AK Parti'den istifa eden eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Ankara-Balgat'taki ofisinde Şirin Payzın'ın sorularını yanıtladı. Babacan, yeni partinin ocak ayında kurulacağını açıkladı. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ayda 2 kez görüştüğünü ifade eden Babacan, aktif siyasete neden döndüğünü ve Türkiye'yi nasıl gördüğünü anlatırken "İstesek başka bir şey yapardık. Ama memlekete bakınca içim kan ağlıyor, yeni bir tek adam partisine ihtiyaç yok" dedi.
Yolumuzdan dönmeyiz
Yeni kurulacak partinin adını milletin koyacağını belirten Babacan, "Türkiye'nin ihtiyacı katılımcı ve çoğulcu demokrasi" dedi. Halkbank'ın dolandırıldığı iddiası hakkında konuşan Babacan, "Cumhurbaşkanımız beni çok iyi tanır. Kızgınlıkla söylenmiş belli. Aksi halde beni 6 ay önce birlikte çalışmaya neden davet etsin. Bana ileride daha ağır şeyler de söylenebilir, biz her şeyi göze aldık. Kararımız tam. Bizi kimse bu yoldan çeviremez. Her şeyin hesabını vermeye hazırız. İftiralar olabilir çamur atanlar olabilir. Çamur atanların da eli pislenir o çamurdan da kolay kolay kurtulamazlar" ifadelerini kullandı.
Türkiye bunu hak etmiyor
Neden siyasete döndüğünü, "Memlekete baktıkça içim kan ağlıyor. Bu ülkeye yazık, biz bunu hak etmiyoruz" şeklinde açıklayan Babacan, "Bu ülkede topyekun bir siyasi revizyon gerekiyor. '50+1 benim vatandaşım, sadece onları sahiplenirim'; böyle bir yönetim olamaz" diye konuştu. Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın tutuksuz yargılanmasını isteyen Babacan, "Demirtaş'ın temsil ettiği siyasi çizginin önü ne kadar açık olursa, siyaset içinde olursa Türkiye için o kadar faydalıdır. Kavala herkesin tanıdığı bir isim, ne yaptığı belli. Ben şahsen tutuksuz yargılamadan yanayım" dedi.
Bir kutuplaştırma projesi
Gezi olayları hakkında ki düşüncelerini de açıklayan Babacan, "Samimi eleştirilere bile tahammül edememek çok yazık. Gezi davasında mağdur olarak yer almam benim talep ettiğim bir durum değil. Şahsi olarak Gezi ile alakalı hiçbir mağduriyetim yok" dedi. Babacan Başkanlık sistemini de "İçte de dışta da barış getirmedi, bu sistem Türkiye için çalışmıyor, çözüm üretmiyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi savunuyoruz" şeklinde değerlendirdi. Kanal İstanbul tartışmasına da giren Babacan, "Bir kutuplaştırma projesi. Gündemi değiştirmeye ihtiyaç var. Çünkü gündemde işsizlik var. Katılımcı demokrasi ile bu proje tartışılmalı. Montrö çok önemli, faydasını çok gördük. Bizim kanal projesine değil sanayi ve teknolojiye yatırıma ihtiyacımız var" açıklamasını yaptı.