Ve bu kaset olayını ben kimseye yakıştırmam. Hele hele sayın Fethullah Gülen ve çevresine hiçbir şekilde yakıştırmam."şeklinde cevaplandırdı.
CHP milletvekili Özyürek, “MHP;deki kaset olayından sonra Fethullah Gülen;e yönelik ortaya atılan iddialarla ilgili" bir soruya da, “Kanıt olmadan hiç kimseyi suçlamak doğru değildir. Türkiye;de, dünyada okullar açmış bir saygın insan kesinlikle suçlanmamalıdır. Ve bu kaset olayını ben kimseye yakıştırmam. Hele hele sayın Fethullah Gülen ve çevresine hiçbir şekilde yakıştırmam."şeklinde cevaplandırdı.
Profesörlük kürsüsüne çıkan kızının üniversitedeki törenine katılmak üzere Hollanda;ya gelen, CHP;nin 12 Haziran seçimlerinde aday göstermediği milletvekili Özyürek, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Siyasi partilerin liderleri veya yetkililerinin komployla, tertiple, kasetle bertaraf edilme düşüncesinin ahlak, demokrasi ve hukuk dışı bir uygulama olduğunu belirten Özyürek, “Bunu kabul etmek mümkün değil. Ama ne yazık ki bunlar tertipli bir şekilde yapıldı. Sayın Baykal’ın kurultaya 25 gün kala kaseti ortaya çıktı, istifa etti. MHP;lilerin de seçime bir ay kala kasetleri çıktı." diye konuştu.
-CHP’DEKİ TASFİYE İDDİALARI-
Mustafa Özyürek, “İnan Kıraç;ın Baykal;ı ziyaret ederek, kurultayda bazı isimlerin listeye alınmaması yönde talepte bulunduğu iddiasına" yönelik soruya ise “Sayın Kıraç, üç kişinin listeye alınmamasını istemiş, onlardan biri de benim. Kendisi açıklama yaptı. Ama net bir yalanlaması olmadı. Ziyareti doğruluyor. Tabii bu kabul edilebilir bir olay değildir." şeklinde cevap verdi.
Kıraç;ın ziyaretinden gazete çıktıktan sonra haberdar olduğunu anlatan Özyürek, “Belli çevrelerin telkinleriyle belli kimseler tasfiye edilirse, bu demokrasiyi tahrip eder. Bunu doğal karşılamamız mümkün değil." dedi.
Deniz Baykal;ın erdemli davranarak, 3 ismin listeye alınmaması yönündeki talebi kabul etmediğini de anımsatan Özyürek, şöyle devam etti: “Daha sonra bu 3 ismin milletvekili listelerinde olmaması kamuoyunda haklı olarak, ’Acaba belli çevreler mi bu listelerde etkili oldu?; iddiasını ortaya getirdi. Ben böyle bir etkinin olmamasını dilerim. Dediğim gibi siyasi partiler özgür biçimde çalışmalıdırlar. Ama özellikle partinin temel çizgisini, partinin kurucu felsefesini, cumhuriyetçiliği, Laikçiliği, Atatürkçülüğü ve sosyal demokrasiyi savunan insanların geniş ölçüde tasfiye edilmiş olması belli çevrelerde çok haklı tartışmalara neden oluyor." Partideki görevlerine paraşütle inmediklerini, il kongrelerinde, kurultaylarda seçilerek görev aldıklarına işaret eden Özyürek, “Bu kurullar bir kenara atılıp, belli insanlar, hakim çevreler partilerin yöneticisini tayin etmeye başlar ise orada demokrasiden bahsedilemez." değerlendirmesinde bulundu.
-KASET OLAYINI FETHULLAH GÜLEN’E YAKIŞTIRMAM-
CHP milletvekili Mustafa Özyürek, “MHP;deki kaset olayından sonra Fethullah Gülen;e yönelik ortaya atılan iddialarla ilgili" bir soruya ise şu yanıtı verdi: “Şimdi birisini suçlarken elinizde çok net kanıtlar olması lazım. Kanıt olmadan hiç kimseyi suçlamak doğru değildir. Sıradan bir insan da suçlanmamalı. İşte Türkiye;de, dünyada okullar açmış bir saygın insan da kesinlikle suçlanmamalıdır. Bunları ben doğru bulmam. Ama kanıtınız var ise elbette üstüne yürürsünüz. Kanıt yok ise tahminle o yapmış bu yapmıştır demek doğru değildir. Ve bu kaset olayını ben kimseye yakıştırmam. Hele hele Sayın Fethullah Gülen ve çevresine hiçbir şekilde yakıştırmam. Bu üslup değildir. Bu yol değildir. Bu ahlaken, dinen, siyaseten ve hukuken de doğru değildir. Onun için ben kesinlikle böyle bir şey düşünmem. Ama belli çevreler, belli kişiler kendilerine göre suçlamalar yapıyorlar. O da onların üslubu."