Gandi’sin cevapla

Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’yla ilgili 29 Ocak 2011’de bazı gazetelerde yayınlanan bir sınav belgesini göstererek, “Soyadları sizin eski soyadınız (Kemal Kılıçdaroğlu 1966’da Karabulut olan soyadını Kılıçdaroğlu olarak değiştirmişti)

Erdoğan, Balıkesir ve Yalova mitinglerinde özetle şunları söyledi:  

Belge açıklıyorum 

- “Devlet milletin hizmetkârıdır. Ama bir de bizim bay Kemal vardı. Bir zamanlar bay Kemal SSK’nın genel müdürüydü. Bir varmış bir yokmuş. Sayın Kılıçdaroğlu, o dönem içinde öyle suiistimallere adını atmış ki, ben sizlere bir belge açıklayacağım. Dürüstlük abidesi, hani yolsuzlukların peşini bırakmam diyor ya. Bakın elimdeki belgeyi şimdi açıklıyorum size, ben boş dosya açıklamıyorum. Altında kapı gibi Kılıçdaroğlu’nun oluru var. Bu belge ile birlikte okuyorum. ‘ÖSYM tarafından sınav günlerinin dolu olduğunu, yakın zamanda yapılan sınavla yeterli sayıda başvurunun alınamadığı, 1998 yılından sonra sınavların yapılması halinde atamaların gecikebileceği, söz konusu pozisyonlarda görev almak isteyenlerin talepleri doğrultusunda atamalarının gerçekleştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir’ diyor. Tarih 14 Temmuz 1998. Olur imzası Kemal Kılıçdaroğlu.

Kimleri atadınız

- Şimdi soruyorum; nasıl oluyor da ÖSYM sınav yapamıyor? Nasıl oluyor da yeterli başvuru alınamıyor. Bu söz konusu pozisyonlar neler? O pozisyonlara başvuranlar kimler? Esas soruya geliyorum. Kılıçdaroğlu, SSK’ya bu şekilde kimleri atadınız? O atananlar kimler, sizin ile bir akrabalıkları var mı? Soyadları sizin eski soyadınız ile eşinizin eski soyadıyla aynı olan kaç kişi bu şekilde işe alındı? Dürüstsünüz ya, mertsiniz ya, Gandi’siniz ya, bu sorulara cevap verin.

Şifrede şifre var

- Bir süredir, YGS sınavları üzerinden Türkiye’de bir kampanya yürütülüyor. Kampanyada CHP başı çekiyor, her zamanki gibi ardından MHP geliyor. Amaç, YGS’ye giren 1 milyon 700 bin genç kardeşimizin zihnini bulandırmak, buradan oy devşirmek. Şifre iddiasının altında aslında başka bir şifre var. Ak Parti’ye karşı bir karalama kampanyası. Şifre bu. O kadar pervasız, o kadar acımasız, o kadar düşüncesizler, o kadar gözlerini rant bürümüş ki, Ak Parti’ye karşı başlattıkları bu kampanyada, 1 milyon 700 bin öğrencinin hayallerini, umutlarını söndürmekten çekinmediler.
Ak Parti ile bir hesabınız varsa gelin Ak Parti ile görün, ama gençleri alet etmeyin, gençleri pis işlerinize alet etmeyin.

- Kılıçdaroğlu, birkaç gündür, bir elektronik postadan bahsediyor. O candaş medyaları var ya onlar da bu iddiayı çarşaf çarşaf yayınlıyor. Bazı köşe yazarları ki yazıklar olsun onlara da. ÖSYM’nin tarihinde böyle bir olay yok. Mail göndermek nedir. Senin adına bir çete mensubu çıkar o da bir mail gönderir. Kılıçdaroğlu’nun adına da gönderirler. Facebooklar, bunlar çirkin teknoloji, berbat. Ya birine çamur atmak, iftira atmak bu kadar ucuz mu, bu kadar basit mi?

- Mail atmak problem değil. Kemal Kılıçdaroğlu adına da ÖSYM’ye bir mail atabilirsiniz. Problem değil, sahtekar çok... Altına Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını yazar, farklı bir yerden bu maili atar. Bunlar zor değil. Bunu bilen bilir, içimizdeki gençlerin çoğu bunu bilir. Böyle bir mail söz konusu değil ve şimdi birkaç gün içinde büyük ihtimalle bunu kimin attığı da ortaya çıkacak. Buna da inanıyorum.

Yürüyen yalan

- Bir insan, utanmadan, sıkılmadan, arlanmadan, yüzü kızarmadan, arka arkaya bu kadar yalanı nasıl söyleyebilir? Allah aşkına bu nasıl bir yalan söyleme yeteneği? Eğer yürüyen yalan görmek istiyorsanız, Kılıçdaroğlu’na bakın. Senin eline bunu tutuşturduklarında bir soruştur bak. Birisi bir kağıt tutuşturuyor, bu da konuşuyor. Çık bu Bakanımı açıkla, bir saniye tutmam dedim. Bakan arkadaşımın adı çıktı, Rize’den basın toplantısı ile yüklendi. Cevap veremiyor.

İftiranın altında

- Bizim siyaset tarihimiz, hiçbir döneminde bu kadar yalancı, bu kadar rahat yalan söyleyen, bu kadar yalanı art arda dizen siyasetçi profillerini görmedi. Önüne gelene dil uzatan, haddini bilmez, kutsal değerlere dil uzatan siyasetçi tipini bu ülke yeni görüyor. Şimdi de böyle bir iftiranın altında kaldı, bir kez daha attığı çamur eline yüzüne bulaştı. Defalarca yalanını ortaya çıkardık, yüzü kızarmıyor. Şimdi Başbakan ile ilgili dosyalar çıkaracağız diyorlar. Eee çıkarsanıza. Eğer dosyanız yoksa biz kırtasiyeciden size dosya gönderelim.”

Mehter hatırası

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ı Balıkesir’e ayak bastıktan sonra, havaalanı yakınında bulunan Halalca Köyü’nde oturanlar coşkuyla karşıladı. Polis ve jandarmanın geniş güvenlik önlemi aldığı, köylü kadınların çoğunlukta olduğu buluşmada, Balıkesir Zağnos Paşa Mehteran Bölüğü de vardı. Yürüyerek köye gelen Erdoğan’a kızlar kaymak ve ekmek tatlısı, erkekler ise Halalca Spor’un kaşkol, üzerinde ismi yazılı forması ve şapkasını hediye etti. Erdoğan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir milletvekili adayı Ahmet Edip Uğur’la birlikte Mehteran Bölüğü ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri