Bugünkü yazımda, İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu olarak bir önemli organizasyonu daha başarı ile tamamlamanın keyfini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Cumartesi günü gerçekleşen tören ile ‘2016 Yılının Gazetecilikte Zirvedekiler’ ödüllerini sahiplerine ulaştırdık.
Buradan ödül alan meslektaşlarımı bir kez daha kutluyorum.
Geçen yıl sekiz arkadaş, bu yıl da sekiz arkadaş ödüllerine kavuştu.
Ödüllerin manevi değeri yanında bir de 16 ev dizüstü bilgisayar sahibi oldu.
Dileğimiz bu ödüllerin her yıl devam etmesi ve önümüzdeki yıllarda bir çok arkadaşın hem manevi olarak yılın gazetecisi olma gururunu yaşaması hem de az da olsa bir bilgisayar hediyesi ile keyiflenmesidir.
*
Tabi biz keyifle, gururla, heyecanla, mutlulukla tören düzenledik, ödül taktim ettik ama bazı meslektaşlarımız haklı olarak eleştiriler de getireceklerdir.
Bu ödüller neye göre kime göre dağıtıldı diye.
Bir önceki yazımda juride kimlerin olduğunu, çok sık eleyerek, en çok hakedene ödül verilmesi gerektiği yönünde hassas davranıldığından bahsetmiştim.
Bugün ise sekiz arkadaşın hangi özelliklerinden dolayı ödüllendirildiğinden kısaca bahsetmek istiyorum.
*
İYGAD yönetimi olarak geçen yıl; meslektaşlarımız arasında motivasyonu artırmak ve başarıyı teşvik etmek adına başlattığımız ödüllerin şartları internet ortamında mevcut.
İYGAD üyesi olan, ödül verilecek yıl içerisinde aktif gazetecilik yapan, İYGAD yönetim kurulunda olmayan (Ödülleri yönetim kurulu verdiği için), hangi branşta ödül adayı ise başvuruda bulunan veya başka meslektaşlarca önerilen isimler ödül adaylarımızdı.
Yaklaşık üç ay devam eden başvuru sürecinden sonra ödüllerin dağıtılacağı son hafta adaylar arasından en çok hak eden meslektaşlar ödül sahibi olarak belirlendiler.
*
Haber dalında ödül alan Ufuk Çoban arkadaşımız, belki de diğer meslektaşlarımız pek özel haber yapmadıklarından olsa gerek bu dalda tek başvuruda bulunan kişi olsa da juri değerlendirmesinde bu kişinin mesleki performansını da göz önünde bulundurdu. Son yıllarda nerede bir olay, nerede bir haber var; Ufuk Çoban’ı orada görmek mümkün.
*
Fotoğraf dalında ödüle layık görülen Hakan Songur belki de İYGAD üyeleri arasında yıllardır en profesyonel fotoğraf makinesini taşıyan tek kişi. Bu makinesi ile hemen hemen her Süper Lig maçını takip edip, çektiği bu fotoğraflar ile gerek kendi gazetesinin, gerek spor gazetelerinin sayfalarını süsleyen Songur fazlası ile ödülü hakediyor diye düşünüyorum.
*
Röportaj dalında ödül alan Lonca Medya ekibi nerede bir olay var, anında orada onlarca kişiye mikrofon uzatarak olayları çok yönlü işlediğinden, günümüzde bırakın bir konu ile ilgili röportaj yapmayı, bir konuyu özel haber yapma gereği bulmayan yerel medya mensuplarının olduğu bir ortamda bu özellik fazlası ile ödülü hakediyor.
*
Sayfa Düzeni dalında Hakan Eser dernek üyesi meslektaşlarımız arasında bu konuda yıllardır en iyilerden birisi.
*
Köşe Yazarı dalında ödül alan Hüseyin Şengül’e ‘hangi köşe yazısından dolayı ödül verildi?’ sorusunu soranlara ben de Şengül’ün her köşe yazısının ödüllerin en iyisine layık olduğunu hatırlatmak isterim.
*
İnternet haber sitesi dalında İYGAD üyesi olarak yayın yapan birçok web sitesi bu ödüle fazlası ile layıktır. Bu yıl ödül www.esenyurthaberleri.com sitesine gitti, bir dahakine internet sitesine güvenen arkadaşları aday olmaya bekleriz.
*
Gelecek vaat eden gazeteci ödülünü alan Anıl Boduç da İYGAD üyesi genç meslektaşlarımız arasında ödül hakedenlerden birisi. Umarız önümüzdeki yıllarda Anıl diğer kategorilerde de ödüllenmeyi başarır.
*
Yaşam Boyu Onur Ödülü alan Yunus Arıkan ile ilgili sadece şunu söyleyeyim; bu ödüle itiraz edecek bir arkadaş tıpkı Arıkan gibi, her biri onbinlerce satan 16 kitap yazsın, Türkiye’yi verdiği seminer ve panellerle üç defa turlasın, Fransa, Avusturya, Almanya gibi ülkelerde iletişim seminerleri ve dersleri versin, İYGAD’ın kuruluşundan bugüne her yıl düzenli üye aidatını ödesin, bu yoğunluğuna rağmen derneğin bütün etkinliklerinde başından sonuna bulunsun, son yirmi yılda günlük olarak her gün üç gazeteye ayrı ayrı makale yazsın… Bu kadarını hatırladım belki daha farklı özelliklerde vardır, bilmiyorum. İşte bütün bunları o arkadaş yapıp karşımıza gelsin, söz o arkadaşı sırtımda beş km taşıyacağım…
*
Bir şeyin ilkini yapmak zor, kolay olan yapılan bir şeye burun kıvırmak.
Hakkı ile eleştiri getiren herkesin düşüncesine saygılıyız. Bu eleştiriler bizleri daha iyi yapmaya yönlendirecektir. Ders çıkarmamızı sağlayacaktır.
Burada sorun yok.
Sorun gerçeklerin farkında olmadan, yersiz zamansız yapılan sataşmalar.
Arkadaşlar, bugün bu tür ödülleri milyonlarca bütçeli holdingler, televizyonlar, radyolar, gazeteler yapamıyor.
Riskli ve emek isteyen bir olay.
Keşke mümkün olsa biz gazetemiz adına benzer ödül töreni düzenlesek.
Zira dernekçilikte iş daha çok riskli, çünkü orada tüm dernek üyelerini temsil ediyorsunuz.
Ancak kendi kurumunuzda daha rahat hareket etme şansınız var.
*
Bir diğer olay herkes bilir, ne yazık ki bir çok ödül olaylarında iş danışıklı dövüşe kadar ilerliyor.
Bu ödüllerde bize bile onbinler teklif edenler oldu, bana ödül ver diye.
Sponsor olalım, bütün masrafı karşılayalım, beş yıldızlı otelde törenleri düzenleyelim diyenler de oldu.
Ancak biz İYGAD yönetim kurulu olarak kendi yağımız ile kavrulmayı, kendi mekanımızda tören düzenlemeyi ve az olsun öz olsun mantığını tercih ettik.
Sonuç olarak iki yıldır biz güzel bir faaliyet yaptığımızı düşünüyoruz.
Umarız bu ödüller gelenekselleşir, ileride daha önceki hatalardan arınarak, daha az hatalı organizasyonlarla, daha güzel törenlerle çok daha meslektaşlarımızı sevindiririz.
*
Bir başka güzellik ise ödül alan sekiz arkadaş da kendisine ödül verileceğinden habersizdi.
Sahnede görmediniz mi o şaşkınlığı, sevinci, mutluluğu, gururu.
İnanın bana o sevinçleri görmek her şeye değerdi.
*
Neyse ne diyorduk; demokrasi kültürünün güçlendirilmesini, halkın bilgilenme ve gerçekleri öğrenme hakkının kullanılmasını, yerel gazeteciliğin güçlenmesini sağlamak amacıyla, mesleğini tam anlamıyla yapmaya çalışanları diğerlerinden ayırma yönünde önemli bir kıstas olacak bu ödülleri çok önemsiyoruz.
İddia ediyorum bu ödüller bir kaç yıl daha devam etsin, yerelin oskarı olacaktır.
Her meslektaşımız her yıl bu ödüllerden birisine sahip olmak için çabalayacaktır.
*
''Özen yoksa ödül de yoktur'' diyen Almanların ünlü düşünürü Büyük Frederik ödül ile ilgili şu güzel sözü söylemiş:
Hayatta insanın kazanabileceği en büyük ödül, birkaç gerçeği anlayabilmesi ve birkaç yanlışı ortadan kaldırabilmesidir....
Umarım bizler de hayatımızdaki yanlışlardan bir an önce kurtulur ve hayatımıza daha çok doğruları koymayı başarırız...
TEŞEKKÜRLER DOSTLAR….
Son olarak sözlerimi teşekkürle bitirmek istiyorum.
İYGAD'ın bu günlere gelişine katkı sunan her kim varsa, meslektaşlarımıza, dernek üye ve yöneticilerimize, bu günün şartlarında bu organizasyonlarda bizlere güç katan, destek olan, özgür basın dostlarına, siyasilerimize, iş adamlarımıza, dar günümüzde hemen koşup yanımızda olan can dostlarımıza; İYGAD Yönetim Kurulu adına, teşekkür ediyorum şükranlarımı sunuyorum...
Ve tabi bir teşekkürde, aldığımız her organizasyon kararında, şayet meslek yararına ise koşulsuz destek veren yönetim kurulu arkadaşlarıma.
Teşekkürler dostlar, iyi ki varsınız….
Özen yoksa ödül de yoktur!
.