Özürler, itiraflar ve Kuvai Milliye!

.

 Kuvayi Milliye denince hiçbir şey bilmiyorsanız sorun gogul amcaya en kısa özetle şunu der; ülkenin dört bir yanının Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan birliklerince ele geçirildiği, Mondros antlaşması ile ülkeye ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı, her şeyin bitti sanıldığı günlerde, ulusun tepkisi olarak doğan bir halk direnişidir.

*
Ocak 1993'te evinin önünde uğradığı bombalı suikast sonucu hayatını kaybeden, araştırmacı gazeteciliğin duayen ismi Uğur Mumcu'nun da yıllar önce dediği gibi “Hangi iktidar din sömürüsüne dayanmışsa, mutlaka yıkılmıştır.''
Mumcu bir yazısında şöyle diyordu; CHP iktidarı, 49 yılında din derslerini kabul etti. Yıkıldı, kurtaramadı bu ödün. DP, 1957’de Said-i Nursi’nin cüppesini bayrak yaptı. Ne oldu? Yıkıldı. Süleyman Demirel 1960’ların ortasında Nurcuların, tarikatların, Süleymancıların sakallarını okşadı. Ne oldu? Yıkıldı. Hac seferleri düzenleyen ANAP ne oldu, yüzde 20’ye indi. Halka güvenmek gerekiyor. Her kim ki din sömürüsünü kullanır, bir süre yararlı olur belki, ama sonunda mutlaka seçim sandığında yenilgiye uğrar. Halk affetmiyor, din sömürüsünü affetmiyor halk.
Bu imam hatip okulları ne işe mi yarıyor? Bunlar imam, hatip olmuyorlar, hukuk fakültelerine gidip yargıç ve savcı oluyorlar. Siyasal bilimler fakültelerine gidip kaymakam oluyorlar, sınavsız yargıç ve savcı oluyorlar.
Türkiye’de bugüne kadar sonuç almış en güçlü örgüt Kuvayı Milliye örgütüdür, Mustafa Kemal ve arkadaşlarıdır. Kuvayı Milliye, toplumun en önemli sivil örgütlenme modelidir. İkincisi 40’lı yıllara rastlayan Köy Enstitüleri’dir. İkisi de sivil toplumun vazgeçilmez kurumlarıdır. İdeolojide Kuvayı Milliye tam bağımsızlık ilkesi, eğitimde Köy Enstitüleri. İki hedef bu...


*
Yirmi yıldan fazla bir zaman önce bu günlere adeta ışık tutanlardan rahmetli Uğur Mumcu da bugün darbe kalkışmasını gerçekleştirenlerin hain tuzakları ile basın şehidi oldu ne yazık ki.
Görüldüğü ve bilindiği üzere Kuvai Milliye ruhu içinde bulunduğumuz bu günlerde de tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'ne ve demokrasiye uzanan karanlık güçleri engelleyen en büyük güç olmuştur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu duruma dikkat çekici açıklamaları ile partili partisiz tüm kesimlere önemli mesajlar vermiştir.

*
Türkiye’nin demokrasiden, hukuk devletinden, temel hak ve özgürlüklerin güvence altında olduğu bir sistemden başka alternatifi yoktur, diyen Erdoğan'ın girin @RT_Erdoğan twitter adresine şu mesajlar da yer almakta: ''Biz bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız. Birlikte kurduğumuz bu ülkeyi inşallah hep birlikte güzel yarınlara taşıyacağız. Ellerini ovuşturarak Türkiye’nin sıkıntıya düşmesini, diz çökmesini, pes etmesini bekleyenleri bugüne kadar sevindirmedik, sevindirmeyeceğiz...''

*
Umarız ve dileriz ki bugünlerde şerden hayıra çıkan yolumuz sonsuza kadar sürer.
Bu yönde net açıklamalarda bulunan siyasilerimizin bu açıklamaları samimiyetle hayata geçer.

*
Kuvai Milliye ruhu ile cumhuriyet uğruna, demokrasi uğruna, milli irade uğruna, bu vatan bu bayrak uğruna sokaklara dökülen yurttaşlarımızın arasına nifak tohumları atmaya kalkanlar bir daha bu emellerine ulaşamazlar.
Ve bu günleri yıllar önce dile getirenlerin haklı çıktıkları gibi, bu günlerde de yıllar sonra olabilecekleri öngören, dile getiren, fikir sahibi güvenilir insanlarımıza daha fazla sahip çıkarız.
Onları korur anlarız.

*
Bakın mesela bu günlerde itiraf eden edene.
Özür dileyen dileyene.
Kimler kimlerden diliyor sizler de görüyorsunuz, okuyorsunuz, izliyorsunuz.
Genelde; "Sevgili CHP'liler, solcu ve Kemalistler... Sizler bizlri cemaatler konusunda uyarırken anlatmak istediğiniz şeyler varmış ama bizler anlayamıyormuşuz!.. “Siyaseten cami yapacağınıza okul yapın, uygar insanlar yetiştirin!” derken ne demek istediğinizi ancak şimdi anlayabiliyoruz!
Evet, çok şükür sizleri nihayet anlayabiliyoruz!..
Sizlerin bize öğretemediklerini ya da yanlış yöntemeler kullanarak öğretemediklerinizi Allah bize yaşatarak öğretti...
Sizlerden tekrar özür diliyorum!

Türü açıklamalar ile günah çıkartmaya çalışanların durumuna, umarız ve dileriz ileride başka yurttaşlarımız düşmez.

*
Peki bizler ne diyorduk yıllardır.
Din sömürüsü yapanlara dikkat edin.
Dini siyasete alet edenlere dikkat edin.
Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkın yeter.
Kimin ne kadar dindar, ne kadar vatansever, ne kadar cumhuriyetçi, ne kadar bayrağına vatanına bağlı olduğunu göstermek için ispata gerek yoktur.
Yaptıklarına ve yaşadıklarına bakın yeter.
Diyorduk.
Bir gün herkesin özgürlükçü demokrasiye ihtiyacı olacak.
Herkesin tam bağımsız hukuka ihtiyacı olacak.
Herkesin tam bağımsız medyaya ihtiyacı olacak.
Bu ihtiyaçları karşılamanın tek yolu; tam bağımsız, özgür, cumhuriyet ile yönetilen bir hukuk devletine sahip olmaktır.
Diyorduk.

*
İşte bugün o gündür.
Türkiye Kuvai Milliye ruhu ile birlik ve beraberlik yolunda kenetlendi.
Cumhuriyete sahip çıktı.
Demokrasiye sahip çıktı.
Vatanına, bayrağına, toprağına sahip çıktı.
Milli iradesine sahip çıktı. 
Darbecilere fırsat vermedi. 
Yeter ki bütün bu olanlardan hepimiz dersimizi çıkartalım ve bir daha benzerlerini yaşamamak için tedbiri elden bırakmayalım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri