CHP AVCILAR TERÖRÜ LANETLEDİ...

CHP AVCILAR İLÇE BAŞKANLIĞI'NDAN BASIN AÇIKLAMASI...

İŞTE CHP AVCILAR İLÇE BAŞKANLIĞI'NIN BASIN AÇIKLAMASI...

Aslında bu gün burada Ahmet Taner Kışlalı’nın ölüm yıldönümü sebebi ile
toplanacak ve sadece faili meçhul cinayetlerle ilgili konuşacaktık. Ancak ulusça
yaşadığımız büyük acı bu gün daha çok şehitlerimiz adına konuşmamızı zorunlu
kılıyor. Ama elbette ki bir meçhule kurban giden aydınlarımızı da anacağız. Faili
meçhul cinayet yoktur. Faili meçhul bırakılan cinayetler vardır. Devletin görevi, bu
cinayetlerin faillerini ortaya çıkarmaktır. Bu siyasi cinayetleri aydınlatamayan devlet
cinayetin sorumluluğuna da ortak’tır. Faili meçhul cinayetlerin aydınlatılabilmesi için
partimiz bu güne kadar 20 den fazla meclis araştırma önergesi vermiş ama bunların
tamamı iktidar partisinin oylarıyla reddedilmiştir.

AKP Bartın milletvekili mecliste şöyle demiş.’’Karanlıklar aydınlansın
şeklindeki önergeyi meclisin çalışmalarını aksatmaya dönük bir girişim olarak
değerlendiriyoruz’’.Oysa bu cinayetler demokratik hukuk devletinin yüz karasıdır.
Bu karanlık bölgelere ışık tutacak güç milli iradenin temsilcisi olan TBMM’dir
ve failleri yakalamak tarihsel bir sorumluluktur. Bu ülkenin yetiştirdiği bu değerli
bilim adamlarının bu değerli aydınların bu namuslu yurtsever insanların yeri
doldurulamamakta ve onların yokluğu ülkenin geldiği bu durumda daha da çok
hissedilmekte neden katledildikleri her geçen gün daha iyi anlaşılmakta.

Ülkemizde terör olaylarının arkasında kimler vardı?

Bu siyasi cinayetlerden hangi siyasi akım, hangi ülke, hangi çıkar grupları ne
için ve kim için yarar sağladı?

İşte cevaplanması gereken sorular bunlar diye düşünüyoruz. İktidar sahip
olduğu onca olanağa rağmen neden bunların aydınlatılmasını istemez? Oda bizim
cevaplamamız gereken bir soru.

19 ekim günü, öncesinde ve maalesef sonrasında onlarca vatan Evladı’nı şehit
verdik.1920’de başlayan milli devlet olma mücadelemizi bozmaya dönük projeler dış
güçlerin dayatmasıyla iktidar tarafından TBMM gündemine taşınmıştır. Değerli basın
mensupları bu günlere nasıl gelindiğini kısaca tarihleriyle verme gereği duyuyoruz.5
Mayıs 2009’da kandilden şu açıklama yapılıyor.’’Diyalog yeri İmralı’dır. Ya da biziz,
ya da bizim siyasi irademizdir. İki gün sonra Sayın Cumhurbaşkanı ‘’Kürt sorununun
çözümü için önümüzde tarihi bir fırsat var. Bu sorunu can kaybı yaşamadan, para
harcamadan çözecek durumdayız. İyi şeyler olacak’’ dedi. Ama 2002 yılında verilen
şehit sayısı sadece altı iken bugün neredeyse her gün o kadar şehit verir hale geldik.

Sonrasında İmralı’dan 15 Ağustos 2009’da yol haritası açıklanacağı bilgisi
geldi. Başbakan 23 Temmuz 2009’da Suriye’ye giderken ‘’Kürt Açılımı’’ yapılacağını
söyledi. Adına önce Kürt açılımı, sonra demokratik açılım, sonra da milli birlik açılımı
denilen bu projenin anayasal düzeniyle barışık ya da ezilen Kürt vatandaşlarının
sorununu çözmekten uzak; senaryosu dışarıda yazılmış bir ortak proje olduğu
çok çabuk anlaşıldı. Bin yıllardır bir arada yaşama kültürünü özümsemiş, kurtuluş
savaşını omuz omuza vermiş bu toprağın evlatları neredeyse birbirine düşürülmüş,
Kürt-Türk, alevi-Sünni, açık-kapalı, laik-anti laik gibi ayrımcılık tohumları ekilmiştir.

İktidar Açılım konusu için mecliste gizli oturum istemiş ancak CHP’nin

direnmesiyle bundan vazgeçmek zorunda kalmış bu seferde görüşme tarihini 10
Kasım gibi manidar bir güne almıştır. Hükümet Açılım ile ilgili ilk toplantıyı polis
akademisinde yapmıştır. Çünkü bu projenin kendilerinin değil devletin bir projesi
gibi algılanmasını istemişlerdir. Nitekim Sayın Başbakan İmralı ile görüştükleri
ortaya çıkınca biz değil Devlet görüştü demiştir. Devleti temsil eden siyasi iradenin
seçilmiş meşru hükümet olduğunu sanki hiç kimse bilmiyormuş gibi. Halbuki
terör örgütünün liderleri hiçbir koşulda silah bırakmayacaklarını her defasında
açıkladılar. Bir AKP Milletvekili silahlarıyla birlikte kuzey ırağa geçecek teröristlere
TSK müdahale etmesin dedi,11 Nisan 2009’da AKP Diyarbakır milletvekili’’ hiç
kimse DTP, PKK ve Öcalan’ı görmezden gelemez dedi.23 Mayıs 2009’da içişleri
bakanı karayılanın sözlerini önemsediklerini söyledi. Ve yaşanan süreçte 19 Ekim
2009’da Habur skandalı yaşandı. Kandil ve Mahmur kamplarından gelen 34 terörist
Silopi’den Türkiye’ye girdi. Bunlar açıkça Öcalan’dan mesaj getirdiklerini, pişmanlık
duymadıklarını, Anayasa’ya Kürt Kimliği’nin konmasını ve Öcalan’a af istediklerini
söylediler.

Onları karşılayanlar arasında İçişleri Bakanlığı müsteşarı, Mit müsteşarı,
Emniyet Genel Müdürü, Şırnak Valisi ile Hakim ve savcılar vardı. Sınırda kurulan
Mobil Mahkemelerde ‘’ biz Pişman değiliz’’ dedikleri halde hayır hayır ‘’siz
pişmansınız’’diyerek tamamı serbest bırakıldı ve araçların üstünde şov yapmalarına
göz yumuldu. Başbakan 21 Ekim 2009’da ‘’Habur da yaşananlar umut veriyor’’ dedi.
bir hafta sonra gelen tepkiler üzerine ‘’bumudur samimiyet şov yapıyorlar’’ diyerek
suçluluğun telaşı içine düştü. Hükümet mensupları ve yandaş medya bu süreçten
sonra terör örgütünün yaptığı her eylemi sanki başka karanlık güçler yapmış gibi
gösterme gayreti içine girmişlerdir.

Bu sürecin nereye varacağını görmek için Ortadoğu’ ya, Irak’a, Yugoslavya’ya
bakmak yeterli. Terörle mücadele eden hiçbir ülke silahları bırakmadan o örgütü
muhatap almamıştır. İngiltere IRA ile İspanya basklar’la ancak silahlarını bırakınca
muhatap olmuşlardır. Etnik kimlik herkesin şerefi ve onurudur. Ana dilini kullanmak
ve yaşatmak herkesin hakkıdır. Hiç kimsenin Etnik kimliğiyle, diniyle, diliyle,
mezhebiyle uğraşmak devletin işi değildir. Devlet tüm bunlara kör bakmalıdır.

Görülüyor ki; Etnik temelde Anayasa değişikliği yapılması, millet tanımının
değiştirilmesi, milli eğitimin etnik temelde yapılanması, terörle mücadelede zaaf
gösterilmesi, terörle pazarlık yapılması bu ülkenin hayrına değildir.

İsrail bir askeri için dünyayı ayağa kaldırırken bizim ölümlere yatan binlerce
evladımızın bir anlamı yok mudur?

Yapılması gereken terör örgütüne değil Kürt kökenli yurttaşlarımıza doğru
açılmaktır. Kürt-Türk kardeşliğine zarar verecek her türlü eylemden, söylemden uzak
durarak ulusal bütünlüğümüze göz dikenlerin oyunlarını boşa çıkarmaktır.

ÖZGÜR İNSANLARIN KARDEŞÇE YAŞADIĞI BİR TÜRKİYE DİLEĞİ İLE

SAYGILAR SUNUYORUZ.

CUMHURİYET HALK PARTİSİ
AVCILAR İLÇE BAŞKANLIĞI

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri