CHP 'çözüm süreci'nde kararını verdi

 Eski Kamu Güvenliği Müsteşarı olarak AK Parti'nin başlattığı çözüm süreci çalışmalarında da yer alan CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, CHP iktidarında çözümün adresinin TBMM olacağını, müzakerelerin ise İmralı'da Abdullah Öcalan yerine HDP ve Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile yürütüleceğini kaydetti.

Özçelik, partisinin seçim beyannamesini, dış politika hedeflerini ve çözüm sürecini Sputnik’e değerlendirdi.

CHP iktidarında Türkiye'nin dış politikasının yeniden “laiklik anlayışına” oturtulacağını vurgulayan Özçelik, Ortadoğu'da Rusya ve İran'ın belli çıkarları dikkate alınmadan herhangi bir uzlaşıya varmanın mümkün olmadığını söyledi. Eski Kamu Güvenliği Müsteşarı olarak AK Parti'nin başlattığı çözüm süreci çalışmalarında da yer alan Özçelik, CHP iktidarında çözümün adresinin TBMM olacağını, müzakerelerin ise İmralı'da Abdullah Öcalan yerine HDP ile Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile yürütüleceğini kaydetti.

CHP Dış İlişkiler Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, Türkiye’nin dış politikasında sorunlarının çok olduğunu belirterek, “Cumhuriyetin bize vermiş olduğu büyük birikimler bir tanesi de seküler olmamız, yani laiklik anlayışımız. Biz sosyal demokrat bir parti olarak bu laiklik anlayışını, inanca, dine, etnik kimliğe bakmayan, hiçbir ayrım yapmayan bir çizgiye oturtmaya kararlıyız. Bu ilkemizi uygulamaya koyduğumuz zaman dış politikamızda da bugüne kadar ters giden her şeyi belli temel gerekler üzerine oturtmamız mümkün olacak. Batı ile ittifak ilişkilerimizi eskiden bizim yürüttüğümüz ve öncelik verdiğimiz şekle getirmek zorundayız. AKP, bütün sorunları kendisi çıkartıp ondan sonra da hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi davranıyor. AKP olduğu sürece Türkiye AB’ye giremez. Ama biz diyoruz ki ‘Türkiye'de yine seküler temeller üzerinde yüceltecek ve cumhuriyetin kazanımlarını daha ileriye götürecek bir CHP iş başına geldiği zaman o AKP'nin söylediği sorunlar bizim önümüze getirilmeyecek” dedi. Suriye sorunu hakkında ise Özçelik, “Hiçbir surette Ortadoğu ülkelerine sırtımızı dönmemeliyiz. İran, Rusya, Türkiye, ABD ve Suriye olarak oturup bir uzlaşı yakalamalıyız” ifadelerini kullandı.

“İlkeler çerçevesinde İsrail ile ilişkilerimizi normalleştirmek de hedeflerimizden bir tanesi olacak” diyen Özçelik, “Hükümetler arası ilişkiler itibariyle belli hükümetleri beğenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz, bu ayrı bir konu. Ama bunu antisemitizm boyutuna getirmeyiz. Bir de halkın önünde başka bir söylem, perde arkasından ayrı bir işbirliği şeklini de hiç sevmiyoruz. Yani biz halkın önünde İsrail ile ilişkilerin nasıl gitmesini istiyorsak aynen öyle konuşacağımız ve ilişkileri de normalize edeceğiz” diye konuştu.

Çözüm süreci hakkında da açıklamalarda bulunan CHP’li Özçelik, şunları kaydetti:

“Demokratik bir ülke olmak istiyorsak, bu demokratik ülkede bir çözümün meşru temeller üzerinde gitmesinin güvencesi Meclis'tir. Bizim açımızdan bu çok büyük önem taşıyor. Yani biz bir yanda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan öbür taraftan da Öcalan'ın ağzından çıkacak iki damla ile ne bu memleketin bu sorunun çözümlenebileceğini ne de Türkiye'ye demokrasi gelebileceğine inanmıyoruz. Öcalan ‘bölgesel özerklik' diyor. PKK'nın de bölgesel özerklikten istediği bir tek şey var. PKK'nın ayrı bir otoriter devletine doğru gidecek bir yapı olur. Bunu biz sonuna kadar biliyoruz. Oysa diyoruz ki, AB ile ilişkilere bu kadar çok önem veriyoruz, Kürtlerin şu andaki Meclis'teki temsilcisi HDP, onlar da aynı şeye önem veriyorlar. AB'de genel kabul görmüş olan bu AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartından hareketle bütün Türkiye'de katılımcılığı artıracak. O katılımcılığı artırdığımız taktirde İzmir'in bundan en fazla yarar sağlayacağını bizzat zaten Genel Başkan söyledi, tabi ki belli bir şekilde Güneydoğu Anadolu da Diyarbakır da bundan aynı şekilde fayda sağlayacaktır.


Türkiye'nin bütünü için bir demokratikleşme ve yerelin de güçlenmesini sağlamak ama mutlaka merkezi hedefinin de o sistem içerisinde yer alacağı şekilde hep birlikte demokratikleşip hep birlikte eşit yurttaşlar haline gelmemizi sağlayacak bir model öneriyoruz. Bu şüphesiz Kürt vatandaşlarımız tarafından da Türk vatandaşlarımız tarafından da bir mutabakat halinde, uzlaşı şeklinde ortaya çıkmalıdır. Yani silahla, baskıyla falan olabilecek iş değildir. Onun için Meclis'te uğraşmak istiyoruz.

Biz bu süreci sadece ateşkes olarak görüyoruz. Bu süreçte Türk tarafında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kürt tarafından Öcalan var. Peki bu müzakereleri kim yürütüyor? Türk tarafında Hakan Fidan var. Yani Cumhurbaşkanı bizzat kendisi gidip Öcalan görüşmüyor. Bu durumda HDP'den birisini niçin müzakereci olarak görmüyorlar? Biz diyoruz ki öyle metodoloji üzerinden tutup da Türkiye'de bütün hukuku bir tarafa koyup da kendi istediğiniz özel bir anlayışın kabulü suretiyle Türkiye'deki düzeni bozamazsınız. Türklerin de hissiyatını iyi anlamak lazım, Öcalan bir şey istediği zaman ben size samimiyetle söylüyorum, çok geniş çevrelerde bir huzursuzluk yaratıyor bu ama aynı şeyi Türkiyelilik doğrultusunda HDP'yi çekip çeviren Selahattin Demirtaş söylediğinde öyle olmuyor. O zaman eğer bizim amacımız Kürt haklarının verilmek suretiyle evrensel hakların, Türkiye'de herkesin rahat yaşayacağı bir memleket oluşturmaksa o halükarda lütfetsinler.”

“CHP iktidarında süreçteki görüşmeler İmralı yerine HDP, Demirtaş ile mi yürütülecek?” sorusuna CHP’li Özçelik, “Onlar istedikleriyle görüşür. Gider Öcalan ile görüşürler şu olur bu olur. Ben şahsen Selahattin Demirtaş'ın veyahut da HDP'deki arkadaşlardan herhangi bir tanesinin artık Kürt meselesiyle ilgili olarak Öcalan'dan daha az bir şey bildiğini zannetmiyorum. Üstelik de demokrasinin ve TBMM'nin içerisinde usul kurallarının nasıl işlediğini bilmek bakımından ondan çok daha fazla iyi bilirler” yanıtını verdi.