Partisinin Yalova il binasında düzenlediği basın toplantısında ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Muharrem İnce, Başbakan Erdoğan'ı sert bir dille eleştirdi. Başbakan Erdoğan'ın yalan söylediğini öne süren İnce, “Kars’a gidiyor 'Benim dedem de şehitti' diyor. Belge yok. SSK emeklisi biriyle tartışırken, 'Damdan düşeni, damdan düşen anlar, ben de SSK emeklisiyim' diyor. Doğru değil. Başbakan milletvekili emeklisi. Ben de milletvekili emeklisiyim. Aynı maaşı mı alıyoruz? Hayır. Cumartesi Anneleri’yle konuşurken de işkence gördüğünü söylüyor. Ne zaman işkence görmüş? 1980’de Metris’te. Metris 1981’de açılmış. 1980’de Metris diye bir şey yok. Başbakan Metris’te işkence görmemiş. Ama bizim arkadaşlarımız, bu ülkenin solcuları, bu ülkenin devrimcileri, bu ülkede CHP’liler Metris’te de işkence gördü. Selimiye’de de işkence gördü, Diyarbakır’da da. Bunu bizler yaşadık. Bizim partimiz kapatıldı, partimizin mallarına el konuldu. Partimizin yöneticileri, milletvekilleri zorunlu ikamete tabi tutuldu. Başbakan o zaman İETT’de futbol oynuyordu. Şimdi oldu demokrasi kahramanı" diye konuştu.
Ak Parti Hükümeti'nin, iki derdinin olduğunu savunan CHP grup Başkanvekili Muharrem İnce, bunlardan birinin HSYK'yı, diğerinin ise Anayasa Mahkemesini ele geçirmek olduğunu vurguladı. İnce, "HSYK işi bitti artık. Şimdi sırada Anayasa Mahkemesi var. Anayasa Mahkemesi üyelerine sesleniyorum: Siz bu ülkenin şanı, şerefisiniz. Cumhuriyetin, kurumların en önemlilerinden birinin başında bulunuyorsunuz. Bu kadar demokrasi cahili, bu kadar demokrasiden nasibini almamış Başbakan’ın yakında diline düşeceksiniz. Bence bu maaşları reddedin. Yüksek yargıçlar, yakında bu yasayı geçirdiğinde başbakanın isteği doğrultuda karar vermezlerse, 'Maaşınızı ben veriyorum' diyecek. Tıpkı Kıbrıslılara dediği gibi. Tıpkı Galatasaray seyircisine dediği gibi. Erdoğan, Galatasaray’a ne demişti? “Parasını ben verdim, nankör' demişti. Sanki babasının parasını verdi. Peki Kıbrıs’a ne dedi? 'Paranızı ben veriyorum, beslemeler' dedi. Sanki babasının parasını verdi. Şimdi yakında Anayasa Mahkemesi üyelerine bunu diyecek" şeklinde konuştu.
Yüksek yargıçlara getirilen hakları, "Rüşvet" olarak nitelendiren İnce, “Türkiye’de eğer sayın Cumhurbaşkanı bu tasarıyı imzalarsa ülkeye çok büyük kötülük yapmış olur. Türkiye’de artık her şey Recep Erdoğan’ın eline geçmiş olur. Önce Sayın Cumhurbaşkanı’nın bunu imzalamamasını istiyoruz. Geri çevirmelidir. Sonra yüksek yargıçlar önümüzdeki günlerde gelecek olan, yüksek maaş, kırmızı plaka, diplomatik pasaport, bakmakla yükümlü oldukları mahkeme bütçesinden ödeneği reddetmelidir. Bunlar rüşvettir. Bunlar başbakanın önümüzdeki günlerde 'Size bu kadar para verdim. Bak benim istediğim gibi karar çıkarmadınız' demeyeceğini zannetmesinler. Başbakan bunu mutlaka diyecektir" dedi.
Ak Parti Hükümeti'nin, iki derdinin olduğunu savunan CHP grup Başkanvekili Muharrem İnce, bunlardan birinin HSYK'yı, diğerinin ise Anayasa Mahkemesini ele geçirmek olduğunu vurguladı. İnce, "HSYK işi bitti artık. Şimdi sırada Anayasa Mahkemesi var. Anayasa Mahkemesi üyelerine sesleniyorum: Siz bu ülkenin şanı, şerefisiniz. Cumhuriyetin, kurumların en önemlilerinden birinin başında bulunuyorsunuz. Bu kadar demokrasi cahili, bu kadar demokrasiden nasibini almamış Başbakan’ın yakında diline düşeceksiniz. Bence bu maaşları reddedin. Yüksek yargıçlar, yakında bu yasayı geçirdiğinde başbakanın isteği doğrultuda karar vermezlerse, 'Maaşınızı ben veriyorum' diyecek. Tıpkı Kıbrıslılara dediği gibi. Tıpkı Galatasaray seyircisine dediği gibi. Erdoğan, Galatasaray’a ne demişti? “Parasını ben verdim, nankör' demişti. Sanki babasının parasını verdi. Peki Kıbrıs’a ne dedi? 'Paranızı ben veriyorum, beslemeler' dedi. Sanki babasının parasını verdi. Şimdi yakında Anayasa Mahkemesi üyelerine bunu diyecek" şeklinde konuştu.
Yüksek yargıçlara getirilen hakları, "Rüşvet" olarak nitelendiren İnce, “Türkiye’de eğer sayın Cumhurbaşkanı bu tasarıyı imzalarsa ülkeye çok büyük kötülük yapmış olur. Türkiye’de artık her şey Recep Erdoğan’ın eline geçmiş olur. Önce Sayın Cumhurbaşkanı’nın bunu imzalamamasını istiyoruz. Geri çevirmelidir. Sonra yüksek yargıçlar önümüzdeki günlerde gelecek olan, yüksek maaş, kırmızı plaka, diplomatik pasaport, bakmakla yükümlü oldukları mahkeme bütçesinden ödeneği reddetmelidir. Bunlar rüşvettir. Bunlar başbakanın önümüzdeki günlerde 'Size bu kadar para verdim. Bak benim istediğim gibi karar çıkarmadınız' demeyeceğini zannetmesinler. Başbakan bunu mutlaka diyecektir" dedi.