“Dönüm noktasındayız” diyerek, demokratikleşme alanında attıkları adımları sürdüreceklerini belirten Erdoğan, “Denizi geçtik, derede boğulmayacağız” mesajı verdi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Ya büyüme ya patinaj
Türkiye, küresel sistemin geleceğinde etkili olacak karar mekanizmalarında yer alırken ve 2023 yılında ilk 10 ekonomiden biri olmayı hedeflerken, iç bünyesini çok daha sağlamlaştırmak zorundadır. Bu bağlamda Türkiye bir dönüm noktasındadır, büyük bir imtihanla karşı karşıyadır. Ya daha büyük, daha güçlü ve daha müreffeh bir ülke olarak küresel düzende yerimizi alacağız ya da köklü sorunlarını çözemeyen ve sürekli patinaj yapan bir ülke olacağız. Her açıdan hepimize kaybettiren ve Büyük Türkiye’nin önündeki en ciddi engel olarak duran sorunlar konusunda attığımız büyük adımları ilave adımlarla sonuca götürmeye kararlıyız. Çok şeyler yaptık, denizi geçtik, derede boğulmayacağız.
Dik durduk
Dünyanın ve bölgemizin yaşadığı çalkantılı dönemlere rağmen bu çözümlerin büyük bölümünü hayata geçirmiş bulunuyoruz. Diklenmeden dik durduk. Omuzlarımıza yüklenen emanete sahip çıktık. Milletimizin ekmeğinden de özgürlüğünden de taviz vermedik. Demokratik siyaset kurumunu bir bütün olarak zayıflatmaya yönelik her türlü tahrik ve tertibi büyük bir sağduyuyla aştık. Bundan sonra da milli iradenin önüne çıkarılan her engeli, kararlı ve cesur bir duruşla, milletimizin desteğiyle aşma noktasında hiçbir tereddüt taşımıyoruz.
Ezberleri bozduk
Değişimden yana bir hükümet olarak demokrasi ve hukukta, ekonomide, sosyal alanda, dış politikada ezberleri bozduk. Bugün artık Türkiye’de siyasetin alanı daha geniş, ekonomi daha büyük, sosyal bünye daha güçlüdür. Ülkemizin itibarı bölgesinde ve dünyada çok daha yüksek bir konuma ulaşmıştır. Sorunlardan kaçmadık, yapay gündemlere takılıp kalmadık. Sorunlardan değil, sorunların çözümünden beslenen ve büyüyen bir iktidar olduk.
Herkesin hükümetiyiz
Bir kez daha hatırlatmak isterim ki, nasıl ki bu Meclis Türkiye’nin 74 milyonun Meclisi ise 4’üncü Ak Parti Hükümeti de 74 milyonun hükümetidir. 81 vilayetin 78’inden milletvekili çıkarmış, 7 coğrafi bölgede birinci olmuş bir parti olarak milletimizi topyekün kucaklayacak, ayrımcılıktan büyük bir hassasiyetle kaçınacağız. Tek bir kişi dahi olsa her vatandaşımızın diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye devam edeceğiz. Halkımız istikrar içinde yenilenmeye verdiği desteği açıkça ortaya koydu. Hepimize düşen görev, işte bu çatı altında milletimizin kutlu çağrısına cevap vermektir. Bütün etnik gruplara müslim ve gayrımüslim, Sünni veya Alevi, başörtülü veya başı açık, yoksul veya zengin, kadın veya erkek, engelli veya engelsiz, şu veya bu siyasi görüşten tüm vatandaşlarımıza aynı nazarla bakıyor her bir bireyin temel hak ve özgürlüğünü en ileri düzeyde hayata geçireceği bir ortamı hedefliyoruz.
Anayasada kararlıyız
Demokrasinin tüm kurum ve kurullarıyla yerleştirilmesi, eksik demokrasiden ileri demokrasiye geçişin tam olarak sağlanması üçüncü dönemde de temel hedefimizdir. Bu dönemde milletimizin en önemli beklentisi, yeni bir anayasa yapılmasıdır. Bu konuda tam bir kararlılık içerisindeyiz. Yeni anayasanın mümkün olan en geniş katılımla hazırlanmasını, tüm toplumsal kesimlerin taleplerini yansıtan tam bir ‘toplum sözleşmesi’ olmasını arzuluyoruz.
Kısa, öz, açık ve tutarlı
Elbette yeni anayasanın nasıl olacağına milletimiz karar verecektir. Biz bu anayasanın dışlayıcı değil kapsayıcı, ötekileştirici değil kucaklayıcı, ayrıştırıcı değil bütünleştirici, baskıcı değil özgürleştirici bir anayasa olması gerektiğine inanıyoruz. Yeni anayasanın herkes tarafından anlaşılabilir kısa, öz, açık ve tutarlı olması gerektiğine inanıyoruz.
Temeli insan
Biz aynı tarihi, acıyı, sevinci paylaşan bir milletin çocuklarıyız. Bu nedenle, bu topraklarda ayrılıkçılığın tarihsel, sosyolojik ve kültürel hiçbir temeli, zemini yoktur. Bizim çözüm politikamızın temelinde insan vardır. Bu nedenle, cesaretle attığımız demokratikleşme adımları ülkenin bir bölgesine ya da bir toplumun bir kesimine değil tamamına yöneliktir. Şiarımız, herkes için daha fazla demokrasi, daha fazla hak ve daha fazla özgürlüktür. Bu yüzden diyoruz ki biz hep birlikte Türkiye’yiz.
Zaman lehimize
Önümüzdeki dönemde de sürdüreceğimiz reformlar, ekonomik gelişme ve aktif dış politika, AB ile Türkiye ilişkilerini olması gereken noktaya taşıyacaktır. Zaman ülkemizin lehine işleyecektir.”
İsrail’e uyarı
SİVİL toplum kuruluşları tarafından Gazze’ye insani yardım amacıyla gönderilen sivil konvoya yapılan saldırının ilgili uluslararası platformlarda takipçisi olacağız. İsrail uluslararası hukuka ve her türlü insani değerlere aykırı bu yasadışı eylemden dolayı resmen özür dilemedikçe, Gazze’ye yönelik ambargoyu kaldırmadıkça ve bu menfur olayda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına tazminat ödemedikçe, iki ülke arasında ilişkilerin normalleşmesi düşünülemez.
Yemin yoksa oy da yok
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın dün açıkladığı Hükümet programı üzerinde pazartesi günü görüşmeler yapılacak. Görüşmelerin bitiminden 1 gün sonra yani çarşamba günü ise program hakkında güven oylaması yapılacak. CHP ve BDP’li milletvekilleri yemin etmezlerse Hükümet programı aleyhine konuşma yapamayacak, oy kullanamayacak. Bu durumda cumhuriyet tarihinde ilk kez bir anamuhalefet partisi hükümet programı hakkında konuşma yapmamış olacak. Kulislerde, Meclis Başkanlık Divanı’nın yemin etmeyen milletvekillerinin oy kullanmakta ısrar etmesi durumunda elektronik oylamada bulunan parmak izi bilgilerini bloke edebileceği de konuşuluyor. Hükümet programının çarşamba günü Genel Kurul’da kabul edilmesi için 276 oy gerekiyor. Pazartesi günü öngörülen görüşmelerde şayet anlaşma sağlanırsa ilk önce CHP ve BDP’li milletvekilleri yemin edecek. Pazartesi günü yemin edilmezse görüşmeler boyunca TBMM Başkanı Cemil Çiçek milletvekillerini yemine davet yapacak.