"Halka zulmetmekten vazgeçsinler"

AK Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş’ın ardından basın mensuplarıyla bir araya gelen CHP Silivri İlçe Başkanı Mümin Tuğlu; “Alemi kör, milleti aptal zannediyorlar. Halka zulmetmekten vazgeçsinler” diyerek Karakaş’ın açıklamalarına cevap verdi.

CHP Silivri İlçe Başkanı Mümin Tuğlu basın mensuplarıyla kahvaltıda buluştu. İlçe Binasında düzenlenen kahvaltıda basın mensuplarıyla bir araya gelen İlçe Başkanı Mümin Tuğlu’ya Yönetim Kurulu Üyeleri Hüseyin Şahin, Bahadır Helvacıoğlu, Turgay Saylı ve İlçe Kadın Kolları Başkanı Nazan Kaçar da katılarak destek verdi.  Basın toplantısında konuşan İlçe Başkanı Mümin Tuğlu genel Siyasette Başbakan’a, Yerel siyasette ise İlçe Başkanı Metin Karakaş’a yüklenerek; “ Alemi kör, milleti aptal zannediyorlar. Halka zulmetmekten vazgeçsinler. Belediye Başkanımızın Karakteri de psikolojisi de yerinde” dedi.
Kürtlerin temsilcisi kimin olduğu ortada
Genel siyasete, Yeni Eğitim Yasasına,  ve Parti çalışmalarına değinen CHP Silivri İlçe Başkanı Mümin Tuğlu’nun hedefinde AK Parti Hükümeti ve AK Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş vardı. AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş’ın açıklamalarına cevap veren Tuğlu; “AKP İlçe Başkanı Metin Karakaş CHP Kürtlerin temsilcisi şeklinde açıklamalarda bulunmuş. Kürtlerin temsilcisi kimin olduğu ortada” dedi.
Tuğlu 12 Eylül’de 12 Eylül’ü anlattı
Bugün 12 Eylül. 12 Eylül’ün de her ne kadar yasayla ortadan kaldırılmaya çalışılsa da hala 12 eylül’ün toplumda izleri sürüyor. 12 Eylül yasasının büyük bir bölümü uygulanmakta. Ve 32 yıl önce 5 Generalin kararı ile Türk ordusu yönetime el koymuştu. Ve o güne kadar gerekçe olarak gösterilen öğrenci olayları,sağ sol olayları,alevi Sünni çatışmaları gibi gerekçelerle olmuştu. Ama o olayların olduğu bölgelerde de zaten sıkı yönetim vardı. Şimdi sıkı yönetimin olduğu, olayların olduğuna baktığımızda 12 Eylül’ün ertesi gününe baktığımızda bıçak gibi kesildiğini görüyorsunuz. Ve o zaman dan bugüne kadar okuduğumuz duyduğumuz yorumladığımız şekliyle de demek ki bir el bu işleri yapıyordu diye düşünüyoruz. Tabii 12 Eylül’ü çoğunuz yaşamadınız belki. Ama ben o dönemde Silivri Lisesinde öğretmendim. Binlerce insanımız işkence gördü. Binlerce insanımız işinden oldu. Binlerce eğitimci mesleğinden oldu. Binlerce insan yerinden yurdundan oldu. Yüzlerce binlerce insan yurt dışına sürüldü veya kaçtı. Üniversite Öğretim Üyeleri işinden oldu.  Bayrampaşa’da, Metris’te, Diyarbakır Cezaevinde yaşananları şimdi okuyoruz. Oralarda insanla işkenceden geçtiler. Ve sonuçta bu günlere geldik. 9 yılda bunun uzantısı sürdü. 12 Eylül’ün siyasi boyutuna bakarsak o dönemde bütün siyasi partiler kapatıldı. CHP’de o dönemde kapatıldı ve bütün mal varlığı hazineye devredildi. Cumhuriyet Halk Partisi 5-10 kişinin imzasıyla kurulan bir parti değildir. Cumhuriyet Halk Partisi 12 Eylül’ün doğurdu bir partide değildir. Cumhuriyet Halk Partisi Anadolu ve Rumeli Müdafaayı Hukuk Cemiyetinden oluşan ve o kurtuluş savaşını veren kuva-i milliye’nin uzantısı olan bir partiydi. Bunu dahi kapattılar. Ve sonuçta 92 yılında Cumhuriyet Halk Partisi tekrar siyasi yaşamına geri döndü. ama diğer partilerde bir ad değiştirerek ve şu anda ki bakıyorum iktidar da olan AKP’de zaten resimleri asmışlar, Adnan Menderes, Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan. Yani ben diyor onların devamında olan bir partiyim. Resimlerde de onu görüyoruz. 
Cumhuriyet Halk Partisine her zaman ihtiyaç vardır ve her zamanda ihtiyaç olacaktır
Değerle arkadaşlar yaptığımız eylemlerde, etkinliklerde zaten beraberdik ama ben kısaca bazı konulara değinmek istiyorum. Biliyorsunuz AKP Milli Bayramları’da yok etmek, değiştirmek ve kutlamamak gibi bir çaba içinde. 19 Mayıs’ta aynı şeyi yaşadık. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yine Büyük Önder Atamıza gittik ve saygımızı sunduk. 30 Ağustosta yine aynı olayla karşı karşıya kaldık. Devletin, Hükümetin Kutlamasının yanı sıra biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak gittik yine çelengimizi koyduk, Atamıza olan bağlılığımızı dile getirdik. 9 Eylülde Cumhuriyet Halk Partisinin kuruluş yıldönümüydü. Arkadaşlarımızla ilk Genel Başkanımız Kurtarıcımız Atamıza çelenk koyduk ve 9 eylül’ü bir daha gündeme getirdik. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisine her zaman ihtiyaç vardır ve her zamanda ihtiyaç olacaktır. Her ne kadar toplumda ve kamuoyunda oyu % 26’larda olsa bile etkinliği ve varlığı her zaman için Devletin varlığı olarak sürdürülecektir diye düşünüyorum.
Terörle mücadele eden Komutanların hepsi Silivri’de. Asker terör belasıyla ne yapacak nasıl başa çıkacak?
Özellikle güney doğudaki terör herkesi bıktırdı yıldırdı. Hatırlıyorum da bundan 15-20 yıl önce aileler çocuklarını göndermemek için raporlar alıyordu. Yeter ki çocuklarız Güney Doğu’ya gitmesin orada askerlik yapmasın diye. Sonra bu gündemden kalkmıştı. Ama şimdi gün geçmiyor ki sabah haberlerini açtığımız da acaba bu gün kaç şehit verdik. Bu gün nerede patlama oldu. Bu gün nereye saldırı oldu gibi her sabah şehit haberleriyle uyanıyoruz. Zaten komutanların hepsi Silivri’de zorunlu ikamette. Ve askerde bu terör belasıyla ne yapacak, nasıl başa çıkacak? Çünkü terörle uğraşan terörle mücadele eden komutanlar hepsi soruşturma geçiriyor. Şu anda mevcut olan komutanlar da tekrar terörün üzerine gidip de soruşturma geçirmeyeyim, Silivri’de Ergenekoncu diye tutulmayayım gibi bir kaygı taşımaktalar. Bizim gördüğümüz de bu. Terör saldırıları İstanbul’a kadar uzandı. Önce ki gün istanbul’da bir karakola saldırı oldu ve bir polisimiz şehit oldu. Afyon’da ki patlama tam bir yürekler acısı ve ne olduğu da belli değil. Aynı şekilde bakıyorsunuz Güney Doğuda Milletvekilimiz kaçırılıyor, Kaymakam kaçırılıyor,Hükümetin İl Başkanı kaçırılıyor yine sen yok tık yok. Sorumlu aranmıyor. BDP’nin başkanı arkadaş Güney Doğu bizim artık diye bangır bangır demeç veriyor. Eğer inanmazsanız gelin ben sizi götüreyim gezdireyim diyor. Ama buna karşılık hükümetten hiç  bir cevapta alamıyoruz. Buda çok üzüntü verici bir olay olarak karşımızda duruyor. Suriye’de sınır mınır kalmamış artık. Kalbura dönmüş. Hatay’da esnaf haraca bağlanmış. Sorumlu aranacağına sayın Başbakan yurtdışına giderayak Genel Başkanımıza hakaretvari sözlerle işin içinden sıyrılmaya çalıştı. Bunları doğru bulmuyorum.
Peygamberimizin hayatını öğretmek için bütün eğitim sistemini ters yüz etmeniz mi gerekiyor?
Sayın İlçe Başkanı Metin Karakaş’ın demecini okudum. Diyor ki ben öteki sisteme göre yetiştim vallahi çok güzel bir sistem diyor. Burada çocuklarımız Peygamberimizin hayatını öğrenecekler diyor. Allah’ınızı severseniz peygamberimizin hayatını öğretmek için bütün eğitim sistemini ters yüz etmeniz mi gerekiyordu? Peygamberimizin hayatını öğretmek için eğitim sistemini berbat mı etmeniz gerekiyordu? Din dersi okullarda okutuluyor. Din dersinde peygamberimizin de hayatı öğretirsiniz Kur-andan ayetlerde dualarda öğretirsiniz. 40-50 yıl önce biz hepimiz ilkokulda öğrendik bildiğimiz duaları. Ya da yazın devletin açmış olduğu resmi kurslarda öğrenmişizdir. Bu sistem bu dönemdeki çocukların kaybı demektir. Ve sonuca ulaşmayacak olan bir sistemdir.  İnatlaşma ne kadar nereye kadar sürecek onu da bilemiyorum. 
Karakaş Belediye Başkanımıza saldırarak kendini gündemde tutuyor
AK Parti Silivri ilçe Başkanı Metin Karakaş’ın önceki gün düzenlediği ve dün basına yansıyan toplantısına ilişkinde açıklamalarda bulunun Tuğlu; “ Yerel seçimlerin tarihinin belirlenmesinden sonra AKP içinde de kim ada olacak diye bazı isimler ortaya çıkıyor.  İlçe başkanı Metin Karakaş’ da seçimlerde öne çıkmak başkan adaylığı için rol kapmak, öne geçmek gibi bir durumla karşı karşıya. Bulunduğu görevden dolayı bu hakkında kendinde olduğunu düşünüyor. Bunun içinde işte bu şekilde Belediye Başkanımıza saldırarak, hakaret ederek gündeme getirmek tavrında olduğunu da görüyorum.
Aba altından sopa gösterip temcit pilavı gibi durmadan gündeme getirmenin anlamı yok
Belediye meclisinde olan olayları hepimiz oradaydık ve gördük. Bir Kültür Merkezi’nin  yapılması olayı yeni bir olay değil. Bu kültür merkezi ile ilgili daha önceden yapılmış 3 tane  sözleşmenin olduğunu görüyoruz. Daha sonra İş Adamı Mehmet Balcı  denen bir şahısla Kültür Merkezinin yapılması gündeme geliyor. Bu da bir bağış konusu. Bu temcit pilavı gibi durmadan gündeme getirildi.  Ama adam da diyor ki; ‘böyle bir söz verildi. Ama şimdi de yapmıyorum’ sonuçta yapmadığı, söylediği ve olayında adli makamlara intikal ettiği ortada. Bunlar böyleyken aba altından sopa gösterip de bunları tekrar gündeme getirmenin bir anlamı yok.  Ben ilçe başkanı olarak Belediye Başkanımızın içinde bulunduğu çalışmalardan oldukça memnunum.  Ana kentin bütün engellemelerine rağmen ben çalışmaların en iyi şekilde yapıldığını düşünüyorum.
Halka zulmetmekten vazgeçsinler
Ramazanda iftar yemekleri verdik. Bayramda  bütün mahallelerimizi gezdik dolaştık.  Biz her gün halkın içindeyiz. Ama siz Silivri’de yaşayan 130 bin kişinin hepsini mutlu etmenin tavrı içinde olamazsınız.  Ama kamuoyu yoklaması ortaya çıktı. Ben Kamuoyu yoklamasının eksik olduğu düşüncesindeyim kendimce.  Ben % 51’in üzerindedir diye düşünüyorum.  Ben sürekli başkanımızla beraber belediye de ya da halkın içinde çalışmalar yapıyorum.  Gazetelerde manşet olduğu şekliyle, ben başkanımızın karakterinin zafiyetinde her hangi bir eksiklik de noksanlık da göremedim.   Gayet de güzel, kendinden emin bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Psikolojisinde de en  ufak bir sorunda  göremedim. Olsaydı bir eğitimci olarak bunu sezinlerdim.  Bu nedenle bizim de görevimiz partimizi ilçemizde 1 numara yapmak, seçimi de almak. Bizim görevimiz de bu. Belediye Başkanımızda bu işin sorumluluğu içinde çalışmalarını sürdürüyor. Kendine göre araştırdığınızda eksik noksan kısımları var mı dır? Vardır. Baskıdan dolayı vardır, maddi olarak vardır.  Seçimin adı konmuşken AKP ilçe başkanı  madem ki partisinin iddiasını ortaya koyuyor.  O zaman halka da zülüm etmekten vazgeçsinler diye düşünüyorum.  Yaklaşık 4 ay önce İBB Başkanımız boğlucaya geldi. Orada şov yaptı. 1 tane bina yıktı. Güya kendisi halk adamıymış gibi, ama bu 5 aylık sürenin sonucunda bu güne kadar o binanın dışında ancak tek bir bina yıkıldı. Son derece tehlikeli olan bir bina da yıkılmamak da ısrar ediliyor.

Alemi kör, milleti aptal zannediyorlar
Yine sıkıntı olan bir başka konu da, otopark ve İSKİ binasının olayı.  İSKİ binası çürük diş gibi orada kaldı ve ısrarla taşınmamakta ısrar ediyorlar. Amaç belli, orayı boşaltmamak ve orada yapılacak olan otoparkın yapımına da engel olup, bak görüyor musunuz otoparkı da yapamadılar. Boğluca deresini de yapamadılar anlayışını sergilemek. Yani âlemi kör, milleti aptal zannediyorlar. Sanki biz bunu anlatmayacağız, millet bunu bilmeyecek zannediyorlar.


Bu konunun muhatabı ben değilim
Cem Güner ile ilgili yazışmalar nedir ne değildir, onun muhatabı ben değilim. Öyle bir şey var mı? Yok mu? bilmiyorum.  Bu nedenle de bu konunun muhatapları Başkanımızla Cem Güner’dir. 
HABER/ FATMA SARIBIYIK


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri