"Dersimliyim, gururluyum"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu memleketi Tunceli'de büyük bir coşku ile karşılandı. Hemşerileri "Dersim seninle gurur duyuyor" diye alkışladı. Kılıçdaroğlu da "Dersimliyim, gururluyum" karşılığını verdi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisince Tunceli Kışla Caddesi'nde düzenlenen mitingde yurttaşlara seslendi.

''Dersim'in öz evladı, umudumuz, 13 Haziran'ın başbakanı'' sözleriyle anons edilen Kılıçdaroğlu, yurttaşlara derdini anlatacağını, onların da derdini dinleyeceğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın il il dolaştığını, soylarını soplarını araştırdığını ve onların üzerinden siyaset yapmaya çalıştığını ifade ederek, şunları kaydetti:
''Ülkenin her tarafını geziyor 'aman o Tuncelilidir' diyor. Sanki Tuncelili olmak ayıp bir şeymiş gibi. Tuncelili olmaktan gurur duyuyorum. Aslında ne demek istediğini siz de biliyorsunuz ben de biliyorum. Biz hiçbir zaman aslımızı inkar etmedik ki. Aslı olmayanın geleceği olabilir mi? Geçmişi olmayanın geleceği olabilir mi. Aslımızla da soyumuzla da sopumuzla da herkes gurur duyar. Biz de gurur duyacağız ayıp bir şey mi bu? Ben buralıyım. Tunceliliyim, Dersimliyim. Dersimli olmaktan da gurur duyuyorum. Aslını inkar eden akılsızlardan da değilim. Aslımla da gurur duyuyorum. Ayıp bir şey değil. Allah'ın yarattığı bir kulum ve sizlere hizmet etmek için yola çıktım. Bu günah mı, ayıp mı? Ayrımcılık, bölücülük neden?''

Anadolu'yu, Türkiye'yi bilmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Bin çiçek açmış Anadolu'da. Bin çiçek aynı bahçede. Bin çiçeğin rengini, güzelliğini hala anlamıyorsan kabahat bende değil ki sende. Oku, iyi oku, Anadolu'yu oku, Türkiye'yi oku. Göreceksin bin çiçeğin güzelliğini, renklerini. Aynı bahçede açan o güzel kokularını dünyaya saçan bir Anadolu'yu nasıl görmemezlikten gelirsin'' diye konuştu.

Hayatı boyunca hiç kimsenin inancıyla, diniyle, mezhebiyle, etnik kimliğiyle ilgilenmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Doğduğum topraklarda insana 'insan' olarak baktılar. Doğduğum topraklarda insana 'insandır' dediler. Onlara saygı göstereceksiniz dediler. Biz böyle yetiştik. İnsan insandır, saygı duymamız gerekir. Nasıl olur da biz ayrılık yaparız, nasıl olur da biz ayrılığı gayrılığı getiririz siyasetin merkezine koyarız. Sizden bir isteğim var. 12 Haziran geliyor ona ders vereceksiniz değil mi?
Bu cumhuriyeti kurarken adımız Kemal'di. Kemal'in kurduğu okullarda okuduk biz. Köylü çocuğusun, Anadolu çocuğusun demediler bize. Okuduk okullarda, devlette üst görevlere geldik, milletin vekili olduk, bir partinin genel başkanı olduk. Cumhuriyetin güzelliği de bu zaten. Anadolu'dan çıkıyorsunuz. Kopuyorsun, okuyorsun belli yerlere geliyorsun. Bir görevin var halkına hizmet etmek. Ben de bu amaçla halka hizmet etmek için ayrım yapmadan, yandaş demeden sadece vatandaş diyerek yola çıktım ve sizlere hizmet ediyorum. Cumhuriyetin hayali budur. Cumhuriyetin nedeni budur. Herkes okuyacak, çalışacak. Demokrasi ve özgürlük içerisinde gelecek halkına hizmet edecek. Kin değil, nefret değil, kötülük değil, ayırmak değil. Birleşelim, paylaşalım, birbirimizi sevelim. Çatık kaşlı insanların ülkesi değil, güler yüzlü insanların yaşadığı bir ülke olalım diyorum. Bunun için yola çıktık, bunun için hizmet veriyoruz, bunun için çalışıyoruz.''


"Biz kimseye kin tutmayız"

Yunus Emre'nin ''Düşmanımız kindir bizim, Biz kimseye kin tutmayız'' sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, kendilerinin kimseye kin tutmayacağını belirtti.

Duru, saf, bildikleri yolda yürüyeceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, halka hizmet etmek kadar kutsal bir görev bulunamayacağı söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Eğer siz yurttaşın sorununu çözüyorsanız, yoksulluğu çözüyorsanız, işsizliği çözüyorsanız, herkesi kucaklıyorsanız siz o zaman görevinizi yapmış oluyorsunuz. Ben de bu yolda yola çıktım. Umarım Yunus'un söylediklerini Ankara'dan Recep Bey de duymuş olur'' diye konuştu.

Anadolu'ya Nazım'ın dediği gibi geldiklerini belirten Kılıçdaroğlu, Nazım'ın "Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim'' sözlerini aktararak, şöyle devam etti:
''Beraber çalıştık, beraber harcadık emeğimizi. Gözyaşı döktük, acılar verdik, canlar verdik ama sonuçta bu güzel toprakta barış ve huzur içinde yaşamanın yollarını aradık. Bulduk da Cumhuriyetimizi kurduk, geleceğimizi, güzel geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini hep beraber yeniden ama geleceğe umutla bakan bir süreçte yaşatmaya çalışıyoruz. Biz herkesin eşit olduğu, eşit yurttaşlık, herkesin özgür olduğu özgür yurttaş, herkesin demokrasinin geliştiği bir ülkede yaşadığı özgür Türkiye... Bu amaçlarla yola çıktık, bu amaçlarla çalışıyoruz.''


"Dersim demek özgürlük demektir"

Mitinge katılan yurttaşlardan birinde ''Recep Yaz AKP'ye Gönder, Makarna Evine Gelsin'' yazılı pankartı okuyan Kılıçdaroğlu, ''Bunlar gerçekten Tunceli'yi de Tuncelileleri de tanımıyorlar. Buzdolabı, çamaşır makinesi dağıttılar, dediler ki 'biz Tuncelileri kandırdık nasıl olsa. Çantada keklik bunlar. O yaptığın olaylara karşılık Tuncelili sana bir ders verdi. Referandumda da bir ders verdi çünkü Dersim demek özgürlük demektir. Özgür insanların yaşadığı yer demektir'' dedi.

İktidarı eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Bunlar kendilerine demokrat diyorlar değil mi? 'Biz demokratız, özgürlükten yanayız' diyorlar, AB'ye pek çok yere gidiyorlar. Bunlar demokrat değil, özgür değil, özgürlükçü değil. Bunlar sadece iktidara tutunmaya, iktidarda kalmak için her türlü çabayı harcamaya, gerekirse bel altı vurmaya hazır bir iktidardır.
'12 Eylül'e karşıyız' diyorlardı. 'Anayasayı değiştirdik' diyorlardı. '12 Eylül'ün generallerinden hesap soracağız' diyorlardı, hesap sordular mı? Hesap sorulsun diye anayasa değişikliği sırasında bir önerge verdik önergemizi reddettiler. Hesap sormadılar. Zaten hesap sormaya 1980 senesine gitmeye gerek yok. Sana muhtıra verdiler. Muhtıra veren adama hesap sordular mı? Tam tersine ona üstün hizmet madalyası verdiler. 'Sen muhtıra ver ben mağdur olayım ben de sana üstün hizmet madalyası vereyim'...
12 Eylül'den hesap soramayan, 12 Eylül ürünü bir partidir. AKP, 12 Eylül ürünü bir partidir. 12 Eylül'den hesap soramaz. Tam tersine 12 Eylül onu yaratmıştır. Yüzde 10 seçim barajı... Hangi demokraside var? Recep Bey'in demokrasi anlayışında var. Eğer 12 Eylül'le hesaplaşacaksa 12 Eylül'ün getirdiği bütün yasaları değiştireceksin. Yüzde 10 barajını kaldıracağız. Halkın iradesinin parlamentoya tam yansımasını sağlayacağız. 'Milletin iradesi' diyorlar. Bu nasıl milletin iradesi. Ben başka partiye oy veriyorum, benim verdiğim oyla başka bir parti milletvekili çıkartıyor. Böyle milli irade mi olur? Milli irade herkesin verdiği oyun karşılığında milletvekili çıkar onun adına da milli irade dersin. Ve ona da saygı gösterirsin. Dolayısıyla 2 Eylül artığı bu düzenlemeleri halkın iktidarında değiştireceğiz.''


"Hani darbelere karşıydın..."

Darbelere karşı olduklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, iç hizmet yasasının ilgili maddesini değiştirmeyi teklif ettiklerini; ancak CHP'nin popülist olduğunun söylendiğini belirtti. ''Bu CHP böyle söylüyor ama kanun teklifi bile veremez'' dendiğini ifade eden Kılıçaroğlu, o dönem Kars'ta olduğunu, derhal kanun teklifi hazırlanması, parlamentoya sunulması için Ankara'ya talimat verdiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''AKP bir şey dedi mi? Hani darbelere karşıydın. 12 Eylül'e karşı olan bir parti 12 Eylül'ün getirdiği yasaların tamamını değiştirir. Halktan, demokrasiden yana yapar. Özgürlüklerden yana tavır koyar, biz de deriz eyvallah. Biz karşı çıkarsak tamam. AKP statükocu bir partidir ve statükonun tanınmasından yanadır. Eğitimden yana, değişimden yana, özgürlükten yana olan parti de Cumhuriyet Halk Partisidir.
AKP'nin maskesini indireceğim. Faili meçhuller... Kim faili meçhul ister. Bizim görüşümüzden olsun olmasın, bir insanın faile meçhul kurban gitmesi doğru mudur? Demokrasilerde bir insanın canına kıyan, onu öldüren, hatta cesedine bile ulaşılamaz noktaya getiren faili meçhulleri aydınlatmak demokratların görevi değil midir. Benim genel başkanlığım döneminde 6 önerge verdik ve şunu söyledik: 'Gel arkadaş sen demokrasiden, özgürlüklerden söz ediyorsun. Gel faili meçhullerin komisyonunu kuralım, faili meçhulleri araştıralım'. 6 önergemizi de AKP reddetti. Siyaset dışı bulmuş. Demokratik değildir, özgürlükçü değildir ve faili meçhullerin araştırılmasından yana değildir.''

Kayıp insanlar konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, İstanbul'da kayıplarla ilgili bir derneği ziyaret ettiğinde çocuğu kaybolan bir annenin kendisine gelip, 'kaybolan çocuğumu istiyorum. Öldüğünü biliyorum ama bana mezarını göstersinler, gidip başında bir Fatiha okuyayım bari' dediğini anlattı. İnsanlık dramının bu noktaya ulaştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, bu konuda da önerge verdiklerini, kayıpların araştırılmasıyla ilgili komisyon kurmayı teklif ettiğini, ancak AKP'nin bunu reddettiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Faili meçhullere göz yumacaksın, kayıplara göz yumacaksın çıkıp 'biz darbelere karşıyız' diyeceksin. O zaman adam gibi oturursun muhalefet partisiyle, faili meçhulleri de kayıpları da bulursun, failleri de götürüp adalete teslim edersin'' dedi.

Kılıçdaroğlu, yerel yönetimler konusunda yasa çıkarmayı teklif ettiklerini, ancak iktidarın kabul etmediğini ifade etti.

YGS'deki şifre iddialarını da ele alan Kılıçdaroğlu, bir sınavı dahi yapamayan iktidarın ülkeyi yönetemeyeceğini savundu.

Seçimle gelen belediye başkanlarına herkesin saygı duyması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, dürüst yönetim olduğu sürece, her yönetime, her siyasal anlayışa saygı gösterilmesi gerektiğini yineledi.

Kılıçdaroğlu, halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarının cezaevinde tutulmaması gerektiğini, bunun doğru olmadığını dile getirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, ''Demokrasiye aykırı, özgürlüğe aykırı her türlü eylemin davranışın karşısında olacağız. Bizim için demokrasi var, özgürlük var. Bizim gibi düşünmeyenler için de özgürlük var. Bizim temel felsefemiz, temel amacımız budur'' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini ''Dersim arşivlerini açıklarım sonra'' diye sözde sıkıştırdığını savunan Kılıçdaroğlu, ''Yüreğin varsa açıkla, açıklamazsan ben açıklayacağım'' dedi.

Kılıçdaroğlu, halktan gizli bir şey olamayacağını dile getirerek, devletin de sırrı olabileceğini; ancak belli bir tarihten sonra bunların açıklanması gerektiğine değindi.

Halkın geçmiş tarihiyle yüzleşmesi, gerçekleri görmesi, gerçeklerden korkmaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Gerçeklerden korkmayacağız ki bu ülkede sağlıklı bir demokrasiyi, kendi ellerimizle, düşüncelerimizle, üniversitelerimizle beraber kuracağız. Onun için, o açıklamazsa bana yetki verirsiniz 13 Haziran'da, 14 Haziran'da ben bunu açıklayacağım'' diye konuştu.

"Ana dil yasağı olmaz"

Kılıçdaroğlu, herkesin ana dilini özgürce konuşmasından yana olduklarını her yerde söylediklerini belirterek, ana dilin yasağı olmayacağını söyledi.

Kılıçdaroğlu, ''Ama resmi dilimiz Türkçe, Türkçemizi de seviyoruz. Ses bayrağımızdır diyoruz. Dolayısıyla her yerde, her ortamda, özgürlükten, demokrasiden, insan haklarından yana nasıl bir düzenleme varsa, o düzenlemeleri yaşama geçirmek yeni Cumhuriyet Halk Partisinin görevi olacaktır'' dedi.

''Yeni Cumhuriyet Halk Partisi özgürlük demek, devrimci ruhuna sahip çıkmak demek, halkın sorunlarına kilitlenmek demek, insandan, emekten, alın terinden yana proje üretmek demek, insan hakları demek, halkın partisi demek'' diyen Kılıçdaroğlu, bugünün 19 Mayıs olduğunu ve Mustafa Kemal'in milli mücadeleyi başlattığı tarih olduğunu söyledi.

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, ülkenin bağımsızlığı için mücadele verdiğini ve 6 Mayıs'ta idam edildiğini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, adaletin olmadığı, siyasallaştığı yerde bu acıların hep var olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, insanların siyasal mahkemelerde yargılanmaması gerektiğini, ülkenin bağımsızlığı, özgürlüğü için bu insanların dar ağacına göndermenin yanlış olduğunu dile getirdi.

Yeni CHP'nin 6 aydır bir üniversite gibi çalıştığını, insanların ne sorunu varsa bunun için çözüm ürettiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, 12 milyon 15 bin yoksulun yoksulluğunu tarihe gömeceklerini, aile sigortasını getireceklerini, bir çocuğun bile yatağına aç girmeyeceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, ''Barışın yolu insan haklarından geçer, barışın yolu demokrasiden geçer ve barışın yolu herkesin karnının duyduğu bir düzenden geçer. Herkesin iş sahibi, herkesin aş sahibi olması lazım'' dedi.

Kadınlara seslenen Kılıçdaroğlu, seçme seçilme hakkını, siyasi hakları CHP'nin getirdiğini dile getirerek, daha fazla kadın milletvekili geleceğine dair söz verdiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, CHP tarihinde ilk kez Meclis'te en az 38 kadın milletvekilleri olacağını söyledi.

Gençlerin de meclise gireceğini anlatan Kılıçdaroğlu, aile sigortası hakkında bilgi verdi.
Kılıçdaroğlu, askerliği de kademeli olarak 6 aya indireceklerini, üniversitelerin yönetsel ve bilimsel açıdan özerk olacağını, gençlerin üniversite yönetiminde söz ve karar sahibi olacağını, ayrıca üniversitede okuyanların isterlerse yaz tatillerinde askerlik yapabileceğini, okul bitince askerliğin de bitmiş olacağını kaydetti.

Önce itiraz edildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, ''Hiç meraklanmayın, bu memleket savunulacak noktaya gelirse dişimizle tırnağımızla biz bu memleketi yeniden savunuruz. Gerekirse 9 ay değil, 9 yıl askerlik yaparız. Kimsenin önünde diz çökmedik, yine diz çökmeyiz. Birilerine gidip bizi iktidar yap diye yalvarmadık, yine yalvarmayacağız. Yine onurumuzla yine dik duracağız'' dedi.

"Munzur özgür akacak"

Tunceli'nin dünyanın en güzel doğasına sahip yerlerden biri olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İçinden Munzur akar. Munzur'un güzelliğini bilirsiniz, alabalığını bilirsiniz. Munzur'un kaynağında gider mum yakar bizim insanlarımız, dua ederler bizim insanlarımız. Munzur'u Munzur yapan efsaneyi hepimiz biliriz. Düzgün Babamız ne kadar güzelse, Munzurumuz da o kadar güzel. Munzur'un özgürlüğünü kısıtlamak istiyorlar. Türkiye'de bizim özgürlüğümüzü kısıtlamak istedikleri gibi. Özgürlüğün kısıtlanmasına izin verecek misiniz? Biz de izin vermeyeceğiz. Munzur özgür akacak, çılgın gibi akacak.''

Kılıçdaroğlu, halktan yana bir düzen kuracaklarını belirterek, herkesin barış ve huzur içinde yaşadıkları bir düzeni kuracaklarını kaydetti.

''Bu güzel coğrafyada barışı egemen kıldığımız zaman hiç kimse bize güç yetiremez. Herkese karşı mücadele ederiz. Yedi düvele karşı da mücadele ederiz, yeter ki ayrılmayalım, yeter ki bölünmeyelim'' diyen Kılıçdaroğlu, insanlar arasında ayrılık gütmediğini söyledi.

"Kardeş kavgasını bitireceğim"

Kılıçdaroğlu, bu coğrafyada herkesin karnının doyabileceğini vurgulayarak, ''Nedir bu ayrılık gayrılık, nedir bu kavgalar, nedir bu insan kavgası? Size sözüm var. Bedeli ne olursa olsun kardeş kavgasını bitireceğim, bu coğrafyaya barışı getireceğim'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Dersim'in ovalarıyla ve dağlarıyla gurur duyduğunu belirterek, ''Dersim deyince aklıma özgürlük geliyor. Tarih yazdınız siz, demokrasi tarihi yazdınız. 12 Eylül Anayasa'sına da en yüksek hayırı siz çıkardınız. Çünkü, insan hakları deyince siz, demokrasi deyince, özgürlük deyince siz, insana sevgi saygı deyince yine siz. Yine Tunceli, yine Dersim'' dedi.

Tuncelilerden 12 Haziran'da bir ders daha vermesini isteyen Kılıçdaroğlu, ''Tunceli sana dersini verecek'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından CHP milletvekili adayları Kamer Genç ve Hüseyin Aygün'ü tanıttı.

Miting alanında izdiham

Kılıçdaroğlu, parti otobüsünden miting meydanına gelirken yolun bir bölümünü yürüyerek geçti. Yürüş sırasında izdiham yaşandı.

Miting sonunda Kılıçdaroğlu, platformdan alanda bekleyen yurttaşlara çiçek attı, meydanda bulunanları Kürtçe türkü eşliğinde selamladı.

Daha sonra parti otobüsünün üzerinde şehir turu atan Kılıçdaroğlu'na yurttaşlar yol boyunca eşlik etti. Bir grup genç de ''Pülümür Sosyalist Gençlik'' imzalı yarı Türkçe yarı Zazaca yazılı ''Düzgün Baba yardımcın, Hızır yoldaşın olsun'' pankartı taşıdı.

Kılıçdaroğlu'nun abisi Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu da parti otobüsüne bindi.

Kılıçdaroğlu, Munzur Nehri kenarında da fotoğraf çektirdi. Bu sırada bir gazetecinin Tunceli'ye gelmeden önce asılan ve kısa süre sonra kaldırılan Zazaca pankartlara ilişkin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, ''Onlardan bizim haberimiz yok. Galiba bir dernek yapmış, partiye ait değil. Ama her pankart asılabilmeli, demokrasi ve özgürlükten korkmamamız lazım'' yanıtını verdi.

 

Kılıçdaroğlu Elazığ'da

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Diyorlar ki, 'Merkez Bankasında şu kadar para var, Kılıçdaroğlu gözünü oraya dikti'. O parayı halk için harcayacağız'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde parti otobüsünün üzerinden vatandaşlara hitap etti.

CHP'nin barışın, huzurun egemen olduğu, bir tek çocuğun bile yatağa aç girmediği bir ülke için çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Bu memleketin adam gibi yönetilmesi, herkese sahip çıkılması lazım'' diye konuştu.

Vatandaşlardan 12 Haziran'daki seçimde sandığa giderken ellerini vicdanlarına koymalarını isteyen Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet tarihinde ilk kez AKP iktidarı döneminde ithal kurbanlık getirildiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, ''Bütün besicilere sesleniyorum: AKP'ye oy verirseniz değil angus, tavuğunuzu bile elinizden alacaklar'' dedi.

Türkiye'nin küçük meseleler için tartışmaya değil, huzura ihtiyacı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, siyasetçilerin kendilerini değil, ülkenin geleceğini düşünmesi gerektiğini vurguladı.

Yüzde 10 seçim barajı nedeniyle milli iradenin parlamentoya tam yansımadığını da kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Demokrasi, özgürlük herkes için olmalı. Yüzde 10 seçim barajı milletin iradesinin sandığa tam yansımasına engel, doğru değil. Ben size söz veriyorum, demokrasiyi, barışı, huzuru bu ülkeye getireceğim'' dedi.

Alanda bulunanlara işsizlik var mı? diye soran Kılıçdaroğlu, ''evet'' yanıtının gelmesi üzerine, ''Soruyorum belki Recep Bey duyar. 'Bu memlekette işsizlik var' der. Sağa sola küfür etmek yerine milletin sorunlarına çözüm üretir'' diye konuştu.

CHP'nin ülkenin kaynaklarını vatandaş için kullanacağını savunan Kılıçdaroğlu, ''Diyorlar ki, 'Merkez Bankasında şu kadar para var, Kılıçdaroğlu gözünü oraya dikti'. O parayı halk için harcayacağız. 2,5 aylık Kübra açlıktan ölüyorsa; ben o parayı görmem. O parayı alın yiyin. Çocuğumuz açlıktan ölecek beyefendinin derdine bak'' dedi.

 

Yumurtalı protesto

Kılıçdaroğlu, Elazığ'ın Kovancılar ilçesinde parti otobüsünün üzerinden vatandaşlara hitap etti. Kılıçdaroğlu'nun konuşması sırasında, kalabalığın arasında bulunan bir kişi, parti otobüsüne doğru yumurta fırlattı. Bunun üzerine bu kişi ile partililer arasında kısa süreli arbede yaşandı. Kılıçdaroğlu, alanda bulunanları sakinleştirmeye çalışarak, ''Bir şey yapmayın. Demokrasi bu arkadaşlar. Hiçbir kimseye kızmayacağız. Bizi protesto edenlere de herkese de saygı duyacağız'' diye seslendi.

Konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu, herkesin huzur içinde yaşadığı bir ülke yaratmaya çalıştıklarını söyledi. Bu sırada kalabalığın önünde bulunan bir kişi, Kılıçdaroğlu'na seslenerek, ''Başörtüsünü Anayasa Mahkemesi'ne götürenlerin arasında senin de imzan var mı?'' diye sordu. Kılıçdaroğlu, ''Bu güzel ülkede hepimiz huzur içinde yaşamak zorundayız. Birbirimizin görüşlerine katlanacağız. Aynı görüşü paylaşmayabiliriz ama birbirimize saygılı olmak ve beraber yaşamak zorundayız'' dedi.

Kimseyi ötekileştirmeyeceklerini ve herkesin görüşüne saygı göstereceklerini belirten Kılıçdaroğlu, bunun demokrasinin gereği olduğunu vurguladı. Siyasetin konusunun din olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, herkesin inancına ve etnik kimliğine saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasını tamamlarken de vatandaşlara tekrar seslenerek kendisine yumurta atan kişiye tepki göstermemelerini istedi. Kılıçdaroğlu, ''Lütfen bir isteğim var sizden, o arkadaşımızı lütfen rahatsız etmeyin. Olabilir, herkesin görüşü farklı olabilir. Benim siyaset anlayışımda herkes düşüncesini özgürce söyleyebilir. Bu arkadaşımız da düşüncesini böyle söylemiş. Onu da rahatsız etmeyelim'' diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri