"Şu anda Gazze kasabı olan Netanyahu, bir savaş suçlusu olmanın ötesinde kesinlikle Gazze kasabı olarak aynı Miloseviç nasıl yargılandıysa, bu yargılanacaktır" dedi
39. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin (İSEDAK) Bakanlar Oturumu Açılış Programı İstanbul Kongre Merkezi'nde gerçekleşti. Programda açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Toplantıda Kuran-ı Kerim okundu ve İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği saldırıya ilişkin video gösterimi yapıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle 7 Ekimden beri İsrail'in ahlaksız saldırılarına rağmen vatanlarına sahip çıkan Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimi yürekten selamlıyorum. Dünyanın farklı köşelerinde Müslümanca yaşama mücadelesi veren tüm kardeşlerime de buradan muhabbetlerimi gönderiyorum. Bu yıl Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü seneyi devriyesini idrak ediyoruz. Coğrafyamızda kurduğumuz devletler zincirinin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti şanla, şerefle, başarılarla dolu geçen bir asrı geride bıraktı. Maziden atiye uzanan bu kutlu yürüyüşümüzü Allah'ın izniyle Türkiye Yüzyılı'yla taçlandırmadan durmayacağız. Bunu da siz kardeşlerimizle birlikte omuz omuza başaracağız. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında büyük bir vahşetin yaşandığı bu günlerde sergileyeceğimiz iş birliği çok daha önemli hale geliyor. İsrail'in 7 Ekim'de başlayan katliamları, esir takasları sebebiyle 6 gün süren fasılanın ardından 1 Aralık itibariyle yeniden hızlandı. Sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan İsrail saldırılarında 16 binin üzerinde şehit ve 36 binin üzerinde yaralı verildi. Gazze'de şehit edilen her 3 kişiden 2'sini çocuklar, bebekler ve kadınlar oluşturuyor. Kendilerinden haber alınamayan Gazzeli sayısı 6 bin 500'ü geçti. İsrail zulmünün kurbanları arasında 73 gazeteci ve 100'ün üzerinde Birleşmiş Milletler görevlisi de var. Öyle bir tablo ki küresel güvenlik ve barışı korumak için kurulan Birleşmiş Milletler kendi çalışanlarını dahi İsrail'in barbarlığından koruyamıyor” didye konuştu.
“Avrupası'ndan Amerika'sına kadar insan hak ve hürriyetlerinin savunuculuğunu yapan güçlerin içine düştükleri acziyet ise daha vahimdir” diyen Erdoğan, “Bu ülkeler adeta İsrail'e daha fazla çocuk öldürmesi, hastane, okul, ev vurması, daha fazla masum kanı dökmesi için şartsız destek veriyor. Uluslararası basın kuruluşları Gazze'de öldürülen meslektaşları için tek bir cümle kuramıyor. İsrail'e karşı tek bir eleştiri getiremiyor. Oysa bunlar bize, hepimize, yıllarca demokrasi ve hukuk dersi vermişlerdi. Söze her başladıklarında basın özgürlüğünden bahseden bunlar değil miydi? Fail Müslüman olunca ortalığı ayağa kaldıranların hepsi bugün İsrail'in hoyratça sergilediği katliamlara kör ve sağır kesilmiş durumdalar. İsrail saldırılarında fiziken ölenler, Filistinliler olabilir ama bu zulme destek vererek veya sessiz kalarak İsrail'in safında yer alan her kişi kurum ve ülkenin gururla önümüze koyduğu o şatafatlı ideolojileri, sözleşmeleri, beyannameleri, ilkeleri yerle yeksan olmuştur. Bunca masumun ölümünü sessizce geçiştirmeye hatta Hamas bahanesiyle meşrulaştırmaya çalışanların artık insanlığa söyleyecek tek bir sözleri dahi kalmamıştır" ifadelerini kullandı.
Batılı ülkelerin İsrail'e daha fazla çocuk öldürmesi için şartsız destek verdiğini belirten Erdoğan, “Batı kör ve sağır. Uluslararası basın kuruluşları öldürülen meslektaşları için tek cümle kuramıyor. Bunlar bize yıllarca demokrasi ve hukuk dersi vermişti. Basın özgürlüğünden bahseden bunlar değil miydi. Şatafatlı ideolojileri, beyannameleri, ilkeleri yerle yeksan olmuştur. Bunca masumun ölümünü Hamas bahanesi ile geçiştirmeye çalışanların insanlığa söyleyecekleri bir şey kalmamıştır” dedi. "İsrail'in atom bombası var mı?” diye soran ve “Var” cevabını veren Erdoğan, “Ama sorarsan yok diyorlar. Biz bunun ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Şu anda Gazze kasabı olan Netanyahu, bir savaş suçlusu olmanın ötesinde kesinlikle Gazze kasabı olarak aynı Miloseviç nasıl yargılandıysa, bu yargılanacaktır. Gazze'nin yeniden imarıyla ilgili hazırlıklara da şimdiden başlamalıyız. İsrail'in Gazze'yi insansızlaştırma politikalarına karşı da çok net bir duruş sergilemeliyiz. Farklı hevesler peşinde koşan İsrailli yöneticilere şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Gazze, bir Filistin toprağıdır. Gazze Filistinlilerindir, ebediyen de öyle kalacaktır" tepkisini gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İslam dünyası olarak Gazze'nin tek bir karış toprağını dahi işgalci İsrail'e bırakmamak, hepimizin boynunun borcudur. Bunu sadece Gazzeli ve Flistinli kardeşlerimiz için değil, aynı zamanda kendi güvenliğimiz, kendi toprak bütünlüğümüz için de yapmalıyız. Bugün Gazze'yi işgal edenlerin yarın arzı mevud hezeyanıyla başka yerlere göz dikeceğini çok iyi biliyoruz. Nitekim bu niyetlerini artık saklama ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Gazze kasabı Netanyahu, meselenin Gazze veya Ramallah olmadığını, yayılmacı hedefler peşinde koştuğunu kameralar önünde bizzat ifşa etti. Dolayısıyla bugün, Gazze'yi ve Filistin'i savunmak demek, Kudüs'le birlikte Mekke'yi, Medine'yi, İstanbul'u savunmak, Şam'ı, Beyrut'u, Bağdat'ı ve diğer İslam beldelerini de savunmak demektir. Yangının, acının ve feryadın bizim ocağımıza ulaşmasını beklersek Allah korusun o yangın bir gün mutlaka evimize gelecektir. Asya'dan Afrika'ya, Amerika'dan Avrupa'ya 2 milyar ferdi olan büyük bir aile olduğumuzun şuuru ve duyarlılığıyla hareket ettiğimiz takdirde, kimse bizi tehdit edemez, kimse bize parmak sallayamaz" diye konuştu.