HATİP Dicle, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay krizinin aşılması için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan ile bugün görüşebileceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, görüşme adresi olarak, Başbakan’ın da katılacağı bugünkü Türkiye İhracatçılar Meclisi toplantısını gösterdi. Kılıçdaroğlu, “Randevu istemem, ama uygun ortam olur, talep gelirse hazırım, görüşürüm” dedi. Kılıçdaroğlu, “Meclis açılmadan ortaya çıkan krizin aşılması için Başbakan ile görüşmeyi düşünüyor musunuz, randevu talebiniz olacak mı” sorumuza şu yanıtı verdi:
“CHP’nin ne yapması gerektiğiyle ilgili kimi öneriler geliyor. Ancak biz öncelikle üst mahkemeye yapılan itirazın sonuçlanmasını bekleyeceğiz. Eğer o mahkemeden de olumlu bir sonuç çıkmazsa o zaman ne yapacağımıza net olarak karar vereceğiz. Tahliye etmezse hemen toplanacağız ve yol haritamızı belirleyeceğiz. Önce MYK ardından da tüm milletvekillerimizi toplayacağız. Yapabileceğimiz pek çok seçenek var, onları değerlendirip hayata geçireceğiz.
Yarın (bugün) Türkiye İhracatçılar Meclisi toplantısına katılacağım. O toplantıya bildiğim kadarıyla Sayın Başbakan da katılacak. Belki karşılaşırız yani. Eğer orada uygun bir ortam olursa, böyle bir ihtiyaç duyulursa, Başbakan da ihtiyaç duyarsa bir araya geliriz. Yani talep gelirse tabii. Ortam yaratılırsa Başbakanla konuşmaya hazırım. Bu çözüm temelinde bir konuşma olur, var olan sorun nasıl çözülebilir konuşması olur.
Bakın, ben neden bir randevu talep etmiyorum? Eğer randevu talep edersem, sanki bizim bir sorunumuz var, onun için ricacı oluyorum. Yok böyle bir şey, böylesi bir farklı algı ortaya çıkmasın istiyorum. Sorun demokrasinin sorunu ve sorunu yaratan hükümetin kendisidir. Sorunları bu noktaya getiren de hükümetin kendisidir. Çözümsüzlüğü toplumun gündemine getiren de kendisi. İşte herkes görüyor ki şöyle bir sorun da var.”
Meclis’te hiçbir şey yapılamaz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de şunları söyledi: “Balbay ve Haberal hakkında alınan kararın değişmemesi halinde İçtüzüğün bize sağladığı tüm imkanları kullanır, mücadele ederiz. Bu da ‘Mücadele edersek Meclis’te hiçbir şey yapılamaz’ demektir. Arkadaşlarımızın adaylıklarıyla ilgili süreçte çeşitli itirazlar oldu. Ancak onlar artık CHP’nin milletvekilleridir. Yani bizlerin namusudur. Şimdi onların arkasında durmazsak tüm inandırıcılığımızı yitiririz.”