CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, "75 milyon yurttaştan sorumlu, en tepedeki Genelkurmay Başkanı rahatlıkla dinlenebiliyorsa, Türkiye'nin iç ve dış güvenliğinin hangi boyutta olduğunu kamuoyunun vicdanına sunuyorum" dedi.
Partisinin Gaziantep İl Başkanlığı tarafından Huzurevi'nde kalan yaşlılara yönelik düzenlediği iftar yemeğine katılan Gürsel Tekin, aynı masada yemek yediği yaşlılarla birlikte halay çekti. Gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Tekin, Avrupa'da 'Yüzyılın davası' olarak nitelendirilen Deniz Feneri davası devam ederken, bir gece yarısı 3 savcısının değiştirilmesinin, soruşturmanın mevcut iktidara kadar gideceğini gösterdiğini ileri sürdü. Tekin, "En azından Adalet Bakanı bu 3 savcının hangi dayanakla değiştirildiğini açıklamalı. Neden buna ihtiyaç duyulmuş? Bu kimseyle paylaşmış değildir. Deniz Feneri, çok önemli bir soruşturmadır. Bu soruşturmanın selameti açısından umut ediyorum ki iktidar elini çekecektir. Eğer İktidar elini çekmiyorsa kamuoyunda yaratılan algı, herhalde Deniz Feneri, iktidarın ta bilmem nesine kadar ulaşacak gibi gözüküyor" dedi.
KOMŞULAR TEHDİT Mİ OLUŞTURMAYA BAŞLADI?
Başbakan'ın 8 ay önce 'komşularımızla sıfır sorunumuz var' dediğini hatırlatan Tekin şöyle devam etti: "Nedense hiç kimse Başbakan'a 5-8 yada 60 yıl önce değil, sadece 8 ay önce sıfır sorun varken ne oldu diyemiyor. Bu 8 ay içinde 'kardeşim' dediği Kaddafi'yi, 'dostum' dediği Mısır Devlet Başkanını, yanı başımızdaki Suriye Devlet Başkanı'yla bütün bu dostluklarınız varken, bu zaman içinde ne oldu acaba? Bu komşular Türkiye için gerçekten bir tehdit mi oluşturmaya başladı. Ana muhalefet olarak bunu bilmek istiyoruz. Ortadoğu'da yaşanan sorunun bir benzeri bizim kendi coğrafyamızda yaşanıyor. Kendi coğrafyamızda yaşanan sorunları da iktidara soramıyoruz. Yani seçim öncesi sorun yokken ne oldu da sorunlu hale gelindi" diye konuştu.
"İKTİDAR SAĞIR SULTAN GİBİ"
Terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan ile 3 maddelik protokol imzalandığı söylentisine iktidarın cevap vermesi gerektiğini kaydeden Tekin, "Gerçekten karşılıklı böyle bir protokol imzalanmış mıdır? Ne adına? Kim adına? Neler vardı bu protokolde? Bütün bunların sorgulanması lazım. Maalesef iktidar sağır sultan gibi Türkiye'nin en önemli sorunlarıyla ilgili cevap vermemeye devam ediyor. Böylesi kalabalık bir coğrafyada ne olup bittiğini hiç birimiz bilmiyoruz. Bölgede il, ilçe başkanlarından farklı bilgi alıyoruz. Gazete ve televizyonlara baktığımızda sanki hiçbir şey yokmuş gibi. En vahim olanı Türkiye'deki 75 milyon insanın güvenliğinden sorumlu Genelkurmay Başkanı dinlenebilir ve afişe edilebilir bir duruma geldiyse, yani siz bir taraftan kanamalı Ortadoğu coğrafyası, bir taraftan kendi bölgenizde terör gibi çok ciddi sorunlarla mücadele ediyorsunuz ve onun en tepesindeki Genelkurmay Başkanı rahatlıkla dinlenebiliyorsa, Türkiye'nin iç ve dış güvenliğinin hangi boyutta olduğunu kamuoyunun vicdanına sunuyorum. Bu dünyanın hangi ülkesinde olursa o iktidarlar düşürülür. Ayrıca iktidar yetkilisinin 'Dinleyen bizim istihbarat örgütleri değil, yabancı istihbarat örgütleri olabilir' demesi apayrı bir vahim olaydır"
DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK HERKESE LAZIM
30 yıllık siyaset hayatı olduğunu, Cunta döneminde bile gazetelerin ve televizyonların bu kadar baskı altında olmadığını kaydeden Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün paylaştığım çok önemli sorunların hangisi gazetelere yansıyacak. Özellikle son 5 yıldır dünyanın neresine giderseniz gidin, bütün dünyada iktidarlar sorgulanırken maalesef Türkiye'de iktidar değil, muhalefet sorgulanıyor. Böyle bir kara mizah. Ama şu bir gerçek ki bu baskıcı anlayış iktidara da yaramayacaktır. Bundan vazgeçmelisiniz. Canlı örneğini yaşıyoruz. Başbakanın yol arkadaşları patır patır döküldüler. Demokrasi ve özgürlük herkese lazım. Basın ve medya artık korkusundan vazgeçmeli. Korkakların mezarı yoktur, bu bilinmeli"
SOMALİ YARDIMI
Tekin, Somali'ye yapılan yardımlara kuşkuyla bakmaktan vicdanen rahatsız olduklarını belirterek, "Ama, ne yazık ki mevcut iktidarın sicili çok temiz olmadığı için doğruluğu yanlışlığını da milletin vicdanına bırakıyorum. Şeffaflık yok. İngiltere'de, Almanya'da her vatandaş siyasetçi olmasına gerek olmadan devletin bütün kurumlarındaki harcamalarını görüyor. Başbakan ve bakanlar dahil olmak üzere bütün harcamaları takip edip, ödediği her verginin hesabını sorabiliyor. Ama Türkiye'de ne yazık ki bırakın vatandaşı ana muhalefet olarak iktidarın ne yaptığını bilmiyoruz. Sorduklarımıza cevap verilmiyor" dedi.