BARIŞ ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkan Vekili Hamit Geylani, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, BDP'li Milletvekilleri için "Onlar da 1 Ekim'de meclise gelecekler" sözüne atıfta bulunarak, "Meclise dönmemiz için doğru zaman ve doğru zemin olması gerek. 1 Ekim tarihi bizim için de doğru bir zamandır" dedi.
BDP Genel Başkan Vekili Hamit Geylani, yardımcısı Filiz Kocali ile partisinin Diyarbakır il başkanlığı binasında basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Geylani, müzakerelerden çekildiğini açıklayan Öcalan ile tekrar görüşmelere izin verilmesi halinde, barış görüşmelerine ikna edip edemeyecekleri soru üzerine, şunları söyledi:
"30 yılın en acımasız savaşı yaşanıyor. Havadan karadan her türlü araçlar kulanılıyor. Ortada bir lider var ve bir hafta içerisinde gerilaları sınır dışına çekebileceğini söylüyor. Ancak bunun için yani savaşı durdurabilmenin şartlarının oluşturulmasını istiyor. Nedir bu şartlar? Sağlık şartlarının oluşturulması, güvenlik, ve iletişim. Öcalan, İmralı'dan önce de bu sorunun artık silahla değil müzakere yoluyla çözülmesi için uluslararası alanda çalışma başlatmıştı. İmralı sürecinde de çözümün diyalogla olabileceğini savundu. Zaten bu savaşın durdurulmasına yönelik mesajlar vermeye başladığı için 9 kezdir avukatları ile görüşmesine izin verilmiyor. Bayram sonrası kara harekatının da yapılacağını hesaplarsak 30 yılın en acımasız savaşı durdurma ve tarihsel rolünü oynayacağını düşünüyoruz"
'DOĞRU ZAMAN 1 EKİM'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir süre önce, BDP'li milletvekilleri için, "1 Ekim'de onlar da gelecek" sözü hatırlatılan Geylani, "Doğru zaman ve doğru zemin bizim için çok önemli. 1 Ekim tarihinin bizim için de doğru bir zaman olduğunu düşünüyoruz. Ancak Başbakan provokatörlüğe devam ediyor. Meclis'e gitmemiz Başbakan'ın söylemiyle değil, kendi irademizle olacak. Çünkü bize oy veren halkımızın meşru haklarını yok sayamayız" dedi.
BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, , PKK'nın çatışmasızlık sürecinde olduğu bir dönemde Başbakan Erdoğan'ın provokatörlek yapmasıyla çatışmaların başladığını ileri sürdü. Koçali, "Herkes gibi biz de İmralı'da mutabakata varıldığını biliyor, askerlerin garnizonlara dönmesini, PKK'nın ise dağdan inmesini bekliyorduk. Silvan'da 13 asker ölmeden önce, Çukurca olaylarının öncesinde Başbakan, 'Artık Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır' diyerek provokasyon yarattı. O zamana kadar da 50'ye yakın HPG'linin (PKK'lı) genazesi gelmişti. Ortadoğu'da radikal dönüşümler başladığı bir dönemde, Kürtler'in özgürlüğe adım atacağı günlerde, 1'nci dünya savaşında olduğu gibi bir Sırp milliyetçisinin Avusturya veliahtını öldürmesiyle savaş başlamıştı. Aynı bu savaşta olduğu ibi çatışmalar bir anda alevlendi. Bunun sorumlusu da AK Parti'dir ve Başbakan Erdoğan'dır" dedi.
'BAŞBAKAN ERDOĞAN KENDİNİ ŞEYHÜLİSLAM MI SANIYOR'
Avukatların Abdullah Öcalan ile 9 kez kez görüşmelerinin engellendiğini ifade eden Koçali, "Devlet ile yapılan müzakereler sonucu kısa, orta ve uzun vadeli 3 protokole rağmen olmaması üzerine Öcalan geri çekilmiştir. Öcalan, provakasyonlarından sonra bizleri de tehdit etmiştir. 'Terörle arasına mesafe koymayanlar suç işliyor' diyerek bizlerin suç işlediğini söylüyor. Bu anlaşı anlamakta zorluk çekiyoruz. Erdoğan, kendini sultan mı, padişah mı Şeyhülislam mı sanıyor? Bir heyet olarak İmralı'ya gitmek için Adalet Bakanlığı'na başvurduk. Bu talebimize acilen izin verilmelidir. Önümüzdeki süreçte büyük bir tehlike yaşanmadan, bunun önlenmesi gerek" diye konuştu.