CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV'de katıldığı canlı yayında, Türkiye'nin demokrasisinin kalitesinde sorun olduğunu ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini belirterek, yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını her zaman savunduklarını ifade etti.
Bütün yurttaşların oyunu istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, bütün yurttaşlardan CHP'ye karşı geçmişte kafalarında oluşan önyargıları yıkmalarını ve yeni CHP'ye bakmalarını istedi. Son dönemde CHP kadar proje açıklayan siyasi parti olmadığını, yarın da çocuklara ilişkin bir projeyi açıklayacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, çocuk yoksulluğu ve kız çocuklarının eğitiminin çok ciddi sorun olduğunu söyledi.
''Alevi'' ifadesini daha önce de kullandığını ama özellikle vurgu yapmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Gerek duymadım, çünkü ben inançlar ve etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmuyorum. Doğu Anadolu'da gezdiğim zaman oradaki yurttaşlar, 'Biz, Kürt kimliğimizi rahat kullanamıyoruz. Eğer bir insan kendi kimliğini rahat kullanamıyorsa, benim sorunum demektir. Onu ben daha önce seçim meydanlarında farklı üslupla da söylemiştim. Türkiye Cumhuriyeti'nde bir yurttaş gelip, 'Ben inancımı özgürce yerine getiremiyorum' diyorsa, gelip beni bulacak. Onun önüne düşeceğim, onun ibadetini özgürce yerine getirmesi için çaba harcayacağım. Etnik kimlikleri siyaset konusu yapmak yanlış ama kişilerin etnik kimliği A'dır, B'dir, C'dir diye, onları farklı algılamalar içine koymak daha da büyük yanlış. Herkes kendi kimliği ile şeref duymalı, bizim saygı duymamızı istemeli. Bu onun en doğal hakkıdır. Eğer o kimliği kullanırken bir sorun yaşıyorsa, o sorunu çözmek de bizim işimiz.''
"TSK ile oynamak, çok sık eleştirmek doğru değil"
Kılıçdaroğlu, CHP'nin askerle uzun süredir bir ilişkisi olmadığını ifade ederek, CHP ile ordu arasındaki ilk olumsuz tablonun İsmet İnönü'nün CHP Genel Başkanı, Bülent Ecevit'in de CHP Genel Sekreteri olduğu döneme rastladığını söyledi. CHP'nin e-muhtıralarla darbelerde ordunun yanında olduğu yönündeki algının yanlış olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, orduyu ve devletin diğer kurumlarını sevdiklerini anlattı.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Devletin kurumlarına saygılıyız. Biz siyasi partiyiz, yarın iktidar olduğumuz zaman bu kurumları yöneteceğiz, bu kurumları düşman gibi görmek, ötelemek, ötekileştirmek doğru değil. Bu kurumlar devlet için çalışırlar.
Türk Silahlı Kuvvetleri, hukukun içinde kalarak, siyasi otoritenin emrinde görevini yapan bir kurumdur. Türk Silahlı Kuvvetleri ile oynamak, çok sık eleştirmek doğru değildir. Bu tür güçlerin moral kuvveti çok önemlidir, moralini yıkarsanız olmaz. Silahlı kuvvetleri, silahlı kuvvetler yapan onun tankı, topu, tüfeği değil, moral değerleridir. Eğer biz ulusal Kurtuluş Savaşı'nda düşmanın bütün silahlarına karşılık, sadece elimizde bir tüfekle mücadele verip, bağımsızlığı sağlıyorsak, o moral değerdir. Onun için orduyu severiz, kışlasında. Orduya saygı duyarız, kışlasında.''
Kılıçdaroğlu, orduyu geçmişte, grup başkan vekiliyken de eleştirdiğini de ifade etti.
Haberal'ın adaylığı
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın CHP'li bir aileden geldiğini, bir dönem cumhurbaşkanlığına aday gösterildiğini söyledi. Haberal'ın dünyanın sayılı cerrahlarından biri olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, Haberal'ın TBMM'ye derinlik kazandıracağını, Türkiye'nin sağlık politikaları konusunda açılımlar yapacağını ifade etti.
Haberal'ın milletvekili seçildikten sonra istifa ederek DP'nin başına geçeceği yönünde iddialar bulunduğunun hatırlatılması üzerine, Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Ben Sayın Haberal'ın öyle bir çaba sergileyeceğini düşünmüyorum, aklımın ucundan bile geçmez. Kendisi saygın bir insandır. Kaldı ki, CHP'yi beğenmeyip, adaylık listelerinde kendisini görmediği için partisinden istifa eden arkadaşlarımız da var. Biz hiçbir zaman dönüp onlara 'Niye partiden istifa ettin' diye de sormadık. Kişilerin özgür iradesine güveniyorsak ve inanıyorsak söyleyeceğimiz başka birşey yoktur zaten. Ben Sayın Haberal'ın CHP Zonguldak milletvekili olarak Parlamento'da çok güzel çalışmalar yapacağına inanıyorum.''
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesi için Anayasa'yı değiştiren partinin CHP olduğunu belirterek, ''Bir dönüp kendi haline bakmıyor. İnsan biraz sıkılır, insanda biraz utanma olur. Adaysın, seçilemiyorsun, yasalar engel, Anayasa engel, biz demokrasiye inandığımız için parlamentoyu çalıştırıyoruz, bir kişi için, Recep Tayyip Erdoğan için. Şimdi O kalkmış, bizi suçluyor, adama gülerler. Önce sen kendi haline bak. İnsan geçmişini unutmamalı, geçmişini unutursa halktan kopar, kendisini farklı bir konumda görür, firavunlaşır. Hiç kimsenin firavunlaşmaya hakkı yok, hele hele siyasetçilerin. Siyasetçiler, biraz mütevazi, alçak gönüllü olmalı, biraz halkla kucaklaşmalı, tokalaşmalı. Suçlayıcı olmanın ötesinde, biraz öneri getirmeli. Sabah akşam kurgulanmış makine gibi CHP'yi suçluyor. İstediği kadar suçlasın, biz yolumuza devam edeceğiz'' diye konuştu.
YGS'deki şifre skandalı
Kılıçdaroğlu, öğrencilerin YGS'deki kopya iddiaları üzerine demokratik haklarını kullanarak protesto gösterileri yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti:
''Bu ülkenin Başbakanı kalkıp diyor ki, 'Sen yürüyorsun. Ben de senin önüne 5-10 bin kişi çıkarayım da bak bakalım nasıl yürüyorsun? Ama ben bunu yapmıyorum.' Bu tehdittir, bu demokrasiyi içine sindirememiş kafadır. Bu anlayış demokrasiyi reddeden anlayıştır. Elbette yürüyüş yapacak, evinde mi oturacak? 1 milyon 700 bin aileyi, çocukları düşünün.
Maşallah, Ali Demir koltuğa demir gibi yapışmış. İnsanın biraz oturduğu koltuğa, o makama saygı duyması gerekir. O makam güven makamıdır. Güven yitirdiğiniz andan itibaren o koltuktan kalkmanız lazım. Çocukları aldatan sizsiniz, şifreli soruları hazırlayan sizsiniz, Cumhurbaşkanını yanıltan sizsiziniz, itiraf eden sizsiniz, koltukta oturuyorsunuz. Nasıl adamlardır bunlar, samimi söylüyorum anlamakta zorlanıyorum. Nereden bulurlar bu adamları, getirirler, anlamakta zorlanıyorum. İstifa denen onurlu görev vardır. O, onurlu görevi yaparlar ve buradan ayrılırlar.''
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, üniversite öğrencisi olduğu yıllarda bir kez bir gösteride ''temiz bir dayak yediklerini'' de söyledi.