Bulgar mevkidaşıyla düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, "Twitter hesaplarından ulaştığımız sonuçlardan görüyoruz ki bu saldırılarda DAEŞ ve PKK’nın etkin rol oynama ihtimali var" dedi.
Saldırıyı planlayanların da gerçekleştirenlerin de hak ettikleri cezayı alacağından kimsenin şüphesi olmamasını isteyen Başbakan Davutoğlu, "Terör saldırısı sonrasında yaptığımız bütün açıklamalarda vurguladığımız gibi bu konularda her türlü ihtimal göz önünde bulundurularak mutlaka bu saldırganlar tespit edilecek ve arkalarındaki güçler ortaya çıkarılacaktır. Görünen saldırganların ötesindeki bağlantıları titizlikle araştırıyoruz. Örgüt bağlantılarının ulaşabileceği noktalar neresiyse oraya kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Saldırganların DNA testleri konusunda önemli gelişmelere ulaşıldı. Özellikle bir saldırgan ile ilgili detaylı araştırma devam ediyor. Saldırı ile ilgili başka bazı irtibatlar konusunda da soruşturma derinleştiriliyor. Kim ne bağlantı üzerinden gerçekleştirmiş olursa olsun bu alçakça saldırıyı yapanları ortaya çıkarıp adalete teslim edeceğiz. Mutlaka bunu planlayanlar da cezalandırılacaktır" diye konuştu.
GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMALAR
Görevden uzaklaştırmalar konusunda ise Başbakan, "İdari soruşturmada da bazı ön araştırmalar yapıldı. Olayın gelişim seyri içerisinde herhangi bir idari anlamda zaaf söz konusu olmuşsa bu da inceleniyor. Soruşturmanın selameti bağlamında Ankara Emniyet Müdürü, İstihbarat Şube Müdürü ve Güvenlik Şube Müdürü açığa alındı. Türkiye bir hukuk devletidir ve demokratik hukuk devleti kuralların içerisinde hem hukuki hem idari soruşturma yürütülecektir" diye konuştu.
Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü;
TERÖRE KARŞI TUTUMUMUZ AÇIK VE NETTİR
Terör örgütlerine karşı tutumumuz nettir. Nasıl ABD gibi ülkeler El Kaide ile mücadele ederken ona bağlı örgütlerle de mücadele etmişse Türkiye de PKK'ya bağlı tüm örgütlerle mücadele etmeye kararlıdır. Nasıl müttefik ülkeler El Kaide'ye bağlı gruplara silah yardımını maruz görmezse Türkiye de PKK'ya bağlı örgütlerde yapılan silahları maruz görmez. Bugün verilen silahların yarın PKK'nın eline geçip Türkiye'ye karşı kullanılmayacağının garantisini kimse veremez. Bu konuda tutumumuz nettir ve bu konu ABD ve Rusya'ya iletilmiştir. Bugün ABD büyükelçisi de Bakanlar Kurulu sonrası çağrılarak kendilerine gerekli tutumumuz aktarılmış ve ABD'nin Suriye politikası bağlamında birlikte yürüttüğümüz çalışmalar konusundaki irademiz bir kez daha belirtilmiştir.
DAVUTOĞLU'NDAN BM'YE ÇOK SERT TEPKİ
Bu büyük bir sınav hepimiz için. Bir taraftan Suriye rejimi ve terörislerin barbarca saldırılarından kaçan insanlar var. Ve onlara kapılarımızı açmak zorundayız. Ama buunn da yetersiz kaldığı anlar oluyor. Ancak bunu önleyecek tek şey Suriye'deki savaşın durması ve o insanların ülkesine geri dönmesidir. Bu konuda da görev Türkiye ve Bulgaristan'dan daha çok BM'deki 5 daimi üyeye düşmektedir. Bugünkü krizin bu aşamaya gelmesinin tek nedeni de BM'nin bu savaş ve kriz karşısında tutarlı bir tavır takınamamasıdır.