Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na ve İl Yöneticileri ve partililerle birlikte gelen CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, deprem bölgesinde çadır sorununu halledemeyen yetkililerin, deprem vergilerini duble yol yapımında kullanıldığını, Bayraktar ve Çelik’in de çadır konusundaki eksikliklerini gizlemek için, halka riskli olduğu halde binalara girilebileceğini açıkladıklarını söyledi.
CHP İstanbul İl başkanı Oğuz Kaan Salıcı, “Suç duyurumuzun nedeni Van’daki depremde gösterdikleri beceriksizlik. Biz bunun bir suç olduğu kanaatindeyiz” dedi. Deprem felaketlerinde kullanmak üzere stokta bulundurulan çadırların Somali’ye gönderildiğini belirten Salıcı, ülke kaynaklarının bu kadar plansızca harcanmasının faturasının vatandaşa çıkarıldığını söyledi.
“BİRİNCİ DEPREM FELAKETTİ, İKİNCİSİ CİNAYET”
Salıcı, “Birinci deprem felaketti, ikincisi cinayet. İkinci deprem tam bir hükümet fiyaskosuydu. İkinci depremde yıkılan binaların hiçbiriyle ilgili hasar tespiti yapılmamıştı. Yapılanlar sadece ön tespitlerdi. Bu nedenle, Hükümet yetkililerinin verdiği beyanlara güvenerek otellerde kalınmıştır” dedi.
Salıcı, İtalya’da 2009’da gerçekleşen deprem felaketi sonucu halkı yanlış bilgilendirmekten kaynaklı yetkililerin ‘Kastsız ölüme sebebiyet vermekten’ yargılandıklarını hatırlatarak, “Siyaset, ülke vatandaşlarının huzur ve refahlarını yükseltmek için yapılır. Kendi hatalarını gizlemek için yurttaşlarının ölümüne sebep olanlar hakkında soruşturma yapılarak cezalandırılması toplum vicdanını bir nebze olsun rahatlatacaktır” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Erdoğan Bayraktar, Beşir Atalay, Hüseyin Çelik ve diğer hükümet yetkilileri başta olmak üzere, diğer halkı yanlış bilgilendirenlerin de yargılanıp cezalandırılması istemiyle sunduğu dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“23.10.2011 günü Van ilinde gerçekleşen deprem felaketi, tüm ülke halkını yasa boğdu ve Türkiye halkının dayanışmacı ruhunu ortaya çıkardı.
Deprem felaketlerine karşı halkın can ve mal güvenliğini korumakta kullanılmak üzere toplanan vergilerin ise hükümet tarafından usulüne uygun kullanılmayıp, yol yapımında kullanıldığı maalesef bu felaket nedeni ile ortaya çıktı.
Felaket anında kullanılmak üzere stokta bulundurulan çadırlar ise soğuktan ya da sıcaktan değil açlıktan ölümlerin gerçekleştiği Somali’ye gönderildi.
Ülke kaynaklarının savurgan ve plansızca harcanmasının faturası, maalesef vatandaşa çıkarılmıştır.
Felaketin hemen arkasından Beşir ATALAY’ın meclis kürsüsünden yaptığı açıklamada bölgedeki çadır ihtiyacının tümüyle karşılandığı iddia edilmişti. Oysaki ilerleyen günlerde, bölgedeki çadır ihtiyacının karşılanamadığı ve ülkedeki çadır stokunun amacına uygun kullanılmaması sebebi ile bölgedeki çadır ihtiyacının karşılanamayacağı dillendirildi. Hükümetin kendi kusurlarının vatandaşa soğuk olarak fatura edildiğini gördük.
Hükümet yetkilileri Erdoğan BAYRAKTAR ve AKP Gaziantep Milletvekili Hüseyin ÇELİK de hükümetin çadır konusundaki aczini gizleyebilmek için medya üzerinden halka ‘başka bir deprem olmayacağı ve binalarına girebileceklerini, soğukta kalmamaları’ gerektiğini telkin etmişlerdir. Bunun üzerine vatandaşlar soğuktan korunmanın korkulan çaresi olarak evlerine girmişlerdir. Hükümet de çadır talebini azaltmıştır.
Hükümetin çadır konusunda acziyetini gidermek için insanları evlerine girmeleri noktasında telkinde bulunmaları sonrasında yaşanan 5,6 büyüklüğündeki deprem onlarca yurttaşımızın hayatına mal olmuştur.
İtalya da 2009 yılında gerçekleşen deprem felaketi sonucu halkı yanlış bilgilendirmekten kaynaklı yetkililerin ‘Kastsız Ölüme Sebebiyet Vermekten’ kaynaklı yargılamaları devam etmektedir.
Siyaset ülke vatandaşlarının; huzur ve refahını yükseltmek için yapılır. Kendi hatalarını gizlemek için yurttaşların ölümüne sebep olanlar hakkında gerekli soruşturma yapılarak cezalandırılması toplum vicdanını bir nebze olsun rahatlatacaktır. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim”.