CHP adayı Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım canlı yayında karşı karşıya geldi. Lütfü Kırdar Kongre Salonu'nda gerçekleşen yayında adaylar vaatlerini ve merak edilen soruları yanıtladı. İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde yapılan yayında adaylar da birbirlerine birer soru sordu. Programda ilk soru Binali Yıldırım'a soruldu. "Biz bu seçime neden gidiyoruz?" sorusuna Yıldırım, "Sizin oylarınız sayılırken birtakım garip işler oldu, şaibe karıştı. YSK’da bütün bu durumu değerlendirerek seçimin sahibi olması sıfatıyla yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz seçimin yenilenmemesiydi. Bunun için çok çabaladık. Ancak CHP bize yardımcı olmadı. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi. O zaman hiç kimsenin kafasında bir tereddüt kalmayacaktı" cevabını verdi.
"Oylar çalındı iddiasında ısrarcı mısınız?" sorusunu da cevaplayan Yıldırım, "Evet iddialıyım, oylar sayıldı yüzde 10’u sayıldı, fark 29 binlerden 13 bine düştü. Bu da gösteriyor ki geriye kalan yüzde 90 sayılsa bu seçimin sonucu değişir. Biz oyların tekrar sayılmasını çok istedik" dedi.
AA bu veriyi neden kesti?
Aynı soruyu Ekrem İmaoğlu'na da yönelten Küçükkaya, "Oyların sayılmasını istedik ama CHP istemedi yorumu yanlıştır. 31 Mart gecesini hızlıca hatırlayalım. Öncelikle TV kanallarının bir kısmı yasakları çiğneyerek bir süreç başlattı. Veri alınamama kısmı 12 saate yakın sürdü. Sayın Yıldırım ne olduysa kazandık diye açıklama yaptı. Ne tesadüftür ki o esnada AA yayını kesti. O günün sabahında YSK başkanı süreci sona erdiren açıklamasını yaptı. 29 binden fark indi diyor sayın Yıldırım. 24 bin 057 ilk sayı. 24 bin 057 oyla başlayan süreç 13 bine indi" cevabını aldı.
"AA bu veriyi neden kesti? Sayın Yıldırım’ın tek bir açıklaması yok" diyen İmamoğlu, "Niçin 12 saat veri verilemedi? Maddi hatalardan sonra sayı 20 bine indi. Daha sonra geçersiz oylar sayıldı. Sayı 13 bine indi. Daha sonra sondaj yapıldı. 13 bin 729’a indi. Sondaj yapılan sandıklarda bizim lehimize oy çıktı. Bir zarfta 4 oy var. Muhtarlık seçimi, ilçe belediyesi meclis üyesi seçimi, ilçe belediye başkanlığı seçimi… Şaibe yok. Şaibe bir tek İBB başkanlığında var. Buna hiçkimse inanmaz. İBB seçimleri anamızın ak sütü gibi helaldir. Çaldılar ama bilmiyorum olmaz. İftira var, bu çaldılar lafı olmaz. Kime söylüyorsunuz? AKP’li sandıkta görev alan kardeşlerime mi söylüyorsunuz? Sandık kurulu başkanlarına mı söylüyorsunuz? YSK’nın raporunda çaldılar yok. Meydanlarda, caminin önünde çaldılar sözü var. Kim çaldı Allah aşkına?" ifadelerini kullandı.
Çarpıtmanın gereği yok
İmamoğlu'nun açıklamasının ardından söz alan Binali Yıldırım, "Olayları çarpıtmanın gereği yok. Ekrem bey ilk açıklamasını akşam 9’da yaptı. 9 puan öndeyiz dedi. Benim ilk açıklamam 11:25’tir. Eldeki bilgilere göre o zaman biz seçimi kazandık dedik. Bu hata değildi. Kazandığımız eldeki bilgilere göre ortaya çıktı. AA yayını kesti kesmedi benim işim değil. Bizim orda müşahitlerimiz var, onlarla görüşüyoruz. 4 pusula meselesi tamamen bir aldatmacadır. İtiraz edilen İBB başkanlığı. İlçeler için de itiraz var. Maltepe için MHP, Büyükçekmece için AKP, Sancaktepe için de CHP. CHP neden Sancaktepe’ye itiraz etti? İtiraz olan oy pusulası sayılır bu, bu kadar basit bir iştir. İşi çarpıtmanın bir anlamı yok. Sayılsaydı seçim bizim lehimize olacaktır. Bizim derdimiz şaibeler ortadan kalksın biz bunu istedik. İstanbul halkını düşünerek istedik. Beklediğimiz anlayışı görmedik 23 Haziran’a gidiyoruz. Söylemlerimizde bir değişiklik yok" açıklamasını yaptı.
Yalan ifade hoş bir şey değil
Ekrem İmamoğlu ise 31 Mart akşamı Saat 9’da yaptığı açıklamayı hatırlatarak, "Kendimizi mecbur hissettik. AA yüzde 64’te rakibimizi gösteriyor. Yaklaşık bir buçuk saatin üzerinde TV kanalları yasal olmayan yayın yapmıştır. Saat 2:20’de benim açıkladığım veri: 30 bin 86 sandığa göre sonucun değişme şansı kalmamıştır. Daha girilmemiş 100 sandık vardır. İşinize geldiği gibi rakamlarla oynamayın" dedi. Yıldırım'ın kendisini yalan söylemekle suçlamasına tepki gösteren İmamoğlu, "Yalan ifade hoş bir şey değil. Gerekçeye göre karar veriyor YSK. YSK’nın kararında çaldılar yok, sayımla ilgili hiçbir şey yok. Soyadına göre, yüzüne bakıp seçmeni tanıdıklarını söylediler. Bunlara kimse inanmaz. Yenilenen seçim bir demokrasi süreci mücadelesidir. ben seçilmiş belediye başkanıyım. Hakkımızı gasp edenlere, kul hakkı yiyenlere karşı verilen mücadeledir. Geçmişte beka sorunu var diyenler, bu süreçte hiç beka sorunu yok. Konu İstanbul’a döndü. Kul hakkı yenmiştir" diye konuştu.
O gece bu işi bitireceklerdi!
"Neden seçmen Ekrem İmamoğlu’na oy vermeli?" sorusuna da cevap veren İmamoğlu, "31 Mart akşamı yaşananlar, sonrasındaki YSK süreci çok mühimdir. Çarpıcıdır. AA’nın veri girişi, sayın Yıldırım’ın kazandık demesi, İl Başkanı’nın sayı vermesi, bütün İstanbul gönül belediyeciliği kazandı afişiyle donatıldı. Biz tutanaklarımızı sağlam tutmasaydık, onbinlerce insan mücadele etmeseydi o gece bu iş biterdi. Ama biz mücadele ettik. Görev yapan onbinlerce insanın bu işte hakkı vardır. Bu süreç bir kurgudur, AA genel müdürü ile görüşmedim demek doğru değildir, ben inanmıyorum. AA yanlış yapmıştır demek, o akşam adına verilmesi gereken cevaptır. AA işine gelmediği için veri akışını kesti. Çok net. Gönül belediyeciliği afişleri ne demektir? Diğer partilere oy veren herkese sesleniyorum: Biz kul hakkı yiyenlere karşı mücadele ediyoruz, normalleşeme mücadelesi, kucaklaşma mücadelesi veriyoruz. Kibirden arınmış, milleti kucaklayan… Biz 23 Haziran’da herkesin oyuna talibiz. AK Partili kardeşlerimden de oy istiyoruz" dedi.
Hukuki yoldan hakkımızı aradık
"Ben neden Binali Yıldırım’a oy vereyim?" sorusunu ise Yıldırım cevapladı. "İthamlar var. Kul hakkı çalmak, kibir abidesi olmak şeklinde" diyen Yıldırım, "Bu seçimi beraber götürdük. Biz açıkca bu seçim sonrası yaşanan olayları bir hukuk mücadelesi vererek hakkımızı aradık. Biz çok istemedik tekrarlanmasını. CHP direnmeseydi bu seçim tekrarlanmayacaktı. Biz bunu yüzde 10 sayımıyla arada çıkan farkı görerek söylüyorum. Biz yakın oy aldık. En son mazbata düzenlernirken 13729 oy farkı vardı. Yani hal böyleyken bu kadar yakınken niye benim lehime oylar kazanılıyor da Ekrem beyinki kazanmıyor. Ben 10 kazanıyorum Ekrem Bey 2 kazanıyor. Bu normal mi?" diye sordu. 31 Mart akşamı AA ile görüşmediğini ifade eden Yıldırım, "Benim tahammül edemeyeceğim şey yalan söylemektir. Her şeyi tolere edebilirim ama yalanı tolere edemem. Benim işim değil AA. Biz elimizdeki veriyi işleyerek yaparız. Onun sebebi aranır bulur. Benim bakanlarla görüşmem üzerinden bir algı oluşturulmak isteniyor. Ben hep görüşürüm. İçişleri Bakanı benim bakanım. Bakanlar seçim sonucu mu değiştirecek" dedi. Yıldırım ayrıca İmamoğlu'nun kendisine sorduğu,
"Anadolu Ajansı’nın yaptıkları sizin için ne ifade ediyor?" sorusuna da "Anadolu Ajansı yetkilileri açıklamalı, kabul ediyorum normal değil" cevabını verdi.