devam etti.
Sonra bir anda tekrar aldın yanına ve yine destek vermeye devam ettin.
*
Şimdi tekrar aranız açıldı.
Bir o sallıyor bir de sen.
Yarın yine yanına almayacağın nereden belli.
Gerçekten de son basın açıklamanızda belirtiğiniz şeyleri bu kişi yaptı ise şimdiye kadar neden sustunuz.
İllia da sana mı bir yanlışı olmalıydı.
Aynı yanlış başkalarına olduğunda neden ortaya çıkıp duruma el koymadın.
Bu mudur şehri eminlik!
*
Kaldı ki bu kişiye benzer kişilerden çok var yanınızda.
Defalarca biz yazdık çizdik.
Hem de müdürlük vasfında kişiler var.
Tacizciler var.
Santajcılar var.
Kafa koparıcılar var.
Onları ne yapacaksınız.
*
Bir de şu var.
Siz bu kişilere alışmışsınız ya.
Sizi her eleştiren, yanlışınızı ortaya koyan, hakkınızda olumsuz haber yapan her basın mensubunu, bilmeden, tanımadan, araştırmadan bu kişilerden zannediyorsunuz.
Unutmayın Sayın Başkan yukarıda Allah var.
Kul hakkı kimselere kalmaz.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!
*
Siz değil miydiniz hakkınızda bir haber yapana anında şantajcı kisvesi giydiren.
Siz değil miydiniz hakkınızda ufak bir eleştiri yapana anında şunu istedi de vermedim onun için yazıyor diyen.
Siz değil miydiniz basına kriter koyan.
İşte buyurun sizin kriterinize uygun haberleri yapanlar ortada.
İşte buyurun sizin kriterinize uygun medya organları ortada.
*
Sevgili Işıklar size; Besle kargayı oysun gözünü' demiyoruz.
Dün neden besledin, bugün neden sövüyorsun da demiyoruz.
Herkes hakkettiğini bulur da demiyoruz.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş, hiç demiyoruz.
Size sadece şunu diyoruz; iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, doğru ile yanlışı adil olarak ayırt etmediğiniz sürece.
Siz de hiçbir zaman; iyi, güzel ve doğru olamazsınız....