İlk konuşmayı yapan ilçe Başkanı Osman Güneşsu, dünyada ve ülkemizde barışın önemine değinerek, barış sürecinin hızlanmasına ve bundan sonra gençlerin ölmemesine değinip barış istedi.
Daha sonra söz alan Levent Tüzel de barışın önemine vurgu yapan bir konuşma gerçekleştirdi. Tüzel”,Mısırda Suriye'de 2 yılı aşkın bir süredir devam eden savaşta 100 binlerce insan öldü. En son bine yakın kadın ve çocuk kimyasal silahlarla katledildi. Geleceğini kazanmak isteyen, anayasal haklarını kullanmak isteyen vatandaş ve kimlik olmanın onurunu yaşayan Suriye kürtleri, rojova halkı kendi devrimini ve özgürlüğünü yaptı. Şimdi onu engellemek istiyorlar.
Obama biraz önce kararını açıklayacakmış. Ama biliyoruz ki; tüm dünya halkları suriye'ye müdahaleyi istemiyorlar. Savaş istemiyoruz, operasyon istemiyoruz. Irak'ta gördük Irak'a özgürlük getireceğiz diyenler bir milyon insanın canına mal oldu.
Suriye'nin uzaktan bombalanması sadece Esad'ın canının yanması demek değil. Binlerce masum insanın ölümüne neden olacak. AKP yönetimi koşar adım gidiyor. Biz onun yalan olduğunu biliyoruz. Mısırda Esmaya ağlayan başbakan Suriye'deki kimyasalla katledilen rojova'da katledilen, kendi ülkemizde katledilen çocuklar için nasıl bir gözyaşı döktü..
“Savaşlar istemiyoruz.barışın kıymetini en iyi biz biliriz”
Yirmi dokuz milletten Türkiye halkı savaş gerçeklerini çok iyi biliyor. Onbinlerce insanımızı kaybettik. Neden? Sadece bu ülkeyi yönetenlerin ırkçı şöven, retçi inkarcı tutumlar nedeniyle. Yani savaşlar istemiyoruz. Barışın kıymetini en iyi biz biliriz bu nedenle Mısır halkının, Suriye halklarının yanındayız. Biz gen ve oyalama peşindekilerin ölmemesini çok iri biliyoruz. Ama AKP hükümeti hala oyalama peşinde ama Türkiye halklarının demokrasi ve eşitliği için biz olmasak bunlar olmayacak. Tüm haklarımızın verilme dileklerimizle kesi için kitlesel demokrasi ve halk güçleri olarak mücadelemizin eseri olacak. Yarın bütün renklerimiz ve dillerimizle alanlarda ve Kadıköy meydanında olalım. Yaşasın barış' diyerek sözü Sebahat Tuncer'e verdi.
“Başbakan Türkiye'yi savaşa sokmam istiyor”
Burada şölen havasında bir etkinlik yapacaktık ancak Esenyurt'un kaymakamı meydanı barış isteyenlere vermemiş. Biz biliyoruz ki, Esenyurt kaymakamının başbakanıda savaş istiyor. Ortadoğuda savaş istiyor, Türkiye’yi de savaşa sürüklemek istiyor. Bu ülkede barış için ses çıkmasını istemiyor. İşine geldiğinde barış diyor, işine gelmediğinde barış isteyenlerin sesini kısmaya çalışıyor. Bu ülkenin Başbakanı Türkiye'yi savaşa sokmam istiyor. Mısırda katliamlara ağlayan başbakan, Suriye'deki katliamlara göz yumuyor. Şimdi Başbakanın Rabia'ya ağlamasına nasıl inanalım. Bütün ortadoğuda savaş politikalarına hayır demesi gerekiyor. Biz Esma'ya da ağlıyoruz, Ceylan'a da ağlıyoruz tüm katledilenlere ağlıyoruz. Yarın meydanlarda ortadoğuda, Türkiye'de savaşa hayır diyeceğiz. Biz bu ülkede barış olsun halklar birbirini boğazlamasın diyoruz. Bakın mısırda iki meydan bir birine karsı kutuplaştırıldı. Suriye'de öyle Türkiye'de öyle. Taksim meydanı ile Kazlıçeşme bir birine karşıt hale getirilmeye çalışılıyor.Bunda halkların değil egemenlerin kazancı var.
“AKP hükümetinden çözüm için hiçbir adım yok”
Bu ülkede barışı çözümü sadece kürtler istemiyor.Bütün Türkiye halkları istiyor. Öcalan barış süreci için bir kapı aralıyoruz dedi. Bugün bu ülkenin yüzde sekseni bu ülkede savaş olmasın barış olsun diyor. Ama AKP hükümetinden çözüm için hiçbir adım yok. 3 aşamalı çözümden bahsedildi. kürt halkı kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdi. Ama devlet üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmedi. AKP yetkilileri kaç aydır cenaze gelmedi diyor. Bu devletin sayesinde değildir. Kürt halkı önderi Öcalanın sayesindedir. Bu ülkede bir daha asker ve gerilla cenazelerinin gelmemesinin tek koşulu devletin adım atmasıdır. İki taraflı adım atılmazsa bu süreç ilerlemez.' dedi.