Erdoğan konuşmasının sonunda Şeyh Edebali'den 'Ey Oğul' nasihatını okudu. Bu sırada Bülent Arınç ve Zafer Çağlayan'ın gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Milletimiz çok yakından ilgilendiren bir müjdeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. TÜİK saat 11.00 itibariyle büyüme oranlarını açıkladı. Ekonomimiz yüzde 11 gibi çok yüksek bir büyüme kaydetti. Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde Çin ve Arjantin'in önüne geçerek dünya birincisi oldu. Bu muhteşem gelişmenin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah bu şekilde devam edeceğiz
Bismillah diyerek başladığımız ilk değerlendirme toplantımızda Allahtan yolumuzu açık tutmasını niyaz ediyorum. 3 Kasım 2002 seçimleri krizden yorgun düşen milletimizin seçimiydi. Milletle birlikte yol yürüyen Ak Parti milletin rotasından hiç ayrılmadı. İktidara gelmeyi millete hizmet etmek, milletin dertlerine derman olmak için fırsat olarak gördük. Devlet ve millet arasına örülen duvarların yıkılması için büyük çabalar sarf ettik. Milletin iradesine musallat olan çetelerle kararlı bir mücadele ortaya koyduk.
12 Haziran seçimleri milletimizin isteğinin daha çok arttığı bir seçim olmuştur. 14 Ağustos 2001'de temeli samimiyetle, inançla atılan Ak Parti 10 yıldır şımarmadan, kibirlenmeden bugünlere ulaşmıştır. Milletimize Ak Parti'ye sahip çıktığı için teşekkür ediyoruz. Bizlere oy veren vermeyen tüm vatandaşlara sesleniyorum. Söz verdik, emanetleri yerlere düşürmeyeceğiz. Nereden geldiğini unutma ki nereye gittiğini anlayasın. AK Partili vekillerin en büyük özelliği tevazudur. Bazıları bir sonraki seçime kadar irtibatı koparacaktır. Milleti ve tercihlerini rafa kaldıracaktır. Ama Ak Parti asla öyle olmayacaktır. Bunu görüyorum ve inanıyorum. Biz 74 milyonun partisiyiz. Biz bizi tercih etmeyenler hiçbir zaman değişik yaftalar yapıştırmadık yapıştırmayacağız. Biz yüzde 50'nin tercihini nasıl önemsiyorsak diğer yüzde 50'yi de o kadar önemsiyoruz.
SOKAKLARA DÖKÜLMEDİK
Türkiye haritasını renklere boyayanlardan olmayacağız. Seçim gecesi zafer sarhoşu olmadık. Biz sadece parti genel merkezimizde sevincimizi paylaştık. Sokaklara dökülmedik. Bu bir olgunluk göstergesidir. Kibirle değil tevazuyla hareket ettik. Biz herkes için demokrasi istiyoruz. Daha fazla özgürlük istiyoruz. Milli irade bizim için kutsaldır. Milli irade üzerinde vesayeti asla kabul etmiyoruz. Çok büyük haksızlıklara maruz kaldık. Bir şiir yüzünden hüküm giydik. "Muhtar bile olamazsın" denildi. Partimiz kapatılmak istendi. Cumhurbaşkanı seçimimiz engellenmek istendi. Çetelerin demokrasi dışı örgütlenmelerin yeri haline getirildi. Bu ülkenin kardeşliği hedef alındı
ANAYASA'YI TAKMAMAZLIK ETMEDİK
Hakkımızda kapatma davası açılmamış olsaydı bugün kişi başına milli gelir 10 bin doların üzerinde olurdu. Anayasa'yı takmamazlık etmedik. Biz oy verenleri sokaklara dökmedik
MECLİS'İ BOYKOT EDEREK ULAŞILACAK HEDEF OLMAZ
Milli irade üzerinde vesayeti kabul etmiyoruz ancak hukukun zorlanmasını da kabul etmiyoruz. Yargının kararları yüzünde Ak Parti'yi itham edenler eski alışkanlıkları nüksedendir. Onların zamanında yargı yürütmeden talimat almış olabilir ama bizim zamanımızda kimseden talimat almaz.Ak Parti kimseden emir ve talimat almaz . Meclis'i boykot ederek ulaşılacak bir hedef olmaz
BAŞBAKAN NE YAPSIN
Ne diyorlar "Başbakan bu işi çözsün". Başbakan ne yapacak? Hakimleri arayıp talimat mı verecek? Başka iktidarlar döneminde bunlar yaşanmış olabilir
Elimizde kayıtlarda var. Bu kayıtlar onların anladığı kayıtlar manasında değil. Yargı kararlarından dolayı TBMM'ye gelmeyenler, gelipte yemin etmeyenler kuvvetler ayrılığını hala kabullenemeyenlerdir. Kimsenin kanunları yok sayma hakkı yok. Türkiye muz cumhuriyeti değil, demokratik laik bir devlettir
HANGİ DÜRÜSTLÜK
Sorun Türkiye’nin sorunudur. Çözüm de ortak olacaktır. Muhalefet partileri makul çözüm üretmek zorundadır. Serinkanlı davranmaları gerekir. Hem Meclis’e geleceksin, oturacakrın ve ben yokum diyeceksin
Şimdi soruyorum: Geçici Meclis Başkanı Genel Kurul'da olduğu halde, onu bildiği halde “ben yokum” demesini hangi dürüstlük anlayışı içine sığdırıyor. Bu nasıl dürüstlük
KARA LEKE OLARAK TARİHE GEÇECEK
Bu ana muhalefetin tarihine kara leke olarak geçmiştir. Desen de demesen de bütün kameralar bu anı tespit etti. Hepiniz ordasınız kendinizi yok yazdırıyorsunuz. Bunu yutmazlar beyler, bunu tarih affetmez. CHP ontolojik sorunlar içerisindedir
MUHALEFET İSTER GELSİN İSTER GELMESİN
Milli iradenin önündeki engel Ak Parti değil olmayacaktır. Milletin karşısında onlar her geçen gün itibar kaybetmeye devam edecekler. Dün sandığı bugün Meclis’i boykot ettiler. Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına mani bir hal yoktur.
KOMİSYONLAR BAL GİBİ ÇALIŞIR
Koalisyon çalışmanı muhalefet gelmediği zaman çalışılamaz diye bir durum yok. TV’de diyor ki biz komisyonlarda olmazsak komisyon çalışmaz. Sayın Kılıçdaroğlu komisyon bal gibi çalışır. Meclis Divanı da aynı şekilde. Yeter ki bizden bir eksik olmasın. Ama demokrasi birlikle güç kazanır bizim isteğimiz bu. Ama ister gelirsiniz ister gelmezsiniz bu sizin bileceğiniz iş.
“CHP MİLLETİN MESAJINI ANLAYAMADI”
CHP kendine yeni sıfatını yapıştırmış ama eski kafayla hareket ediyor. CHP 12 Haziran seçimlerinin ardından milletin mesajını yine anlayamamıştır. Bu süreci biz kafa karışıklığı olarak nitelendiriyoruz.
HANİ ÇALIŞMAZDI
CHP’nin bir an önce bu kafa karışıklığından, şaşkınlıktan kurtulup ana muhalefet görevini devir almasını istiyoruz. Meclis çalışmalarına aynen devam edecektir. Hani çalışmazdı, çalıştırmazdınız çalışıyor işte. Milletimizin her ferdinin yaşam kalitesini yükseltece projelerimizi bir bir hayata geçiriyoruz. Arkadaşlarımızın sağduyu ve sabırla Meclis’i çalıştırarak ter dökeceğini biliyoruz. Nezaket, zarafet bizim bu dönemde de dikkat edeceğimiz hususlar olacak. Biz her zamanki gibi yapıcı olacağız. Tek başımıza da olsak, engellensek, yavaşlatılsak da milletin bize tevdi ettiği görevleri yerine getireceğiz