Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ve Saadet Partisi Mustafa Kamalak’ın siyasi partilerin devlet yardımından yararlanmaları için milletvekili genel seçimlerinde yüzde 3 oy alma şartının aranmasının seçim hakkını ihlal ettiği iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Başvuruyu kabul eden Yüksek Mahkeme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edilmesine oybirliğiyle karar verdi.
Kararın gerekçesi Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı.
GELİR KAPISI OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLİR
Siyasi partilere yapılacak devlet yardımının belirlenmesinde yüzde 3 oranında bir sınır belirlenmesinin seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına bir müdahale olduğunun anımsatıldığı gerekçede, siyasi partilerin, devlet yardımı almaksızın sadece parti üyeliğinden veya geleneksel kaynaklardan elde edilen finansmanla ayakta kalmalarının zor olduğu vurgulandı. Devlet yardımının amacının, siyasi partilerin yolsuzluklara bulaşmasını ve ekonomik olarak güçlü kimi kişi ve kuruluşların etki ve baskısı altına girme tehlikesini engellemek olduğunun vurgulandığı gerekçede, yardım yapılmasının, siyasi çoğulculuğu güçlendirmeye ve demokratik kuruluşlardan beklenen görevlerin yerine getirilmesini sağlamaya yönelik olduğu belirtildi. Devlet yardımı için asgari bir sınırın belirlenmesinin gerektiğinin altı çizilen gerekçede, bir sınırın olmadığı sistemin, ters etki yaparak yardımdan yararlanma beklentisinde olan siyasi parti sayılarında bir artışa neden olabileceği ifade edildi. Alınan her oyun, devlet yardımı temelinde bir gelir kapısı olarak değerlendirilebileceğinin vurgulandığı gerekçede, siyasi partilerin devlet yardımından yararlanabilmeleri için bir sınır belirlenmesinin, seçilme hakkının etkinliğini ortadan kaldıran bir düzenleme olarak değerlendirilemeyeceği vurgulandı.
UYGULANAN YÖNTEMLERİN ÖLÇÜLÜ OLMADIĞI SÖYLENEMEZ
Devlet yardımına ilişkin olarak yapılan bir düzenlemede siyasi partilerin demokratik çoğulculuğu güçlendirme fonksiyonu ile aşırı ve işlemez bir aday enflasyonunun dengelenmesinin bekleneceğinin kaydedildiği gerekçede, “Başvurucular 2011 ve 2015 yılında yapılan 25. ve 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde yüzde 3 sınırını aşamamışlardır. Bu sınır, siyasi partilerin parlamentoda temsil edilme barajı olan yüzde 10 oranının çok altında bir orandır. Dolayısıyla seçimlerde parlamentoda temsil edilebilmek için yeterli oy oranına ulaşamayan siyasi partiler de devlet yardımından yararlanabilmektedir. Bu sebeple sadece yüzde 10 barajını geçebilen siyasi partilerin devlet yardımından yararlandırılması gibi bir durumdan söz etmek mümkün değildir” denildi.
Siyasi partilerin tek gelir kaynağının doğrudan yapılan devlet yardımı olmadığının anımsatıldığı gerekçede, “Yüzde 3 oranında oy alamadıkları için başvurucuların devlet yardımından yararlandırılmamalarının seçilme hakkının etkinliğini kaybetmesine neden olacak şekilde sınırlandığı ve uygulanan yöntemlerin ölçülü olmadığı söylenemez. Anayasa'nın 67. maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edilmediği sonucuna varılmıştır” denildi.